TİP’ten, kültür-sanat ve fikir emekçileri buluşması

TİP’ten, kültür-sanat ve fikir emekçileri buluşması

TİP’in, kültür-sanat ve fikir emekçileriyle düzenlediği toplantıda konuşan TİP Genel Başkanı Erkan Baş, "Siyasetin yukarıdan aşağı tek yönlü işleyişine son vermemiz lazım" sözleri ile halk toplantılarının önemine işaret etti.

İleri Haber

Türkiye'nin birçok il ve ilçesinde yurttaşlarla halk toplantılarında bir araya gelen Türkiye İşçi Partisi (TİP), bugün İstanbul'da kültür-sanat ve fikir emekçileriyle buluştu. Ataşehir'deki DasDas Sahnesi’nde düzenlenen toplantıya TİP Genel Başkanı Erkan Baş, Genel Başkan Yardımcısı Barış Atay ve TİP Sözcüsü Sera Kadıgil’in yanı sıra çok sayıda oyuncu, müzisyen, yazar ve akademisyen de katıldı. 

'SANAT ALANINDA NELER YAPABİLECEĞİMİZİ GÖSTERMENİZİ UMUYORUZ'

Programın başında söz alan Barış Atay, "Türkiye'de sosyalist devrimci mücadele içerisinde var olduğum sürece en eksik gördüğüm konulardan bir tanesi, sosyalistlerin sanatı çok sevmesine rağmen sanatın mücadele alanındaki varlığını bazen geriye bırakmak olduğunu gördüm" derken, TİP olarak bunu değiştirmek istediklerini söyledi. 

TİP Kültür Sanat Bürosu'nun da bu ihtiyaç sonucu kurulduğunu belirten Atay, "Partili olmayan meslektaşlarımızın da içinde yer aldığı bir kültür sanat komisyonu olması gerektiğini düşündük, bunu uygulamaya çalıştık" derken, toplantının amacını da "Bütün bunların sonucunda da bir çalışmaya gidecek bir tanışma sohbet toplantısı düzenlemenin iyi fikir olacağına karar verdik" sözleriyle dile getirdi. 

Atay; festival ve tiyatro oyunu yasaklarına değinerek, "Sanat alanında neler yapabileceğimizi, bizim göremediğimiz yerleri nasıl göreceğimizi göstermenizi umarak toplantıyı düzenledik" dedi.

'SİYASETİN YUKARIDAN AŞAĞI TEK YÖNLÜ İŞLEYİŞİNE SON VERMEMİZ LAZIM'

Programda konuşan TİP Genel Başkanı Erkan Baş, yukarıdan aşağıya işleyişi esas alan siyaset düzenini değiştirmek istediklerini ve partisinin halk toplantılarında da ortak noktanın bu olduğunu belirtti. Halkın ve alanın temsilcilerinin özne olduğu bir tarz yaratmak istediklerini kaydeden Baş, "Bu, mahalle meclisleri için de böyle, hukukçular için de böyle, bilim insanları ve sanatçılar için de böyle. Eğer biz siyaseten bir şeyi başaracaksak, bunu başarmamız lazım. Siyasetin o yukarıdan aşağı tek yönlü işleyişine son veren ve gerçekten üretenlerin, alanlarına emek verenlerin sözünün daha ağırlık kazandığı bir süreci yaşamamız lazım" dedi.

Yapılmayanlar ile yüzleşip yapılması gerekenlerin konuşulmasının öneminde değinen Baş, "Memlekette ne yaşıyorsak bunun yüzde 99’unun sorumlusu iktidar. Biz, elimizden geldiğince bulunduğumuz her platformda iktidarı eleştiriyoruz. O söylediklerimizin hepsi doğrudur, gerçektir, inandığımız şeyleri söylüyoruz ama bunun yanına, bu tarz toplantılarda bir şey daha eklememiz gerekiyor" ifadelerini kullandı.

'BU TOPLANTILARDA 20 YILA DAİR ÇIKARTTIĞIMIZ DERSLERİ DE PAYLAŞMAK İSTİYORUZ'

20 yıldır Türkiye'nin kültür sanata, halka, kadınlara ve gençlere en düşman iktidarının koltukta olduğunu ve herkesin ders çıkartması gerektiğini belirten Baş, "Biz de demek ki 20 yıldır bir şeyleri yapamadık; eksik yaptık, yanlış yaptık, hatalı yaptık ya da gücümüz yetmedi ama bu sonucu değiştiremedik. Dolayısıyla bu toplantıda, memleketin içinde bulunduğu durumu, onların yaptıklarını tartışmak yerine belki biz bu 20 yılda yapmadığımız neleri yaparsak bu sonucu değiştirebiliriz, bu sonucun değişimine katkı koyabiliriz... Belki tek başına bizim henüz gücümüz yetmez, sonucu köklü bir şekilde değiştirmeye ama mutlaka bir katkı yapabilir. O yüzden biz bu toplantılarda, geride kalan 20 yıla dair çıkarttığımız dersleri de paylaşmak istiyoruz. Her seferinde bunu geliştirmek istiyoruz" diye konuştu. 

