Vitrin: Yeni çıkanlar

Vitrin: Yeni çıkanlar

Haftanın yeni çıkan kitapları arasından sizlere özel bir derleme hazırladık. Beğeneceğinizi umuyor, keyifli okumalar ve iyi pazarlar diliyoruz.

SİYASAL DÜŞÜNCELERİN TOPLUMSAL TARİHİ CİLT 1: İKTİDARI TANRILAŞTIRMAK - ESKİÇAĞ'DAN FEODALİZMİN KRİZİNE - ATEŞ USLU

Uzun yıllarını siyasal düşünce tarihi üzerinde çalışarak ve ders vererek geçiren Doç. Dr. Ateş Uslu’nun on yıllık emeğinin ürünü olan Siyasal Düşüncelerin Toplumsal Tarihi, okurları düşünce tarihinde beş bin yıllık heyecanlı bir yolculuğa çıkarıyor. Uslu, kimisi çoğunlukla “büyük” olarak addedilen, kimisiyse adı pek az kimse tarafından hatırlanan sayısız düşünürü ele aldığı üç ciltlik kapsamlı yapıtta, M.Ö. 3000’den başlıyor ve M.S. 20. yüzyıla kadar siyasal düşüncelerin izini sürüyor. Bunu yaparken yalnızca siyaset felsefesi metinlerini değil, şiir, destan, tiyatro oyunu ve söylev gibi başka pek çok türden metni de irdeliyor.
“İktidarı Tanrılaştırmak” alt başlığını taşıyan ve Tunç Çağı’nın kutsal tanrı-krallarıyla anlatısına başlayan bu birinci cilt, Yunan polis’lerinden Roma res publica’sına, Asya imparatorluklarından Türk kağanlıklarına, İslam dünyasından Batı Avrupa’ya pek çok uğrağa ve tüm bu uğraklardaki sınıf savaşımlarına, halk isyanlarına ve devrimlere uzanan yolculuğunu M.S. 13. yüzyılda sonlandırıyor.

Siyasal Düşüncelerin Toplumsal Tarihi, her dönemin kendi içinde birtakım değişkenleri olmasıyla birlikte siyasal düşünceler tarihinin büyük bir etkileşimler dizgesi niteliği taşıdığını gösteriyor. Hem siyasal düşünce tarihi ve siyaset felsefesi gibi alanlarda ders alan öğrenciler hem de insanlığın uzun düşünce yolculuğu hakkında derli toplu bilgi edinmek isteyen okurlar için temel bir başvuru kaynağı.

(Tanıtım Bülteninden)

 

KÜNYE: Siyasal Düşüncelerin Toplumsal Tarihi Cilt 1: İktidarı Tanrılaştırmak - Eskiçağ'dan Feodalizmin Krizine, Yazar: Ateş Uslu, Yordam Kitap, 2021, 408 Sayfa

İÇ MEKAN ÇİN MAHALLESİ - CHARLES YU

2020 Ulusal Kİtap Ödülü Kazanani

Time, Wall Street Journal, The New Yorker, Vice gibi yayınlara makaleleri ve öyküleriyle katkıda bulunan Charles Yu 2007 yılında Ulusal Kitap Vakfı tarafından gelecek vadeden beş yazar arasında gösterildi, Westworld ve Legion gibi televizyon dizilerinde hikâye danışmanlığı ve senaristlik yaptı, ikinci romanı İç Mekân Çin Mahallesi ise 2020’de Ulusal Kitap Ödülü’nü kazandı.

Amerika Birleşik Devletleri’nin tamamı baştan sona bir film seti âdeta ve Willis Wu hayatının ana karakteri değilmiş gibi hissediyor kendini, sanki herhangi bir televizyon dizisinde figüran sadece. Her gün Altın Saray’a, sürekli aynı polisiye dizinin, Siyah ve Beyaz’ın çevrildiği o restorana çalışmaya gidiyor. Klişe Asyalı Adam değil, Kung Fu’cu Adam olmayı hayal ettiği, en sonunda göçmen ailesinin ve Çin Mahallesi’nin gerçek tarihini öğreneceği o yere.

Charles Yu’dan İç Mekân Çin Mahallesi toplumsal önyargıların belirlediği sınırların ötesindeki göçmenlerin ve figüranların arasında, sahnenin gerisinde kalan ötekilerin romanı.

