“Samsun Tekkeköy ilçesindeki Yeşilyurt Demir Çelik Fabrikası’nda bir işçi 1600 derecede eritilen sıvı çelik kazanına atlayarak yaşamına son verdi.”
“Yok başka bir cehennem yaşıyorsunuz işte”
Bu Sesler ve Küller şiirinden bir dize. Dizenin sahibi Behçet Aysan da Sivas Katliamı’nda diri diri yakılanlar arasındaydı. Yok başka bir cehennem, yaşıyoruz, yaşatıyorlar…
Adem, 2011 yılında işe başlamış. Saat 16.00'daki vardiyasına geldikten yaklaşık yarım saat sonra kendisini kazanın içerisine bırakmış, güvenlik kamerası kayıtları öyle diyor. Evli ve iki çocuk babası Adem.
O kadar çarpıcı ki, o kadar ekonomik krizin işçi sınıfı üzerinde ne gibi yaralar, tahribatlar yarattığını gösteriyor ki. Sürekli konuşmak, sürekli örnek vermek Ademler yeryüzünde cehennemi yaşamasın demek gerekiyor.
TÜİK verilerine göre de geçim zorluğu intihar nedenleri içinde 3. sıradaymış. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) verileri göre ise, 2017 yılında en az 89 işçinin işyerinde veya işyeri dışında işe bağlı nedenlerle intihar etmiş. Bu sayı 2016 yılında ise en az 90! Sosyal Haklar Derneği’nin (SHD) 2017 yılına ilişkin raporunda da, intihar eden emekçiler ve intihar nedenleri önemli bir hak ihlali kategorisi olarak yer almış.
İSİG’e göre Türkiye’de işçi intiharlarının ilk üç nedeni borç, mobbing ve işsizlik. Ama pek çok intiharın işyeriyle uygun illiyet bağı taşıyan bir nedeni olup olmadığını bilemiyoruz, bunu saptamakta zorluk çekiyoruz. Ama biliyor, hissediyoruz. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) işçi intiharlarını kapsamlı bir şekilde incelemek gerektiğini belirtiyor, işsizlik, maddi güçlükler, göç, hızlı ekonomik ve politik değişiklikler gibi işçilerin çalışma ve yaşam koşullarını etkileyen pek çok parametreyi intihar nedeni ve/veya risk faktörü olarak tanımlıyor.
CHP’nin hazırladığı çalışırken intihar eden emekçilere ilişkin rapora göre ise işçi intiharları son 5 yılda yüzde 300 arttı. Borç, iş yerinde psikolojik taciz (mobbing); işsiz kalma kaygısı intiharların nedeni olarak öne çıkmış. Rapordaki talep önemli, bu intiharların iş cinayetleri kapsamında ele alınması isteniyor.
Ekonomik krizlerin genel olarak işçi sağlığı ve iş güvenliğine net, somut etkileri var. İntihar ise bunun en çarpıcı, billurlaşmış hali olarak ortaya çıkıyor. Recep Kapar’ın, Çalışma ve Toplum Dergisi’ndeki “Ekonomik Krizlerin Çalışanların Sağlığı ve Güvenliği Üzerindeki Etkileri” makalesi konuyla ilgili kapsamlı bir çerçeve sunuyor. Aşağıdaki grafik de bu makaleden; bu çerçevenin biraz da özeti ve her işçi eğitiminde bence altı çizilmesi gereken, özellikle de yaşadığımız ekonomik kriz ortamında bir kez daha altı çizilmesi gereken bir çerçeve.
Finansal krizlerin işyerlerinde sağlık ve güvenliğe etkilerini, bunun da işyerindeki hastalık, ölüm ve kazalardaki artış ile işsizlikten kaynaklanan sağlık sorunlarındaki artışla (ki intiharlar da bu kapsamda incelenmeli) bağlantısını gözler önüne seren neden sonuç ilişkilerini sorgulatan bu grafik çok ama çok tartışılmalı ve zenginleştirilmeli.
Eğer başka bir grafik çizseydik ve sözgelimi bankaların ekonomik krizlerdeki durumlarını göstermeye çalışsaydık, muhtelelen bir başarı grafiği çizecektik. Örneğin banka dışı finans sektörü 2018’de %28 büyümüş, bankacılık sektörü 2017’de %19 büyürken, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından yayımlanan haftalık bültene göre, sektörün kredi hacmi 7 Aralık ile biten haftada 13 milyar 614 milyon lira artmış, bu dönemde toplam kredi hacmi 2 trilyon 452 milyar liradan 2 trilyon 465 milyar 614 milyon liraya çıkmış.
Emekçinin cebindeki para, evine giren gıda azalırken sermaye büyüyor. Yalnızca bu değil; daha fazla işçi hastalanır, yaralanır, ölür, intihar ederken bu sermayeye büyüme olarak yansıyor. 1600 derecede kaynayan kazanın ateşi işçiyi yakıyor…
Kaynaklar
http://calismatoplum.org/sayi34/recep%20kapar.pdf
https://www.evrensel.net/yazi/80866/isci-intiharlari
http://t24.com.tr/haber/isci-intiharlari-5-yilda-yuzde-300-artti,733384