Bu işçilerle ne yapacağız? Evet çoğunluğu sağ partilere oy vermiş, vermekte olan çoğunluğu milliyetçi-muhafazakar olan işçi sınıfımız halinden memnun ki değişim falan istemiyor. Biraz daha moral bozayım isterseniz.
Birleşik Metal İş’in üye profiline göre, üyelerinin neredeyse %75’i kendisini milliyetçi ve muhafazakar olarak tanımlıyor. Sevgili Serkan Öngel’in çabalarıyla hazırlanan raporu özellikle örnek veriyorum, zira Birleşik Metal İş, DİSK içinde en genel anlamıyla “solcu” bir sendika olarak biliniyor, kamuoyundaki algı da o yönde. Ama Birleşik Metal İş üyesi işçilerin profilleri sizi şaşırtabilir. Örneğin erkek işçi kadın işçiden fazla ücret alabilir, bu doğaldır diyenler %25, kadınlar zorunlu olmadıkça çalışmamalı diyenler %36. Güneydoğu sorunu askeri yöntemle çözülür diyenlerin oranı %45, Kürtler ayrı bir halk değildir, eşit haklara sahip olmalarına katılmıyorum diyenlerin oranı %57, dünya halkları kardeş değildir diyenlerin oranı %25, bu ülkede yaşayan herkes Türk’tür, Türk değilim diyen ayrılıkçıdır diyenlerin oranı %51, şeriat laiklikten iyidir diyenler %17… Seçimlerdeki oy oranlarını da düşündüğünüzde aslında çok da farklı bir tablo değil.
Moral bozucu mu geldi? Bu işçilerin nasıl örgütleyeceğiz, bu işçilerle bu düzeni nasıl değiştireceğiz diye umutsuzluğa mı kapıldınız? Bence erken yargıya varmayın, çünkü aynı işçilere göre kıdem tazminatının kaldırılması grev nedenidir diyenlerin oranı %80, sağlık ve sosyal güvenlik yasaları işçilerin aleyhine değiştiriliyor diyen bunun farkında olanların oranı %75, fazla mesai fiziksel ve ruhsal yıpranmamıza neden oluyor diyenler %59, taşeron işçilerle çıkarımız ortaktır, ortak örgütlenme diyenler %73, işçi-memur elele diyenler %55, esnek üretim işçileri zarar veriyor diyenler %66! Ve kapitalizm para kazanma hırsının düzenidir değişmelidir diyenlerin oranı %71!
Devam edelim. Burun kıvırmadan, somut gerçeklere bakalım, yoksulluk, borçlanma, sigortasız, güvencesiz, uzun ve yorucu çalışma ile karakterize olan Türkiye işçi sınıfına kızıp gücenmeden kurtuluşumuz için ne yaparız sorularını daha derli toplu soralım.
BMİS üyesi metal işçilerinin %75’inin evine giren para 4000 TL’den az. Köyünden bulguru tarhanası geliyor veya sosyal yardımla idare ediyorlar demeyin acele etmeyin yargılarınızda. Köyden %4.4’üne erzak geliyor, %3.8’inin köyünden gelir getiren toprağı var. Yalnızca %1,5’i sosyal yardım alıyor ve %2,8’inin emekli maaşı var. Köyle bağlar hemen hemen kopmuş, kentli ve borçlu bir işçi sınıfı profili var karşımızda. %85’i borçlu, %6’sının 100 bin TL üzeri borcu var, en büyük kesim ise 10 bin ila 30 bin TL borcu olanlar, oranları %33, 50-100 bin arası borcu olanlar %11, 30-50 bin arası %12. Kısacası borç gırtlağı aşmış, özellikle de eve giren para düşünüldüğünde. %77’sinin kredi kartı var, %2’si de kredi kartından dolayı mahkemelik.
Hemen hemen aynı tarihlerde yayınlanan bir başka raporun sonuçlarına bakalım. DİSK Araştırma Dairesi (DİSK-AR) tarafından planlanan Türkiye İşçi Sınıfı Gerçeği çalışması. Araştırmasının içeriği IPSOS Sosyal Araştırmalar Enstitüsü ile birlikte oluşturulmuş ve alan çalışması IPSOS tarafından gerçekleştirilmiş. Türkiye çapında 15 yaş üzeri bütün işçileri kapsayan araştırma kapsamında 2000 kişi ile görüşülmüş. (Neden bir şirkete yaptırıldı, bir dayanışma olarak işinden akademiden uzaklaştırılan emekten yana akademisyenlerle yapılamaz mıydı sorularını sormadan geçmeyelim kuşkusuz).
Araştırma sonuçlarına göre, 2017 sonu itibariyle işçilerin ortalama giydirilmiş net geliri 1894 TL, işçilerin %18’i sigortasız çalışıyor, 15-24 arası genç işçiler içinde sigortasızların oranı yüzde 34 ile 43 arasında değişiyor. İşçilerin yüzde 54’ü ay sonunu zorlukla getirirken, % 55’i haftada en az bir gün ve daha fazla olmak üzere fazla mesai yapıyor. Araştırmaya göre işçilerin yüzde 87’si sendikasız, sendikalı işçiler sendikasızlara göre yüzde 21 daha fazla gelire sahip. İşçilerin dörtte biri hiç yıllık izin kullanmıyor. Çalışma yaşamında en önemli sorun düşük ücret, ardından ise işsizlik geliyor. İşçilerin %44’üne göre işyerlerinde işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri yetersiz, bir başka oran ise küçük gibi göründüğüne bakmayın aslında çok yüksek bir oran: İş yerinde çalışma arkadaşlarının ölümlü iş kazası ve meslek hastalığı yaşandığını söyleyenlerin oranı %1,4!
Çok uzatmayayım, sayılar, yüzdeler, eğilimler, sorunlar, öncelikler, rahatsızlıklar büyük oranda ortada. Emekçi halkın en temel, yaşamsal sorunlarına değinmeden, çözüm üretmeden, dayanışma ağları örmeden ve tüm bunları yapacak, umut verecek bir odak olmadan yalnızca üst perdeden konuşmanın da sonucu ortada. Kızmadan, gücenmeden, ilmek ilmek örerek önümüze bakmamız gerekiyor…
Her iki raporun özetleri için
http://birlesikmetal.org/kitap/uye_kimlik_2018.pdf