Yakın durmak
19-03-2021 00:30

Akın Olgun
Bugünlere nasıl geldiğimiz ayrı ve uzun bir konu ama sonuçları açısından herkesin beklediği oldu, oluyor. Adım adım kuşatılan ülke ve toplum, iktidarın üstüne yığdığı enkazın altından nasıl çıkacağını bilemez halde. Enkaz büyüdükçe, toplumun beli daha çok kamburlaşıyor.
İktidar yaptıklarını, yapacaklarını hiçbir zaman saklamadı. Hepimizin gözünün içine baka baka hem söyledi, hem hayata geçirdi. Asıl sorun tüm bunlar olurken, siyasi konforunu buna adapte etmiş ana muhalefet siyasetinin, “devletin bekası” etrafında dolanıp, olan biten her şeyi “beka” vasatlığına teslim ederek, aradan sıyrılmaya çalışmasıydı.
Yazının devamı için tıklayınız
İLGİLİ HABERLER
Kıbrıs ve yakın tarih - II
22-04-2021 09:26

Nurettin Abacıoğlu
Tefrika yazıların okunmasının en zor tarafı, okuyucu açısındandır.
Başını kaçırdığı bir yazının devamı mahiyetindeki ikinci veya sonraki yazılarda, öncekilerin bilinmezliği, okunan metnin anlaşılmasını da zorlaştırır. Bu zorluk, yazıların devamını hiç okunmaz da kılabilir. Onun için kısa bir özetleme sanki zorunludur.
Bunu sağlayacak bir ortam yoksa yazı kendi kaderiyle baş başa kalır. Bu yazıya başlarken, işte bu açmazın taşıdığı riskler baş köşede durmaktadır.
***
Kripto varlıklar (paralar) ve Ponzi Oyunu
21-04-2021 00:51

Mustafa Özer
Geçen haftaki “Minsky Ânı ve Türkiye Ekonomisi: Saadet Zincirinin Sonuna mı Geliyoruz?” başlıklı yazımızda Hyman Minsky’nin Finansal İstikrarsızlık Hipotezi’ni (FİH) kullanarak başlangıç nedeni ne olursa olsun, finansal piyasalarda oluşan “lale devirlerinin” eninde sonunda çok maliyetli bittiğini ve bedelinin de ezilenlere fatura edildiğini anlatmaya çalıştık. Bu haftaki yazımızda ise kripto varlıkları (paraları) ve bu varlık piyasalarında oluşan lale devrini anlamaya çalışacağız.18 Nisan 2021 itibariyle sayısı nerdeyse 5000’i bulmuş, toplam piyasa değeri 2.036.486.714.085 ve işlem hacmi 278.842.183.882 ABD dolarına ulaşmış devasa bir piyasadan söz ettiğimizi unutmayalım.
Yazının devamı için tıklayınız
Metin Lokumcu için adalet
20-04-2021 08:04

Özgür Urfa
Başta Metin Lokumcu olmak üzere polis şiddeti sonucunda kaybettiklerimizin anılarına saygıyla…
31 Mayıs 2011 tarihinde dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan seçim gezileri kapsamında Hopa’da miting yapma kararı almıştı. Miting öncesinde Hopalı vatandaşlar HES’lere karşı basın açıklaması yapmak için meydanda toplandıkları sırada polisin biber gazlı ve coplu saldırısına maruz kalmış, dakikalarca süren polis saldırısında kent gaz bulutlarının arasındayken yüzlerce insan polisler tarafından darp edilmişti. Metin Lokumcu da basın açıklamasına katılmak için orada bulunduğu sırada özellikle gençlere yönelik sert saldırıya sessiz kalmamış, polislerin önüne geçerek “yeter be, yeter bunalttınız beni” diyerek hem tepkisini göstermiş hem de kendini siper etmişti. Gözü dönmüş saldırı karşısında “Hayde alın, beni alın da kurtarın memleketi” diye haykırdıktan bir süre sonra yoğun biber gazı sebebiyle fenalaşarak kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirmişti.
***
Neden inat etmeye ihtiyacımız var?
20-04-2021 01:07

Ebru Pektaş
Belirli bir perspektiften bakıldığında, üzerinde gri bulutların dolandığı bir “insanlık manzarası” ile karşı karşıyayız.
Sevmediğimiz işlerde ömür tüketiyoruz. Yetmeyen uykuları göz kapaklarımıza saklayıp, metrolara, otobüslere, servislere koşturuyoruz. Can sıkıcı resmi ilişkileri berbat öğle yemeklerine bandırarak ve ruhumuzu unutup aklımızı kandırarak, zamanı yamultuyor, hayatı kanırtıyoruz.
Yazının devamı için tıklayınız
Nerede yanlış yaptılar?
20-04-2021 01:04

Metin Çulhaoğlu
“Yanlış yapanlar”, bir dönem AKP’ye destek veren, geçmişinde solculuk olan ya da kendilerini bugün de “solcu”, hatta “sosyalist” olarak tanımlayan kişiler...
Merak etmeyin; şu malum “yetmez ama evet” olayını merkeze koyup bu insanlara düz hakaretler yöneltme, hepsini yerden yere vurma gibi bir niyetimiz yok. Ayrıca, bu insanların hepsinin bir şekilde “satın alındığını”, doğrudan karşı saflara geçtiğini düşünüyor da değiliz. Ortada olan, bir yanlışlar silsilesidir. Bu insanların büyük bir bölümü, çok “sofistike” kişiler gibi görünmelerine rağmen ciddi yanlışlara düşmüştür.
Yazının devamı için tıklayınız
Balık düşünmez, çünkü balık her şeyi bilir...
18-04-2021 00:56

Öznur Özkaya
İnsan kendinden başka hiçbir canlının acı hissetmeyeceğine inandırmış kendini. Kertenkelelerin kuyruk acısı, avlanan hayvanın iç organlarının etrafa dağılması, balıkların oltanın ucunda çırpınışı hiç düşündürmüyor insanları.
Yazının devamı için tıklayınız