1887 - 1938 yılları arasında yaşamış Macar yazar, şair, gazeteci ve oyun yazarı Frigyes Karinthy'nin "Kafatasımın Etrafında Yolculuk" adlı kitabını okuduktan sonra dinmek bilmeyen baş ağrılarım beni ürkütmeye başladı gerçekten. Bu ülkede insanın somut veya soyut anlamda başının ağrımaması imkânsız lakin sürekli ağrı kesicilerle ayakta durmaya çalışmak, ışığa ve sese tahammül edememek çok yıpratıcı.
'Six Degrees of Separation' (Ayrımın Altı Derecesi) teorisinin de temellerini atan Karinthy; dünya nüfusu arttıkça sosyal bağlamda mesafelerin giderek azaldığını, dünyanın gün be gün küçüldüğünü belirterek her insanın birbirine ortalama beş altı adım uzaklıkta olduğunu söylemiş. Çoktan ölmüş olsa da kendi yaşamından bir kesit sunduğu bu kitapta yer alan her cümlesiyle aramızdaki mesafe azaldı sanki.
Yazar Frigyes Karinthy; Budapeşte'de bir kafede oturmuş, modern insana dair bir deneme mi yoksa yeni bir tiyatro oyunu mu yazması gerektiğini düşünmektedir. Düşüncelerine dalıp gittiği anda etraftaki sesleri bastıran güçlü bir gürültü işitir. Önünden devasa bir tren geçiyordur. Derken trenler birbirini izler. Karinthy olanlara anlam veremez, çünkü Budapeşte sokaklarında en son treni yedi yaşındayken görmüştür, nihayet sakinleşince sanrı gördüğünü anlar.
Esasen Karinthy'nin beyninde tümör vardır. Zamanla baş dönmelerine, bayılma nöbetlerine, el yazısının okunamayacak hale gelmesine, okuduğu kitaplardaki harflerin kaybolup gitmesine dayanamayarak bir hekime danışır. Bir yığın tahlil ve tetkikin ardından ünlü bir nörolog tarafından yurt dışında ameliyat edilir. Yazarın hastalığını fark edişi, onu yok saymaya çalışması, semptomlarına dair gözlemleri, düşünceleri, hisleri, çevresindekilerin tepkileri oldukça ilginç.
"Nesneler, onlara bir ad verdiğimizde gerçeğe dönüşür ve böylece de onları olasılık içeren bir şey haline getirmiş oluruz; olasılık dȃhilinde olan her şey de gerçekleşme olanağı bulur. Gerçekliği insan imgelemi yaratmaktadır," (Karinthy 2016: 106) ve "Bunlar için ben bir vakaydım sadece; başka hiçbir şey değildim, deri çantadaki bir yığın bulgudan ibarettim. Seferberlik emri üzerine askere giden, şimdi de üniformasını giyip cepheye gidecek birliğe katılmadan önce eğitim görmeye başlayan bir asker gibiydim. Ya da yine yalnızca, resmen hüküm giydiğine ilişkin kararı henüz gelmemiş ama artık bu hata yüzünden cezasını çekmeye başlamış bir suçlu gibi," (Karinthy 2016: 108) diyen Karinthy'nin kitabı tıbbi bir anı kitabı ve oldukça etkileyici bir edebi anlatı, yine de baş ağrısı çektiğiniz günlerde okumayın.
KÜNYE: Kafatasımın Etrafında Yolculuk, Frgyes Karinthy, Çev: Vural Yıldırım, Fabula Kitap, Mart 2016