Bütçede kadının adı yok

Bugün 13 Aralık'ta Meclis Bütçe görüşmelerinde Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın da 2019 bütçesi görüşülecek. AKP hükümeti Kadın ve Aileden sorumlu bakanlığı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na dönüştürdü. En son olarak da Çalışma Bakanlığı'na eklemledi. Çalışma, aile, kadın, çocuk, sosyal yardımlar kadar önemli başlıklar bir araya getirildi. Sadece çalışma ve kadın başlığını düşünürsek işçilerin ve emekçilerin ihtiyaçları, beklentileri ve sorunları ile kadınların ihtiyaç, beklenti ve sorunlarının muhatabının tek bir bakanlık haline getirilmesi büyük sıkıntılar yaratacak.

İşsizlik, çalışma hakları, işçi sağlığı iş güvenliği, iş cinayetleri, kadına yönelik şiddet, kadının konumunun güçlendirilmesi, kadın cinayetleri tek bir bakanlığın sorumluluğu altına giriyor. Tek bir bakanlığın ve bir teşkilatın her iki başlıkta dengeli bir yaklaşım geliştirebileceği ve beklentileri karşılayabileceği şüphelidir. Birçok başlık bir aradayken en fazla önemsizleştirilen kadın başlığı olagelmiştir.

Bakanlığın 2019 bütçesini incelediğimiz zaman da kadın başlığına dair hedeflerin yuvarlak söylemler, belirsiz hedefler, başarı ölçütleri olmayan 'eylem planları' ile geçiştirildiğini görüyoruz. Türkiye’de kadın-erkek eşitliğinden sorumlu tek kurum olan Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü'nün tamamen işlevsiz hâle gelmesi söz konusu. Alie ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın açıklanan 2016 faaliyet raporuna göre, bütçenin yalnızca 9 milyon 501 bin lirası Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü'ne (KSGM) verilirken 15 milyar 222 milyon 282 bin lira Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü'nün bütçesine harcanmış. Sosyal yardımlar her yıl giderek artarken KSGM’e ayrılan bütçe giderek düşüş gösteriyor.

Kadınların en yakıcı sorunları olan istihdam ve şiddete karşı mücadele ile ilişkili tatmin edici bir hedef ve orantılı bir bütçe görülmüyor.

Kadın İstihdamı

TÜİK verilerine göre kadınların istihdam oranı sadece %28. Bütçe önerisinde kadınların işgücüne katılımı için ne gibi önlemler alınacağına dair bir plan yok. En azından kamu kuruluşlarında eşitlik ilkesine göre kadın erkek çalışan oranı %50 oranında olmalıdır. Bu konuda bakanlık bir çalışma yapacak mıdır? Kadın istihdamı en fazla hizmet sektöründe ve işgücüne katılan kadınların yarısından fazlası hizmet sektöründe istihdam ediliyor. Yarı zamanlı istihdam edilen kadın sayısı erkeklerin 3 katı! Kadının konumunun güçlendirilmesi bakımından böyle bir tabloyu iyileştirmek için bakanlığın ne gibi bir planı var? Bütçede yok.

Kadınların güçlenmesi istihdama katılması için meslek edindirici faaliyetler çok büyük önem arz ediyor. Fakat bütçe ayrılmış görünen Aile Destek Merkezleri'nde kadınlara yönelik meslek edindirici kurslar değil, Kuranı Kerim, dikiş nakış, pastacılık, keçe işlemeciliği gibi toplumsal cinsiyet rollerini pekiştiren eğitimler veriliyor. Aile Destek Merkezleri'nde verilen eğitimlerde 6284 sayılı yasadan kaynaklı kazanılmış hakları dahi anlatılmıyor.

Şiddet

Bakanlık tarafından “aile yapısının ve değerleri tehdit eden faktörlerin tespitine” ve “aile bütünlüğünün korunmasına” yönelik politikaları geliştirmek için çalışmalar yapıldığı belirtiliyor. Türkiye Aile Yapısı Araştırması, Türkiye Ergen Profili Araştırması ve Türkiye Boşanma Nedenleri araştırmalarını her beş yılda bir periyodik olarak gerçekleştirildiği ifade ediliyor. Bu araştırmalar yapılırken İstanbul Sözleşmesi kapsamında denetleme yapan GREVIO’nun da 2018 izleme raporunda da belirtildiği gibi kadına yönelik şiddetle ilgili verilerin tutulması için çalışma planı yok ve bütçe ayrılmamış.

Bütçede boşanma nedenleri ileri istatistik analizi için bütçe ayrıldığı belirtiliyor fakat kadınlara yönelik şiddet için ileri araştırma bütçesi yer almıyor. Türkiye’de kadın cinayetlerinin verileri ancak bir takım haber ajanslarının tuttuğu adli kayıtlar üzerinden elde ediliyor. Bakanlığın kadın cinayetlerini araştırmak ve kayıtlarını tutmak konusunda herhangi bir çalışması bulunmuyor. Aile destek programı uygulandığı belirtiliyor. Fakat bütçede şiddete uğramış, tehdit altında gizlenmek zorunda olan kadınlara dair bir destek ve buna ayrılan bir bütçe belirtilmiyor.

2016-2020 yıllarını kapsayan Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 3. Ulusal Eylem Planı’nın 65 ilde hazırlanıp yürürlüğe konduğu belirtiliyor. Fakat bu Eylem Planı konusunda başarı ölçütleri belirtilmemiş. Eylem Planı'nın fayda sağlayıp sağlamadığı, planın başarısı konusunda değerlendirmenin nasıl yapılacağı, başarı ölçütleri ya da bir dış değerlendirme mekanizmasından bahsedilmiyor. Bakanlığın kadına yönelik şiddet verilerini dahi kayıt altına almadığı bir süreçte eylem planlarının etkisi ve başarısı konusunda bir şey söylemek mümkün değildir.

Bugün Bakanlığa bağlı 110, yerel yönetimlere bağlı 32, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü'ne bağlı 1, sivil toplum kuruluşlarına bağlı 1 kadın konukevi olmak üzere ülke genelinde toplam 144 kadın konukevi olduğu belirtilmiş. Mevcut yasalara göre 50 bin kişilik nüfusa bir kadın sığınağı yapılması gerekiyor ve bu da 1500’den fazla eder. Bu da aslında Türkiye gibi kadına yönelik şiddetin çok yüksek oranda görüldüğü ve kadın cinayetlerinin sayısının yüksek olduğu bir ülkede bu sayı yok anlamına gelmektedir. Yerel yönetimlerin sığınak açması konusunda ve bunların standartlaştırılması konusunda Bakanlık yeterli düzeyde çalışma yapmadığı ve bütçe ayırmadığı açıkça görülüyor.

Kısacası Bakanlık aile içerisinde kadını önemsizleştirmeye hak ve taleplerini değersizleştirmeye çalışıyor. Bütçe tamamen ‘Aile bütünlüğünün korunması’ ve ‘Aile desteği’ üzerine planlanmış ve kadınların acil çözülmesi beklenen sorunları için başarısının ve etkisinin ölçülüp ölçülmediği bir takım ‘Eylem Planları’na havale ediliyor. Kadınların en azından istihdam, şiddete karşı mücadele gibi temel sorun ve beklentileri için plan ve bütçe düzenlenmemiş. Kısacası bütçede kadının adı yok!