Değiştiriyorlar

Toplumun genlerini değiştiriyorlar ve yerine yeni bir insan modeli koymaya çalışıyorlar. Bu model, sorgulamayan, erki elinde bulun duranların söylediğini doğru kabul edip aynen uygulayan bir model.

Bunu, hayatın her alanında aktif insanları önce pasif hale dönüştürüp sonra kendi kalıpları içerisinde eritmeye, yeni insan modeline dönüştürmeye çalışıyorlar.

Başarılı oluyorlar mı ?

Kısmen evet, ama hala direncini kıramadıkları önemli bir toplam yüzünden huzursuzlar…

Bu durum, ülke genelinde olduğu gibi kentlerde de böyle.

Kentsel Dönüşüm projeleri ile dayattıkları, aslında kent merkezlerinin yani rant yaratılabilecek alanların yoksullardan arındırılmasıdır.

Bunu, kısmen başardılar. Kah ikna yoluyla, kah kolluk kuvvetlerinin zor kullanması yoluyla. Kent merkezlerinden dışlanan yoksulların boşalttıkları alanlar birden 2-3 kat artan fiyatlarıyla cazip rezidans inşaatı alanlarına dönüştü. Yoksullara da, sözde eşdeğer oranda konut verildi.

Değiştiriyorlar dedim ya, öncelikle çocuklara ve gençlere yönelik operasyonları tamamlamayı hedefliyorlar.

Milli Eğitim’deki dönüşümü önemli oranda başardılar. Talep eden yeterli sayıda öğrenci olmamasına rağmen çok sayıda çağdaş eğitim veren okulu imam hatip okulları haline getirdiler. Yetmedi, okullara bedava dağıtılan kitapların müfredatını değiştirdiler ve yurttaş kültürünü yıkan yerine kul kültürünü özümseten bir müfredatla hazırlanan kitapları dayattılar.

Bu konudaki duyarlılığını yitirmemiş yüzlerce, binlerce veli örgütlenerek karşı çıktılar. İstanbul ve Ankara’da olduğu gibi Kocaeli’nde de karşı çıktılar ve birkaç örnekte görüleceği üzere geri adım da attırdılar. Ama, bu geri adım hiçbir zaman vazgeçtikleri anlamına gelmiyordu, gelmediğini de yeni düzenlemelerle ispat ediyorlar.

Değiştiriyorlar dedim ya,

Sosyal yaşamın genlerini de değiştirmek için her yolu deniyorlar. Eğlence dünyasını tamamen yok etmek için bu alanda hizmet veren sektör kuruluşlarını, insanlardan yalıtılmış bölgelere yatırım yapmaya zorluyorlar. Yani, aslında ‘’bu alana yatırım yapmaktan vazgeçin’’ demeye getiriyorlar.

Bunu çok iyi bilen Kocaeli Eğlence Yerleri Yatırımcıları ve İşletmecileri Derneği (KEYDER) yönetici ve üyeleri, mevcut mekanlarının kent merkezinden çıkartılarak insandan arıtılmış bölgelere gönderilmek istenmesine karşı uzun süredir direniyor, ama henüz olumlu bir sonuç alabilmiş değiller.

Çaldıkları bütün kapıların arkasında duran erk sahipleri AKP’li ya da AKP zihniyetine boyun eğmiş kimlikler. Dolayısıyla, AKP’li yerel yönetimin yıllar önce deklere ettiği ‘’Kent merkezi alkollü mekan ve alkollü yaşamdan arındırılacak’’ stratejisi adım adım uygulanıyor.

Tabi, kentteki tüm sessizlik de, bu dayatmaya haklılık temeli oluşturuyor.

Dedim ya, değiştiriyorlar…

Sorun çıkmayan alanda, hemen kendi projelerini uygulamaya koyuyorlar, SEKAPARK gibi.

Sorun çıkan alanlarda da zamana yayıp her fırsatta tehditkar davranıyorlar, MARİNA BALIKÇI TEKNELERİNE YAPTIKLARI gibi.

Bir de, her şeye rağmen yaşamlarından taviz vermeden direnmeyi kararlaştıranlara karşı attıkları ilk adım İTİBARSIZLAŞTIRMAK oluyor. Sonrasında, önce oyalama taktikleriyle mesele soğutulup bir süre sonra yeniden gündeme getiriliyor. Yine bir karşı çıkış varsa sözde ikna yoluna gidiliyor ama bu daha çok rüşvet ilişkisine dönüşüyor.

Bütün bunların dışında çok direnç görürlerse, kolluk kuvvetlerini mutlaka devreye sokacak bir formül aranıp bulunuyor.

Dedim ya, değiştiriyorlar.

Koşullar ne olursa olsun değiştireceğiz diyen adımlar atıyorlar. Ne de olsa, yerelliklerin önemli bir bölümünde halen güçlü biçimde iktidarlar.

Ülke genelinde iktidar gücü ellerinden alınmış olmasına rağmen yaklaşık 5 aydır fiili bir durum yaratıp yetki gaspıyla hareket eden ve ‘’ne olursa olsun iktidarı terk etmeyeceğim’’ anlayışıyla FAŞİZM özlemini topluma kabul ettirmeye çalışan siyasal anlayış, yerellerdeki güçlü oy potansiyeline dayalı yönetimlerini de baskı ve yönlendirme unsuru olarak kullanmakta sakınca görmüyor.

Değiştiriyorlar dedim ya, değiştirme yöntemleri ülkede olduğu gibi illerde de aynı. Ama, zamanları iyice daralıyor. Değiştiriyorlar belki ama DEĞİŞTİRİLECEK olduklarını da görüyorlar.

Eh, halkımızın dilinde bir söz vardır;

KORKUNUN ECELE FAYDASI YOK…