HDP ile neden görüşmedik?

İnternetin özel bir katkısı var, üretilmiş bir yalan veya yanlış bir bilgi bir süre sonra gerçeğin yerini alabiliyor. Bu yazı böyle bir duruma müdahale etmek üzere ve esas olarak bir bilgi paylaşımını amaçlıyor.

Politik tartışma dedikodu değildir

"Komünistler kendi görüşlerini ve amaçlarını gizlemeye tenezzül etmezler.”

İnsanlık tarihi içindeki en etkili bildirge olan Komünist Parti Manifestosu’ndan alınan bu cümleyi aynı zamanda siyasal tartışmaların merkezine yerleştirmeyi unutmayalım. Devrimciler politik bir zeminde süren samimi tartışmalardan korkmazlar. Bizim açımızdan ilkesel bir tutumdur; inandığımızı söyler, söylediğimizi yapar, yaptığımızı savunuruz. Tartışmaların politik içeriğinin geri çekildiği, ne söylendiği veya ne yapıldığının yerini başka şeyler aldığında orada politik tartışma yapılamaz.

Türkiye ve özel olarak Türkiye solu bir seçim tartışmasına girmişken bunların bir kez daha hatırlanmasında fayda var.

HAZİRAN-HDP ilişkileri

Geçtiğimiz hafta Birleşik HAZİRAN Hareketi daha önce belirlediği takvime bağlı olarak, seçim tavrını belirlemek üzere bir tartışma süreci başlattı. İçinden geçtiğimiz süreçte tüm meclislerimiz bu tartışmayı yapıyor. Önümüzdeki hafta sonu Yürütme Kurulu bu tartışmaların geldiği aşamayı değerlendirmek için toplanacak.

HDP’nin hem genel politik durum nedeniyle hem de bu seçimde aldığı pozisyon nedeniyle bu tartışmalarda belli bir önem kazanmış olması doğaldır. Ancak en başa yazılması gereken şudur, HAZİRAN Türkiye’de emekçi sınıfların sesini siyasal alana daha etkili taşımak için şu ana kadar bulabildiğimiz en gelişkin ittifak biçimidir. Yerine daha iyisini koyacak noktaya gelene kadar, hep beraber HAZİRAN’ın üstlendiği görevi en etkili biçimde yerine getirmesine odaklanmak durumundayız. HAZİRAN’ın bağımsız hattının büyümesi-güçlenmesi ve buna olanak sunduğu sürece birleşik bir zeminde mücadeleyi sürdürmesi yalnızca Türk işçilerinin, emekçilerinin değil tüm Türkiye halklarının eşitlik, özgürlük, barış ve kardeşlik mücadelesi için önemlidir.

Seçim tartışmalarının sıcaklığı sırasında bu gerçeğin de tartışmaya katılan tüm taraflarca akılda tutulmasında fayda var.

Bu da ikinci hatırlatmamız olsun ve başlıktaki soruya dönelim.

HTKP HDP ile görüşmedi mi?

Geçtiğimiz hafta HDP, genel merkez sosyal medya hesaplarından paylaşılan fotoğraflarla kimisi aynı zamanda HAZİRAN içinde yer alan pek çok sol parti ve çevreyle arka arkaya görüşmeler yaptığını duyurdu.

Görüldüğü kadarıyla görüşmeye davet edilenler arasından sadece HTKP farklı bir tutum almış. Bunu fırsat bilen kimi yeminli TKP düşmanları utanmazca bunu bizim “ulusalcı” refleksimizin, hatta “Kürt düşmanlığımızın” örneği olarak sundular. Bir süre sonra, aslında HDP ile HAZİRAN ittifakı tam oluyordu ama HTKP engelledi gibi sözleri de ortaya atacaklarından hiç şüphem yok!

Aslınca ciddiye alınmayabilirdi ama iftira ve saldırılar ortada kalmasın.

Siyasi partilerin birbirleriyle zaman zaman ve gerekli gördükleri ölçüde görüşmeleri doğaldır, hatta gereklidir. Nitekim HDP’li arkadaşlar yaklaşık 1 ay önce, başka pek çok sol siyasi hareket gibi partimizi de ziyaret ettiler ve kendileriyle görüştük.

