Vitrin: Yeni çıkanlar

Vitrin: Yeni çıkanlar

Haftanın yeni çıkan kitaplarından sizler için derledik. Keyifli okumalar…

KALBİMİN SOL ANAHTARI-GÖKYÜZÜNDE BULUŞAN ÖYKÜLER - GÖKNUR BİRİNCİOĞLU

Gökyüzü, “öykü” sözcüğünü kalbinde taşır. Gökyüzünde Buluşan Öyküler de gökyüzünü kalbinde taşıyan üç ayrı hikâyeden oluşuyor. Etrafında ukuleleler çalınan kuleler, yıldızlarla arkadaş olan sol anahtarları ve özgürlüğe kanat açan bir kafes, bu hikâyelerle göklerde buluşuyor.

Kalbimin Sol Anahtarı’nda yaşam sevinci bitip tükenmek bilmeyen bir tükenmezkalemle tanışacaksınız. Pen Altı adındaki bu kalemin ucunda, uçsuz bucaksız bir dünya ve gökyüzünde parlayan ışıl ışıl anahtarlar var. Kalbindeki kapalı kapıyı sol anahtarıyla açabilen bu kalemin, kaleme aldıklarını okumaya ve yıldızlarla arkadaş olmaya hazır mısınız?
(Tanıtım Bülteninden)

KÜNYE: Kalbimin Sol Anahtarı-Gökyüzünde Buluşan Öyküler, Göknur Birincioğlu, Hep Kitap, 2019, 32 Sayfa

ISTRANCALI ABDÜLHARİS PAŞA - BERK YALTIRIK

İlk romanı Yedikuleli Mansur’la hatırı sayılır bir okur kitlesine ulaşan Mehmet Berk Yaltırık’tan 17. yüzyılda başlayıp günümüze dek ulaşan, tarihi kurguyla korkuyu harmanlayan yeni bir kitap.

“… Öğleye doğru günlük güneşlik rutin bir bahar havasında iki tarafında meşe ve kayın ağaçlarının yükseldiği asude bir yolda ilerliyordu Asil. Altında araba olmasa, asfalt üzerinde hızla yol alıyor olmasa kendisini hoş bir rüyanın içinde zannedebilirdi. Buralardaki tabiatın harikaları, el değmemişliği insanı mest ediyordu. Dereköy Sınır Kapısı yolunda olduğundan gidiş sebebini anımsayınca canı sıkıldı. Böyle yeryüzündeki cennet köşesi bir yerin mazisinde nasıl kanlı ve ürkünç hikâyeler olabilirdi?”

Bir ailenin ve bir ismin peşine düşen genç bir araştırmacı, kendini bir anda asilerin, eşkıyaların, haramilerin, haydukların, ayanların ve komitacıların arasında, zaferlerin ve bozgunların hengâmesinde, soygun masallarının ve kocakarı hikâyelerinin ortasında buluverir. Tarihle başlayan yolculuğu, ruhunun ve Istrancaların kuytularına sapmışken korkulu Balkan rivayetleriyle giriştiği amansız boğuşma nasıl nihayete erecektir?

Hırsının kölesi derebeylerinin, geceleri dolaşıp kapıyı pencereyi tırmalayan şeylerin, insan suretli canavarların, efsaneyle hakikatin birbirine karışıp tarihin sislerinin ardına gömülen bu roman, kâh kanlı baskınlara tutulan kâh geleneklerin kamçısı altında inleyen Balkan tarihine uzanan karanlık bir araştırmanın serüveni.

Istrancalı Abdülharis Paşa, zamanın yavaş aktığı bir coğrafyada ürpertili bir arayışın romanı… (Tanıtım Bülteninden)

KÜNYE: Istrancalı Abdülharis Paşa, Berk Yaltırık, İthaki Yayınları, 2019, 488 Sayfa

ZÜRAFANIN BOYNU - JUDITH SCHALANSKY

Inge Lohmark “Oturun” demiş, öğrenciler oturmuştu. “Kitapta yedinci sayfayı açın” demişti, öğrenciler sayfa yediyi açmışlardı. Sonra başlamışlardı ekosistemleri, doğanın düzenini, türler arası bağımlılıkları, etkileşimleri, canlılar ve çevreleri, toplum ve mekân arası etkileşim örgüsünü işlemeye...