“Zekice ve çok komik… Irkçı hayal gücüyle dalgasını geçiyor ve insan yerine konulmamaya direnenlerin, bu dertten mustarip olanların insanlığının derinliklerine götürüyor bizi.” –Viet Thanh Nguyen

“İç Mekân Çin Mahallesi, popüler kültürü, aidiyeti ve hepimizin nasıl da sürekli başka rollere büründüğümüzü takıntı yapan herkesin kesinlikle okuması gereken bir roman.” –Charlie Jane Anders

(Tanıtım Bülteninden)

 

KÜNYE: İç Mekan Çin Mahallesi, Yazar: Charles Yu, Çeviren: Avi Pardo, İthaki Yayınları, 2021, 272 Sayfa

YAŞA YA DA ÖL - ANNE SEXTON

Yaşa ya da Öl kitabıyla 1967’de Pulitzer Ödülü’ne değer görülen Anne Sexton, 20. yüzyıl Amerikan şiirindeki gizdökümcü akımın en önemli temsilcilerindendir. Sexton’ın şiiri depresyon, psikoz, intihar, ruhsal travmalar, kürtaj gibi o zamana kadar tabu sayılan temaları “kadın cephesinden” gören cesur yönelimiyle çağdaşları arasında farklı bir yer edinmiştir. Sexton’ın sıklıkla kullandığı metaforik dil onun şiirini doğrudan kişisel deneyimlerin aktarıldığı bir anılar tutanağı olmaktan çıkarır. Gündelik dilin dolaysızlığını kişisel imge dünyasının çok katmanlı karmaşasıyla birleştiren bu şiirlerde dinsel kıssalar, mitolojik konu ve kahramanlar çağdaş kadının ataerkil baskı aygıtları karşısındaki güncel direniş ve yenilgi deneyimleriyle harmanlanarak kendine özgü bir travmatik söylem düzeni içinde işlenmiştir. Yaşa ya da Öl’ü edebiyat tarihindeki hak ettiği seçkin noktaya taşıyan unsurlardan biri de yaklaşan bir intiharı yarattığı dehşeti dışlamadan okura çok önceden duyurmasıdır.

(Tanıtım Bülteninden)

 

KÜNYE: Yaşa ya da Öl, Yazar: Anne Sexton, Çeviren: Arzu Göncü, Ayrıntı Yayınları, 2021, 144 Sayfa

SINIRLARI AŞMAYI ÖĞRETMEK - BELL HOOKS

“Sınırları Aşmayı Öğretmek”i okuduktan sonra, bell hooks’un sonsuz, huzursuz entelektüel enerjisinden, onu radikal ve sevecen kılan enerjisinden bir kez daha etkilendim.” 
Paulo Freire

Sınırları Aşmayı Öğretmek eğitimciler ve öğrenciler açısından son derece önemli bir çalışma. Hasta, ruhsuz eğitime ruh üfleme çabası. Öğretmen ve öğrencilerin yeni, kolektif bir çalışma icat etmesini arzuluyor. Ülkeyi ve dünyayı yöneten propagandaları, telkinleri, incelikli tiranlık biçimlerini açığa çıkararak, alışılmış ve içselleştirilmiş olanı ortadan kaldırma çabasını eleştirel biçimde ele alıyor. Bilginin, eğitimin, kültürün, kimliğin, farklılığın ve sosyal ilişkilerin tarihsel inşasında iktidar ve ideolojinin rolünü belirleyerek, gerçekliğin politik doğasını ortaya koyarak, tahakkümün nasıl işlediğini aydınlatarak geçmişi kurtarmaktan bahsediyor bell hooks.

Sınırları Aşmayı Öğretmek  eğitimi bir özgürlük pratiği olarak görüyor. Paulo Freire’nin çalışmalarından ilham alan bell hooks, ders ortamının öğrencilere baskıdan uzak bir takım yöntemler sunması gerektiğini söylüyor, feminist teoriye ilişkin görüşlerini bu çalışmayla birleştiriyor. hooks, önerilerini sunarken hayattan ve tecrübeden besleniyor. Okulla hayatı ayıran duvarları yıkıyor böylece. bell hooks’a göre eğitim doğası gereği politik bir eylem. Statükoya meydan okurken tarafsız kalmak, egemenin yani “bankacılık modeli”nin tarafını tutmaktır. bell hooks bunun yerine sistemin sorunlarını, sosyal adaleti öğrenmeyi, sesini duyurmayı savunan bir öğrenme topluluğundan yana. Bu süreci “suça ortak olma” şeklinde değerlendiren hooks, karmaşık kavramları ve durumları sorunsallaştırıyor. Eğitimcilerin bunalmadan, saldırıya uğramış hissetmeden zihniyet değişikliğini benimsemesinin yollarını araştırıyor, onları bu zorlu yolu birlikte yürümeye çağırıyor. Her geçen gün biraz daha parçalanmış, şiddete yönelen ve öğrencilere korkunç derecede kötü davranan bir ülkede, haklılık için savaşmaktan daha fazlasına ihtiyacımız olduğunu anımsatıyor. Şefkati, anlamayı ve sevgiyi büyütmeye…

