İntiharın KDV’si

Ormanlık bir alanda, Manavgat’ta, bir çam ağacının başında, 23 yaşında, yani her şeyin ama her şeyin daha yeni yeni başlayacağı yaşta, biri öldü Manavgat’ta. İntihar etti, öldü. Yanında bir poşetin içinde birkaç ıvır zıvırla beraber bir şey bulundu: Kendisini astığı ipin fişi.

Bu bir cinayet olsaydı, o ipin fişi delil olarak değerlendirilir miydi? Elbette. O zaman soruyu baştan soralım bu intihar bir cinayet miydi? İlerleyelim öyleyse. 23 yaşında bir genç kendini neden asar? Sevgilisine kavuşamamış olabilir, evlenmek isteyip evlenememiş olabilir, şefinden yada patronundan hakaret işitip bunu kaldıramamış olabilir, işsizlikten bunalmış , Antalya gibi bir bölgede çalışıyor olduğundan çıkarılma haberini almış olabilir, çoğu zaman turizmde çalıştığı için lojmandan da çıkması gerekeceğinden evsiz kalmış olabilir, ve bunun gibi alt alta yazılacak bir çok neden daha sıralanabilir.

Gerçi Albert Camus’nün dediği gibi “kimi kez yaşamak için, intihar etmekten daha fazla cesaret gerekir” ama artık eylem gerçekleşmiş ise, bu yaşama kim son vermiş olabilir? Yukarıda sıralanan olası gerekçelerin neredeyse hepsi sosyal problemlerin yansımalarını içeriyor. Bu nedenle lafı eveleyip gevelemeden söylemek gerekir. Katil düzendir. İntihar edeceği ipin KDV’sini alan devlet birinci dereceden suçludur ve katili başka yerde aramaya da gerek yoktur. Çünkü o devlet aldığı KDV’yi holding patronlarına, partilerinin yarım akıllı yalakalarına, medya patronlarına, vb peşkeş çektiği sürece yukarıdaki gerekçeler katlanarak artacak ve intihar sadece devlet eliyle olmasa da teşvikiyle gerçekleştirilmiş bir cinayet olacaktır.

Sevgili Gündüz Vassaf’ın da belirttiği gibi “Yaratıcı faaliyet, insanı çıldırmaktan, intihar etmekten alıkoyar” ve siz insanın elinden ürettiğinin sonuçlarını böyle hunharca alırsanız insanlar ilk tepkiyi kendi bedenlerinde kullanabilecekleri son özgürlük ile yani intihar ederek vereceklerdir. Düşünün otelde çalışan bu genç belki de bir yıl düzenli çalışabilse o otelde sadece 3 hadi bilemedin 5 gün tatil yapabilirdi; yılın kalanını aç geçirmek pahasına. Siz bizden emeğimizi çalmasaydınız böyle uç örnekler yaşar mıydık?

İntihar; umutsuzlukla eş anlamlıdır. Sebebi de ne olursa olsun mutlu bir gelecek umudunun olmamasıdır. Umudun yitirilmesinin müsebbibi ise O ipin KDV’sidir. O KDV’nin sermayeye peşkeş çekilmesidir. Elbette bu durumda bu ülkede yaşamanın kendisi intihar, tek fark büyük çoğunluğunun intiharı çok uzun sürüyor. Pınar Çekirge’nin dediği gibi: “Çoğumuz edilgen intiharlara yöneliriz zaten. Statü uğruna, özümüzü yoksamak pahasına boyun eğeriz düzene, sesimizi çıkarmaz, pısarız. İntihar ederiz yani”

Ayşegül Atik ve eşinin birlikte oynadığı çocukluğumun tek kanallı siyah beyaz ekranında izlediğimiz reklamın sloganı hala aklımdadır. “Bir alışveriş, bir fiş, bir alışveriş bir fiş”. Sistem kendi intiharımızın fişini yaptığımız alışverişle almamızı istiyor, bedeninin hiçbir önemi yok sen önemli olanı unutma fişini mutlaka al diyor, sen fişini al ki; ben halkın tümünden ümüğüne basarak topladığım vergileri yüzsüzce peşkeş çekebileyim. Aman fişini al, uysal ol, boyun eğ, bu düzen böyle gider kafana takma, ya da çok kafana takıyorsan intihar edeceğin ipin bile fişini al, düzeni sürdür.

Şimdi senin son saatini düşünüyorum kardeşim. Artık verilmiş bir kararın uygulama aşamasını, gidip bir ip satın almanı, belki yanındaki son birkaç kuruşla kendine bir son yemek söylemeni, yanında buldukları kalem ve kağıtla seni bu aşamaya getiren nedenleri anlatmak isteyip yazamamanı, sonra belki gökyüzünü, belki de hayatın aslında ne kadar güzel olduğunu, gülümsemeni düşünüyorum kardeşim. Umutlu olduğun günlerde belki de arkadaşlarına espriler yapan, onlara hediyeler alan, belki çok yardımsever, belki değil, ama mutlak anlamda hepimiz kadar ve hepimiz gibi bir insan olduğunu düşünüyorum. Ufacık bir kırıntı bile kalmamış mıydı umuttan, yarından, sevgiden, aşktan? Bir insan 23 yaşında neden intihar eder?

Karl Marks “İntihara yol açan çeşitli nedenlerin sınıflandırılması, toplumumuzun gerçek eksikliklerinin sınıflandırılması olacaktır” der. Şimdi benim yazdıklarımdan kalan boşlukları siz doldurunuz. Tümümüzün olası nedenlerini alt alta sıraladığımızda olması gereken ile olanı göreceğiz. Eğer çam ağaçlarında asılı 23 yaşında bedenler görmek istemiyorsak, nedenleri görmek zorundayız. Nedenleri görüyorsak o ipin fişinin hesabını sormak zorundayız.

Bir kez daha yaşanmaması umuduyla Hasan Erten kardeşimin anısına saygıyla…