Vitrin: Yeni Çıkanlar
Haftanın öne çıkan kitapları arasından sizlere özel bir derleme yaptık. Keyifli okumalar ve iyi pazarlar dileriz.
Hazırlayan: Deniz Burak Bayrak
LÂLE MÜLDÜR – KADINESK
Lâle Müldür’ün şiirleriyle Ercan Arslan’ın resimlerinden oluşan “Kadınesk” Yapı Kredi Yayınları şiir dizisinden çıktı.
“Kadınesk” adıyla yayımlanan kitaptaki şiirler Lâle Müldür’ün 2016 baharında Berlin’de Ercan Arslan ile karşılaşmasından bir gün sonra, ressamın atölyesinde geçen gecelerde yazılmış.
Lâle Müldür, sunu yazısında şiir-resim buluşmasını şöyle değerlendiriyor: “Şiir ve resim başka bir şey. Kendinin binlerce mil ötesine gidebiliyorsun. Bu resimlerde, tıpkı iyi müziğin tanımında olduğu gibi, aynı zamanın içinde tekrar eden bir ritim var. Bütün etüt boyunca bu müziğin içinde gidip geliyor, sallanıyordum. Ercan Arslan’ın resimlerindeki ritmi yakalayıp müziğinde gezindiğimde aynı yalpalanma duygusuna kapılıyordum. Bir müziği devreder gibiydim. Yıldızella burada işte.”
KÜNYE: Lâle Müldür, Kadınesk, Yapı Kredi Yayınları, 2022, 80 sayfa.
PERSONEL – OLGA RAVN
Gelecekte bir zamanda, mürettebatı insan ve insansılardan oluşan bir uzaygemisi, dünyadan kilometrelerce uzaktaki bir gezegene keşif gezisine gönderilmiştir. Bir komite, 18 ay boyunca, mürettebat ve çalışanların gezegende bulunan nesnelerle kurdukları ilişkilerle ilgili bir soruşturma yürütür. Çünkü gemideki steril ortam ve koşullardan oldukça farklı yapıları olan bu nesneler mürettebat üzerinde beklenmedik duyumsal etkiler yaratmaktadır. Her iki kesimin üyelerinde de yaşam, ölüm, ölümsüzlük ve aidiyet gibi konularda ciddi sorgulamalar başlayınca, olaylar yavaş yavaş kontrolden çıkar. Olga Ravn’ın Danimarka’da 2020’de yayımlanan sıra dışı romanı birçok dile çevrildi ve 2021 Uluslararası Booker Ödülü ile Ursula K. Le Guin Ödülü finalistleri arasında yer aldı. Yakın gelecekteki dünyaya yönelik ilginç bakış açıları ve eleştiriler getiren, ayrıca eleştirmenler tarafından bilimkurgu başyapıtlarıyla karşılaştırılan Personel, aynı zamanda varoluş üzerine derin bir tefekkür olarak da okunabilir.
KÜNYE: Personel, Olga Ravn, çeviren: Feride Gül Çakıroğlu, Can Yayınları, 2022, 152 sayfa.
YAĞMUR VE AY ÖYKÜLERİ – AKINARI UEDA
18. yüzyıl Japon edebiyatının önde gelen isimlerinden Akinari Ueda’nın en tanınmış eseri olan Yağmur ve Ay Öyküleri, birbirinden bağımsız dokuz fantastik öyküden oluşuyor. Doğaüstü varlıkların başrolde olduğu, kökleri Çin ile Japon hayalet anlatılarına dayanan bu ürkütücü öyküler yüzyıllardır Japon okült edebiyatının en iyi örnekleri arasında gösteriliyor. 1953’te Japon yönetmen Kenci Mizoguçi’nin ödüllü filmi Yağmurdan Sonraki Soluk Ayın Öyküleri’ne de esin veren kitapta Akinari Ueda tahtını geri almak isteyen bir kralın intikamcı hayaletinin, eski eşinin ruhu tarafından takip edilen bir adamın, balığa dönüşen ve avlanmaktan kaçmaya çalışan bir keşişin ve iblisler, goblinler ve hayaletlerle dolu karanlık diyarların öykülerini anlatıyor.
KÜNYE: Yağmur ve Ay Öyküleri, Akinari Ueda, çeviren: Okan Haluk Akbay, İthaki Yayınları, 2022, 152 sayfa.
GÜNÜN BİRİNDE – YAVUZ EKİNCİ
Evvel zaman içinde ölümden kaçan iki âşığın sevgisiyle yeşeren Cevizler Vadisi, şimdi kurduyla kuşuyla, çiçeğiyle ağacıyla, genciyle yaşlısıyla bir felaketin korkusunu soluyor...Bir aşk masalında can bulup çağımıza süzülerek bugünün karanlık gerçeklerini aydınlatan Günün Birinde, “Hikâye anlatarak dünyaya bakıyorum,” diyen ödüllü yazar Yavuz Ekinci’nin çok okunan, çok konuşulan ve başka dillere de taşınan romanlarından...