Bell hooks, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki ırkçılığa, cinsiyetçiliğe ve sınıf ayrımcılığına batmış eğitim sisteminin, üstünlükçü beyaz feministlerin dışlayıcı yaklaşımının içinden sesleniyorsa da, homofobik davranışların, bedeni unutan zihni alkışlayanların tüm dünyada farklı biçimlerde görünen ayrımcı, eşitsiz ve baskıcı eğitimin, sistemi ve sistem sorunlarını nasıl beslediğinin altını çiziyor. Bedeni unutmayan zihinsel bir çalışmayla her birimizi, kendini aşmanın, karşılıklı dayanışmanın önemine yönlendiriyor. Pedagojiyi sıkıcı, müstakil bir kavram olmaktan çıkarıyor. Çalışmayı benzerlerinden ayıransa eğitim alanında dilsel düzeni ve erotizmin etkisini ihmal etmeyen iki önemli makale içermesi…

(Tanıtım Bülteninden)

 

KÜNYE: Sınırları Aşmayı Öğretmek, Yazar: Bell Hooks, Çeviren: Arzu Eylem, Nota Bene Yayınları, 2021, 192 Sayfa

SARI DUVAR KAĞIDI VE DİĞER ÖYKÜLER - CHARLOTTE PERKINS GILMAN

Charlotte Perkins Gilman, yaşadığı dönemin çok ilerisinde fikirlere sahip ve bu fikirleri eserlerine yüksek empati kabiliyetiyle aktaran, feminist edebiyatın ilk ve önemli isimlerinden. Sarı Duvar Kâğıdı ve Diğer Öyküler yalnızca yazdıklarıyla değil aktivist kimliğiyle de tanınan Gilman’ın yedi öyküsünü bir araya getiriyor.

Çalışmak yok. Sosyalleşmek yok. Yürüyüş yok. Yazmak yok. Sarı duvar kâğıdı var; saatler boyu bakmak serbest. Gilman, kadın hastaları dinlemek yerine ısrarla yatak istirahati öneren, dönemin cinsiyetçi tıp yaklaşımını topa tutuyor. Gilman’ın doğum sonrası deneyimlerinden de yararlanarak kaleme aldığı “Sarı Duvar Kâğıdı”, yeni doğum yapmış bir annenin tedavi adı altında deyim yerindeyse hapsedilerek deliliğe sürüklenişini anlatan, feminist edebiyatın değerli bir örneği.

(Tanıtım Bülteninden)

 

KÜNYE: Sarı Duvar Kağıdı ve Diğer Öyküler, Yazar: Charlotte Perkins Gilman, Çeviren: Ayşen Taşkent Ekmekçi, Can Yayınları, 2021, 120 Sayfa

KARDEŞ MARDEŞ DEME BANA! - KAAN ELBİNGİL

Kardeşlik, kan bağının ötesinde bir mucize!

“Berk” dizisiyle sevilen yazar Kaan Elbingil, ilk çocuk romanında, İstanbul’un eski dokusuna dokunan, neşesi ve tasasıyla sevgi dolu bir aileyi anlatıyor. Paylaşmayı sevmeyen bir “tek çocuğun” ve ekonomik sıkıntılarla boğuşan ailesinin hayata tutunmasını, sürpriz bir konuğun dönüştürücü etkisini dillendiriyor. Roman, aile olmanın sadece kan bağı gerektirmediğini, paylaşmanın ve dayanışmanın sihrini eğlenceli bir üslupla resmediyor. Her yaştan okura komik ve umut dolu bir okuma sunuyor.

Konusu

Tek çocuk olmaktan memnun Salih Emre, yeni mahalleye ve okuluna alışmaya çalışır. Borçlardan bunalan ailesi, ona hem kardeş olsun hem de dil öğretsin diye, yabancı bir öğrenciyi evlerine davet eder. Çat pat Türkçe konuşan Hans’ın gelişi, Salih Emre’yi çileden çıkarır. Ancak, komşu kızı Elif’le sonunda konuşmayı başarması ve babasının çorbacı dükkânında işlerin beklenmedik biçimde yoluna girmesiyle, yaşamı değişmeye başlar. Ta ki bir gün evlerinin kapısı çalınına dek…

(Tanıtım Bülteninden)

 

KÜNYE: Kardeş Mardeş Deme Bana!, Yazar: Kaan Elbingil, Günışığı Kitaplığı, 2021, 144 Sayfa

DAHA FAZLA