Vitrin: Yeni Çıkanlar

Vitrin: Yeni Çıkanlar

Haftanın öne çıkan kitapları arasından sizlere özel bir derleme yaptık. Keyifli okumalar ve iyi pazarlar dileriz.

Hazırlayan: Deniz Burak Bayrak

YEDİ GECE – JORGE LUIS BORGES

Neden doğrudan metinleri incelemiyorsunuz? Eğer metinler hoşunuza giderlerse ne âlâ; eğer hoşunuza gitmezlerse onları hemen bırakın, zira zoraki okuma kadar saçma bir eylem olamaz, onun yerine zoraki mutluluktan bahsetmeyi yeğlerim. Bence şiir hissedilen bir şey ve eğer siz şiiri hissetmiyorsanız, eğer güzellik hissiniz yoksa, eğer bir öykü sizde daha sonra ne olacağını bilme arzusu uyandırmıyorsa, yazar onu sizin için yazmamıştır. Onu bir kenara bırakın, edebiyat dikkatinize layık olan ya da olmayan, yarın okuyacağınız başka bir yazarı size sunacak kadar zengindir. Borges, edebiyatı bir çeşit rehberli rüya; neşeli, eğlenceli, şaşılacak bir keşif olarak yeni bir gözle görmemi sağladı.

Richard Flanagan

KÜNYE: Yedi Gece, Jorge Luis Borges, çeviren: Süleyman Doğru, Can Yayınları, 2022, 152 sayfa.

MARINA TSAVETAYEVA YA DA ALABUGA’DA ÖLMEK – VENUS KHOURY-GHATA

Hayatın ve tarihin hoyratlığı bir şairin asi ve dizginsiz ruhuyla birleşince ortaya çıkan trajedinin izini sürüyor Vénus Khoury-Ghata: Marina Tsvetayeva’nın yaşarken yarım bıraktığı sözcüklerin izini. Yayımlanmayan şiirler, terk edilemeyen bir eş, vazgeçilemeyen sevgililer, şiddetli vicdan azabı ile şefkat arasında düğümlenen annelik, yoksulluk, yoksunluk, sürgün ve uzun sürmüş bir intiharın izdüşümü.

“Marina Tsvetayeva ya da Alabuga’da Ölmek” okuru melâle aşina kılan bir roman.

KÜNYE: Marina Tsavetayeva ya da Alabuga’da Ölmek, Venus Khoury-Ghata, çeviren: Ayşenaz Cengiz, Yapı Kredi Yayınları, 2022, 120 sayfa.

BAŞLANGICIN SONU, SOVYETLER’İN ÇÖKÜŞÜNDEN DERSLER – CARLOS MARTINEZ

“Sonun başlangıcı” sık işittiğimiz bir söz. Bu kez “başlangıcın sonu” var karşımızda. Yetmiş yıllık sosyalizm deneyimi insanlık tarihinde yeni bir başlangıçtı ve çöktü. Peki bu başlangıcın sonu nasıl geldi? Sovyetler’in çöküşünde ne gibi etmenler, hangi ağırlıklarla rol oynadı? Ve belki de en önemlisi; bu etmenleri iyi çözümleyebilir, onlardan gerekli dersleri çıkarabilirsek “başlangıcın sonu” yeni başlangıçlara gebe olabilir mi?

Carlos Martinez, yirmi beş yılı aşkın süredir solun tartışma gündeminden düşmeyen bu konuyu, soru ve sorunları, bu kitabında özlü bir biçimde yanıtlamaya çalışıyor.

Başka sorular ve yanıt arayışlarıyla birlikte: Ekonomide, siyasette, kültür ve ideoloji alanlarında; dış politikada, “barış içinde bir arada yaşama” çabalarında ve silahlanma yarışında; içeride, halkın devrimin ilk yıllarındaki coşkusunu koruma ve geliştirme anlamında neler yaşandı, nerelerde eksik kalındı? 1970’lerden itibaren ekonomideki büyüme eğilimi neden yavaşladı, bilim ve teknolojide Batı’yla girilen rekabette ne gibi hatalar yapıldı? Çin ile ilişkiler, Macaristan ve Çekoslovakya’daki müdahaleler neleri değiştirdi? Hruşçov’un “destalinizasyon politikası”ndan Gorbaçov’a nasıl bir yol uzanıyor? Glasnost ve perestroyka gerekli miydi; bunlar ilk başta nasıl göründü, sonradan nasıl değişti? Afganistan Savaşı çöküşte ne gibi bir rol oynadı? Peki ya, Gorbaçov ve ekibinin ihaneti? 1991 darbe girişimi başarılı olsaydı, Sovyetler Birliği şimdi tıpkı Çin gibi yaşar mıydı?

