Hiranur Vakfı'ndaki istismar davasında ilk duruşma sona erdi

Hiranur Vakfı'ndaki istismar davasında ilk duruşma sona erdi

Mahkeme, davayı 27 Şubat 2023 tarihine erteledi.

İleri Haber

İsmailağa cemaatine bağlı Hiranur Vakfı'nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel'in, 6 yaşındaki kızı H.K.G.'yi 29 yaşındaki müridiyle "evlendirmesi" ve kız çocuğunun yıllarca sistematik bir şekilde istismara maruz bırakılmasına ilişkin açılan davanın ilk duruşması bugün İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Kapalı duruşma ve yayın yasağı kararı alan mahkeme, davanın 27 Şubat'a ertelenmesine hükmetti. 

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede H.K.G.'nin 6 yaşındayken evlendirildiği Kadir İstekli hakkında 'çocuğun cinsel istismarı’ ve ‘nitelikli cinsel saldırı’ suçlarından 67 yıl 10 ay 15 gün, baba Yusuf Ziya Gümüşel ve anne Fatıma Gümüşel hakkında ‘çocuğun nitelikli cinsel istismarı’ suçlamasıyla 22 yıl 6 ay hapis cezası istenmişti. Davaya müdahil olan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, duruşma öncesinde mahkemeye dilekçe vererek, davada gizlilik kararı alınarak duruşmaların kapalı yapılmasını ve davaya ilişkin yayın yasağı konulmasını talep etmişti. 

Yusuf Ziya Gümüşel'in kızı H.K.G'yi 6 yaşında "evlendirmesi" ve H.K.G.'nin yıllarca cinsel istismara maruz bırakılması skandalına yönelik davanın ilk duruşması, bugün Kartal’daki Anadolu Adalet Sarayı’nda görülmeye başlandı. Yusuf Ziya Gümüşel ile Kadir İstekli duruşma salonuna getirilirken, duruşma, salonun yetersizliği nedeniyle katılanların talebi üzerine küçük salondan büyük salona alındı. Davayı, yurdun dört bir yanından gelen kadın ve çocuk örgütü üyeleri, siyasi parti temsilcileri ile barolar da takip etti.

'KAPALI OTURUM YAPILMASI ELZEM'

Mahkemenin, sanık müdafilerinin davaya katılma taleplerine ilişkin beyanlarını aldığı sırada, duruşma salonunda tartışmalar yaşandı. Kadir İstekli'nin avukatı Eyüp Akıncı, "23.01.2023 tarihli dilekçedeki beyanlarımız hakkında, katılım taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmesini istiyoruz. Özellikle şikayetçi vekilleri ve bakanlık vekilleri haricindeki bütün taleplerin reddine karar verilmesini talep etmiştik. Kapalı oturum yapılmasının elzem olduğu gözler önüne serildi. Türkiye İşçi Partisi, Sol Parti, Halkın Kurtuluş Partisi gibi bazı katılma taleplerinin dosyayla ilgisiz ve tamamen içlerindekini buraya lanse etmek üzere verdikleri beyanları aynen kendilerine ve partilerine iade ettiğimizi de buradan kendilerine bildirmek istiyoruz" dedi.

Fatma Gümüşel'in avukatı ise şunları söyledi:

'TASAVVUF EHLİ VE CEMAATLERİ HEDEF ALANLARIN MÜDAHİLLİK TALEPLERİ REDDEDİLMELİ'

"Sabahtan beri burada müvekkilim ve diğer sanıkların masumiyet karinesi açıkça ihlal ediliyor. Henüz yeni başlayan bir davanın başında müvekkil ve diğer sanıklar peşinen mahkum edilmiş, kendilerine her türlü hakaret edilmiştir.

İslama ve Müslümanlara olan kinini kusmak isteyenleri gördük az önce. İnandığı ilkeler adına müdahil olmak isteyenleri tenzih ederek söylüyorum ama İslam'a ve Müslümanlara olan kinini, Anadolu coğrafyasının İslamlaşmasında Müslüman Türk toplumunun bin yıldır var olmasında büyük payı olan tasavvuf ehli ve cemaatleri hedef alan, çirkin emelleriyle insanların dini inanışlarına veya yaşam tarzlarına hakaret eden kişi ve kurum temsilcilerinin müdahillik taleplerinin reddedilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Baroların müdahillik taleplerine gelince, bunun davanın uzamasından başka burada mağdur olan mağdurenin mağduriyetini artırmaktan başka bir şeye yaramayacağı belli. Sayfa sayfa, çarşaf şaraf gazetelerde boy göstereceğiz diye burada bir mağüdurenin üzerinden tribünlere oynamanın da bir manası yok. Kanundan kaynaklanan Aile Bakanlığı hariç, bütün müdahillik taleplerinin reddini talep ediyorum."

