Moskova metrosu

4 Kasım Salı günkü Cumhuriyet’in Kültür Sayfası’nda, “Metroda Sanal Edebiyat” başlıklı bir haber çıktı.

Moskova metrosuna ait haberin bir bölümü şöyle : “Moskova metrosunda yolcular sanal Rus klasik edebiyatı kütüphanesine parasız olarak ulaşabiliyor. Metro kartı sahipleri, Puşkin, Çehov ve Tolstoy gibi yazarların yapıtlarını ücretsiz olarak indirebiliyor. Tasarımıyla bir modern sanat başyapıtı izlenimini veren Moskova metrosu, klasik Rus edebiyatının yapıtlarından oluşan sanal bir kütüphane açarak kültürel niteliklerine bir yenisini ekledi. Metro istasyonlarındaki insanlar, akıllı telefon ya da tabletlerine bir şifre girerek kütüphanenin sanal raflarına erişebiliyor. – Her yıl Moskova metrosunu kullanan 2 buçuk milyona yakın insan, şimdilik 195 metro istasyonunda 100’den fazla kitaptan oluşan sanal kütüphaneden yararlanabiliyor. Benzer bir proje kentin bazı otobüs, tramvay ve troleybüslerinde de geçerli …”

Rastlantı bu ya, aynı gün aynı gazetede, bu haberin karşı sayfasında bir de Türkiye’ye ait bir ‘kültür’, daha doğrusu ‘kültürsüzlük’ haberi vardı. “Kamudan Gizlenerek Satıldılar” başlıklı habere göre, başkent Ankara’nın en önemli sanat merkezlerinden ‘Akün’ ve ‘Şinasi’ sahneleri 10 gün önce ‘gizli’ ihaleyle Devlet tarafından 23 milyon TL’ye Karadeniz’li bir şirkete satılmış. Aynı haberden öğrendiğimize göre, adı geçen iki tiyatro sahnesi daha önce 5 kez ihaleye çıkmış, ancak satış “muhammen bedelin altında kaldığı” için gerçekleşememiş.

Neyse, şimdi artık olmuş. Ülkemizin ve başkentimizin tiyatro yaşamı için hayırlı olsun!

Rusya Devlet Başkanı Putin için zaman zaman ‘diktatör’ yakıştırması yapıldığı oluyor. Hatta son zamanlarda Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayip Erdoğan’ı Putin’e benzeten çevreler de oldu.

Ama kesin olan bir şey var. Putin’in halkının kültürlü olmasından ve hele düşünmesinden korkan diktatörlerden olmadığı kesin.

Puşkin’in şiirleri okullarda okutulurken, dizelerinden ‘tenzilat’ yapılmadığı da kesin.

Hayatının son yıllarında artık ‘Devlet içinde Devlet’ sayılacak bir otoriteye erişen, hatta yeni bir din bile kuran, bunu yaparken : “Ama Çar ne der?” diyenlere de : “Ne derse desin, ben Tolstoy’um!” diye karşılık veren Tolstoy’un eserleri için de bugüne kadar bir kesinti ya da kısıntı haberi gelmedi.

Moskova metrosunda sanal Rus klasik edebiyatı kuran Rusya, halkı için ‘kültür üreten’ bir devlet.

Tiyatro salonlarını özel kişilere satan, Fazıl Say’ın eserlerini devlet orkestralarının repertuvarlarından çıkartan, bale sanatının devletin en yüksek katlarında ‘müstehcen’ diye nitelendirildiği, okullarda edebiyat derslerinde okutulan kimi şairlerin şiirlerinden dize ayıklandığı Türkiye Cumhuriyeti ise halkı için ‘kültür yerine kültürsüzlük üreten’ bir devlet!