Alacakaranlık Kuşağı dizisini anımsayanlar vardır, doksanlarda televizyon ekranlarından. Ama dizinin orijinali 1959-64 yılları arasında yayınlanmış ve oldukça ilgi görmüş. Karanlık, sıra dışı, rahatsız edici öyküler farklı bir gerilim dizisi olarak hala klasikler arasındadır. 1983 yılında ise film haline getirilmek istenmiş ve Steven Spilberg’in ticari kafasıyla buluşunca oldukça iyi de hasılat yapmış. Neden bu filmden söz ediyoruz? Çünkü bu film sinema tarihine geçmiş bir filmdir, ama oyunculuğuyla senaryosuyla müziğiyle değil…
Actor Vic Morrow ve iki çocuk oyuncu, 7 yaşındaki Myca Dinh Le ve 6 yaşındaki Renee Shin-Yi Chen aksiyon sahnesindeler, tarih 23 Temmuz 1982. Vic Morrow, filmin “Time Out” bölümünde Bill Connor isimli ırkçı bağnaz bir adamı oynuyor, Alacakaranlık Kuşağı’na ders almak için düşüyor, geçmişe yolculuk yapıyor Nazi Almanyası’na ve Vietnam’a gidiyor, gittikleri yerlerde roller tersine dönüyor, ezilen aşağılanan, acı çeken bir konumda buluyor kendini. Bir nevi kıssadan hisse hikayesi. 23 Temmuz geceyarısı, neredeyse son sahne ve tüm ekip paydos edecek, sabahın erken saatlerinden beri çalıştıklarından herkes yorgun ve bir an önce bu sahneyi çekip evlerine gitmek istiyor. Vic Morrow’un hayat verdiği karakter iki çocuğu helikoptere alıp kurtaracak rol gereği söylediği “Sizi güvende tutacağım çocuklar, söz veriyorum. Hiçbir şey sizin canınızı yakamayacak, Tanrıya söz veriyorum” son sözleri oluyor…
Helikopter 8 metre kadar yaklaşıyor yere, yerde yanan daha doğrusu duman üreten (pyrotechnics) malzeme patlıyor, helikopterin kuyruk pervanesi patlamalardan etkileniyor, helikopter kendi etrafında dönmeye başlıyor, kontrolünü yitiriyor. Vic Morrow ve Myca Dinh Le’nin kafası kopuyor. 6 yaşındaki Renee eziliyor ve o da yaşamını yitiriyor. Helikopterdeki diğer kişiler ise hafif yaralarla olayı atlatıyor. (Buradan izleyebilirsiniz)
Yönetmen John Landis, Kaliforniya çocuk işçilik yasalarını onları geçerli bir izin belgesi olmadan gece yarısı çalıştırarak ihlal ediyor. Olayın ardından ceza davası açılıyor. Yönetmen John Landis, yapımcı George Folsey Jr, pilot Dorcey Wingo, prodüksiyon amiri Dan Allingham ve patlayıcı uzmanı Paul Stewart yargılanıyorlar. Olay bir milat kabul ediliyor, riskli çekimlere dönük yasal düzenlemeler daha kapsamlı, çocuk oyunculukla ilgili düzenlemeler de çok daha ayrıntılı ve sıkı hale getiriliyor…
Burada keselim, ayrıntısını merak edenler basit bir internet taramasıyla buna ulaşabilirler diyelim.
Dedik ya, bu olay bir başlangıç oluyor diye. Holywood’un bulunduğu Kaliforniya eyaleti bu tarihten sonra, ABD’deki ve pek çok ülkedeki en sıkı yönetmelikleri ve kuralları koyuyor, bunları ders haline getiriyor. Örneğin Joe Wallenstein Güney Kaliforniya Üniversitesi Sinema ve Görsel Sanatlar Bölümü’nde yılda 900 lisans ve lisansüstü öğrenciye eğitim veriyor, yılda 2000 filmde çalışan stajyer veya yeni mezunlar onun tedrisatından geçiyor. Onun için ise bu rakamların yerine başka bir rakam önemli: “15.000 filmdir tek bir kazamız olmadı” diyor, yalnızca özel çalışma izni olan çocukların çalışmasına izin veriyor daha doğru bir ifadeyle tüm film setlerine gönderdiği öğrencilerine bu izin belgesini görmezseniz o seti terkedin diyor.
