Amerika daha çoook keşfedilir!
Bilim ve Gelecek Dergisi Genel Yayın Yönetmeni ve İleri Haber yazarı Ender Helvacıoğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın “Amerika kıtasını Kristof Kolomb'tan önce Müslümanlar keşfetti” iddiasını İleri'ye değerlendirdi.
Ender Helvacıoğlu / Bilim ve Gelecek Dergisi Genel Yayın Yönetmeni
Konuyu birkaç düzlemde ele almak gerek.
Birincisi, Küba’da cami meselesi. Tayyip Erdoğan’ın bir çeviri veya “cahil danışman” hatasına kurban gittiği anlaşılıyor. Ama insan uluslararası bir platformda edeceği iddialı bir lafı, önceden biraz araştırır, sorgular, bilenlere sorar, ondan sonra eder. Eğer bunu yapmazsa, İslam’ın dünya lideri olacağım derken, işte böyle bütün dünyaya rezil olur.
İkincisi, Amerika kıtasına Kolomb’dan önce Eski Dünya’dan gidip gidilmediği meselesi. Daha doğrusu Erdoğan’ın söylemiyle “Amerika’yı Kolomb’dan 300 küsur yıl önce Müslümanların keşfetmiş olduğu”.
Bu konuda çeşitli söylenceler, eskiden kalmış bazı metinler üzerine yapılan yorumlar ve bazı yolculuklara ait irili-ufaklı kanıtlar mevcut. Birkaçını sayalım.
İlk söylence MÖ 7. yüzyılda Fenikeli 13 denizcinin fırtınaya tutulup Brezilya kıyılarına kadar sürüklendiği üzerine. Fenikeliler bilindiği gibi denizci bir toplum ve Cebelitarık’ı aşıp Afrika’nın batı kıyılarında gezindikleri biliniyor. Bir grup denizcinin sürüklenerek kendilerini Güney Amerika kıyılarında bulmaları olası, ama buna ait güçlü kanıtlar yok; dolayısıyla bu “kazaen keşif” söylence olarak kalmış.
Diğer bir söylence Vikinglerin önce Grönland sonra da Kuzey Amerika’nın doğu kıyılarına ulaştıkları ve bazı grupların orada yerleştikleri üzerine. 10. yüzyıl sonlarında önce Norman denizci Erik Raude (Kızıl Erik); daha sonra oğlu Leif Eriksson ve kızı Freydis, İzlanda-Grönland- Baffin Adası hattında yolculuk ediyorlar ve Kuzey Amerika’ya ulaşıyorlar. Eski İzlanda yıllıklarında bu yolculuklara ilişkin metinler var. Vikinglerin Amerika’ya ulaştıkları ve yerleştikleri 1968’de Dr. Helge Instand ve arkeolog eşinin buluntularıyla ispatlanmış ve bir söylence olmaktan çıkmış. Yani ilk kanıtlı “keşif” Vikinglere ait.
Kuzey Afrikalı ve Endülüslü Arap denizcilerin de “Sisler Denizi” denen Atlas Okyanusu’na açıldıklarına ve Amerika kıtasına ulaştıklarına dair söylenceler de var. İlk söylence Mesûdi’nin 10. yüzyıldan kalma bir eserinde geçiyor. Diğer bir ilginç rapor İdrisi’ye (ö. 1166) ait. İdrisi, “Mugarrarinler” (baştan çıkarılanlar) denilen bir maceracı genç grubunun Amerika yolculuklarından söz ediyor. Bir rapor da İbn Fazlullah el-Ömer’e ait (ö. 1348). Mali’nin kuzey taraflarında yaşayan Berberilerin hükümdarının 3000 kayıkla okyanusa açılıp bir bölümünün Amazon’un denize döküldüğü bölgeye ulaştığı yazılıyor. Bu söylencelerin kesin kanıtları yok, ama gerçek olmalarının önünde bir engel yok.
Bir diğer söylence de ünlü Çin Amirali Zheng He’nin donanmasının 15. yüzyılın ilk yarısında Amerika’ya ulaştığı yönünde. Dönemin en büyük deniz gücü olan Çin donanmasının Zheng He komutasında yüzlerce gemi ve 30 bin kişiye ulaşan mürettebat ile dünya denizlerinde dolaştığı biliniyor. İngiliz tarihçi Gavin Menzies “1421” adlı kitabında, Çinlilerin Kolomb’dan 70 yıl önce Amerika’ya ulaştığını ve Kolomb’un da Zheng He’nin haritalarından yararlandığını iddia ediyor.
Kısacası, öyle anlaşılıyor ki, Kolomb Amerika’nın “son kaşifi”.
Tartışmanın üçüncü düzlemi ise “keşif” kavramıyla ilişkili.
Burjuva tarihçileri Avustralya’nın, Amerika’nın, Ümit Burnu’nun, Afrika içlerinin, kutupların keşfinden söz eder, ama kimse Çin’i, Mezopotamya’yı, Anadolu’yu, Ortadoğu’yu, Kuzey Afrika’yı “keşfetmeye” yeltenememiştir. Çünkü ünlü “Keşifler Çağı”nda oralarda Avrupa’dakilerden çok daha köklü ve gelişmiş uygarlıklar mevcuttu ve oraları “keşfetmek” Avrupalı korsanların haddine değildi.
Son derece ideolojik bir kavramdır “keşif”. Keşfedenler ve keşfedilenler, sınıf mücadelesinin seyrine ve hangi uygarlık tarzının öne çıktığına göre sürekli değişir. Bir dönem feodaller eze eze “keşfediyor”, sonra burjuvalar arz-ı endam ediyor. Tarihi kim yaparsa, o yazıyor. Bakalım “en sonuncu keşfi” kim yapacak?