İngiltere’deki yeni bulgular tarımcılık tarihini yeniden yazabilir

2013 yılında, araştırmacılar 6 bin yıl öncesinden başlayarak çiftçiler ve avcı-toplayıcıların ölülerini Almanya’da aynı oyuklara gömdüklerini ve 800 sene boyunca da bu şekilde devam ettiklerini ortaya çıkarttılar.

Şeyda Bağdoğan - İleri Bilim

Avcı-toplayıcılar, kıta Avrupa’sındaki ilk çiftçilerin gerçekleştirdiği buğday ve başka tahılların takası vasıtasıyla, zirai ürünleri İngiliz Adaları’na getirmiş olabilir. İngiliz kıyıları yakınlarında halen sualtında bulunan avcı-toplayıcı kampından elde edilen antik DNA çalışmasının sonuçları bu tezi destekliyor.

Alınan sonuçlara göre, çiftçiliğin Britanya’da kök salmasından 2 bin yıl önce buğday Batı Avrupa’ya kadar ekiliyordu. Onyıllardır, arkeologlar Ortadoğu’dan gelen çiftçilerin Avrupa’ya göçlerinin 10 bin 500 yıl önce başladığını ve ancak 6 bin yıl önce Britanya’ya ulaşdıkları düşünülüyordu. Bu şekilde batıya ilerledikçe avcı-toplayıcı toplumla yer değiştirdikleri ya da dönüştürdüklerini düşünülüyordu.

Fakat bu görüş bazı değişikliklere uğradı. Son keşiflere bakarak örnek verecek olursak, bir anda yerlerini almaktan ziyade bazı çiftçiler Avrupa’da yaşayan avcı-toplayıcılarla bir arada yaşadılar. 2013 yılında, araştırmacılar 6 bin yıl öncesinden başlayarak çiftçiler ve avcı-toplayıcıların ölülerini Almanya’da aynı oyuklara gömdüklerini ve 800 sene boyunca da bu şekilde devam ettiklerini ortaya çıkarttılar. Daha tartışmalı olan ise, araştırmacıların iddiasına göre, 6 bin 500 yıl önce Almanya ve İskandinavya’daki avcı toplayıcılar evcilleştirilmiş domuzları yakınlarındaki çiftçilerden edinmiş olabilirdi.

Yeni bulgular çiftçilerin doğudan batıya muntazam bir şekilde ilerlediği hipotezini daha da altüst edeceğe benzemekte.

İngiltere’deki Warwick Üniversitesi’nde bitki genetikçisi olan Robin Allaby ve ekibi tarafından yürütülen araştırma, Britanya Adaları’ndaki evcilleştirilmiş bitkilerin en eski bulguları incelemekteydi. Bu ekip, Wight Adası’nın kuzeybatısındaki Bouldnor mezrasından 250 metre uzağında yer alan denizaltındaki kazı alanı Bouldnor Kayalıklarına bakmaya karar verdiler. Taş Devri’ne ait buluntulardan ortaya çıktığına göre bu bölge belli ki, ahşap tekneler yapma ihtimali olan avcı-toplayıcılar tarafından işgal edilmişti. Allaby’nin ekibi mekanın bir kısmındaki, görünüşe göre avcı-toplayıcılardan kalan, gelişigüzel atılmış yanık fındık kabuklarının karıştığı tortul numuneleri üzerinde antik DNA analizi yaptı. Örneklerdeki ahşap ve bitkiler 8 bin yıl öncesine tarihlendirilmekteydi. Ekip antik DNA analizinde parçalarına ayrıldıktan sonra bile kökünde posasından kalan genetik materyali içeren bitkileri düzenlemek ve toplamak için paleogenetikçi Eske Willerslev’in tanımladığı metotları kullandı.

Tahmin edilebileceği gibi, Allaby ve meslektaşları DNA’ya -8 bin yıl önce yerleşildiği bilinen- Güney Britanya’daki meşe, kavak, kayın ve çok birçok ot içeren çeşitli ağaç ve bitkilerden ulaştı. Fakat araştırma ekibi aynı zamanda büyük bir süprizle karşılaştı. DNA örnekleri arasında üretimi Ortadoğu’ya dayanan evcilleştirimiş ve hiçbir atası Kuzey Avrupa’da bulunmayan iki cins buğday vardı. Yani bu cinsler bölgesel olarak evcilleştirilmesinden ziyade 10 bin 500 yıl önce Ortadoğu’da başlayan çiftçiliğin ilk dağılımı ile ilişkili olmalıydı. Fakat birçok arkeolog Balkanlar’ın ve bugünkü Macaristan’ın batısından ötede 8 bin yıl öncesine kadar çiftçiliğin olmadığını öne sürüyorlar.