KÜNYE: Günün Birinde, Yavuz Ekinci, Everest Yayınları, 2022, 148 sayfa.
AZİZ AYYAŞ EFSANESİ – JOSEPH ROTH
Avusturyalı yazar Joseph Roth’un yapıtlarında önemli bir yer tutan yersiz yurtsuzluk temasının temelinde Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun çöküşü ve Avrupa’da faşizmin yükselişi yatar. Roth, 1933 yılında Hitler’in iktidara gelişiyle, o sırada yaşadığı Almanya’yı terk ederek ömrünün son yıllarını sefalet içinde geçirdiği Paris’e göçmüştü. Aziz Ayyaş Efsanesi, 1939 yılında ölümünden hemen önce tamamladığı son yapıtıdır. Politik açıdan kendini tehdit altında hissettiği, otel köşelerinde ekonomik sorunlarla boğuştuğu, dostlarının ve meslektaşlarının ölümüyle sarsıldığı bu sürgün günlerinde, kendi kişisel trajedisini gamsız, tasasız ve parlak bir modern “efsaneye” dönüştürmüştür. Roth, köprü altlarında yaşarken, birkaç gün içinde yaşam koşullarını değiştiren bir dizi mucizeyle karşılaşan berduş Andreas’ın “büyülü” öyküsünde, Yahudi kökenine karşın Katolikliğe de büyük önem verdiğini anıştırır.
KÜNYE: Aziz Ayyaş Efsanesi, Joseph Roth, çeviren: Regaip Minareci, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2022, 56 sayfa.
ÜÇ – ANN QUIN
Genç bir kadın, sallantıdaki evliliklerini sürdüren Ruth ve Leonard’la birlikte yaşamaya başlar. Kitapta yalnızca S diye anılan bu genç kadın bir gün intihar eder ve çift, onun geride bıraktığı günlükler, ses kayıtları ve görüntülerle meşgul olur ama yapbozun parçaları bir türlü birbirine uymaz.
Ann Quin Üç’te kimi zaman noktalama işaretlerinden feragat ederek, kimi zaman günlük sayfaları veya ses kayıtları dökümleri iliştirerek metni eğip büker ve kendi kalıbına sokar. Bunun sonucunda Virgina Woolf’un iç dünyasına, Anna Kavan’ın karanlığına, Fransa’daki Yeni Roman’ın tavrına, Samuel Beckett’in “sayıklama”larına olan edebi yakınlıkların hemen fark edilebileceği ama özgünlüğünü alabildiğine koruyan bir roman ortaya çıkar. Üç, 1973’te, otuz yedi yaşında, tıpkı roman kahramanı gibi hayatına son veren Ann Quin’in sağlığında yayımlanan dört kitabından biri.
KÜNYE: Üç, Ann Quin, çeviren: Aslı Anar, Everest Yayınları, 2022, 176 sayfa.
MEDYA GERÇEĞİ – NOAM CHOMSKY
Yıllar önce, zavallı bir kuşun petrole bulanmış, çaresiz görüntüsü karşısında dehşete kapılıp lanetler yağdıracak kadar hassas olduğumuz günlerde, çoğu kadın ve çocuk 100 bine yakın insanın gökyüzünden yağan bombalar altında ölümünü, sıcak odalarımızda kahvemizi yudumlayıp havai fişek gösterileri gibi izlemiştik. Anlaşılan Guy Debord’’un 1968’’lerde öngördüğü “Gösteri Toplumu” gerçekleşmişti. 11 Eylül saldırısının hemen ardından ABD’nin bir “cezalandırma eylemi” olarak giriştiği Afganistan operasyonu, Şaron’’un bütün pervasızlığıyla Filistin şehirlerini yakıp yıkması ve Arafat’’ı kuşatma altında tutmasının yanı sıra “Irak operasyonu” o günlere hem ne kadar uzak hem de ne kadar yakın olduğumuzu gösterdi. Bu süreç içinde, medyanın “rızanın üretilmesi”ndeki ve “güdümlü gerçeklik yaratılması”ndaki rolü hiç değişmedi. Medya daha incelikli yöntemlerle düşmanları şeytanlaştırırken, yandaşlarını melekleştirmekten vazgeçmedi. Medyanın sermaye ve iktidarla ilişkisi her geçen gün tarafların meşruiyetini daha çok kemiren bir sorun olarak ortaya çıktı. Noam Chomsky, bu kitabında, medyanın hükümet, sermaye ve elit kesimlerle sıkı fıkı bağları ve çıkar ilişkileri temelinde işleyiş mekanizmasını, özellikle Ortadoğu, Filistin ve Nikaragua’’dan zengin örneklerle gözler önüne sermektedir.