'TÜRKİYE'DE GÜÇLÜ BİR SOL, SOSYALİST HAREKET OLMAYINCA SİYASETİN DENGESİ SAĞA KAYIYOR'

İnsanların Meclis'teki konuşmalar ve sokaktaki eylemler nedeniyle kendilerine sevgilerini gösterdiğini ancak "Ya siz çok iyisiniz, çok güzelsiniz, çok da doğru konuşuyorsunuz ama çok mu solcusunuz?" sorusuyla sıkça karşılaştıklarını kaydeden Baş, şöyle devam etti:

"20 yılın hâlâ istediğimiz sonuca bizi taşımamasının en önemli nedeni, memlekette güçlü bir solun olmayışıdır. Yani 'Sol tek başına bu iktidarı alaşağı ederdi, biz hallederdik bu işi' iddiasında değilim ama Türkiye’de güçlü bir sol, güçlü bir sosyalist hareket olmayınca siyasetin genel dengesi sağa kayıyor ve her geçen gün sağ; hegemonyasını, hakimiyetini artırıyor. O yüzden iktidarın yenilmesi daha da zor hâle geliyor. Oysa kuvvetli bir sol, memleketteki bu hegemonyayı en azından kırabilirdi ve memlekette her tür gericilik, ırkçılık, milliyetçilik, savaş yanlılığı, LGBTİ+ düşmanlığı, kadın düşmanlığı bu kadar kolay ifade edilemez bir şey hâline gelirdi. Bu da AKP’nin altındaki zeminin kayması anlamına gelirdi."

'AKP'DEN KURTULMAK İSTİYORSAK GÜÇLÜ BİR SOLA İHTİYAÇ VAR'

Sözlerinin devamında "Eğer AKP’den kurtulmak istiyorsak mutlaka ama mutlaka güçlü bir sola ihtiyaç var memlekette. Herkesin böyle bir adım daha sağa doğru kaydığı bir tabloda AKP’yi yenmek mümkün olmuyor" diyen Baş, siyasette yurttaşların "seçmen" olarak görüldüğünü ve tek arzunun oy almak olduğunu kaydederek, "Dolayısıyla o an itibarıyla onun hoşuna gidecek ne varsa onu söyleyen bir siyaset tarzı Türkiye’de egemen olmaya başlıyor; muhalif olduğunu iddia eden kesimler arasında da" eleştirisinde bulundu.

'SEÇMEN FİKRİNİ ORTADAN KALDIRIP YURTTAŞ PAYDASINI MERKEZE ALMAYA ÇALIŞIYORUZ'

Baş, amaçlarını ise "Seçmen fikrini ortadan kaldırıp yurttaş ortak paydasını merkeze almaya çalışıyoruz. Bunun uzanımında da Türkiye’de güçlü bir sol oluşabileceğini ve oluşan bu sol ağırlığın Türkiye’deki bütün siyaset dengesini değiştirebileceğine inanıyoruz" diyerek açıkladı.

'TAYYİP ERDOĞAN BİR TESADÜF DEĞİLDİR'

Yaklaşan seçimlerin tarihin en önemli seçimlerinden biri olacağına işaret eden Baş, "Bu seçim, ikinci yüzyıla açılan bir kapı olacak. Dolayısıyla bu seçimde bizim yanıt vermemiz gereken soru şu gibi geliyor: 'İkinci yüzyılda Türkiye’de sol olacak mı, olmayacak mı?' Bunu da çok ama çok önemli buluyoruz. Çünkü ilk yüzyıla baktığımızda, 1920’lerden bugüne sistematik bir biçimde solu imha etmeye çalışan, yok etmeye çalışan; halkın, emekçilerin, yoksulların siyaset alanında temsiliyetini engellemeye çalışan bir anlayış hâkimdi Türkiye’ye. O yüzden mesela 'Tayyip Erdoğan bir tesadüf değildir' diyoruz" ifadelerini kullandı.

'ERDOĞAN'DAN KURTULUŞA YAKIN OLDUĞUMUZ HİSSİNDEYİZ'

"Siz bütün bu Cumhuriyet tarihi boyunca solcuları, sosyalistleri, ilericileri, devrimcileri yok etmeye odaklanan bir siyaset güderseniz; Kürtleri, Alevileri yok sayarsanız; tarikatların, cemaatlerin sürekli olarak önünü açarsanız varacağınız yer; Adalet ve Kalkınma Partisi’dir, Tayyip Erdoğan’dır" diyen Baş, "Biz, Tayyip Erdoğan’dan kurtuluşa yakın olduğumuz hissindeyiz. Bu Saray Rejimi'nin önümüzdeki günlerde bir yenilgi yaşayacağını hissediyoruz. Muhalefet bir hata yapmazsa bu yenilginin mümkün olduğu bir aşamadayız" değerlendirmesinde bulundu.

