Ayşenur Önal

İstanbul Filarmoni Derneği’nde editör olarak 16 Ağustos’ta işe başlayan Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat Tasarım Fakültesi Müzikoloji Bölümü son sınıf öğrencisi Dilacan Ö., Dernek Başkanı Atilla Tuna tarafından taciz edildi.

Dilacan’ın tacizi ifşa etmesinin ardından Tuna sosyal medya hesabından pişkince açıklama yapmıştı. Tuna açıklamasında, “Kendi mesleki yetersizliğini ve görevi sürdüremeyeceğini anlayarak meseleyi başka bir boyuta taşıyarak şahsımın ve derneğin itibarını zedeleme gayreti içine girmiştir” diyerek Dilacan’ı suçlamaya çalıştı.

Tacizin ardından işten ayrılan Dilacan, Atilla Tuna hakkında ‘cinsel saldırı’ suçundan şikâyetçi oldu.

TACİZE SESSİZ KALMAYAN KADINA PSİKOLOJİK ŞİDDET!

Dilacan yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:

“Süreç bana her fırsatta beni diğer çalışanlarından ayrı tuttuğunu söylemesiyle başladı ve devamında ne kadar güzel olduğuma yönelik iltifatlarla devam etti. Dokunmalar ve sarılmalar ilk başladığında herhalde tanışıklığımıza istinaden böyle davranıyor diye düşündüm fakat bir akşam mesaiden dönerken restoranın asansöründe sıkıştırmasına kadar vardı. Bu kadar samimi olmaktan hoşlanmadığımı kendisine ilettikten birkaç gün sonra ‘Seninle çalışabilmemiz için bazı şartlarım var’ diyerek bir konuşma gerçekleştirdi benimle. Önceleri çalışmama övgüler yağdırırken bu olaylardan sonra çok eksik olduğumu her fırsatta dile getirmeye başladı. Beni harika bir Editör yapabileceğini fakat her söylediğini yapmak zorunda olduğumu söyledi.

‘ŞARTLARIMI HARFİYEN UYGULAMAYACAKSAN BU İŞİ BAŞKALARINA VERİRİM’

Erkek arkadaşımı ya da arkadaşlarımı hayatımdan çıkarabileceğini, adet döngümü kendisine bildirmem gerektiğini söyledi. ‘Evlilik, nişanlılık, çocuk lafı dahi duymak istemiyorum, zaten evlilik hayalleri kuran bir genç kızsan seninle asla çalışamayız’ dedi. ‘Senden tam teslimiyet istiyorum yoksa seninle çalışmamız mümkün olmaz işini isteyen zaten birçok insan var, şartlarımı harfiyen uygulamayacaksan bu işi başkalarına veririm’ dedi. Söylediklerinin hiçbir etik değere sığmadığını, kabul edemeyeceğimi ama işimi çok severek yaptığımı ve devam etmek istediğimi söylediğimde ‘Ya hep ya hiç’ cevabını verdi. Ertesi gün olanları detayları ile yazdığım ve kanıtları ile sunabileceğimi söylediğim uzun bir mesaj attım yönetim kuruluna. Atilla Tuna mesajdan haberi olur olmaz beni işten çıkardığını söyleyen bir mesaj attı.

‘UYARILARA RAĞMEN BAŞKANLIĞI BİR ŞEKİLDE BIRAKMAYINCA İFŞA ETTİK’

Yönetim kuruluna bildirdim ve toplanı talep ettim. Fakat sonuçsuz kalıyor. Toplantı talep ettim ama sürekli süreç uzatıldı. 2-3 hafta kadar gecikti. Kuruldan bir kişi iyi niyetinden yardımcı olmaya çalışıyor. En son bu olay yazarların kulağına gidiyor ve mecburen kurul toplantısında Tuna’yı istifaya zorladılar. Tuna da zorlar ‘İstifa etmem’ dedi. Başkanlık yetkilerini sözde devrediyor ama devrettiği kişi de başkan yardımcısı ve o da onun adamı. Yine bütün işlerini Tuna yapıyor. Görüyorum, duyuyorum. Hal böyle olunca biz son bir uyarıda daha bulunduk. Uyarılara rağmen başkanlığı bir şekilde bırakmayınca ifşa ettik.”

YÖNETİMDEN 4 İSTİFA

Dernek Başkanı Atilla Tuna, salı günü açıklama yapacağını söylerken, yaşananların ortaya çıkması üzerine İstanbul Filarmoni Derneği Yönetim Kurulu üyeleri Cem Babacan, Filiz Yolaçan, Sezai Kocabıyık ve Sinan Erşahin istifa kararı aldıklarını duyurdu.

‘SON DAKİKA KENDİLERİNİ AKLAMAK İÇİN İSTİFA ETTİLER’

İstifa edenlerin hiçbir kıymeti olmadığını kaydeden Dilacan, “Hepsi 1 aydır yaşanılanları biliyorlardı ama son dakika kendilerini aklamak için istifa ettiler. Cem Babacan dışında herkes kendini kurtarmak için istifa etti. Hep uzak durdular, yardım etmediler, aman onlar kendileri halletsin gibi bir tavır takındılar” sözlerine yer verdi.

YÖNETİM KURULUNDAN TACİZCİYE ARKA ÇIKILMIŞ: ‘HEP OLUYOR BÖYLE ŞEYLER’

Yönetim kurulundan bazı kişilerinde tacizi normalleştirdiğini vurgulayan Dilacan, “‘Kanıtlarımla beraber size sunmak istiyorum toplantı yapalım’ dedim, yönetim kurulundan bir kişi ‘İlgileniyorum bakabilir miyim?’ kanıtlara dedi. Kimseyle paylaşmamak kaydıyla ona ses kayıtlarını attım. Dinledikten sonra bana, ‘Böyle şeyler hep oluyor Avrupa’da Amerika’da, bunda bir suç yok canım’ dedi. Yönetim kurulunun kendi içinde halletmesini isterdim, derneği zedelemek istemedim. Ama gördüm ki müzisyenlerin çoğu da aynı insanlar” diye konuştu.

TACİZ EDİLEN BAŞKA KADINLAR DA VAR: ‘UMARIM ADALET YERİNİ BULUR’

Daha önce de taciz yaşandığını ama kişinin ifşa etmediğini söyleyen Dilacan, “Bu kişiye ben kendim ulaştım. Turizm Acentelerindeki kadınlarla konuştu. Hatta birisi benim mahkememe de gelecek, dava dosyasında da ismi var. Onun dışında bana birkaç mesaj da geldi, ‘Atilla Tuna’yı tanırım’ diye. Bu adamın sabıkası varmış maalesef. Umarım adalet yerini bulur” dedi.