Deniz istemez bir damla yağmur...

Çok sıkılıyoruz. Pandemiden, yarattığı sorunlardan, ay sonunu getirememekten, sevdiklerimize yardım edememekten, adil bir ülke / dünya için çabalarken engellenmekten... Çok sıkılıyoruz. Kimi zaman kalbimizin ritmi bozuluyor, kimi zaman da boş boş duvarlara bakıyoruz. Durağanlaşıyoruz. Ufacık bir sevinç, bir umut kıpırtısı kapımızı çalsa diye bekliyoruz. Varoluşsal sıkıntılardan kurtulmak biraz meşakkatlidir, zamanda patinaj yapıyormuşuz gibi hissettiren yaşamsal sıkıntılar ise yeteneklerimiz, öngörü gücümüz ve direncimizle ilgilidir.

Böyle dolup taşamama hali yaşadığım zamanlarda gerilim / gizem romanları okumayı severim ben. Çünkü gizem / gerilim romanları okumak insana pek çok şey kazandırır. Parçaları birleştirebilmeyi, bir adım ötesini düşünebilmeyi, farklı bakış açıları geliştirebilmeyi, tüm ihtimalleri göz önünde bulundurabilmeyi, ayrıntılara odaklanabilmeyi, insanları analiz edebilmeyi, adalet kavramını sorgulamayı, çözüm odaklı yaşamayı öğretir.

Henüz ilk sayfasında bir kadının gövdesinden ayrılmış başını elinde taşıyan çırılçıplak bir adamla tanışırız "Aklımızı Yitirdiğimiz Gün" adlı romanda. Yazar Javier Castillo'nun kahramanı, yarattığı sahneden ötürü psikolojik analiz için psikiyatri kliniğine nakledilir, analizi yapacak olan ajan Stella Hyden ile kliniğin müdürü Doktor Jenkis, hayatları boyunca bu anı beklediklerinden habersizlerdir. Akli dengesinin yerinde olmadığı düşünülen şüpheli onların aklını sınayacak ve yalan söylediğini düşünenleri gerçeklerle ve geçmişleriyle yüzleştirecektir. Ajan Hyden ve Doktor Jenkins, hayatlarını ve akıl sağlıklarını uçurumun kıyısına taşıyacak bir soruşturmanın tam ortasında kalırlar. "Her şeyi az çok mantıklı bir sırada anlatmak karmaşık bir iş. Her şeyden öte birine bir şeyi anlatırken hayatta başımıza gelen yüzlerce küçük detayın önemini ve değerini karşı tarafın anlayabilmesi mümkün değil." diyen şüpheliye göre "Bazıları yaşanmış bir hayatın anılarını arıyordu, bazıları da onlar farkında olmadan gözlerinin önünden akıp giden bir hayatı."

Lucy Foley'in "Davetli Listesi" adlı romanında ise düğünlerini İrlanda'nın küçük ve ıssız bir adasında yapmaya karar veren Jules ve Will yakın çevrelerinden oluşan davetlilerle düğün öncesi iki gün geçirirler. Flashbacklerle ve altı karakterin iç sesinden okunan romanda sıra dışı tesadüfler umulmadık gerçekleri kovalar. Agatha Christie klasiklerinin hissiyatını uyandıran kurgusunda geçmişle ilgili öne sürülen ayrıntılar hikayenin düğüm ve serimi için ipucu niteliğindedir. Romanın ilk 200 sayfasında karakterlerin geçmişleriyle olan hesaplaşmaları, yüzleşmeleri ön plana çıkar; ihanetleri, nefretleri, intikamları odak noktası haline gelir. Düğün gecesi birinin cinayete kurban gittiği en baştan bellidir lakin ölen ve öldürenin kimliği bir biçimde gizemini korumayı başarır. Karakterlerin şüpheleri, gizlemekten utandıkları ve / veya usandıkları dahası kanıtlayamadıkları her şey teker teker ortaya çıkar. Zira "Hayat zor. Bunu hepimiz biliyoruz. Korkunç şeyler yaşanıyor... Ama ne olursa olsun hayat, günlerden oluşan bir seridir. Tek bir günden fazlasını kontrol edemezsiniz."

Çok sıkılıyoruz. Kesif belirsizlikler, söylemek isteyip de söyleyemediklerimiz, söylemeye niyetlendiğimiz kişi(ler)in de benzer durumda olmaları, aynı şeyleri tekrar tekrar düşünmek, düşünmekten vazgeçmek, sonra çözmeye karar vermek, umursamamak, saçmaladığımızı fark etmek, atalete düşmek, biri gelse de ağzımıza bir parmak bal çalsa diye hayale kapılmak... İşte bunlar hep dolup dolup taşamama halinin hezeyanlarıdır. "Sıkıntı savuruyor, parçalıyor, gebertiyor. Sıkıntı kutlamalar şenlikler istiyor. Sıkıntı ille de dans diyor, kahkaha diyor, acının da öfkenin de içini boşaltıyor. Acı ve öfke korkuyu yeniyor, sıkıntı okşuyor. Sıkıntı arzuyu kaşıyor, acı ve öfke terbiye ediyor. Acı değil, öfke değil, sıkıntı öldürüyor." *Ama  bazen deniz istemez bir damla yağmur, ne de olsa kendiyle doludur.  

*Tol  / Murat Uyurkulak

Künye:

- Aklımızı Yitirdiğimiz gün, Javier Castillo, Çev: Nilüfer Demirbaş, Epsilon Yayınevi, 2021.

- Davetli Listesi, Lucy Foley, Çev: Filiz Çakır, Epsilon Yayınevi, 2021.