Vitrin: Yeni Çıkanlar
Haftanın öne çıkan kitapları arasından sizlere özel bir derleme yaptık. Keyifli okumalar ve iyi pazarlar dileriz.
Hazırlayan: Deniz Burak Bayrak
TÜRKÇE DUBLAJLI İTALYAN FİLMLERİ GİBİYİZ – GİRAY KEMER
“Usta bir yönetmen elinde çekilmiş etkileyici bir intihar sahnesiydi sanki. Ağır çekimde ilerliyor, ufak kabarcıklar çıkarıyor, yer yer kımıldanıyor ama her şekilde güzel görünüyordu... Düştü, düştü ve görkemli bir şekilde kondu. Çakılmak değildi bu. Sanki yerini bulmuştu. Ahmet, bütün gücüyle peşindeydi. Bacaklarını çırpıyor, elleriyle kollarıyla kendini ona daha da yaklaştırıyordu. Sadece birkaç kulaç kalmıştı ama yapamadı. Eli varmadı. Bir şey değişmeyecekti. Değil denizyıldızı, bütün Ege Denizi’ni bile götürse bir şey değişmeyecekti.”
Giray Kemer, denizi, zeytini, zambakları, harnupların rayihasına karışan eskimiş balata kokusunu ve haksızlıkları, kanunsuzlukları, sınıf atlama merakını anlatıyor. İkinci Dünya Savaşı hikâyelerini, tankları, kitapları, şiirleri, şarkıları, bazen kederle bazen neşeyle tokuşturulan kadeh seslerini ve memleketin belki de en güzel coğrafyasını kendine fon yapıyor...
Türkçe Dublajlı İtalyan Filmleri Gibiyiz, yozlaşmanın ortasındaki büyük dostluğun ve beceriksiz bir aşkın romanı.
“Kimse sınanmadığı günahın masumu değildir” diyor âdeta ve soruyor: “Sen olsan ne yapardın?”
KÜNYE: Türkçe Dublajlı İtalyan Filmleri Gibiyiz, Giray Kemer, İletişim Yayınları, 2022, 172 sayfa.
BORİS DAVİDOVİÇ İÇİN BİR MEZAR – DANİLO KİS
Boris Davidoviç İçin Bir Mezar’da Danilo Kiš, 19. yüzyılın sonlarından 20. yüzyılın ortalarına uzanan bir dönemde, Doğu Avrupa’dan Sibirya’ya uzayan –arada İspanya’ya ve İrlanda’ya da uğrayan- bir coğrafyada geçen birbirine akraba yedi öykü anlatıyor. Devrimcilerin, mahkûmların, döneklerin, gözden düşenlerin, rejim kurbanlarının şiddetle, baskı ve yıldırmayla, zindanlarla, ihanetle, tasfiyelerle, davalarla örülü, gerçeğin gölgesindeki kurgusal hikâyeleri.
Tarih boyunca hiç durulmayan, benzersiz aşırılıklara, efsanevi kahramanlıklara sahne olan Slav coğrafyasından sert ve keskin bir esinti. Kurgunun kıvrımları arasında tarihi sorgulayan, devrimcilerin adanmışlığı kadar otoriter iktidarların yalan, mizansen, sansür üzerine kurulu işleyişini de gözler önüne seren politik bir anlatı.
“Danilo Kiš'e göre edebiyat tarihi düzeltmelidir, çünkü tarih genellemedir, edebiyat ise somuttur. Kiš'in amacı, tarihin her bir kurbanına kendi yüzünü ve hikâyesini teslim etmektir.”
(Katarina Melic, Queen's University, Kingston)
KÜNYE: Boris Davidoviç İçin Bir Mezar, Danilo Kis, çeviren: Şule Çiltaş, Kırmızı Kedi Yayınevi, 2022, 136 sayfa.
KAFASI KARIŞMIŞLAR İÇİN ADORNO – ALEX THOMSON
Yirminci yüzyılın en etkili filozof ve kültür kuramcılarından bir olan Adorno’yu okumak zorlu bir iştir. Çalışmaları çoğu zaman çetrefil ve nüfuz edilemez görünür, özellikle de onun yaslandığı felsefe gelenekleri hakkında pek fazla bilgisi olmayanlar için. Onun ortak duyu saydığımız şeyleri yıkma ve yirminci yüzyıl Avrupa ve Amerika kültüründe baskın gördüğü eğilimlere saldırma tarzı okurun önündeki güçlükleri daha da pekiştirir.