Eski Doğu Almanya’da, küçük bir kasabada öğrenci kıtlığından sonu gelmek üzere olan Darwin Lisesi’nde Darwin’in teorisini içselleştirmiş küskün bir biyoloji öğretmeni Zürafanın Boynu’ndaki esas karakterdir. Standartlara sarılan, uygar ve kültürlü olmayı zafiyet olarak gören Lohmark’ın derslerinde ve özel yaşamında geçerli olan tek şey acımasız doğa yasalarıdır. Her şeyin başlangıcı, doğada olduğu gibi, tanımlamak ve uyumdur. Ders yılı başında öğrencileri isimlerine göre belli bir kategoride görür Lohmark. İtina ile bir isim listesi hazırlar, öğrencileri tanımlar... Erika, sınıfın merkezinde ikinci sırada ve ortada oturmaktadır. Sınıfın merkezidir. Farklıdır, tüm diğer öğrencilerden farklıdır. Süpürge çalısı Erika Tom’dan, Laura’dan, Ellen’den farklı tanımlanır. Erika eğik oturur, eğiklik iticidir, belki doğaya terstir. Lohmark kendi kendine konuşur, konuşmalarında alaycıdır, öğrenciler içsel konuşmalarının farkına varmazlar. Doğu Almanya’yı, sportif yarışmaları özler, özlemini açığa vurmaz... (Tanıtım Bülteninden)

KÜNYE: Zürafanın Boynu, Juidth Schalansky, Ayrıntı Yayınları, 2019, 160 Sayfa

ÖVGÜ - RACHEL CUSK

Rachel Cusk, Çerçeve’yle başlayıp Geçiş’le sürdürdüğü ses getiren üçlemesini Övgü ile tamamlıyor.

Bir edebiyat festivaline katılmak için Brexit’in gölgesindeki İngiltere’den Avrupa’nın güneyindeki bir ülkeye seyahat eden romancı Faye, etkinlikler için çeşitli mekânlar arasında mekik dokurken bir yandan da yazarlar, yayıncılar, çevirmenler ve gazetecilerle sohbet eder. Günümüzde sanatın ve edebiyatın işlevi, evlilik ve aile, özgürlük ve adalet gibi konulara temas eden bu konuşmaların her biri, bir romanın derinliğine sahip öyküler meydana getirir. Erkeklerin açık ve gizli güç gösterileri içinde kadınların nefes alma çabasının giderek daha çok belirginlik kazandığı bir kapanışla, Cusk’ın üçlemesi unutulmaz bir sona kavuşuyor.

“Cusk hem radikal hem de güzel olabilen bir şeye ulaşmış... Nefes kesici bir başarı.”  - The New Yorker

“Çerçeve, Geçiş ve Övgü, 21. yüzyıl İngiliz edebiyatında bir dönüm noktası; bir sanatçının kendi yolunu çizme yönündeki sarsılmaz çabalarının vardığı zirve.” - The Guardian

“Cusk’ın, okumaktan çok düşünmeye yakın bir tecrübe sunan üçlemesi yaşamaya devam edecek gibi görünüyor.” - The Times Literary Supplement (Tanıtım Bülteninden)

KÜNYE: Övgü, Rachel Cusk, Yapı Kredi Yayınları, 2019, 144 Sayfa

PROLETERLER İÇİN PATAFİZİK DERSLERİ - ONUR AYKIL

Bir saatçi dükkânı. Tamire getirilen bir guguklu saatin içinden çıkan Ulyanov - küçük ve öfkeli bir adam. Ulyanov'u yutan Mihail elbette bir kedi. Ulyanov'un, Mihail'in, dükkânınpeşine düşenler. Ölümden sonra hayat. Zamanın ve uzayın büküldüğü bir evrende, dönüp dolaşıp değişmeyen şeylere varan anlatı yolları.

Onur AkyılProleterler İçin ‘Patafizik Dersleri'nde, hayallerle kayganlaştırılmış bir gerçeklik zemini kuruyor, çağrışım zincirleriyle okuru bir o yana, bir bu yana çekiyor ve insanın yaşama nasıl bağlandığını sorguluyor.

Gerçeklikle oyun hamuru gibi oynayan, kara ve kızıl bir ilk roman. (Tanıtım Bülteninden)

KÜNYE: Proleterler için Patafizik Dersleri, Onur Aykıl, Can Yayınları, 2019, 104 Sayfa

DAHA FAZLA