Zırhlı aracın çarpması sonucu hayatını kaybeden ve bisikleti 3 parçaya ayrılan Miraç Miroğlu, trafik polisleri tarafından hazırlanan raporda “asli kusurlu” olarak gösterildi.

MA’da yer alan habere göre 7 yaşındaki Miraç Miroğlu’nun, yaşamını yitirmesine ilişkin jandarma ve trafik polisleri tarafından hazırlanan olay yeri inceleme tutanakları ile görgü tanığı S.Ş.’nin ifadesine ulaşıldı.

Yaşanan ölümlü kazaya dair Jandarma tarafından Olay Yeri Görgü Tespit Tutanağı hazırlandı. Tutanakta “Olay yerine gelindiğinde kaza mahallinde yerde kırmızı renkli bisikletin 3 parça halinde olduğu ve çarpmanın etkisiyle kırıldığının değerlendirildiği, Miraç Miroğlu isimli çocuğa ait terliğin birinin yerde diğerinin ise yol kenarında bulunan ahıra benzeyen yapının üzerinde olduğu” ifadeleri yer aldı. Kazaya dair trafik polisleri tarafından tutulan inceleme raporu da soruşturma dosyasına eklendi.

Raporun devamında ise “Kazanın oluşumunda Miraç Miroğlu'nun Asli kusurlardan 64/H (Kavşaklarda geçiş önceliğine uymamak) 57/A(kavşağa yaklaşan sürücüler kavşaktaki şartlara uyacak şekilde yavaşlamak, dikkatli olması geçiş hakkı olan araçların önce geçmesine imkan vermek zorundadırlar) maddesini ihlal ettiğinden kusurlu olduğu kanaatine kaza yerinde yapılan inceleme ve araştırma ve ölçümler sonucuna varılmıştır” denildi.

Trafik polisleri tarafından hazırlanan raporda, zırhlı araç sürücüsü polis yerine hayatın kaybeden Miraç kusurlu bulunsa da olayın tek görgü tanığı olan Ş.Ş.’nin beyanları zırhlı aracın süratli olduğu yönünde.

Ş.Ş., savcılık talimatıyla Emniyet’te alınan ifadesinde şunları anlattı:

"Bahçede otururken, sokaktan yüksek bir şekilde fren yada çarpma şeklinde bir ses geldi. Sesi duyar duymaz dışarıya çıktım. Dışarı çıktığımda zırhlı bir polis aracını sokakta gördüm. Yanına yaklaştığımda sağ ön koltukta uzanmış şekilde komşumuz olan Miraç Miroğlu'nu gördüm. O şekilde görünce korktum ve kendimi geri attım. Sonra komşumuz Miraç Miroğlu hastaneye giderken araçta uyandığında korkmasın diye ben de aracın arka tarafına bindim. Araçta polisler panik halindeydiler. Şoför olan 'ben nasıl çocuğu görmedim. nasıl önüme çıktı bilmiyorum' diye söyleniyordu. Hastaneye hızlı bir şekilde gittik. Çevre yolundan hastaneye giderken kırmızı ışık yandığında bile durmadı. Hastaneye yetiştiğimizde araç şoförü olan polis sedyeyi bile beklemeden çocuğu kucağına alıp içeri götürdü. İçeri geçtikten sonra bende kapının önünde bekledim. Kazanın nasıl yaşandığını görmedim. Yaşadıklarım ve gördüklerim bunlardan ibarettir.”