Bu haftaki yazının başlığını görünce muhtemeldir ki “bir yanlışlık mı var?” demişizdir. Yanlışlık yok talep bu…
İzlediğimiz filmler, diziler, reklamlar ve buralarda gördüğümüz renkli dünyaların ardına baktığımızda bu filmleri, dizileri, reklamları önümüze seren emekçilerin yoğun bir emek sömürüsü ile karşı karşıya olduğunu görüyoruz. Haftanın 7 günü, günde 18 saat çalışan işçiler set işçileri. Zaman zaman dile getirdikleri başlıktaki talep de buradan geliyor.
Şimdi bunlara yasal düzenlemelerle karşılaştırmalı olarak bakalım.
4857 Sayılı İş Kanunu’nun 63. maddesinde haftalık çalışma süresinin en çok 45 saat olduğu, günlük çalışma süresinin ise her ne olursa olsun 11 saati aşamayacağı düzenlenmiştir.
Yine İş Kanununa İlişkin Çalışma Süreleri Yönetmeliği’nin 4. maddesinde de günlük çalışma süresinin her ne şekilde olursa olsun 11 saati aşamayacağı aşar ise İş Kanunu’nun 41,42 ve 43. maddelerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
Bu teknik açıklamanın tercümesini yapalım:
İşçinin haftalık çalışma süresi 45 saati aşmasa dahi, günlük çalışma süresi 11 saati aşıyor ise işçiye fazla çalışma ücreti ödenmesi gerekir. Yani haftalık 45 saatin dolup dolmadığına bakılmaksızın günlük 11 saati aşan her saat için saat ücretinin yüzde 50 zamlı ödenmesi gerekir.
Bu düzenleme sadece set işçileri için değil tüm işçiler için geçerlidir. Set işçilerinin neredeyse tamamının haftalık çalışma süresi 45 saati aşıyor, öyle ki günde 18 saat çalışma bu sektör için olağan bir hal almış durumda.
Yine set işçilerinin çoğunun ücretini zamanında almaması, hiç alamaması yaygın olarak görülen bir durumdur. Ücretin geç ödenmesi veya hiç ödenmemesi halinde işçinin haklarını daha detaylı bir başka yazıya saklamak üzere bu durumda yapılabilecekleri kısaca özetleyelim.
İş Kanunu’nun 34. maddesine göre ücreti ödeme gününden itibaren 20 gün içinde ödenmeyen işçinin çalışmaktan kaçınma hakkı vardır. Sayısal olarak bu nedenle çalışmaktan kaçınma hakkı toplu olarak da kullanılabilir.
Bir başka hak ise İş Kanunu 24. maddesi II/e fıkrasına göre işçinin haklı nedenle derhal fesih hakkıdır.
Bu teknik detayları da tercüme edelim:
Ücret ödeme günü ayın 5’i olsun. O ayın 26’sı itibari ile 34. maddeye göre çalışmayabilirsiniz ya da ayın 5’inden itibaren 6 gün içerisinde haklı fesih hakkınızı kullanarak işten ayrılıp tazminatlarınızı isteyebiliriz. Elbette bu hakları set emekçileri açısından uygularsak ücretin ödenmemesi halinde set çalışanlarının çalışmama hakkını kullanması durumunda, o dizilerin çekilememesi, patronların reklam gelirlerinden mahrum kalması oldukça önemli bir adım olacaktır. Burada tabi set emekçilerinin sesini duyar gibiyim “bunu yaparsak sektörde duyuluyor ve başka bir yerde iş bulamıyoruz”. İşte bu da set emekçilerinin bir başka sorunu olarak karşımızda duruyor. Sektörde pek çok yapımcının, çalışanın birbirini tanıması ve bilmesi sebebi ile ses çıkaran bir işçinin adının duyulması ve yeni bir iş bulma şansının da azalması kaçınılmaz oluyor. Bu derde çare de sanırım patron tarafına bir işçi için değil çoğu işçinin artık ses çıkardığını gösterebilmekte ve işçinin “bunu yaparsak sektörde duyuluyor ve başka bir yerde iş bulamıyoruz” cümlesini tersine çevirip patron tarafına “artık hepsi böyle, kabul etmiyorlar, haklarını istiyorlar” dedirtebilmekte.
Başka neler yaşıyor set emekçileri?
Sigortasız çalıştırılıyorlar, iş cinayetlerinde yaşamlarını yitiriyorlar, iş sağlığı ve iş güvenliği kurallarına uyulmadığından meslek hastalıklarına tutuluyorlar. Günde 18 saate varan süreler ile çalışıp evlerine döndüklerinde gelen bir telefon ile tekrar sete gitmek zorunda kalıyorlar.
Şimdi izlediğimiz dizilere, filmlere, reklamlara bir de bu gözle bakalım, bir de bu gözle izleyelim…