Biz de ise dizi ve reklam sektöründe artan istihdam ile 500 ila 5 bin lira arasında ücret aldığı söylenen çocuklar “çocuğum oyuncu olsun” diyen ana babalar tarafından set set dolaştırılıyor. Callback Ajans Koordinatörü Meltem Gemici, bu alanda hemen dönemde belli talebin olduğunu söylüyor:
''Son yıllarda çekilen dizi ve reklam sayısının artması ve daha çok kişinin ajanslarla tanışması, ailelerin güvensizlik ve korkularını ortadan kaldırdı'' diyen Gemici, ailelerin beklentilerini şu sözlerle açıkladı: ''Şehir dışından görüşmeye gelen aileler bile oluyor. Verdikleri emek karşısında birşeylerin olmasını hemen istiyorlar ama bu büyük bir sabır ve yetenek işi".
Meltem Gemici''ye göre ''Oyunculuk televizyon ve reklam sektörünün bir alt koludur ve profesyonel bir iştir. Çocukların çalıştırılmasının etik olmadığını düşünüyorum. Dolayısıyla çocuk oyunculuğunu bir sektör olarak kabul etmiyorum''.
Sayısız kayıtlı ve kayıt dışı ajans bünyelerinde sayısız çocuk oyuncu portföyüyle bu piyasada rol gösteriyor. Aileler arasındaki fısıltı gazetesiyle nerede ne çekilecek, ne kadar para verilecek hemen kulaktan kulağa yayılıyor.
Bu Sette Çocuk Var!
Aileler çocuklarını dizi, reklam ve film setlerine götürmeyi bir gelir kapısı haline getirince, sektörde uzun ve ağır çalışma saatleri, işi bir an önce “hadi hadi yöntemi (!)” ile bitirme kaygısı da işin içine girince, gün geliyor bebeklerin biberonlarına kahve bile konabiliyor!
İşte bu duruma karşı, 2012 yılından beri mücadele yürüten Oyuncular Sendikası var. Takip etmişsinizdir, geçen hafta senaryosunu Erkan Birgören ve Betül Yağsağan’ın yazdığı, yapımcılığını Limon Yapım’ın üstlendiği dizide kızını arayan bir anneyi canlandıran Meltem Cumbul, dizinin oyuncu kadrosuna 1 yaşın altında bir bebeğin de dahil edilmek istendiğini öğrenince sete ara verdi. Başkanı olduğu Oyuncular Sendikası’nın “Bu Sette Çocuk Var” adlı kampanyasıyla çocuk oyuncu konusunda bilinçlendirme çalışmaları yapan Meltem Cumbul, çocuk oyuncuların çalışma koşullarını belirleyecek olan yönetmelik hâlâ çıkmadığı için çocuk çalıştırma kuralları konusunda çalışmalar yapan isimlerden birisi. İmzaladığı sözleşmede 3 yaşından küçük çocuk oyuncu oynatılmayacağı ibaresi yer almasına karşın bu söz tutulmayınca verdiği mücadeleyle tutarlı bir şekilde seti terkediyor. Kapitalizm ise yedek işçi ordusunu her yerde, her sektörde hazır tutuyor, yerine hemen bir başka oyuncu bulunuyor, nedense bu basit talebi yerine getirmek varken…
Şimdi Oyuncular Sendikası ne yapmaya çalışıyor şöyle bir bakalım:
“ILO, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı gibi paydaşlarla birlikte Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı nezdinde yürüttüğümüz bu proje neticesinde 23 Nisan 2015 tarihinde İş Kanunu’nun 71. maddesine çocuk oyuncularla ilgili gerekli ekleme yapılmış ancak tüm girişimlerimize karşın bu maddeye bağlı olarak çıkartılması gereken yönetmelik bugün dahi henüz çıkartılamamıştır.
Hazırlanmakta olan yönetmelik için sektör çalışanları, çocuk gelişimciler, psikologlar, çocuk oyuncular ve aileleri ile ayrı ayrı gerçekleştirdiğimiz toplantılar neticesinde teklif ettiğimiz asgari yaş üçtür. Yani üç yaşından küçük hiç bir çocuğun setlerde yer almaması gerekmektedir. Bu sadece bizim görüşümüz değil, çocuk gelişimcilerin yanı sıra proje paydaşlarımızın da desteklediği, çocuklar için olması gereken, tavsiye görüştür. Tüm görüşmeler bu yaş sınırı üstüden yapılmış olmasına karşın yönetmeliğin son taslağında, asgari yaş daha önce hiç gündeme dahi gelmemiş olan “ÜÇ AY” olarak teklif edilmiştir. Teklif bu hali ile kabul edilirse üç aylık bebekler dahi setlerde çalıştırılabilecektir. Bizler çocuk hususunda hassasiyet taşıyan tüm paydaşlarımızla birlikte bu hatalı tekliften dönülmesi ve çocuk oyuncular ile ilgili yönetmeliğin ASGARİ ÜÇ YAŞ SINIRI ile bir an evvel çıkartılmasını sağlamak amacı ile ciddi bir mücadele vermekteyiz.