Kafası Karışmışlar için Adorno, Adorno’nun düşüncesine ilişkin, okuru küçük görmeye ya da yanıltmaya yeltenmeyen, teşvik edici ve anlaşılabilir bir açıklama sunuyor. Hem Adorno’yu henüz tanımayanlar hem de onun çalışmaları hakkında mesafe katetmek için uğraşanlar, anlaşılır bir tarzda yazılmış, kapsayıcı, özel olarak tam da onun metinlerini okumayı ve anlamayı zorlaştıran meseleler üzerine odaklanmış bu çalışmayı çok değerli bir kaynak olarak görecekler. Adorno’nun çalışmalarındaki anahtar temalar etrafında düzenlenmiş metin, onun yazılarında estetiğin merkezi konumu, popüler kültür üzerine çokça yanlış anlaşılmış denemeleri ve Adorno’nun felsefesinde özgürlük fikrinin önemi başta olmak üzere, konulara duru ve ufuk açıcı açıklamalar getiriyor.
KÜNYE: Kafası Karışmışlar İçin Adorno, Alex Thomson, çeviren: Arif Geniş, Dipnot Yayınları, 2022, 254 sayfa.
TOL – MURAT UYURKULAK
Dünyada varoluşumun bu kadar sorunlu olacağını hiç tahmin etmezdim. Yirmi yaşında, kalıbı, rotası, adı gayet belli bir hayata yazılıydım. Otuz yaşına geldiğimdeyse, bin kapıdan kışlanmış bir tavuk kadar şaşkındım. Ne bir rotam, ne kalıbım, ne de adım kalmıştı artık. Bildiğim, öğrendiğim hiçbir şeyden emin değildim. Musahhih Yusuf otuzlu yaşlarında işinden olmuş, yoksul bir hayat sürmektedir. Cebinde tabancası, yüreğinde isyan duygusuyla, artık tükettiği büyükşehri terk ederek kapağı Diyarbakır trenine, bir yük vagonuna atar… Ona bu yolculukta, gözünün bir yerden ısırdığı “Şair” eşlik edecektir. Böylece Yusuf için uzun, zorlu ve hayli çalkantılı bir hesaplaşma başlar. Çünkü Şair, elindeki defterden, Yusuf’un kayıp babasının da rol aldığı hikâyeler okurken, ikiliyi götüren tren, dura kalka patlayan bombaların, suikastlerin içinden geçerek kargaşanın hüküm sürdüğü ülkenin uçsuz bucaksız bozkırında “bir fermuarı çeker gibi” yol alır. Kendilerini vaktiyle güzel bir ihtimal olan devrime adayanların, devlet şiddetiyle sönüp giden hayatların izini süren, yakın tarihin kirli sırlarını aralayan, buna karşın çoşkuyu, inancı ve aşkı da heybesine katan bir hikâye anlatıyor Murat Uyurkulak. İlk baskısı yirmi yıl önce yayımlandığında edebiyatımıza damga vuran ve bugün de etkisinden hiçbir şey kaybetmeyen Tol, fantastik olduğu kadar gerçek, samimi olduğu kadar yaratıcı bir eser; isyanın, haklı bir intikamın romanı.
KÜNYE: Tol, Murat Uyurkulak, Can Yayınları, 2022, 312 sayfa.