KÜNYE: Medya Gerçeği, Noam Chomsky, çeviren: Abdullah Yılmaz, Osman Akınhay, Alfa Yayıncılık, 2022, 512 sayfa.
IRKLARIN İCADI: IRKÇILIĞA KARŞI BİLİM – GUIDO BARBUJANI
Irk kelimesi yeniden moda oldu. Ancak bunun tam olarak ne anlama geldiğini bildiğimizden emin miyiz? Farklı kültürlerden insanlar arasındaki ilişkiler ve sosyal eşitsizlikler genlerimize ne kadar bağlı?
Guido Barbujani’nin Irkların İcadı kitabı, büyüleyici bir tarihsel-eleştirel yolculukla, ırksal sınıflandırmaya yönelik ilk girişimlerden modern DNA çalışmalarına kadar insan çeşitliliğinin biyolojik temeline ilişkin tartışmanın aşamalarının izini sürüyor. Genetiğin, Afrika kökenlerimizden beş kıtanın kolonileştirilmesine kadar insanlığın yolculuğunun en uzak aşamalarını yeniden inşa etmeyi nasıl başardığını gösteriyor. Bu bilginin, insanlığın biyolojik olarak farklı gruplara, diğer türlerde ırk olarak adlandırılan gruplara bölündüğü yönündeki 19. yüzyıl fikrini nasıl çürüttüğünü anlatıyor. Irk kavramının beslediği ırkçılıkla mücadele için değerli bilgiler sunuyor.
KÜNYE: Irkların İcadı: Irkçılığa Karşı Bilim, Guido Barbujani, çeviren: Volkan Çandar, İletişim Yayınları, 2022, 223 sayfa.
EVİMİZDE – BAHAR ULUKAN
Evimiz kocaman bir evren. Kuşlar, gökyüzü, yeryüzü, oyunlar, hayaller... Bahar Ulukan’ın şiirleri bizi, evimizde bir yolculuğa çıkarıyor. Çocukluğu ve duygularını zengin bir ifade gücüyle aktaran şiirler, okurlarını neşeli hayallere dalmaya, sözcüklerle oynamaya, düşünceleri özgür bırakmaya davet ediyor. Zeynep Özatalay’ın derinlikli rengârenk resimleri ise bu içten şiirlere bambaşka bir zenginlik katıyor. Üstelik sayfaların arasına, çocuklar için sihirli bir şiir yazma tarifi de saklanmış, Abra Kadabra!
KÜNYE: Evimizde, Bahar Ulukan, resimleyen: Zeynep Özatalay, Redhouse Kidz Yayınları, 2022, 64 sayfa.
MUHTEŞEM OZ DİYARI – L. FRANK BAUM
Dünyanın en sevilen çocuk klasiklerinden Oz Büyücüsü’nün ardından kaleme alınan Muhteşem Oz Diyarı, yine unutulmayacak, sihirli bir dünyanın kapılarını aralıyor. L. Frank Baum’un rengârenk ve yaratıcı dünyası, bu kez Tip adlı genç bir çocuğun yaşadığı inanılmaz maceralara ev sahipliği yapıyor. Kötü cadı Mombi’yi korkutmak isteyen Tip, balkabağı kafalı bir adam yaratır ama üzerine yaşam tozu serpilen arkadaşı canlanınca kendilerini beklemedikleri bir maceranın içinde bulurlar. Birlikte çıktıkları yolda kayıp bir prensesin gizemini öğrenecek, bir şehri kurtarmaya çalışacak, herkesin yakından tanıdığı Korkuluk ve Teneke Adam’la karşılaşacaklar.
İlk baskısı 1900 yılında yapılan ve çocuk edebiyatına yeni bir soluk getiren Oz Büyücüsü, masalları yeni bir anlayışla yorumlayan unutulmaz klasiklerden. L. Frank Baum, devamını getirmeyi düşünmeden kaleme aldığı Oz Büyücüsü’nün gördüğü ilginin ardından, binlerce çocuğun ona mektup yazmasının da etkisiyle 1904’te Oz Diyarı’nda geçen yeni bir roman kaleme almıştır. Muhteşem Oz Diyarı, o tanıdık, sihirli dünyanın kapılarını tekrar aralayan, en az ilki kadar klasik olmayı hak eden bir hikâye. L. Frank Baum’un milyonlarca çocuğun hayal gücünü ve kalplerini fetheden hikâyeleri nesiller boyunca paylaşılmaya ve en değerli çocukluk hazineleri olmaya devam edecek.
KÜNYE: Muhteşem Oz Diyarı, L. Frank Baum, çeviren: Mert Boz, Artemis Yayınları, 2022, 216 sayfa.