Geçmiş deneyimleri tartışan, gelecek deneyimlerin önünü açan “Geçmişten Geleceğe Sosyalizm” dizimizde yeni bir sayfa… Carlos Martinez’in “çöküş”e dönük ufuk açıcı anlatımıyla!

KÜNYE: Başlangıcın Sonu-Sovyetler’in Çöküşünden Dersler, Carlos Martinez, çeviren: Ali Haluk İmeryüz, Yordam Kitap, 2022, 160 sayfa.

SİBİRYA HAYALİ – PER PETTERSON

Sibirya Hayali Norveçli yazar Per Petterson’un At Çalmaya Gidiyoruz, Lanet Olsun Zaman Nehrine, Reddediyorum, Benim Durumumdaki Erkekler ve Ardından’dan sonra yayımladığımız altıncı romanı.

“Yandaki bölmeyi dene,” diyor Jesper tahta perdenin arkasından seslenerek. “Dorit yatıyor orada, çok iyi huyludur.” Aradaki yolda duruyor ve Jesper’in sakin sakin nefes alışını dinliyorum. Bakışlarımı bölmesinde uyuyan Dorit’e çeviriyorum, geniş sırtı karanlıkta giderek daha iyi seçiliyor. Eğilip Dorit’in sırtını okşuyorum. “Konuş onunla,” diyor Jesper, ama ben ne diyeceğimi bilemiyorum, şu an dilimin ucuna gelenleri yüksek sesle söyleyemem. Bölme daracık, hiç boş yer yok, Dorit hafifçe dönse beni tahta perdeye yapıştırır. Hayvanın boynunu okşuyorum, sonra da kulağına eğilip cesur kurşun asker masalını anlatmaya başlıyorum. Masalın sonuna, kurşun askerin alevlere karşı koyarken yavaş yavaş eridiği bölüme gelince öne doğru yatıyor ve kollarımı hayvanın boynuna doluyorum, pencereden içeri dolan rüzgârın nasıl balerini havalandırıp alevlere doğru sürüklediğini, ateşe düşen balerinin nasıl kayan yıldız gibi parladığını ve alevlerin söndüğünü anlatıyorum, masalımı bitirdiğimde soluk bile almaktan korkuyorum.

1934 yılının Noel gecesini yaşıyoruz, Jesper ve ben her şeyin nefes aldığı bir ahırda iki ayrı bölmede, iki ayrı inekle sarmaş dolaş yatıyoruz, belki de uykuya dalıyoruz, çünkü gerisini pek hatırlamıyorum.

KÜNYE: Sibirya Hayali, Per Petterson, çeviren: Banu Gürsaler Syvertsen, Metis Yayınları, 2022, 232 sayfa.

ÇİNGENELER – OSMAN CEMAL KAYGILI

“Osman Cemal’in Çingeneler’i muhakkak bir şaheserdir. Osman Cemal şimdiden sonra bir tek yazı yazmasa Türk edebiyatına kazandırdığı bu şaheserle gene mahzun ve gene yarı meçhul aramızda dolaşsa, bu, hiçbir zaman değeri birdenbire, bir çığlık halinde meydana çıkarmayı unutmayan edebiyat denilen şey ona bu şaheserinin layık olduğu mevkii vermekte gecikmeyecektir. Okudukça şaşırıyorum. Sayfaları çevirdikçe içim hüzün, sevinç ile dolu karmakarışık bir âleme giriyor. Gâvur Etem kitaptan fırlıyor, karşımda Apukur Çorbacı’nın kim olduğunu izah ediyor. Akman Ağa’yı arabasını sürerken, yaz yağmurlarını, çadırı, böğürtlen dolu sepeti, ayaklarını köpekler dalamış tirşe gözlü Gülizar’ı, Büyükdere köylerine giden musiki ve avantür delisi delikanlıyı, yılanları, Nazlı’yı görüyorum, duyuyorum…” Sait Faik Çingeneler, Osman Cemal Kaygılı’nın tefrikada kullandığı fotoğraflarla birlikte ilk defa bu baskıda okurla buluşuyor.

