Zeybekçi İzmir'i konuştu: Rakımıza dokunma diyorlar

Zeybekçi İzmir'i konuştu: Rakımıza dokunma diyorlar

AKP'nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olan Nihat Zeybekçi, İzmir'le ilgili tepki çeken değerlendirmelerine devam ediyor. Zeybekçi İzmir halkının istekleri arasında, rakısına dokunulmaması olduğunu ileri sürdü.

AKP'nin İzmir’den belediye başkan adayı olarak gösterdiği eski Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci İzmir üzerine değerlendirmeler yaptı.

Hürriyet’ten İpek Özbey’e konuşan Zeybekci, hayat tarzına müdahale edilmesinden endişe eden İzmirliler için ‘İzmir eğer ‘Endişe hissediyorum’ diyorsa, bunu çok ciddiye almak lazım’ dedi ve “Rakımıza dokunma… Eyvallah. Bugün insanların özgürce içkilerini içebildiklerini ben biliyorum” iddiasında bulundu. Zeybekci ayrıca, “Biz hep İzmir’i AK Partili yapmaya çalıştık, aslında AK Parti’yi İzmirli yapmalıyız ve ideolojik duvarın ötesine geçmeliyiz…” ifadelerini kullandı. 

Röportajdan öne çıkan başlıklar şöyle: 

ELEŞTİRİLEN CİNSİYETÇİ SÖYLEMİNE DEVAM ETTİ

“Mahallenin en güzel kızı, İzmir'i kim istemez” dediniz, cinsiyetçilikle eleştirildiniz…

“İzmir’i istiyor musunuz” diye sorduklarında içimden geldiği gibi, bütün samimiyetimle söyledim. Mahallenin en güzel kızı İzmir, kim ona yakın olmak, kim ona hizmetkâr olmak istemez ki! Bir de İzmir doğuştan çok güzel bir şehir. Özenilerek yaratılmış bir şehir. Doğal güzellikleri, iklimi, imkânları, tarihi, lokasyonuyla… Anadolu’nun en güzel şehri. Bunun gereği yapıldığı ve Anadolu’nun zenginliklerini de üzerine süs olarak taktığınız zaman dünyanın en güzel şehirlerinden biri olma potansiyeline sahip.

Kim istemez ki böyle bir şehre hizmetkâr olmak. Kim istemez ki bu şehrin kalbini çalmak? Benim oradaki söylemime bir kadın-erkek ilişkisi bağlamında bakmak bence büyük bir haksızlık, biraz da kısır bir bakış açısı olur. Söylemimiz gayet samimi, doğal. Bizim insanımızın ağzından çok kolaylıkla çıkabilecek bir söylem. Cinsiyetçi demek gerçekten haksızlık…

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığım röportajda “İzmir sadece CHP’nin değil, demokrasinin, çağdaşlığın, huzurun kalesidir. Bu yüzden bizi seçiyorlar” demişti... İzmirli’nin hayat tarzı endişesini anlıyor musunuz?

Ben şuna inanırım. Çoğunluk yanlışla ittifak etmez. Dolayısıyla çoğunluk “Ben böyle hissediyorum” diyorsa doğrudur. Orada olması gereken şey, samimi, açık, şeffaf, dobra olarak kendimizi anlatmak. İzmir eğer “Endişe hissediyorum” diyorsa, bunu çok ciddiye almak lazım. Bugün 16 yıldan beri iktidar olan bir parti, nerede, hangi hayat tarzı ya da inançla, özgürlükle ilgili negatif bir yaklaşımı olmuştur, bunu çok iyi anlatmamız lazım. Türkiye’de devrimcilik, özgürlük, liberallik, hoşgörü anlamında yaklaşımlara bakacak olursak, gerçek sosyal demokrat, özgürlükçü parti olarak AK Parti’yi rakipsiz görüyorum.

Bir noktaya geldiğimizde nasıl tahammülsüz hale gelebildiklerini CHP’nin bazı uygulamalarında görebildim bugüne kadar. Kılıçdaroğlu’nun bu söyleminde bile görüyorsunuz. Kendi kabiliyetsizliklerini siyasi bir sırçayla örtme girişiminden başka bir şey değil bu. Vatandaşımızın “Acaba” diye bir soru işareti varsa, bunu ciddiye almamız lazım, alacağız da… 

'RAKIMIZA DOKUNMA DİYORLAR... EYVALLAH'

Daha önce anlatmaya çalıştınız mı?
Anlatma ihtiyacımız olduğunu sanmıyorum. İnsanların yeme-içme alışkanlıklarıyla, kılık-kıyafetleri, eğitim ve söylem, her türlü ibadet özgürlükleriyle ilgili tereddüt oluşturacak bir şey görmüyorum. Bugün İzmir ile ilgili şunları duymuyor değilim: “Rakımıza dokunma”… Eyvallah. Bugün insanların özgürce içkilerini içebildiklerini ben biliyorum. AK Parti’deki arkadaşlarımız bugün içkisini içebilen, namazını da kılabilen, günü geldiğinde orucunu tutabilen bir hoş görü alanına sahiptir. Türkiye’nin bir özeti gibidir AK Parti. Demek ki biz anlatamamışız. İzmir’de bir anlatamama sorunumuz var. Özgürlükler şehridir, ilk hareketlerin başladığı yerdir. Cumhuriyet’in ilk yıllarında kurulan ilk çok partili partinin kurulduğu, mitingini yaptığı yerdir. 

Hizmet götürülmese sadece ideolojik nedenlerle üst üste seçim kazanmak mümkün müdür?
Bu bizim de hatamız. Kalkıp da başkasına suç atmamıza gerek yok. Demek ki anlatamadık. Hatalarımızdan biri belki şu: Belki İzmir’i AK Partili yapmaya çalıştık. AK Parti’yi İzmir’li yapmamız lazım. Zaten İzmirli. Bunu anlatmamız lazım. İdeolojik bir duvar örülmeye çalışıldı. Bizim İzmir’de ideolojik duvarın öteki tarafına geçmemiz lazım. Göreceksiniz, bu dönemde bunu mutlaka aşacağız.