Yaşam alanlarını savunan yurttaşlar kazandı: Tozkoparan’da ne oldu?

Yaşam alanlarını savunan yurttaşlar kazandı: Tozkoparan’da ne oldu?

Tozkoparan Mahallesi’nde yurttaşların direnişi sonuç verdi. İleri Haber’e açıklamalarda bulunan mahalle sakinleri, yaşadıklarını anlattı.

Poyraz İnanç

İstanbul’un Güngören ilçesinin Tozkoparan Mahallesi’nde yurttaşlar, mahallenin 21 Nisan 2020 tarihinde bir anda riskli alan ilan edilmesiyle “kentsel dönüşüm” adı altında 6306 sayılı kanuna eklenen 6/A yasası ile evlerinden çıkarılmak istenmişti. Danıştay, yaşam alanlarının ranta açılması ve evlerine el konulmasına karşı direniş başlatan yurttaşların mücadelesi sonucu yürütmeyi durdurma kararı verdi.

Tozkoparan’da neler yaşandığını okuyucularımız için derledik:

TOZKOPORAN’DA NE OLDU?

Tozkoparan ve Mehmet Nesih Özmen mahalleleri, 21 Nisan 2020 tarihinde yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’yle bir anda afet bölgesi ilan edildi.

Evleri zorla ellerinden alınmaya çalışılan mahalleliler, yaşam alanlarını savunmak için direniş başlattı.

İstanbul 10. İdare Mahkemesi dahil 13 mahkeme, yurttaşların başvurusu sonucu yürütmeyi durdurma kararı aldı.

Haziran ayı başında Danıştay 10. Daire Başkanlığı ve diğer mahkemeler tarafından verilen yürütmeyi durdurma kararları, 10. İdare Mahkemesi’ndeki davalar ilişkilendirilerek kaldırıldı.

Yurttaşlara 22 Aralık 2020 tarihinde gönderilen ‘evleri boşaltın’ tebligatı geçerli kabul edildi.

POLİS SALDIRILARI

Dava süreci devam etmesine rağmen mahkeme kararını beklemeyen Güngören Belediyesi ve bakanlık, mahallelinin elektriğini, suyunu ve doğalgazını kesti. Duruma tepki gösteren yurttaşlar, mahallelerinde düzenledikleri eylemlerde polis şiddetiyle karşılaştı.

Polis, yurttaşlara yakın mesafeden plastik mermi ve biber gazı kullandı. Saldırılarda yaralananlar olurken, çok sayıda kişi de biber gazından fenalaştı.

YURTTAŞLAR NELER YAŞADI?

Mahallenin elektriğinin kesilmesi nedeniyle şeker hastalarının insülin pompaları muhafaza edilemedi.

Solunum cihazına bağlı olarak yaşayan bir bebek, solunum yetersizliği üzerine hastaneye kaldırıldı.

Bir mahalle sakini gece karanlığından dolayı evinde düşerek kafasına aldığı darbe sonucu beyin kanaması riski geçirdi ve hastanede tedavi gördü.

‘BİZİ KARANLIĞA TERK ETTİLER’

Tozkoparan Mahallesi’nde yaşayan bir yurttaş İleri Haber’e şu açıklamalarda bulundu:

“Elektrik ve suyumuz kesildi gece evimize giremiyoruz, temel ihtiyaçlarımızı karşılayamıyoruz, çoluk çocuk genç ve yaşlı ayırmadan hepimiz korkudan gece geç saatlere uykumuz gelene kadar parkta kalıyoruz. Bizi karanlığa terk ettiler

Evimize ‘evlerinizi boşaltın’ şeklinde tebligat geldi. Annem kriz geçirdi sonra böyle felç oldu. Belden aşağısı felç. Annem şeker hastası insülin kullanmak zorunda. Akşamları da cihaza bağlamak zorunda kalıyoruz ama 15 gündür elektrik kesik olduğu için bağlayamadık. İnsülinleri çöpe attık. İlaçları bozuldu. Şu an böyle bekliyoruz. Gördüğünüz gibi elektrik suyumuz yok, doğalgazımızım yok küçük tüp ile yemek yapmaya çalışıyoruz.”

