İleri Haber

15 Temmuz’daki kalkışmayı, kurgu mu, gerçek bir hareket mi yoksa önü açılmış bir süreç olarak mı değerlendirmek gerektiği sorusuna Ahmet Şık, sürecin tam olarak “kurgu” şeklinde değerlendirilemeyeceğini belirterek yanıt verdi. “İktidar açısından 15 Temmuz kalkışması, sahte tarih yazımında ihtiyaç duyulan bir kurtuluş savaşıydı” ifadelerini kullanan Şık, esas olarak “Kalkışmanın diğer ortaklarının hangi pazarlıklar sonucu Gülen Cemaati’ni yalnız bıraktığı” konusunun sorgulanması gerektiğini söyledi. 

“15 Temmuz, cemaatin hem en büyük yenilgisi hem de en büyük zaferidir” şeklinde konuşan Ahmet Şık, Fethullahçıların hayalindeki her şeyin şu anda yaşanmakta olduğunu belirterek, “15 Temmuz’da bir darbe engellendi ama bir cunta iktidara geldi. İki gücün en büyük ayrım noktalarından biri olan Kürt sorununda cemaatin istediği tavır şu an Erdoğan’da cisimleşmiş durumda” şeklinde ifadelerini kullandı. 

Yargı mekanizmasına bakışta AKP ve cemaat arasındaki “Cemaat kadroları yaptıkları hukuksuzlukları kanuni göstermeye çalışıyordu” sözleriyle ifade eden Ahmet Şık, adalet mekanizmasının iktidar tarafından bir aparat haline getirilmesine ilişkin “Ergenekon üyesi olmakla yargılandığım davanın beraat ettiğim duruşmasına FETÖ’den tutuklu olarak katıldım” örneğini verdi.