Bu çerçevede Sendikamız Genel Başkanı Meltem Cumbul da, son haberlere konu dizi teklifinde ilgili yönetmelik çıkana ve çocuklar için olması gereken çalışma koşulları tam olarak sağlanana kadar hiçbir çocukla çalışmayacağı yönündeki haklı talebini muhataplarına iletmiş ve bu konuda mutabakata varılmıştır. Ne var ki çekimler devam etmekteyken kendi çekimleri maket bebekle gerçekleştirilmesine karşın, başka bir sahnede gerçek bir bebek ile çalışıldığını öğrenen Genel Başkanımız da çocuklarla ilgili üstlendiği sosyal sorumluluk çerçevesinde setteki çalışma arkadaşlarından müsaade istemek ve projeden ayrılmak durumunda kalmıştır.
Bizler Oyuncular Sendikası olarak, her halükarda asgari üç yaşından küçük hiç bir çocuğun, hiçbir koşulda, hiç bir gerekçe ile çalıştırılmaması gerektiğini dün olduğu gibi bugün de mümkün olan en yüksek sesle savunmaya devam edeceğiz. Bu haklı mücadelemize sadece sözleri ile değil bizzat tutumu ile en güzel örneği teşkil eden Genel Başkanımız Meltem Cumbul’u ilkeli duruşundan ötürü kutluyor, başta meslektaşlarımız olmak üzere, televizyon kanalları, reklam verenler, yapımcı şirketler, yönetmen, senarist, teknik ekip fark etmeksizin tüm çalışma arkadaşlarımızı üç yaşından küçük hiç bir çocukla çalışmamaya, üç yaşından büyük çocuklar için ise mevcut Kanun hükümlerinin uygulanması amacı ile takipçi olmaya ve çocuklarımızın haklarını el birliği ile savunmaya davet ediyoruz!
Bu sette çocuk var!
OYUNCULAR SENDİKASI”
Açıklama oldukça net, keza bu mücadele sonucunda çocuk oyuncularla ilgili İş Kanunu 71. Maddeye ilişkin kanun değişikliği 23 Nisan 2015 Perşembe tarihli , 29335 Sayılı Resmî Gazetede yayınlandı. Öte yandan bu değişiklik maddesinde söz edilen yönetmelik ise hala çıkmadı. Halbuki Oyuncular Sendikası ve Dünya Çalışma Örgütü’nün talepleri çok net ve hemen yerine getirebilir hususlar:
'Çocuk oyuncular, gece çalıştırılması yasaklansın.
3 yaşından küçük çocuklar oyuncu olarak çalıştırılmasın, 3 yaşından büyük çocuklar ise günde en fazla 2-3 saat çalıştırılabilsin.
Çalışma ortamlarında çocuk oyunculara ait bir beslenme, oyun, giyim odası bulunsun. Çalışma ortamlarının hijyen ve güvenliği sağlansın.
Çocuk oyuncuların beslenme, uyku gibi temel ihtiyaçları aksatılmasın.
Çocuk oyuncuların çalışmaları süresince çocuk merkezli hareket edilsin.
Psikolojik travmalara neden olabilecek sahnelerde çocuklar kesinlikle yer almasın.
Aile çekim süresince mutlaka çocuğun yanında bulunsun.
Çocuğa rolünü öğretecek oyuncu koçlarının yanı sıra aile ve çocuğun psikolojik durumunu sürekli takip edecek bir psikolog, psikiyatrist ya da danışman ortamda bulunsun.
Ama Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, film, reklam ve dizi gibi kültür ve sanat etkinliklerinde rol alan çocukların çalışma koşullarını düzenleyen yönetmelik taslağınında, 1 ile 2 yaş arasındaki çocuklar, günde 1 saatten fazla çalıştırılamayacak. 3 aylıktan büyük ve 1 yaşından küçük çocuklar ise bir defada otuz dakikayı geçmeyecek şekilde en fazla 2 defa çalıştırılabilecek gibi hükümler yer alıyor
Bu kampanya bir anda ortaya çıkmış bir kampanya değil. Bir tarihselliği var, ardında bir emek var.