‘BİR AY İÇERİSİNDE BURAYI BOŞALTIN DENDİ’

İleri Haber’e konuşan Tozkoparan ve M. Nesih Özmen Mahalleleri Kültür ve Dayanışma Derneği (TOZDER) Başkanı Ömer Kiriş ise şunları söyledi:

“Evlerimize gelen tebligata göre biz 1 ay içerisinde burayı boşaltmamız evlerimizi terk etmemiz durumundaydık. Tabi davalar açıldı 35 davanın 28’i yürütmeyi durdurma kararıydı. O zaman rahatladık fakat şartlar öyle bir yapıldı ki buradaki insanların yerine getirebileceği koşullar değildi.

‘YOKSUL HALKI SÜRMEK, İNSANLARI BORÇ ALTINA SOKMAYA ÇALIŞIYORLAR’

Yoksul halkı buradan sürmek istiyorlar. İnsanları borç altına sokmaya çalışıyorlar. İşte rant tam olarak burada. İnsanlar yeni yapılan evlerine dönmek isterlerse en az 180.000 TL’den başlayan borçlarla 15 yıl borçlandırılacak. Ayrıca her yıl 2 defa memur maaşı zammı kadar taksitlere yansıtılacak. İnsanlar zamlarla taksitlerini ödeyemeyecek duruma gelecekler. 15 yıl sonunda alt limiti 180.000 olan bu ödeme 500.000 TL’yi bulabilecek.

Buradaki halkın çoğunluğu emekli ve bu mahallede sakin bir hayat sürüyorlar, gelirleri de yok. Yeni evler yapılınca bu insanlar 2.000 TL emekli aylığı alırken 3.000 TL aylık borç ödemek durumunda kalacaklar. Bu ‘soylulaştırmadır.’ ‘Sen çek git kardeşim” diyorlar. Mahalle kültürünü yıkarak sermayeye hizmet etmek istiyorlar. Kapitalizm gölgesini satamadığı ağacı keser.

‘EVLERİMİZİN KARŞILIĞINDA UCU AÇIK BORÇLANMA’

Evlerimizi yıkıyorlar fakat bize sadece karşılıksız olarak ucu açık borçlanma sunuyorlar. Misal ‘sana 180.000 TL borçlanma çıkarsa 2+1 çıkmazsa 1+1. Ben seni istediğim yere de gönderebilirim. İstediğim şekilde borçlandırabilirim işte evin. 1. Katta ise 180.000 TL 5. Kattaysa 240.000 TL’ gibi ifadeler… Verdiğimiz evin karşılığını vermiyorlar. Hem evimizi alıyorlar hem borçlandırıyorlar. 3+1 evimizi alıp 1+1 evi bize 1 milyon liraya satmak istiyorlar.

‘BÖLGEYİ RANTA AÇMAYA ÇALIŞIYORLAR’

İnsanları dar bir alana sıkıştırıp geri kalan bölgeyi ranta açmaya çalışıyor. Danıştay’da davalar devam ediyor 50’nin üstünde dava var. Onun dışında planlara açılan 49 dava var. 6/A davaları var. Küba Mahallesi dediğimiz yerde açılan 30’a yakın dava var. Bu davalar devam etmesine rağmen 6/A üzerinden gidip burayı halletmek istiyorlar.

‘HALK KORKUTULMAYA ÇALIŞILIYOR’

İnsanlarımız korku yaşıyor, kendi gerçeklerini görmeleri gerekiyor. Hayatında karakola gitmemiş insanlar evlerini korumak için karşılarında gaz sıkan, plastik mermi sıkan, şiddet uygulayan ve gözaltına alan polisleri görüyor. Polis şiddetti uygulandı. Bir kalp krizi, bir yaralanma, bir intihar teşebbüsü ve halkın gidip aşağıda içeriğini bilmediği şeylere imza atmaları... “