Fazla çalışma nedir?

İleri Haber Portalı’nın bu köşesinde bundan böyle çalışma hayatında karşılaştığımız sorulara/sorunlara değineceğiz. Elbette ki bunu yaparken klasik olarak hukuki mevzuata tıkalı kalmadan, pratik önerilerle ve anlaşılabilir bir dil ile de anlatmayı esas alacağız.

Köşemizin ilk sorusu aslında her dönem bir hak olarak var olan, ancak çoğunlukla bu hakkı almak yönünde engellerle karşılaşılan ve özellikle pandemi dönemi ile beraber artan fazla çalışma saatleri “yani fazla mesai ücret hakkı” ile ilgili olacak.

4857 Sayılı İş Kanunu’nun 41. Maddesinde “Fazla Çalışma Ücreti” düzenlenmiş ve “fazla çalışma, haftalık 45 saati aşan çalışmalardır.” denmiştir.

Yasal düzenlemedeki bu teknik anlatımı ile 45 saatten ne anlaşılması gerekir ve bu süreyi aşıp aşmadığımı bir işçi olarak nasıl anlarım?

İşçi-patron ilişkisi içerisinde çalışma hayatında çoğunlukla günde 14-15 saat çalışan bir işçiye fazla mesai ücreti ödenmeden sürekli olarak sadece temel ücreti ödendiğinden ve bu da “maaşını alıyorsun zaten” biçiminde yani bu maaş bile bir lütufmuş gibi yansıtıldığından çoğu işçi kendisine “günde kaç saat çalışıyorsun?” sorusu sorulduğunda “sabah 9, akşam 5,6” cevabını verir. Çünkü işe ilk girerken kendisine bu söylenmiştir. Bu nedenle bu hakkı anlatırken önce kendimize işçiler olarak “fiilen günde kaç saat çalışıyorum? işyerinin kapısından kaçta girip kaçta çıkıyorum?, eve iş götürüyor muyum? Evde hala çalışmaya devam ediyor muyum?” sorularını sormamız ve bu haftalık 45 saati bu sorulara vereceğimiz cevaplara göre belirlememiz gerekiyor.

Yani işçi fazla çalışma yapıyor muyum? Sorusuna cevap verirken patronun kendisine işe başlarken “şu saatler arasında çalışacaksın” ezberi ile değil “çalıştırıldığım işte geçirdiğim süre ne kadar?” sorusuna vereceği cevap ile çalışma süresini belirlemelidir. Örneğin; işyerinin kapısından çıkıp eve gittim ancak bilgisayarımı da götürdüm ve evde çalışmaya devam ediyorum, yani bana yüklenen iş için çalışmaya devam ediyorum. İşçi bu süreyi de çalıştığı sürelerden saymalıdır. Örneğin; patron bir iş için başka bir yere işçi gönderiyorsa o yere gitmek için yolda geçen süre çalışma süresi içerisinde sayılır. Örneğin; asıl işiniz bir cafede garsonluk yapmak ancak patronunuz sizi kendi gideceği bir yere götürdü, bir iş yapmıyorsunuz ama bekliyorsunuz bu sürede çalışma süresi içerisinde sayılır.

Özetle günde kaç saat çalıştığınızı, size bildirilen çalışma süresi üzerinden değil, fiilen çalıştığınız süreler üzerinden hesaplamanız gerekir. Bu hesaplaya göre haftalık çalışma süreniz 45 saati geçiyorsa fazla mesai ücretine hak kazanırsınız. Bu fazla mesai ücreti ise 1 saatlik çalışma ücretinizin %50 fazlasıdır. Yani 1 saatlik çalışma ücretiniz 10 TL ise, 45 saati aşan her 1 saat için 15 TL fazla mesai ücret alacağı doğar.

Burada bir başka açıklanması gereken konu ise bu çalışmaların ispatı ile ilgilidir. Bugünkü koşullarda işçinin her türlü hakkının gasp edildiği, hakkını aramasını engellemek adına işçinin okumasına dahi izin verilmeden belgeler imzalatıldığı düşünüldüğünde işçinin ilk elden yapması gereken nerede, hangi işte çalışıyor olursa olsun haklarını bilerek, ileride bunları öne süreceği bir zamanın geleceğini aklının bir köşesine not ederek, tüm çalışma süresi boyunca elden geldiğince belge biriktirmektedir. Örneğin bir kamyon şoförü iseniz takograf kayıtlarınız bir örneğini saklamak gibi, eve iş götürdünüz ve mail atıyorsanız maillerinizi kaydetmek gibi. İleride olası bir alacağı elde etmek için işçinin mesai saatlerini aşan her türlü belgeyi saklaması, not etmesi yapılması gereken en önemli işlerden biridir.

Özellikle pandemi sürecinde “işsizlik” sopası gösterilerek pek çok işçinin haftalık 45 saati aşan çalışma sergilediği bu zamanlarda fazla çalışma ile ilgili temel bilgileri vermeye çalıştık. Fazla çalışma ile ilgili bu temel bilginin yanında “işçi bir günde en fazla kaç saat çalıştırılabilir?”, “Ücret bordrolarında fazla mesai çalışması gösterilmişse/gösterilmemişse ne olur?”, “Fazla çalışma ile ilgili imzalatılan belgeler ne anlama gelir?”, “Fazla çalışma serbest zaman olarak kullandırılabilir mi?” sorularını da bir başka yazımızda değerlendireceğiz.