Bir siyasal 'muamma' üzerine

Üzerinde çokça konuşuluyor olmasına rağmen günümüz Türkiye siyasetinde tam açıklığa kavuştuğu söylenemeyecek konulardan biri, rejimin “ortağı” olarak MHP’nin ve lideri Bahçeli’nin konumudur…

Evet, ortada bir “körler sağırlar birbirini ağırlar” durumu olduğu söylenebilir. Ancak, bu karşılıklı ağırlama durumunda bile taraflardan birinin, yani MHP ve liderinin kraldan çok kralcı tutumu, eğer “beka sorunu” gibi şişirmelere prim verilmeyecekse, genel anlamda siyasal rasyonalite çerçevesinde kolay açıklanabilecek gibi değildir.

Reis 'vur' deyince Bahçeli 'öldür' demekte, bir kurumdan şikayet etse Bahçeli “kapatılsın” diye gerisini getirmekte, AKP’li devlet adamlarının (örneğin Mevlut Çavuşoğlu’nun) yaptıkları Bahçeli’nin AKP’lilerin de ötesine geçer taltiflerine mazhar olmaktadır.

En komiği ise birkaç gün önce gerçekleşmiştir: Rejim, Nutuk yasaklayan ilçe milli eğitim müdürünü görevden almak zorunda kalmış, bunun üzerine Ülkü Ocakları da yasağa konu olan Nutuk dağıtımını düzenleyen yerel Ülkü Ocakları başkanını görevden almıştır!

Bunlar, destek ve ortaklık gibi ilişkilerde bile pek normal şeyler değildir ve siyaseten ne gibi bir mantığa oturduğunu izah etmek gerçekten güçtür.

***

Kimilerine göre Bahçeli “kurt” siyasetçidir, siyasetin günümüzdeki “ustaları” arasındadır. Ne yapıyor ne söylüyorsa bir bildiği olduğundan yapıyor ve söylüyordur. Dahası, rejimin, hatta Erdoğan’ın ipleri Bahçeli’nin elindedir, istediğini yaptırmaktadır, vb.

Bu konuda ciddi tereddütlerimiz olduğunu hemen belirtelim.

Türkiye’de birilerine “kurt” ya da “usta politikacı” sıfatı verilmesinde tek kriter anlaşıldığı kadarıyla kişilerin siyasette kaç yıl geçirdikleridir. Gerisinin fazla önemi yoktur. Sadece Bahçeli değil; örneğin bu ülkede Deniz Baykal da uzun yıllar hep “kurt politikacı” sayılmıştır. Ama Baykal’a böyle diyenlerin kendisinin başarı hanesine yazabilecekleri tek bir örnek bile yoktur. Bahçeli’ye gelince; o da zamanında “hodri meydan” deyip seçim istemiş, istediği seçimler sonucunda partisi baraj altında kalmıştır. Parti liderliğini kaybetmek üzereyken AKP yargısı imdadına yetişmiştir…

Ama olsun, adları “kurt politikacıya” çıkmıştır ya…

O zaman nedir, durumu nasıl açıklamak gerekir?

***

1970’li yıllarda Adalet Partisi’nin önde gelen isimlerinden biri, milletvekilliği ve bakanlık gibi görevlerde bulunan Seyfi Öztürk idi. Milliyetçi Cephe hükümetleri döneminde Demirel ne zaman sıkışsa, ortaya girmek istemediği toplar atılsa, Seyfi Öztürk hemen devreye girer, biz de kendisine “Demirel’in fedaisi” derdik.

Bahçeli’nin bugünkü durumu kuşkusuz aynısı değildir; ama benzer yanları vardır.

Bizce MHP lideri Bahçeli, bir siyasetçiden çok devlet bünyesindeki belirli odaklar adına kendine rejime ortaklık misyonu biçen bir “asset”tir (*).

Eğer böyleyse, MHP’nin ve liderinin gerçek anlamda “özerk” siyasal aktörler sayılamayacağı bizce açıktır. Henüz açık olmayan ise şudur: Bir “asset” olarak MHP ve Bahçeli’ye böyle bir misyon gerçekten verilmiş midir, yoksa kendi kendine gelin güvey olma durumu mu vardır?

Hangisi olursa olsun bugün göründüğü kadarıyla özellikle Bahçeli ve malum çıkışları Erdoğan açısından özel bir kullanışlılığa sahiptir. Rejimin sahibi AKP ve Reisi bu asset’i nerelere kadar gidebileceğine, neleri zorlayabileceğine ilişkin bir nabız ölçme aracı olarak kullanmaktadır. Asset de bu ilişkiden “Oyumuz baraj altında olsa bile fikirlerimiz iktidarda” imajı yaratmak için yararlanmaktadır. Karşılıklı ilişkide ipler Reis’in elindedir ve yarın ihtiyaç duyulabilecek siyasal manevralar için asset bir “kambur” olarak gösterilip pekala feda edilebilecektir.

***

Halihazırdaki bilgilerimiz ve değerlendirmemiz çerçevesinde MHP’yi “asset” olma dışında siyasal bir aktör olarak göremiyoruz. Belki de yanılıyoruz ya da siyasetin tanımını yanlış yapıyoruz; ama özellikle Salı günleri yapılan konuşmaların dilini ve içeriğini ya da “Türk’ün cihan hakimiyeti mefkuresi” gibi söylemleri siyasetle ilişkilendiremiyoruz.

Bunları geçersek tek sorumuz şudur: Eğer “asset” ise formel olarak görevlendirilmiş midir yoksa kendi kendine misyon mu biçmiştir?

___________________________________________________________________________

(*) “Varlık” anlamına gelen asset sözcüğü İngilizcede istihbarat örgütlerinin özel olarak görevlendirdikleri tetikçi anlamında da kullanılmaktadır.