İleri-Dış Haberler

Meksika’da vatandaşların aday gösterdikleri bağımsız devlet başkan adayları için topladıkları imzaların teslim edilmesi için dün son gündü. İçlerinde Ulusal Yerli Konseyi (CNI) sözcüsü ve Ulusal Zapatist Özgürlük Ordusu’nun (EZLN) desteklediği, Meksika tarihinin ilk kadın başkan adayı María de Jesús Patricio “Marichuy”un da bulunduğu 46 başkan adayı toplanan imzaları teslim etmek için Ulusal Seçim Merkezi’ne (INE) gitti. 

María de Jesús Patricio’nun adaylığı CNI ve EZLN tarafından desteklendi ve propaganda süreci boyunca yerli bir kadın aday olarak ülkedeki sınıf siyasetinin en önemli iki gündemi olan yerli halklar ve kadınların sorunlarına değinen aktif bir politika izledi.

Bu süreç boyunca Marichuy ve CNI, hedeflerinin “en yüksek koltuğa” ulaşmak değil, seslerini duyurmak ve yerlileri öne çıkarmak olduğunu belirtti. Marichuy’un kampanyasının sloganı “Halkların vakti geldi” yerli halkların taleplerini öne çıkarmayı amaçlıyordu.

Kampanya kapsamında Meksika’nın bir çok bölgesine giden Marichuy, bu süreç zarfında ırkçılık, yerli halkların vatandaşlığının tanınmaması ve teknolojiye erişim talebi gibi konuları gündem ederek öne çıktı.

DESTEĞİN BİLANÇOSU

İmza sürecinin bitişiyle birlikte Marichuy’un gerekli 866 bin imzadan yüzde 31’e denk gelen 275 bin imzayı alabildiği görüldü. 886 bin gibi yüksek bir rakamı yakalamak için özellikle Jaime Rodríguez gibi imza başına prim kazanan maaşlı 15 bin çalışanı olan diğer adaylarla kıyaslandığında ekonomik anlamda bir eşitsizlik olduğu görülüyor. 

Bunun yanında Marichuy, kendilerine tanınmış yazarların ve Juan Villoro ve Diego Enrique Osorno gibi gazetecilerin yanı sıra, yerel organizasyonların da destek verdiğini ancak ekibinin imza toplama sürecinde politik güçlüklerle karşılaştığını ve özellikle yoksul bölgelerde internetin olmayışından kaynaklı imza toplamada sıkıntı yaşadıklarını belirtti. 

Ancak resmi olarak 53 milyon yoksulun, 9.3 milyon açlık sınırında insanın yaşadığı Meksika’da Marichuy’un sembolik adaylığı ve bağımsız aday olarak topladığı imzalarla birlikte eşitsizlik ve adaletsizlik tartışmaları yeniden alevlendi.