Çayda gübre sorunu

Tohum, gübre, mazot ve pek çok ürünün ithal edildi. Tarımda ithalata dayalı bir politika izlenmesi nedeniyle çiftçi büyük bir yıkım içine girdi. Çay üreticisi de bundan nasibini aldı.

Tarımda gübreleme dönemi yaklaşırken gübre fiyatlarındaki anormal derecedeki artış çiftçinin   en yakıcı sorunu olarak gündemdeki yerini aldı.  AKP – Saray rejiminin yıllardır uyguladığı ekonomi politikalarının ülkeyi getirdiği krizin sonucu, çiftçi de üretip üretmemek arasında ikilemde kaldı. Çünkü ürettiğinden elde ettiği kazanç, üretim maliyetlerini karşılayamaz oldu.

Öncesinde başlayan fakat AKP hükümeti ile acımasız ve hızlı bir şekilde tüm sektörlerde uygulanan Neo liberal ekonomik politikalarından nasibini alan tarımda da hızlı bir şekilde özelleştirmeye ve endüstriyel tarıma geçiş politikalarının uygulanması ile ülkede tarımla ilgili pek çok alan özel şirketlere teslim edildi. Pek çok ürünün ekimi yasaklandı veya ekimine kota getirildi.

Çıkartılan tohumculuk yasasıyla yerel tohumlarımız yok edildi. Çiftçi ithal tohumlara teslim edildi. Her yıl kendi ürününden artırdığı tohumunu kullanamaz oldu ve üreticiye yeni bir girdi kalemi açıldı. Çiftçiler artık her yıl yeni tohum almak için ayrı bir para ayırmak zorunda kaldı.

Bugün sıkıntı yaşadığı gübrede fabrikalar satıldı. Kendi gübresini üreten ülke olmaktan çıkıp fabrikalarını yabancı sermayeye peşkeş çekti. AKP’nin tarım politikalarında son dönemlerde gündeme getirdiği bütün yasa tasarılarının bir biçimde sermaye kesimini koruyucu hükümler barındırdığını iddia etmek abartı olmayacaktır. Tarımda olduğu gibi diğer konularda da sermaye kesimini hoşnut etmeye yönelik hükümleri bulabilmek olanaklıdır.

Tüm bu sorunların olduğu bir ortamda bölgede geçen yıl gübreyi 2500 TL/tondan alan çay üreticisi “2022 yılı Yaş Çay Kampanyası” öncesi çay bahçelerinde kullanılacak olan gübrenin fiyatının bugün tam 3 kat artmasına tepkili.

Ocak ayı fiyatlarının 10.000 TL/ton üzerinde olduğu ve hükümetin üreticiye müjde diye sunduğu, yandaş basının allayıp pullayıp haber yaptığı, hükümetten çay üreticisine büyük kıyak diye başlık attığı %30 indirimle bile geçen yıla göre %300 zamlı gübreyi lütufmuş gibi sunmak üretici ile dalga geçmekten başka bir anlama gelmiyor. Zaten AKP-Saray hükümeti yıllardır “çay kanunu” oyalamacasıyla bunu yapmıyor mu?

Bu konuda açıklama yapan Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri, 14 Şubat'tan itibaren üre gübresinin 9 bin 200 lira, 20.20.0 gübresinin 6 bin 100 lira, çay gübresinin de 7 bin 500 liradan satılacağını bildirdi.

Tarım Kredi Kooperatiflerinden yapılan açıklamada gübre fiyatlarının yüzde 30 indirimli satılacağı belirtilse de üreticiler indirimi aldatmaca olarak değerlendirdi.

Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Başta kimyevi gübre olmak üzere tarımsal girdi fiyatlarında yaşanan artışlarından olumsuz etkilenen üreticilerimize üretim maliyetlerini düşürmek amacıyla üretimi kolaylaştırıcı imkanlar sağlanmaktadır. Bu kapsamda, 14 Şubat 2022 itibarıyla kimyevi gübrelerde yüzde 30'a varan indirimler yapılmış olup, üre gübresi 9 bin 200 lira, 20.20.0 gübresi 6 bin 100 lira ve çay gübresi 7 bin 500 liradan satılacaktır. Sürdürülebilir tarımsal üretim için geçmişte olduğu gibi bundan sonra da daha güçlü bir şekilde üreticimizin yanında yer almaya devam edeceğiz."

Üreticinin yanında olmak buysa uzağında durmak nasıl tarif edilir acaba?

Fiyatların bu şekilde açıklanmasına tepki gösteren üreticiler kendi aralarında örgütlü olmamanın verdiği dağınıklıkla sosyal medya üzerinde çeşitli tepkiler örgütlemeye çalışıyorlar. En öne çıkan tepkiler; yaş çay fiyatının da gübre fiyatı gibi 3 kat artırılması, bu yıl gübre vurulmaması vb. gibi.

Bu iki talepten birincisi bu ekonomik kriz ve yüksek enflasyon ortamında gayet normal bir talep. Ama AKP- Saray Rejiminin tarım politikaları ve çalışanlara verdiği ücretler göz önüne alındığında imkânsız görünüyor.

İkincisi ise bir çeşit boykot gibi görünse de aslında yine de üreticinin ve ürünün geleceği için tehlikeli bir adım.

Nedenlerini yazıyı uzatmadan kısaca başlıklar halinde yazalım. Belki başka bir yazını konusu olurlar:

-Üretim düşecek ve zaten gümrük vergisi düşürülen çayın ithal edilmesinin önündeki bahane kalkacak.

-Bölgenin geçim kaynağının sonu demek

-İthal edildikçe çay önemini kaybedecektir.

-ÇAYKUR’un özelleştirilmesi hızlanacaktır.

Daha pek çok şey sayılabilir. Bu yüzden çay üreticilerinin ve geçimi çay ve bileşiklerine bağlı olan herkesin şimdiden bütün öfkesini iktidara çevirmesi gerekmektedir. Bölgenin ve çayın kurtuluşu sadece buna bağlıdır. AKP hükümeti iktidarı boyunca çiftçi lehine tek bir karar dahi almamıştır. Tohum, gübre, mazot ve pek çok ürünün ithal edildi. Tarımda ithalata dayalı bir politika izlenmesi nedeniyle çiftçi büyük bir yıkım içine girdi. Çay üreticisi de bundan nasibini aldı.