KÜNYE: Çingeneler, Osman Cemal Kaygılı, Türkiye İş Bankası Yayınları, 2022, 328 sayfa.

RESİTATİF – TONI MORRISON

Nobel ve Pulitzer Ödüllü Toni Morrison'un kaleme aldığı ilk ve tek öyküsü Resitatif, okurlarını kadim bir bulmacanın çözümüne davet eden yazınsal bir deneydir.

Morrison farklı ırksal kimlikler üzerine inşa edilmiş iki başkarakterli bu öyküde her türlü ırksal kodu, anıştırmayı ve klişeyi belirsizleştirmeyi amaçlayarak okuru çözümsüz görünen bir oyuna dahil eder.

Okuma deneyiminin başlı başına ırkçılık karşıtı bir edime dönüştüğü bu çokkatmanlı öyküsünde Morrison, karakterlerin renkleri de dahil, bulanıklaştırdığı tüm ırksal, sınıfsal ve toplumsal farklılıkların keskin çizgilerinde usta bir ip cambazı misali gezinirken, bir yazar olarak omuzlarında taşıdığı sorumluluğu bir nebze de olsa okurlarıyla paylaşma çağrısında bulunur.

Zadie Smith ise kendi deneyiminden yola çıktığı derin okumasıyla okurları düşecekleri tuzaklara karşı uyararak ve öykünün derinliği hakkında ipuçlarını sererek adeta bir kılavuz görevi görür.

Değişen siyasal iklimin ve zamanın ötesinde bir armağan...

KÜNYE: Resitatif, Toni Morrison, çeviren: Seda Çıngay Mellor, Sel Yayıncılık, 2022, 77 sayfa.

KENDİN KEŞFET – SES VE IŞIK

Eğlendirerek öğreten bu ilgi çekici kitapta bilimsel bakış açını geliştirecek, bilimin her alanında konuları daha kolay öğrenmene ve başarılı olmana yardımcı olacak etkinlik ve deneyler yer alıyor.

Ses ve Işık’ta keşfedeceklerin arasında; fırtınanın ne kadar uzakta olduğunu ölçme, Ay ya da Güneş tutulmasını taklit etme, kendi müzik enstrümanlarını yapma ve daha birçok ilginç konu var.

KÜNYE: Kendin Keşfet – Ses ve Işık, Kolektif, çeviren: Ali Berktay, Türkiye İş Bankası Yayınları, 2022, 32 sayfa.

TEPEDEKİ GÖZ – TUBA ŞAMLI ATİLLA

Okulda dersleri ve arkadaşları, evde bilgisayar oyunları derken Can'ın yaşamı oldukça hareketli ve macera doludur.

Bir gün ailesi, büyükşehirden küçük bir sahil kasabasına taşınmaya karar verir. Can başta isyan etse de sonunda durumu kabullenir. Yeni düzenlerine alışana dek kendini bilgisayar oyunlarına verecek, böylece kafa dağıtacaktır ama işler pek umduğu gibi gitmez. Taşındıkları küçük kasabada, tabletindeki oyunlara bağlanması imkânsızdır. Nedenini bilmediği bağlantı sorunları nedeniyle farklı bir oyun denemek zorunda kalır. Kasabanın çeşitli yerlerinde gördüğü gizemli “OYUNA KATIL!” yazıları ve ne zaman oraya dikildiğini kimsenin bilmediği devasa “TEPEDEKİ GÖZ”, Can’ı oldukça gizemli bir şeyin içine çekmektedir...

Bilgisayar oyunlarına düşkün bir çocuğun sanal dünyanın olumsuz yanlarıyla yüzleşme hikâyesini anlatan Tepedeki Göz, okurlara oldukça hareketli ve macera dolu bir kurgu sunuyor. Dışarıdan sadece eğlence vadediyormuş gibi görünen sanal oyunların içyüzü başka olabilir mi, bir oyun evreninde olanlar gerçeğin ne kadarını karşılar, sanal bir dünyada güvenlik nasıl sağlanır gibi soruların peşine düşen kitap, hepimizi özel bilgilerimiz, kişisel verilerimiz ve bunları nasıl güvende tutabileceğimizle ilgili düşünmeye davet ediyor.

KÜNYE: Tepedeki Göz, yazan ve resimleyen: Tuba Şamlı Atilla, Redhouse Kidz Yayınları, 2022, 184 sayfa.

DAHA FAZLA