Kadının fendi patronu yendi

Geçenlerde Antalya ufak bir olaya sahne oldu. Ufak bir olaydı gerçekten, hani neredeyse adını bile anmaya değmez bir olay. Bir işçi alacağını istediği için darp edildi. Ne olur ki canım Türkiye’nin hatta dünyanın neredeyse her yerinde görülebilecek hatta eskilerin deyişiyle “vaka-i adiye” den sayılması gereken bir olay. Ama darp eden kafenin sahibi erkek darp edilen ise kadın bir işçiydi, eh tabi bu da işleri biraz değiştirdi. Yok, canım kadın olduğu için insanlar araya falan girip müdahale etmediler. İlerici Kadınlar Meclisi olayı duydu ve…

Bu noktada araya girmem lazım işte. Burası Antalya, 2020 yılı için yaklaşık 500.000 kişinin virüs salgını nedeniyle işsiz kalacağının öngörüldüğü şehir. Daha önceki yıllarda da askı sistemi gibi yollarla binlerce insan hak gaspına uğruyordu bu sene üstüne bir de virüs geldi şahtık şahbaz olduk.

Gerçi virüs sanki patronlar hak gasplarını tavana vurdursunlar diye gelmiş gibi görünüyor. Askı sistemi, sigortasız, sendikasız, kıdem tazminatsız çalışma yetmezmiş gibi şimdi virüsün yükünü de bizim çekmemizi istiyorlar. Binlercemiz akşam eve ekmek götürecek parayı aylardır kazanamıyoruz. Ve kıyıda köşede ne dairelerimiz ne de arabalarımız var satacak, bırakın bunları bankalardan kredi almak istesek binlercemize kredi verecek banka yok çünkü zaten gırtlağımıza kadar borcun içindeyiz.

Tüm bunlara rağmen utanmadan istisnasız hepsi hala bizden taviz bekliyor. Verdikleri üç kuruş bile gözlerine batar hale gelince de sonuç hakkını talep eden işçiye dünyayı dar etmek oluyor.

İşte neden size bu basit olayı anlatmaya karar verdiğim de sonunda anlaşılır hale geliyor; çünkü bu sefer İBA Kafe’nin sahibi beyefendi işçisine dünyayı dar etmeye çalışırken faka basıyor. Kaldığımız yerden devam edersek. İlerici Kadınlar Meclisi olayı duyuyor ve…  Durumu protesto etmeye ve işçi arkadaşımızın haklarını almaya karar veriyor. Önce sosyal medya kanallarında ifşa çalışması başlatıyorlar ve hemen ardından da kafenin önünde bir basın açıklaması ve protesto gösterisi gerçekleştiriyorlar.

Takip eden gün kafenin sahibi hem darp edilen ve hakları ödenmeyen arkadaşın hem de diğer çalışanların sigortasını yapıyor ve hakkını ödüyor. Elbette işçi arkadaşımız darp için ayrıca hukuki mücadelesini sürdürecek.

İlerici Kadınlar Meclisi’nden arkadaşlarla görüştüğümde başarmanın mutluluğunu okudum yüzlerinde. Meclis’ten arkadaşların söylediği çok önemli bir nokta ise basın açıklamasına katılımın düşüklüğüydü. “Bu kadarcık az insanla bu gözü dönmüş patronlara geri adım attırabiliyorsak eğer sayımız çoğalınca neler ederiz biz bunlara” derken gülümsüyorlar.

“Hak verilmez alınır” mitinglerde atılan soyut bir slogan değilmiş meğer her gün çevremizde binlerce insan hak gaspına uğruyor ve bunların çok büyük bir kısmı kaderine razı olmak zorunda kalıyor. Ufacık örneklerle olsa bile başarabileceğimizin kanıtlarını bize gösterenler de var. Antalya gibi bir yerde belki de Türkiye’de salgından en olumsuz etkilenen böyle bir şehirde bir arada olmak daha da fazla önem kazanıyor. Turizm İşçileri Dayanışması, İlerici Kadınlar Meclisi, Kent Sendikası gibi oluşumlarda ortak sorunlarımızın ortak çözümlere ulaşması için hep birlikte sözümüzü söylemek ve birbirimizin koluna girmek zorundayız.

Önümüzdeki günler hiç de güzel şeyler vaat eder gibi durmuyor. Pandemi süreci belli ki uzun bir zaman daha gündemde kalmaya devam edecek. Bugün için ayakta duran birçok işletme de sürecin yükünü taşıyamayacak duruma gelerek ya batacak ya da yükü emekçilerin sırtına yükleyip işin içinden sıyrılmanın yoluna bakacak. Her geçen gün daha da ağırlaşması beklenen çalışma hayatını yeni hak gasplarıyla iyice çekilmez hale getiren işverenlere karşı, insani tüm ihtiyaçlarımızın karşılanmasında birinci dereceden sorumluluğu olan sorumsuz yönetenlere karşı, yalnız olmadığımızı, güçsüz olmadığımızı göstermek zorundayız.

Birlikte düşünüp birlikte hareket edebilirsek bize tokat atmaya niyetlenen her patronun takkesini önüne koyup bunu yeniden düşünmesini sağlayabiliriz.

Son olarak, İBA Kafe patronu nezdinde tüm patronlara uyarımızdır; bir daha bir emekçiye tokat atmadan düşün, eğer tokat atacağın bir kadınsa iki kere düşün… Eğer o kadın İlerici Kadınlar Meclisi ile irtibat halindeyse kaç!