Oyuncular sendikası 23 Aralık 2011 tarihinde Ankara’da gerçekleştirilen Koordinasyon Kurulu’nda çocuk oyuncuların çalışma koşullarının düzenlenmesi konusu gündeme getirdi, Amerika Aktörler Birliği (SAG) ile İngiliz Aktörler Birliği’nin (Equity) konuya yaklaşımı ile ilgili ülkelerde ve Fransa’da çocuk oyuncuların çalıştırılma standartları kısaca inceledi, mevzuatımıza göre çocukların çalıştırılmalarına ilişkin yasa gereği belirlenmiş asgari koşullar ortaya koydu, pedagog ve psikolog uzmanlarla da konu üzerinde çalışılmalar yaptı, 22 Temmuz 2011’de ILO ile Çocuk Oyuncular Projesi konusunda görüşmelere başladı, 1 Kasım 2011 tarihindeki “Sanatsal Aktivitelerde Çocuk İşçiliği Projesi” için düzenlenen ILO teknik çalıştayında görüşlerini sundu, 03 Ocak 2011 tarihinde Çocuk Oyuncu aileleri ve çocuklarla görüştü, 12.12.2012 tarihinde Çalışma ve Sosyan Güvenlik Bakanlığı’nda çocuk oyuncular ile ilgili bir toplantı gerçekleştirdi. Oyuncular Sendikası Genel Başkanı Memet Ali Alabora, Genel Sekreteri Şebnem Sönmez ve Av. Sera Kadıgil’in katıldığı toplantıda, daha evvel ÇSGB ile gerçekleştirilen 3 teknik toplantının sonuçlarının Çocuk İşçiliği yasasının 71. maddesine ek/istisna teşgil edicek detayları görüşüldü. ÇSBG, SGK, ILO, UNICEF, MEB, RTÜK, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve AB yetkilileri ile yönetmelik çalışması yapıldı. Kültürel ve sanatsal faaliyetlerde çalışan çocukların durumunu yasal düzenleme ile kontrol altına almak amacı ile hazırlanan bu yönetmelik taslağının hazırlanması konusunda Oyuncular Sendikası Hukuk Birimi son derece titiz ve dikkatli davranarak, çocuk işçiliğinin önünün açılmasına neden olacak yahut diğer çeşitli sektörlerce istismar edilebilecek her türlü ifadeden özenle kaçındı. Oyuncular Sendikası Hukuk Birimi’nin çalıştığı ve sorumlu tüm tarafların mutabık olduğu yönetmelik taslağı onaylanarak detayları oluşturulmak üzere tün bakanlık ve kurum/kuruluşları temsilen bir izleme komitesi oluşturuldu. Ve ardından “Bu Sette Çocuk Var!” kampanyasına başladı.
Kısacası Meltem Cumbul’un çıkışı bir tarihselliğe, bir birikime, bir sendikal mücadeleye dayanıyor. Bu basit gibi görünün çıkış hem yapımcılara, hem oyunculara, hem de anne babalara bir uyarı aslında. Özellikle çocuk sahibi olan izleyiciler, bir dizide, filmde, reklamda bir bebek, bir çocuk yer almasının nasıl cezbedici olduğunu yapımcılar bal gibi biliyor. Bu benim kanaatimce, özellikle reklam sektöründe tam bir duygu sömürüsüdür diye düşünüyorum. Sanatsal bir yapıtta kuşkusuz yapacağımız yorum bir yere kadar olacaktır, ama ticari bir ürünün pazarlanmasında çocukların kullanılması, onu da geçtik, çocukların oldukça zor, tehlikeli, onların zihinsel fiziksel gelişimini etkileyecek (bir anda bir kurusıkı patlaması, duman, toz, uyku düzeninin bozulması, yeme içme düzeninin bozulması vs. vs.) bir ortam kabul edilebilir değil. Dizi ve film setlerindeki çalışma ortamının hem set çalışanları, hem oyuncular, hem de çocuklar için insani olması için de bunun gibi çıkışların tüm oyuncular tarafından sahiplenilmesi, ortak bir tavır geliştirilmesi gerekiyor.
Kaynaklar:
http://www.telegraph.co.uk/culture/film/10938938/Hollywoods-health-and-safety-nightmare.html
http://moviepilot.com/posts/3635744
http://www.yenisafak.com/politika/cocugum-oyuncu-olsun-613645