8 Kasım notları: Çürüyen bir şey var Saray Rejimi topraklarında

İleri Haber

Geçtiğimiz günlerde dört kardeşin İstanbul Fatih’te intihar etmesi, geçim derdiyle birlikte toplumdaki çaresizlik hissinin ne boyutlara ulaştığını en acı biçimde bir kez daha gösterdi. İlk belirlemelerde kira, elektrik ve bakkala veresiye borcu olduğu söylenen kardeşlerle ilgili yapılan arıştırmaların sonucunda aileye bakan kardeş Oya Yetişkin’in 21 farklı icra takibinin bulunduğu ve farklı bankalara borcundan dolayı birçok noterliğin Yetişkin'in maaşına el koyulması için talimat gönderdiği ortaya çıktı.

Bir tarafta Saray’daki tek bir kişi için günde binlerce lira harcanırken diğer tarafta işsizlikle ya da güvencesiz, düşük ücretli işlerle ayakta kalmaya çalışan halk ağır bir borç yükü altında eziliyor, evini, ailesini geçindiremez hale geliyor. Bu büyük çelişki görünür olmasın diye de Saray’ın paralı kalemleri öldürücü miktarda siyanürle canına kıyan insanların haberinin yapılmasını bile “toplumda infial yaratmak”la itham edebiliyor. Öylesine bir arsızlık, öylesine bir çürümüşlük tam karşımızda duruyor.

İLGİLİ HABER | Dört kardeşin ölümüne ilişkin valilikten açıklama: Saptanan siyanür düzeyleri öldürücü

İLGİLİ HABER | Yandaş Sabah yazarı: 4 kardeşin yoksulluktan intihar ettiği yönünde algı oluşturuldu, birileri bir şeyleri kaşımaya çalışıyor

İLGİLİ HABER | Ölü bulunan dört kardeşten biri hakkında 21 icra takibi başlatılmış

Üstelik bu çürümüşlük tepeden tırnağa ülkeye yayılıyor, günlük yaşamda bireylerin davranışlarına da yansıyor. Öyle ki dün gündeme gelen, Aksaray’daki bir okulda otizmli çocukları yuhalayan veliler gerçeği, bencilliğin ve kötülüğün nasıl da olağanlaştığını sorgulatıyor. Neredeyse örgütlü hale gelen bu kötülükte bugün mahalle muhtarı hakkında otizmli çocukları hedef gösterdiği için suç duyurusunda bulunuldu, okul müdürü ise açığa alındı.

İLGİLİ HABER | Otizmli çocukların yuhalandığı iddia edilen okulun müdürü açığa alındı

İLGİLİ HABER | Otizmli çocukları hedef gösteren muhtar hakkında suç duyurusu

Yüzümüzün kızardığı, canımızın yandığı bir başka olay ise yaklaşık bir buçuk yıl önce yaşamını yitiren 11 yaşındaki Rabia Naz Vatan’ın adli tıp raporundaki yeni bulgular oldu. Rapora göre Rabia Naz’ın tırnaklarında bir erkeğe ait DNA saptandı. Bu bulgu, Rabia Naz’ın ölmeden önce katil ya da katilleriyle bir boğuşma içine girmiş olabileceğini gösteriyor. Delil niteliğindeki bulguya karşın savcılığın DNA raporunu dikkate almaması olayın örtbas edilmeye çalışıldığını bir kez daha ortaya koydu.

İLGİLİ HABER | Rabia Naz’ın tırnaklarından bir erkeğe ait DNA çıktı, savcı dikkate almadı

Saray rejimi altında basından eğitime, okullardan toplumun kılcal damarlarına kadar yayılan çürümüşlükten adalet sistemi de payını alıyor. Uzun bir süredir birçok farklı baroya bağlı avukat Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu’na karşı, yargı bağımsızlığına zarar veren ve yandaş söylemlerinden ötürü eleştiriler yöneltiyor, adeta Saray’ın kapıkulu haline gelen Feyzioğlu’na tepkisini dile getiriyordu. Son olarak, ülkenin en büyük üç barosunun da dahil olduğu 12 farklı baro genel kurul çağrısında bulunmuştu ama TBB bu çağrıyı reddederek Saray’a biata sessiz kalmayı tercih etti.

İLGİLİ HABER | TBB, 12 baronun genel kurul çağrısını reddetti