Konu yaklaşan seçimlere geldiğinde kendileriyle "Partimiz HAZİRAN bütünlüğünü gözeterek ve seçim sonrası HAZİRAN'ı daha güçlü bir politik özne kılmayı merkeze alan bir seçim politikası geliştirecektir" biçiminde özetlenebilecek yaklaşımımız paylaşıldı. Dostlarımıza bizim cephemizde seçimlerle ilgili muhatabın HAZİRAN olması gerektiği bilgisi verildi.

28 Aralık’ta HAZİRAN Türkiye Meclisi toplandı ve HAZİRAN’ın seçimlerde birlikte ve güçlü bir tavır alması konusunda tüm bileşenlerinin azami çaba içerisinde olması gerektiği kararlaştırıldı. HAZİRAN Yürütme Kurulu bu eğilim doğrultusunda 13 Şubat’a kadar, “Bilimsel ve Laik Eğitim için Boykot” örgütlenmesi dışında bir konunun gündeme gelmemesi, hemen ardından 15 Şubat-28 Şubat tarihleri arasında tüm meclislerimizin konuyu değerlendirmesi kararını aldı.

İçinden geçtiğimiz günlerde tüm HAZİRANcılar gibi partili arkadaşlarımız da bu kapsamda seçim yaklaşımına dair değerlendirmelerini, tüm meclislerde ifade ediyor. Burada ayrıntılı bir tartışmaya girmeyelim ama bize göre esas olan HAZİRAN’ın devrimci bir sosyalist odak haline dönüşmesi için bağımsız politik hattının ve duruşunun korunmasıdır. HAZİRAN’ın bu koşullarda en iyi, en doğru kararı alması için hep beraber düşünüyoruz, tartışıyoruz.

Bu sırada HDP’nin HAZİRAN bileşenlerini de kapsayan “ikinci tur görüşmeler” yapmak istemesi üzerine biz de arandık. Davetlerine teşekkür ettik, fakat ilk tur görüşmede ifade ettiğimiz karar doğrultusunda ayrı bir görüşmenin gerekli olmadığını ve HAZİRAN’ın muhatap alınmasının gerektiğini söyledik. HTKP ile HDP arasında görüşme olmamasının basit nedeni budur.

Burada birlikle yol yürüdüğümüz dostlarımızın tavırlarını tartışmanın bir anlamı olduğunu düşünmüyorum, gerekli görürlerse kendileri tavırlarını zaten açıklarlar. Akla gelebilir, bu nedenle vurgulayalım, biz yapılanı doğru bulmamakla beraber HAZİRAN içindeki yoldaşlarımıza dair en küçük bir güvensizlik içinde değiliz. Ancak kimi HAZİRAN bileşenlerinin, kendilerince makul olabilecek nedenlerle başka türlü bir yaklaşım geliştirmelerinden yola çıkarak HTKP’nin tavrının eleştirilmesi kabul edilebilir değildir. Konu seçimdir, HAZİRAN bileşenleri seçimde birlikte davranacaklarını açıkça ifade etmişlerdir, dolayısıyla kim olursa olsun seçim üzerine yapılacak görüşmede muhatap alması gereken kurumsallık HAZİRAN’dır. HTKP’nin tutumu doğrudur.

Sonuçta diğer görüşmeler kadar kamuoyuna yansımamış olsa da HDP heyeti HAZİRAN ile de resmi bir görüşme gerçekleştirmiştir. Yaptıklarının eksik veya yanlış olduğuna dair bir değerlendirme yapmış olmalılar ki bu adım atıldı.

Bunların HAZİRAN’da birlikte olduğumuz tüm yoldaşlarımız, HAZİRAN’ı ve HTKP’yi izlediğini bildiğimiz arkadaşlarımız tarafından bilinmesini isteriz.

Köşe yazısının sınırlarını aşmamak için şimdilik burada keselim. Önümüzdeki günlerde pek çok alanda olduğu gibi bu köşede de seçimler ve seçimlerdeki tavır üzerine tartışmaya devam edeceğiz.