DAVA ERTELENDİ: KAPALI DURUŞMA VE YAYIN YASAĞI KARARI

Davanın savcısı, duruşmanın kapalı yapılmasını talep etti. Mahkeme de davada kapalı yargılama yapılmasına karar vererek salonun saat 16.30'a kadar boşaltılmasını istedi. Aile Bakanlığı dışındaki tüm kurumların katılma taleplerini reddeden mahkeme, davaya ilişkin yayın yasağı kararı da aldı. 

Dava, 27 Şubat 2023 tarihine ertelendi.

H.K.G.'nin maruz kaldığı istismarı ortaya çıkaran ve duruşmayı takip etmek üzere adliyeye gelen gazeteci Timur Soykan, İleri Haber'e konuştu. Mahkemenin verdiği kapalı duruşma ve yayın yasağı kararını değerlendiren Soykan, şunları kaydetti:

'GİZLİLİK KARARI, BİLGİLERİN HALKTAN KAÇIRILDIĞI KONUSUNDA KAYGIYA SEBEP OLDU'

"H.K.G. uzun yıllar o tarikat karanlığında yapayalnızdı. Bugünkü duruşmada 81 ilden gelen baro temsilcileri, avukatlar ve sivil toplum örgütleri, H.K.G.’nin yalnız olmadığını hissettirdiler. Kadın hakları ve çocuk hakları konusunda büyük bir direnç ortaya koydular ve davaya müdahil olmak istediler. Ancak başından itibaren bu davanın hem salonunda bir sıkıntı yaşadılar, daha sonra da müdahillik talepleri konusunda olumsuz bir kararla karşılaştılar. Bu da çocuk hakları konusunda, kadın hakları konusunda uzmanlaşmış pek çok ismin davdan uzak tutulması anlamına geldi. Bunu olumsuz olarak değerlendirmek mümkün.

Aynı zamanda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı gizlilik kararı istemişti davayla ilgili. O gizlilik kararı da çıktı. Yani yargılamayla ilgili artık kamuoyundan, halktan gizlendiği yargılamanın, orada çıkacak bilgilerin halktan kaçırıldığı konusunda bir kaygı haklı olarak ortaya çıktı. Bu nedenle iyi bir başlangıç olmadı H.K.G. davası için ama bu delillerle dolu bir iddianame, çok sayıda delil var bu suçlamayla ilgili pek çok gerçek var. Bunların yargılama sürecinde ortaya çıkacağını gizlenemeyeceğini düşünüyoruz. Ama onların da arkasındaki karanlığın, daha derin karanlığın gösterilmesi için yargılamanın şeffaf olması gerektiğini düşünüyorum.

'GİZLİLİK KARARI VE MÜDAHİLLİK TALEPLERİNİN REDDİ YARGILAMANIN SEYRİNİ DEĞİŞTİRİR'

Gizlilik kararı olması ve müdahillik taleplerinin reddedilmesi yargılamanın seyrini değiştirir. Sonuçta bu soruşturmada yargılanması gereken pek çok isim daha var. Şu anda 3 sanık var: H.K.G.’nin babası, evlendirildiği tarikat müridi Kadir İstekli ve anne Fatma Gümüşel. Ama imam nikahına katılan kişiler var, kemik yaşı raporunu gizleyenler var, bunun gibi pek çok sorumlu var. Onların ortaya çıkarılması anlamında bu yargılamanın şeffaf olması daha önemli."

'SARAYIN OLDUĞU YERDE ADALET OLMAZ'

Duruşma öncesi çok sayıda kadın örgütü adliye önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya Türkiye İşçi Partisi (TİP) Sözcüsü Sera Kadıgil ile TİP'li Kadınlar da katıldı.

Adliye önünde açıklamalarda bulunan Sera Kadıgil, davaya gizlilik kararı verilmesine tepki gösterdi. Kadıgil, "Bu adliyelerimizden saray lafını sildiğimiz gün bu şerefsizlerin yaptığı her ne varsa tek tek bir daha ortaya dökülecek" diye konuştu.

