Bir işçi sağlığı sorunu olarak ucuz yemek zehirlenmeleri!

Şimdi anımsayalım. Manisa’da 25 Mayıs ve 27 Mayıs’ta, Diyarbakır’da ise 11 Haziran’da toplamda yaklaşık 1000 asker gıda zehirlenmesi şüphesiyle hastanelere kaldırılmıştı. Konuyla ilgili CHP tarafından verilen TBMM Araştırma Önergesi ise AKP ve MHP oylarıyla reddedilmiş, askerlere yemek sağlayan Rota şirketi o dönem gündeme oturmuştu. 

Konumuz kısmen bu, ama daha çok işyerlerindeki yemek sorunu. Artık yaşamsal hale gelen, işçilerin canına kasteden bir sorun. Kısaca bir bakalım:

9 Şubat 2018. Zonguldak’ta inşaat firması çalışanı 14 kişi, öğle yemeğinden sonra rahatsızlanmaları üzerine gıda zehirlenmesi şüphesiyle hastanede tedavi altına alındı.

8 Ocak 2018. Eskişehir'de 19 işçi, yedikleri yemekten zehirlenerek hastanelik oldu.

17 Aralık 2017. Kastamonu’da TOKİ inşaatında çalışan 53 inşaat işçisi, akşam yemeğinden sonra rahatsızlanarak çevredeki hastanelere kaldırıldı.

28 Ekim 2017 Elazığ. Elazığ’da hastane inşaatında çalışan 40’dan fazla işçi, yedikleri öğle yemeği sonrası gıda zehirlenmesi şüphesiyle hastaneye kaldırdı.

21 Eylül 2017. Kocaeli'nin Gebze ilçesinde bulunan bir oto cam fabrikasında çalışan 43 işçi yedikleri yemeğin ardından mide bulantısı ve baş dönmesi şikayetiyle Darıca ve Gebze ilçelerindeki hastanelere gitti.

6 Eylül 2017. Mersin Limanı’nda çalışan işçiler, öğle ve akşam yemeğini işyerinin yemekhanesinde yedi. Evlerine giden işçilerden bazıları, ilerleyen saatlerde rahatsızlandı. Yaklaşık 250 işçi, karın sızısı, baş dönmesi gibi şikayetlerle hastanelere başvurdu.

13 Temmuz 2017. Aliağa ilçesinde kurulu bir petrokimya tesisinin rafineri inşaatında çalışan 346 işçi, yedikleri öğle yemeği sonrası baş dönmesi ve mide bulantısı şikayetiyle hastaneye sevk edildi.

28 Temmuz 2017 Sakarya-Fabrikalardan mide bulantısı, kusma, karın ağrısı, ishal gibi şikayetlerle 197 işçi hastanelere başvurmuş. Toplamda hastanelerimize gıda zehirlenmesi şüphesiyle gelen 186 hasta tedavilerinin ardından taburcu edilirken, 11 hasta gözlem altına alınmıştı.

23 Kasım 2016 Tekirdağ'ın Malkara ilçesinde bir fabrika çalışan 24 işçi, gıda zehirlenmesi şüphesiyle hastanelik oldu.

14 Kasım 2016. Muğla’nın Milas ilçesine bağlı Kıyıkışlacık Mahallesi sınırları içerisinde inşaatı devam eden şantiyede çalışan işçilerden 37’si gıda zehirlenmesi şüphesiyle Didim Devlet Hastanesine kaldırıldı.

11 Kasım 2016. İzmir’de iki hastanede aynı özel şirketin verdiği yemekten dolayı iddiaya göre 180 kişi zehirlenirken, 3 kişinin yoğun bakımda olduğu, öğrenildi.

 

Basit bir internet araştırmasından bulabildiklerim bunlar. Bunun en az iki katı olduğuna eminim yukarıdaki zaman aralığında. Peki sorun nereden kaynaklanıyor?

 

Her şeyi aynı yere bağlayacaksın diyenler olacaktır, diyebilirler. Ama işçi sınıfının örgütsüz olduğu, baskı altında hakkını arayamadığı ucuz emek cehennemlerinde, düşük ücretler de, kötü işçi sağlığı ve iş güvenliği koşulları da, tüm bunların bir parçası olan kötü beslenme hizmetleri de birbirine bağlı sonuçlar.

Üretim sürecinin parçalanması, tek başına bazı üretim kalemlerinin fason üretime kayması, taşerona devredilmesi, işyeri ölçeğinin küçültülmesi ve parçalanması gibi düşünülmemeli. Herhangi bir işyerindeki temel işlerden olan temizlik ve gıda hizmetleri o işletmenin kendisi tarafından değil, taşeron marifetiyle gerçekleştiriliyor. Fabrikanızda temizlik yapan işçi sizin firmanızın işçisi değil, size yemek getiren işçi de öyle! Artık fabrikaların ve hatta şantiyelerin demirbaşı olan “ya çorbamız güzeldir, türlümüzün ise tadına doyulmaz” dedirten Ahmet Ustalar, Hatice Ablalar yok. Tahmin edemeyeceğiniz düşük tabldot ücretleriyle “catering” hizmeti veren firmalar var. Özel veya kamu olsun, yemek dışarıdan geliyor, yemek hizmeti artık bir taşeron hizmeti olarak görülüyor. Üretimin parçalanması, denetimin zayıflaması veya kağıt üzerinde görünmesini getirirken, ihaleye giren firmalar arasında haliyle en ucuz teklif veren seçiliyor, nasılsa o yemekleri işçiler yiyeceği için gerisi düşünülmüyor!

Şimdilik burada bırakayım, zira üzerinde çok tartışmak, madde madde işçi sınıfının gündemine getirmek gerekiyor. Özetle gıda güvenliği işyerlerinde işçilerin sağlık ve güvenliği en az toz, gürültü, titreşim kadar, riskli ortamlarda çalışmak kadar, mesleki astımdan mesleki kanser kadar tehdit eder hale gelmiş durumda. İşçi sağlığı ve iş güvenliği mücadelesinin bu boyutu hastanede, şantiyede, organize sanayide, fabrikada, en küçük işyerinde çalışanı bir araya getirecek yaşamsal bir sorun, bir mücadele başlığı…