'TİP'İN BİR ŞANS YAKALADIĞINI DÜŞÜNÜYORUZ'

Tüm bunların önemli olduğunu ancak Cumhuriyet'in ikinci yüzyılının solsuz dizayn edilmek istendiğini dile getiren Baş, "Buna izin verecek miyiz, vermeyecek miyiz? Mesela bizim bazen size aşırı gelen telaşımızın, heyecanımızın arkasında bu önümüzdeki yüzyıla ilişkin bir iddia ve o yüzyılın ilk adımlarında üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirme arayışı var. Bugün Türkiye İşçi Partisi’nin biz bir şans yakaladığını düşünüyoruz" dedi.

Gezi Direnişi'nin Türkiye'deki sosyalist hareketin zirvesi olduğunu, halkın üstüne düşeni yapmasına rağmen kendilerinin yapamadığını ve bu ihtiyacın sonucu olarak TİP'i kurduklarını hatırlatan Baş, 'Sosyalist hareketin bir yeniden kuruluşa ihtiyacı var' saptamasıyla başladı bugünkü TİP’in yolculuğu" ifadelerini kullandı.

'SEÇİMLERDE DE SEÇENEK OLMALIYIZ'

Sosyalistlerin her hak mücadelesinde var olduğunu ancak seçim dönemlerinde gerçek bir seçenek sunmadığını kaydeden Baş, "TİP; seçimleri de önemseyen, seçimlerde de memlekette sol adına, sosyalistler adına bir ağırlık oluşturmanın gerektiğine inanan bir parti. Genelde bizde, 'Seçimler çok önemli değildir' diye bir yaklaşım var. Bizim, seçimlerde de etkili olmalıyız, seçimlerde de adres olmalıyız, seçimlerde de seçenek olmalıyız biçiminde bir yaklaşımımız var" şeklinde konuştu.

'BİZİ ORTA ÇAĞ KARANLIĞINA ÇEKEN BİR İKTİDAR TARAFINDAN YÖNETİLİYORUZ'

Program sonrasında değerlendirmelerde bulunan TİP Sözcüsü Sera Kadıgil ise "20 yıldır sanattan, sanatçıdan özel olarak nefret eden bir iktidar tarafından yönetiliyoruz. Bunun da sebebi aslında çok açık. Sanatçılar varlık sebebi gereği ileridedir ve aydınlıktadır ama biz ısrarla, bizi Orta Çağ karanlığına çekmeye çalışan bir iktidar tarafından yönetiliyoruz" dedi.

Yurttaşlarla sıkça halk toplantılarında bir araya geldiklerini ve bu çerçevede fikir ve sanat emekçileriyle de bir araya geldikleri toplantıda çok değerli katkılar aldıklarını kaydeden Kadıgil, "Tüm sanatçı dostlarımıza teşekkür ediyoruz. Bu karanlığı hep birlikte, ele ele aşacağız" diye konuştu.

‘ÖRGÜTLENME İHTİYACIMIZ VAR’

Öte yandan sanatçılar, buluşmayla ilgili İleri Haber’e konuştu.

Oyuncu Cezmi Baskın: Bugünlerde birtakım ihtiyacımız var: Örgütlenme ihtiyacı, fikirlerimizi açıklama ihtiyacı ve kendimiz gibi düşünen insanlarla bir arada olmak ve fikir alışverişinde bulunmak gibi bir ihtiyacımız var. Onu gidermek için bugün buradayım. Çok faydalı oldu, TİP’in gelecekteki kültür ve sanat politikasının üzerine katılımcıların fikirleri çok kıymetli ve aydınlatıcı oldu. Bu, gelecekteki günlerimiz için kültür-sanat alanında atılmış büyük bir adımlardan birisi. Daha iyi şeyler olacağına inanıyorum.

Müzisyen Sevcan Orhan: Ben müzisyenim ve günümüzde de sanatçıların, müzisyenlerin birtakım vaatlere ihtiyacı var. Ben bu anlamda TİP’in ne düşündüğünü, ne vadedebileceğini ve bizden fikir alıp alamayacağını merak ettiğim için geldim. Günümüzde bütün yasakların, bütün bu var olma çabalarının yok sayılması herkesi olduğu gibi beni de rahatsız ediyor. Bugün kıymetliydi, bunlar devamının gelmesi gerektiğini düşündüğüm toplantılar.

Yazar Semih Gümüş: TİP’in çağrısıyla gelen arkadaşlarımız arasında partili olanlar ve olmayanlar var. Önemli olan burada birlikte bir düşünce alışverişi içinde olmaktı. Gerçekten çok yararlı ve önümüzdeki yakın bir gelecek için pek çok konuda ışık tutan düşünceler ve öneriler ortaya çıktı. Bundan sonra partinin bunların takipçisi olması önemli. Ama yalnızca partinin takipçi olması yeterli değil aynı zamanda bu toplantıya katılan sanatçıların da burada yaptığımız düşünce alışverişinin takipçisi olması bence çok önemli. Çünkü önümüz bir seçim dönemi ve seçim sürecinde çok önemli sorunlarla karşı karşıya kalacağız ve bu bir ölüm-kalım seçimi. Ama bu seçim sürecinde sanatçıların da toplumsal karşılıklarını düşünürsek önemli rolleri olacaktır.

DAHA FAZLA