Kamuoyuna davaya sahip çıkma çağrısında bulunan Kadıgil, "On binlerce, yüz binlerce çocuk hiçbir denetimi olmayan bu tarikatlara, şer odaklarını kurban verilmiş durumda. Buralarda ne olduğunu bilmiyoruz. Bu çocukların başına ne geldiğini biliyoruz, bu dava münferit bir sapığın davası değil, bu dava bu ülkenin çocuklarına sistematik olarak bir işkencenin davasıdır" ifadelerini kullandı.

Kadıgil şunları söyledi:

"Sizlere İstanbul Anadolu Adalet Saray’ı denilen garabetin önünden sesleniyorum. Bu bir garabet çünkü her şeyden önce şunu söylemek lazım: Adaletin olduğu yerde saray, sarayın olduğu yerde adalet olmaz. O yüzden 102 gün sonra ilk işimizin bu tabelaları değiştirmek olduğu gerçeğini dile getirmek istiyorum.

Bizlerin vergisiyle beslenen bu şer odaklarından bir tanesinde 6 yaşındaki kız çocuğu, ailesi olacak insanların zoruyla seks kölesi haline getirildi ve bu 20 sene boyunca sürdü. ‘Ne zaman bu kız çocuğu kendisini yeterince güçlü hissetti, ne zaman şikayetçi oldu biz o zaman öğrendik’ demek çok isterdim ama biz o zaman da öğrenemedik. Aile Bakanlığı öğrendi, aradan 2 sene geçti ancak onurlu bir gazeteci bunları yazacak cesareti bulduğu zaman bunları öğrendik.

Aile Bakanlığının talebiyle birazdan görülecek duruşmaya muhtemelen giremeyeceğiz. Sebep: Gizlilik kararı geldi dosyaya. Neymiş mağdurun psikolojisi bozuluyormuş. Mağdurun psikolojisini bozan şerefsizler yargılanacak bugün. Bizim mağdurun ifadeleriyle ilgili bilmediğimiz hiçbir şey yok. Biz bugün burada neyi öğrenmememiz lazım biliyor musunuz? O babası olacak aşağılık tarikat şeyhinin kendisini nasıl savunacağını öğrenmemiz lazım. 6 yaşındaki kız çocuğunu kendine eş diye alan o şerefsizin kendisini nasıl savunacağını duymamız lazım. Bugün duymamıza engel olmak istedikleri şey tam olarak budur.

Birazdan içerideki duruşmada gizlilik kararı verecekler. Basın mensuplarını çıkaracaklar, milletvekillerini çıkaracaklar. Birçok derneğin müdahillik talebi kabul edilmeyecek. Avukatları çıkaracaklar ama hiç kimse şunu unutmasın: Bu adliyelerimizden saray lafını sildiğimiz gün bu şerefsizlerin yaptığı her ne varsa tek tek bir daha ortaya dökülecek. Aradan değil iki yıl yirmi yıl da geçse biz Aile Bakanının yaptığını yapmayacağız. Yapılmasına müsaade etmeyeceğiz. Bu şerefsizliğin takipçisi olacağız.

Çünkü şunu çok iyi biliyoruz: Tek başına değil, H.K.G tek kurban değil. On binlerce, yüz binlerce çocuk hiçbir denetimi olmayan bu tarikatlara, şer odaklarını kurban verilmiş durumda. Buralarda ne olduğunu bilmiyoruz. Bu çocukların başına ne geldiğini biliyoruz, bu dava münferit bir sapığın davası değil, bu dava bu ülkenin çocuklarına sistematik olarak bir işkencenin davasıdır. Türkiye İşçi Partisi de işte bu yüzden bugün buradadır. Kamuoyuna çağrımızdır: Bu davanın peşini bırakmayın, bu çocuklar bizim çocuklarımız."

TARİKATÇILAR ADLİYE ÖNÜNDE GÜMÜŞEL İÇİN TOPLANDI!

Dava öncesi 6 yaşındaki kızını evlendiren Yusuf Ziya Gümüşel için adliye önünde toplanann tarikatçılar , "Yusuf hocamız yalnız değildir" sloganları attı. Gericiler ayrıca "Hocamız tertemiz" pankartı açtı.

DAHA FAZLA