Eş dost ile siyasi bir sohbete girip de “indirgemecilik yapıyorsun”, “basit düşünüyorsun” suçlaması ile karşılaşmayan azdır. Buna karşı içten içe “alacaksın o kapitali, kafasına kafasına…” diye düşünenler de vardır. Eğer şiddete karşı kararlı bir tutum içinde iseniz, bu durumda bilim felsefesi imdadınıza yetişebilir. Başlangıç için size yardımcı olayım.

YGS’ye giren bir öğrencinin başarısını açıklamaya çalışalım. Öyle bir modelimiz olsun ki, öğrenci ve çevresi ile ilgili detaylı bilgiye sahip olduğumuzu varsayarsak, bize bu öğrencinin başarısını önceden tahmin edebilsin. Modelimize ilk olarak öğrencinin son karne notlarını alalım. Tabii hemen itiraz gelecektir: hangi okul olduğu da önemli. Hacı Mehmet burada araya girer: Aile durumu, annenin çocukla ne kadar ilgilendiği da ele alınmalı. Ama sosyolog Ayşe durur mu: Ailenin yaşadığı çevre de ele alınsın, gelir durumu, ailenin son 6 aydaki çalışma durumu da olsun. Alınsın, tamam ama şimdi de Irkçı Devlet geldi: çocuğun soyuna sopuna bakılsın, kafatası ölçülsün. Bir psikanalist Ferhat eksikti: küçüklük travmaları, cinsellik algısı…

Bu örneğin nereye gittiği açık; peki ama modelimiz gerçekten de bu görüşleri içkinleştirerek gelişiyor mu? Ele aldığımız etmenler arttıkça ve çeşitlendikçe modelimizin açıklama yetisi artar mı? Komünist Metin gelip de işi bu kadar karıştırmayın dediğinde indirgemecilik tuzağına mı düşmüş olacak? HAYIR.

Cevabı bu kadar güvenli vermemizi sağlayan şey Vapnik-Chervonenkis’in istatistiksel öğrenme kuramıdır. 

Haberin devamını buradan okuyabilirsiniz..