Hukuk filozofu Hayrettin Ökçesiz’in şiiri günümüzün yeni şiiridir. Bu şiir, insan ve toplum üstüne köklü ve genel soruların izini süren felsefeyle dolup taşan bir bilincin, sözcükleri yeni öğrenmeye başlayan ve her şeye oyuncak diye bakan haşarı bir çocuğun kural tanımaz soruları ve yaratıcılığıyla donanmasıdır. Hayrettin Hoca, şiirlerinde insanı, toplumu, olayları kanıksanmış algıları yıkarak yeni bir gözle görmeye çağırır. Okudukça, günümüz toplumlarında çok yönlü kuşatmayla yaşamımızın üzerine atılan tutsaklık ağlarını fark eder, bu kölece yaşamı meşrulaştıran ideoloji ve değer yargılarını sorgulayamaya başlarız. Tekelci kapitalizmin bizi mahkûm ettiği iğreti yaşamı sahne sahne sorgulayan bir şiirdir bu.
***
kaçarken
yaşamak
sarılmamak hiç
sıcak
toz toprak
soluk soluğa susuz
bir yolda
korkuyla
bilmediğin bir korkuyla
yüzeyde
uçucu hevesler en çok
kaçarken
apar topar yaşamak
sarılmadan hiç
bir şeye
bir kimseye
bir hücre mahkûmu gibi
***
Filozof bilinci ile meraklı çocuk bilincini buluşturan bu şiirler genel ile özelin de eşsiz bir kaynaşmasını somutlar. Şairin güncesi ile toplumun gündemini bir arada okuruz. Zamanın bugünü ile tarihin biriktirdikleri de bu şiirde birliktedir. Bu şiirin odağındaki şair kişilik, insanlığın bütün umutlarını sahiplenir ve geliştirmeye çalışır. Bu umudu yok edenlere karşı bilinçle donanmış bir öfkenin şimşeklerini çakar. Filozof, bilge, serinkanlı bir bilinç değildir bu, gördükleri karşısında acıyla kavrulan bir yürek, çözümsüz sanılan sorunların ortaklaşa bilinçle ve birlikte başkaldırıyla aşılacağının duygu ve heyecanını duyurmaya çalışan bir militandır. Bu şiirlerin yaratıcısı, her şeyi taşıyan bir yüreğin ağır yükü ve bereketli sevgisiyle seslenir bize. Bu yıl yayımlanan üç şiir kitabından birinin adı “Yürek Kanaması”dır (S’imge Yayınları, 2015, Ankara).
***
herkes hepimiz
ezilen
her yer evimiz
yakılan
hepimiz her yer herkes
yıkılan vurulan aç
açın gözlerinizi
vurun kendinizi yollara
devrime doğru
gür gürültülü hür
durmayın
haydi
***
Ökçesiz’in şiirleri insanın düşürüldüğü sömürü, savaş, katliam çarklarını parçalamak için okurlarına gönderilmiş imdat telgraflarıdır. Kısa, az sözcükle, en az biçimsel süslerle yazılmış şiirlerdir bunlar. Hayrettin Ökçesiz’in şiirini yeni çağın şiiri yapan özellikleri de bununla ilişkilidir. İnternet ağlarıyla kurulan iletişim kanallarında paylaşılan bir şiirdir. Şaşırtıcı buluşlar, şakacı söyleyişler, günü gününe olup bitenlerle ilgili tepkiler, büyük ölçüde bu ağlara bağlanmış yeni okuru ve belki de yeni insanı yakalayan bir şiirdir.
Hayrettin Hoca’nın ona yakın şiir kitabına rağmen, bir şair olarak değerlendirilmemesi de bu yeni, şaşırtıcı, toplumsal duyarlık yüklü nitelikleriyle ilgilidir. Bireyci, nihilist, parlak imge resmigeçidine indirgenmiş ve kendini bitirmiş küçük burjuva Türk şiiri içinde böyle bir şiiri algılayacak estetik ölçüt ve bilinç yoktur. “Suratı sirke şiir satıcılarından”, bu tükenmiş ama iktidardaki şiirden ödül ve övgü beklemeyen yeni bir şiirdir. Bu nedenle Hayrettin Ökçesiz, yeni şiiriyle birlikte kendi okurunu ve şiir ölçütlerini de yaratmıştır. Yürek kanaması içinde ironinin yeri yoktur. Her şeyi bireysel zekâ gösterisine çeviren, ironiyle kendinden uzaklaştırıp kayıtsızlığına sağlam bir yer yapanları azarlayan şiirlerinden birinde, yeni çağın gözü doymaz tiranını mahkemeye verdiği için kovulduğu üniversite kürsüsünde küçük burjuvalara ders vermektedir.
