İsyan!

Ülke gündemi o kadar yoğun ki,

Ülkem insanı o kadar çok şeye isyan ediyor ki,

Darbelerden kendini korumak isteyen halkım sokaklara çıkarken askeri vesayeti reddediyor ama yerine sivil vesayete evet dediğinin farkına bile varmıyor.

Hal böyleyken, isyanın boyutu birden bir büyüyor.

Yerelde de, insanın yaşamına dokunan meselelerde sabır pek fayda etmiyor.

İsyan, önce 65 yaş ve üzerindeki yurttaşlardaydı. Şimdi ise toplu taşıma işi yapan minibüsçülerde.

Onların derdi darbe filan değil. Daha nesnel bir dert. Hak edişleri ödenmediği için isyandalar, ama bugünlerde sesleri pek duyulmuyor.

Kocaeli Otobüsçüler ve Minibüsçüler Odası Başkanı Mustafa Kurt, ücretsiz ulaşım paralarının yatmamasını sert biçimde eleştirirken, “Artık isyan başlayacak” diyor.

Diyor da, bu paralar yatırılınca isyanı geri mi çekecekler ?

Ya da, ‘’yanlış yaptık, özür dileriz’’ açıklamasında mı bulunacaklar ?

İşte bunu anlamak çok zor…

Meselenin isyan etmekle çözülmeyeceğini herkes gibi Mustafa Kurt ve üyeleri de çok iyi biliyor. Ama, kooperatif yönetimi, kamuoyuna şirin görünmek için bu yolu tercih ediyor.

Meseleyi bir kez daha anımsayalım.

Mesele, 65 yaş ve üzeri yurttaşlar ile görev gereği ücretsiz yolculuk imkanı sağlanan kişilerin kullandığı kent kart paraları.

Kurt, bu sıralar tek sorunlarının ücretsiz ulaşım paralarının yatmaması olduğunu da dile getirmiş. İnanamıyorum, bu kadar sorun varken tek sorun budur demek nasıl bir yaklaşımdır. Demek ki, o işi yapan esnaf ücretsiz taşıma meselesi olana kadar iyi kazanıp gül gibi geçiniyormuş.

Meselenin bir ‘seçim yatırımı’ olduğunu bile bile ‘evet’ demek, ardından da seçim vaadi dönemi geride kaldığında aksama yaşandığında (ki bunun kaçınılmaz olduğunu herkes çok iyi biliyor) isyan etmek ne kadar anlaşılır bir tavırdır ki ?

Evet, o paraların 4 ay yatırılmaması dolayısıyla minibüsçü esnafı ciddi anlamda mağduriyetler yaşamaktadır. Ama, daha önceki isyan denemelerinin bastırılması sırasında verilen sözleri yerine getirmeyenlere neden ses çıkartılmamaktadır ?

İşte, bunu anlamak da mümkün değil…

Minibüsçü esnafı, deyim yerindeyse ‘evine ekmek götüremez’ hale geliyor.

Peki, sorumlusu kim ?

Tabi ki AKP’nin genel ve yerel iktidarı…

4 aylık alacağı içeride olan, bayram boyunca da vatandaşı ücretsiz taşıyan esnaf neden hala bir politik duruşa sahip değil dersiniz ?

Söyleyeyim, çünkü, hep bir nemalanma çarkı içinde dönüp dolaşmak, her türlü olumsuzluğa rağmen, İSYAN noktasına gelseler bile çıkarlarına ters düşmüyor.

İşte bu yüzden…

‘Artık isyan başlayacak. Esnafın yürüyecek hali yok” demek bir anlam ifade etmez. Göreceğiz, nasıl adım atacaklarını ve nasıl tavır takınacaklarını…

Bu arada, İSYAN dedikleri bu kalkışmadan söz etmelerinin en önemli nedeni de AKP İl Başkanı Şemsettin Ceyhan’ın ‘’alacaklarınız bayramdan önce kesin ödenecek’ sözüdür.

İyi de, madem isyan noktasına gelindi, neden AKP İl Başkanı’nın yakasına yapışılmıyor ?

Neden ‘verdiğiniz sözü tutun’ sıkıştırması yapılmıyor ?

Bunlar yapılmazken ‘İSYAN NOKTASINA GELDİK’ sözüyle kime ‘aba altından sopa gösterilmek’ isteniyor ?

Bence, minibüsçü esnafı, kendini konunun muhatabı ilan eden AKP İl Başkanı Şemsettin Ceyhan’nın yanı sıra Vali Hasan Basri Güzeloğlu ve Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu’nu da sıkıştırmalıdır.

Çünkü, minibüsçü, ücretsiz taşıma kararına uymakla Büyükşehir Belediyesi’nin yükünü omuzlarına almış durumdadır.

Kurt, beraberindeki bir heyetle yarın ve öbür gün Ankara’da olup önce Meclis’e gidecek sonra da Başbakan ve ilgili bakanlarla görüşmeye çalışacak. Hem ücretsiz taşıma paralarının ödenmesini isteyecek hem de yüzde 18 olan KDV oranının yüzde 8’e düşürülmesini isteyecek.

Belki de, ‘’üyelerim İSYAN noktasında’’ kozunu bir kez daha ortaya koyacak. Ama, eldeki koz, bu sıralar işe yarar mı bilemiyorum.

Ülkenin önemli bölümü daha yaşamsal konularda isyan halinde sokaklara çıkın çağrısına yanıt vermişken, lokal bir isyanın sesi ne kadar duyulur ya da duyulsa bile ne kadar etkili olur, orası belli değil.

Yine de, şoför esnafını patlatmamak gerekir diye düşünüyorum.