Araştırmacılar, deneylerde kullanılan kimyasal çözeltilerdeki DNA dizisini içeren, günümüz buğdayınının etkisini engellemek amaçlı pek çok test gerçekleştirdiler. Sciencemag sitesindeki çevrimiçi raporlarda sunulduğu gibi, tek muhtemel sonuç evcilleştirilmiş buğdayın Bouldnor Kayalıkları’nda yaşamış avcı-toplayıcılara ait olduğu. Fuller, raporun metodoloji açısından etkileyici olduğunu söylerken, Willerslev ise çalışmanın oldukça ikna edici olduğunu belirtti. Çökeltiden ayrılmış DNA, tahıl taneciklerinin kendilerini muhafaza etmemeleri muhtemel olduğu için, tarım için ortaya çıkartılabilir en eski kanıtları sağlayacaktır.

Tarımcılık Anadolu’dan Avrupa’ya iki ana yoldan ulaştı: Kuzeyden ve Akdeniz üzerinden. Bouldnor Kayalıkları’ndaki bulgular İngiltere’de buğdayın tarımcılığından 2 bin yıl önce de var olduğunu gösteriyor [2].

Peki, evcilleştirilmiş buğday 2 bin yıl önce İngiltere’ye nasıl geldi ve tarımcılık başladı?

Allaby’nin ekibi, avcı-toplayıcıların buğdayı kendilerinin ekip biçtiklerini düşünmüyor çünkü örneklerde buğday poleni bulunamadı. Tarımın Fransa’nın batısına yayılmasının düşünülenden 7 bin 600 yıl öncesine kadar daha erken yayılmış olabileceğini ileri sürmekteler. Fakat Durham Üniversitesi’nden arkeolog Peter Rowley-Conwy bu savı reddediyor. Tarımın yayılımının kronolojisini yanlış değerlendirdiklerini söyleyerek, direkt karbon 14 metoduna tabi tutulmuş binlerce tahıl taneciğinin Batı Avrupa’da çiftçiliğin başlangıcının bu kadar erken olmadığını gösterdiğinin altını çiziyor. Bir DNA çalışmasının tüm çalışmaları altüst edemeyeceğinin de altını çiziyor.

Allaby’e göre, bir başka olasılık ise, Güney Britanya’nın göçebe avcı-toplayıcılarının, önceden düşünülene nazaran, Avrupa’nın daha ötesine gittikleri ve buğday mahsullerini çiftçilerden batıya taşıyıp sonra Britanya’ya geri götürdükleri. Ayrıca, açıkça saptanabilen tahıl taneciklerine dayanarak tarımın yaygınlaşmasının tarihlendirilmesi erken örnekleri gözden kaçırıyor olabilir.

Oxford Üniversitesi’nde evrimsel biyolog olan Greger Larson’a göre Allaby’ın savı doğru olabilir: “Çiftçiler ve avcı-toplayıcılar arasındaki, mekan ve zamanın ötesine geçen, değiş-tokuşun yakınlık derecesini hafife mi alıyoruz? Belki de onları anlamanın tek yolu DNA’nın bize verdiği ipuçlarındadır.’’

Ancak Fuller’e göre, yeni bulgular tarımın yayılma tarihinin değiştirilmesine ihtiyaç olduğuna işaret etmiyor. Aksine çiftçi ve avcı-toplayıcıların küçük ölçekli öncüleri, tarımı geliştirerek batıya ulaştırdıkları gibi, kendi sınırlarının ötesinde çiftçilik yapıyor olabilirlerdi. Buğday, kültürel değişimlerin veya alışverişin bir parçası olabilir. Tıpkı bugün doğudan gelen nadir baharatların ticari bir değeri olduğu gibi Bouldnor Kayalıkları’ndaki buğday da günlük bir yiyecekten ziyade “nadir, egzotik ve değerli” olarak görülüyor olabilirdi.

Kaynaklar:

1. http://news.sciencemag.org/archaeology/2015/02/dna-recovered-underwater-british-site-may-rewrite-history-farming-europe

2. http://www.sciencemag.org/content/347/6225/945.full.pdf

DAHA FAZLA