***
ironi komik değil
sırası değil
gülmeyin
ironileşmeyin
sinikleşmeyin
silikleştirmeyin
gerçeği
sinmeyin ardına
paslı demirin
ironiniz komik değil
***
Bu şiirin “çavaldızlamasından” en büyük payı da okuruna, bizlere ayırmıştır. Katliamları kanıksanmış sloganlarla, unutmamakla yetinen bu okura, “unutma değil, utan” der. “Bombanın Suruç zamanı”, tekrarlanmasını önlemek için “düşünmenin huruç zamanıdır”. Düşünmenin ve hızla, ortaklaşa bu karanlığın üzerine yürümenin…
Bunlar koşulsuz seven, sevinen ve kanayan bir yüreğin şiirleridir.
Hayrettin Hoca’nın şiirleri aynı zamanda Gezi’nin şiiridir. Haziran Ayaklanmasından sonra doğmasını ve gelişmesini umduğumuz yeni edebiyatın, yeni sanatın ipuçlarını vermektedir. Bu şiirin az ve öz dizeleri arasında devrim kavramı sık sık kendini sahneye çıkarır.
***
gezi
soma
özgecan
dalga dalga
geliyor bir devrim
görülmemiş bir öfkeyle
adaletin altında aşkla dört nala
insanlığa inançla onuruyla insanın
bir devrim geliyor bir uğursuz devri yıkmaya
koşun koşun çıkın sokaklara katın gücünüzü aşkla
***
Hayrettin Hocanın, herbiri insanlığın düşmanlarına fırlatılmış bu mızrak şiirlerinden devrim kıvılcımları saçılmaktadır.
Her yetkin edebiyat yapıtı gibi, sözcüklerin küllenmiş ateşini parlatan, üstlerine yapışan kiri pası arıtan ve dili geliştiren ustalığıyla okuruna berrak bir görüş kazandıran bir şiirdir bu. Umudumuza ve sevincimize katkıda bulunan şairin dileği, sözün hepimizi kurtaracak güzelliğe ve etkinliğe kavuşturulmasıdır.
Bombanın Suruç zamanı, şiirde, felsefede, özellikle de politikada düşüncenin huruç zamanıdır. Yüreklerin kanamasını durdurmak için kaybedecek saniyemiz ve insan gücümüz yoktur. Bir yüz metre koşucusunun hızı, kuyumcunun titizliği, Yılmaz Güney zamanı Yeşilçam set işçisinin özverisiyle devrime sarılmak gerekmektedir.
Hayrettin Ökçesiz, sürekli yaşamın içinde yazılan ve paylaşılan bir şiirle bu yolda yürür.
***
Bir hukuk felsefesi profesörü olan Hayrettin Ökçesiz’in alanıyla ilgili kitaplarının dışında çok sayıda şiir ve özdeyiş kitabı vardır. “Üniversiteler Direnin!- Bir Kassandra Çağrısı” (2012); üniversitelerin gericilik elinde çökertilmesine karşı bir eylem çağrısıdır. Her mevsime adanmış dört eylem kitabı, özdeyişler ve şiirleri birlikte içerir: “Sonbahara Eylem Kitabı” (2013); “İlkbahara Eylem Kitabı” (2014); “Yaza Eylem Kitabı” (2014); “Kışa Eylem Kitabı” (2015). “Yüz Toprak Şiir” (2008); “Yanmak İçin Sırt Sırta” (2011); “Eylemsözler” (2015); “Yalın ve Yalnız” (Seçilmiş Şiirler, 2015); “Flu(x)us” (2015); “Adalet Öfkelidir” (2015); “Yürek Kanaması” (2015) başlıklı yeni kitapları şiirlerini içermektedir. Bu kitapları edinmek için Hayrettin Ökçesiz’le facebook sayfası aracılığıyla iletişime geçebilirsiniz.