Daha ne olsun!

Erkan Baş yoldaşımın sözüydü. Birleşik Haziran Hareketi yola çıktığında yazmıştı. “Hem Birleşik hem Haziran hem de Hareket daha ne olsun!” diyerek hepimizin heyecanını bir cümle ile oldukça iyi özetlemişti.

Şimdi Haziran Hareketi aynı heyecanla ve daha güçlü yol almak için bir yıla yakın bir zamanı geride bırakacağı zamanlarda tüm meclislerinde “Nasıl bir Haziran ?” sorusunu soruyor bu soruya en doğru yanıtı vermek adına tartışmaya başlıyor.

Konu Haziran’sa bir yıla yakın bir sürede zamana sığmayan bir birikimin olduğunu başa yazarak tartışmak basit bir ilk basamak olarak değerlendirilmemeli. İçinde olmayanlarca mesafe tayininde bilhassa seçim organizasyonu yakıştırmalarının yapıldığını, “Yine sol bir şeyler deniyor galiba” indirgemeciliğine başvurulduğunu, ya da “HDK var zaten buraya gelin” değerlendirmelerinin yapıldığını bilmekteyiz. Bu ilk ve doğal sayılabilecek tepkilere Haziran henüz sokağa çıkmadan bile varlık gerekçesini anlatarak cevaplamıştır. Haziran Hareketi ülkemizde beşinci ve halkın en fazla ihtiyacını hissettiği güç olmak üzere yola çıktığını vurgulamıştır. Tam da bu iddia geçirdiğimiz ve geçirmekte olduğumuz güncel siyasi dönemeçler hesaba katıldığında tarihselliğini ve güncelliğini korumaya devam etmektedir.

Haziran, Türkiye Meclisi ile aldığı karaların ilki olan "Bilimsel Laik Eğitim için Boykot” diyerek, ilk dört gücün yapamayacağını yapmış, her şey bir yana ülke gündemine “Meydan o kadar da boş değil” heyecanı ve haklılığı ile bir giriş yapmıştır.

Bunları şu yüzden yazıyorum. Haziran Hareketi kendi iddia ve varlık gerekçesini Haziran Direnişinin değerleri ile yoğururken aynı zamanda halkın örgütlüğünün sağlanması suretiyle ileriye çekmek olarak tanımladığı yolu, nasıl alacağı oldukça önem taşımaktadır. Sadece yola çıkması dahi beşinci gücün yaratılacağına dair bir iddiayı umuda ve heyecana dönüştürmüşken bunu bir güce dönüştürmesi bu noktada aldığı yol, şimdilerde bir kavşağa da geldiği anlamına gelir.

O kavşak ise Haziran Meclislerinin tartışmaları, deneyim aktarımı, örgütlenme sıkıntıları ve olanakları, siyasi gündemlerin ele alınmasıyla dönülecek ve Haziran kendi gücüyle doğru orantılı birçok kavşakla karşılaşacak ve bu ilk kavşağı tam da bu gücün oluşturulması için geçecektir.

Haziran Hareketi son tahlilde sol örgütlerin ortalaması değil kendini katlayan bir güce dönüşmeli, birleşik olmaktan hareket olmaya geçmeli, hareket olurken karar enflasyonu yaşayan değil tıpkı eğitim boykotunda olduğu gibi güç olmak yolunda sadeleşmeli ve etkinleşmelidir. Hareket örgütlenmesi yine son tahlilde ülkemizde bir Haziran Direnişi yaşandığına göre bir yönü işaret etmelidir. Haziran'ın yönü Haziran Türkiyesi’dir. Katılımcılığın özneleşme ile yoğrulacağı, toplumsal dinamiklerle Haziran Hareketinin sade bir bağ kurmasının biraz ötesinde tüm dinamiklerin Haziran’a akacağı, Haziranın tüm dinamikleri büyüterek yola devam etmesi gerekmektedir.

Haziran meclisleri bu defa Haziran için bir araya gelecek ve Nasıl bir Haziran sorusuna “Daha güçlü bir Haziran” cevabı verecek, daha güçlü olmak için görevlerini güncelleyecek.

Son olarak, kısa bir zamanda ağır siyasi gündemler karşısında hata yapmamış, beşinci güç olma iddiasını istediği oranda bir güce dönüştürememiş olsa da, bu kararlılığını bir inada dönüştüğü, gözümüzün bebeği Bir Haziranımız var.

Tartışacağız, Haziran Meclislerinde bu defa Haziranımız için bir araya geleceğiz. 5. güç büyüyecek…

Daha ne olsun!