SATÜRN YILDIZI ALTINDA – SUSAN SONTAG
Satürn Yıldızı Altında, Amerikalı yazar, eleştirmen, insan hakları savunucusu Susan Sontag’ın biri The New Yorker’da, diğerleri The New York Review of Books’ta yayımlanmış yazılarından bir derlemeyi içeriyor. Denemelerin tamamı, 20. yüzyılda düşünce, edebiyat ve sinemada fark yaratmış, tartışma alanları açmış sanatçılar hakkında. Kitap, Sontag’ın erken yaşlardan itibaren izlediği ve etkisi altında kaldığı Amerikalı yazar Paul Goodman’ın ölümü üzerine yaşadıkları ve düşündüklerine ilişkin bir denemeyle başlıyor; Roland Barthes’ın geride bıraktıkları, Antonin Artaud’un yaşamı ve sanat felsefesi, Walter Benjamin ve Elias Canetti hakkındaki değerlendirmeleriyle sürüyor; Hitler’in gözde sinemacısı ve propagandacısı Leni Riefenstahl’ın eserleriyle sanatının otopsiye tabi tutulduğu, Hitler hakkındaki çok uzun filmiyle tanınan Hans Jürgen Syberberg’in ve sinemasının irdelendiği denemelerle sona eriyor. Sontag, bu figürlerin kişisel ve düşünsel evreninde bıraktığı birikimle, ölüm, sanat, hayal gücü, etik ve estetik; bunlar arasındaki ilişkiler ve yazmak üzerine düşünüyor.
KÜNYE: Satürn Yıldızı Altında, Susan Sontag, çeviren: Osman Akınhay, Everest Yayınları, 2022, 214 sayfa.
YAPAY SEN: YAPAY ZEKÂ VE ZİHNİN GELECEĞİ – SUSAN SCHNEIDER
İnsanlar kısa vadede dünyanın en zeki türü olmaktan çıkabilir. Yapay zekâ çalışmalarındaki ilerleme hızı göz önüne alındığında çok yakın bir gelecekte insan seviyesinden daha yüksek bir zekâ ve yeni nesil yapay zekâların ortaya çıkabileceği tahmin ediliyor. Peki bu gelişmelerin zihnin geleceği için anlamı nedir? Yapay Sen’de Susan Schneider, yapay zekânın yeni yönlere doğru yol alması kaçınılmaz olsa da ileriye doğru mantıklı bir yol haritası çizmenin elimizde olduğunu; yapay zekâ teknolojisi beyni yeniden şekillendirirken ve potansiyel olarak makine zihinleri yaratırken çok dikkatli olmamız gerektiğini söylüyor. Zira Homo sapiens, zihin tasarımcıları olarak, nasıl kullanacağını tam olarak bilmediği “araç”larla, yani benlik, zihin ve bilinçle oynayacak. Ancak Schneider’a göre bunların doğasının yetersiz bir şekilde kavranması, yapay zekâ ve beyin geliştirme teknolojisinin kullanımına zarar verebilir, hatta bilinçli varlıkların yok olmasına ya da acı çekmesine neden olabilir. Dolayısıyla, algoritmaların altında yatan felsefi meseleleri kavramak zorundayız. Robotlar gerçekten bilinçli olabilir mi? Elon Musk ve Ray Kurzweil gibi teknoloji liderlerinin ileri sürdüğü gibi yapay zekâyla birleşebilir miyiz? Zihin sadece bir program mıdır? Bilinç, karmaşık zekânın kaçınılmaz bir yan ürünü müdür? Zihin tasarımının genel tehlikeleri nelerdir? Yapay zekâya dair bu zorlu sorulara yanıt arayan Yapay Sen, cesur yeni dünyamızdaki seyrimizin nasıl olacağını merak eden okurlar için kapsamlı bir araştırma sunuyor.
KÜNYE: Yapay Sen: Yapay Zekâ ve Zihnin Geleceği, Susan Schneider, çeviren: Tülay Tosun, Tellekt, 2022, 176 sayfa.
ARYA’NIN YAŞAM SEVİNCİ – ÖZGE BAHAR SUNAR, MAVİSU DEMİRAĞ
Şarkı söylemeyi çok seven Arya’nın mahalle korosunda başlayan müzik yolculuğu yarışmalarla, seçmelerle devam eder. Arya her başarısının ardından daha da yukarılara bakar. Derken bir an gelir, Arya çok önemli bir şeyi unuttuğunu fark eder...
Özge Bahar Sunar’ın yazıp Mavisu Demirağ’ın resimlediği Arya’nın Yaşam Sevinci okurları başarı, hedefler, hayaller üzerine düşündüren, sevinç dolu bir öykü…
KÜNYE: Arya’nın Yaşam Sevinci, yazan: Özge Bahar Sunar, resimleyen: Mavisu Demirağ, Redhouse Kidz Yayınları, 2022, 32 sayfa.