Vitrin: Yeni çıkanlar

Vitrin: Yeni çıkanlar

Sevgili İleri Kitap okurları, geçtiğimiz haftalarda yayımlanan kitaplardan sizler için derledik. Keyifli okumalar ve iyi pazarlar dileriz.

APAYDINLIK GELECEK-İNSANIN KÖKTENCİ BİR SAVUNUSU - PAUL MASON

İnsanı, insanlığı, insancıllığı savunan yeni ve köktenci bir manifesto.

Teknolojiyi, denetimi, gözetimi, algoritmik kontrolü ve zombileri sorgulayan eleştirel bir deneme.

Neoliberalizme, onun kriziyle oluşan boşluğu insanı hiçleştirerek doldurmaya çalışan alternatif sağa ve otoriter yönelimlere kapsamlı bir itiraz. Zamanımızın en parlak düşünürlerinden biri, Paul Mason, karanlık ve kasvetli günlerin ortasında ışıltılı yarınlarını arıyor insanın. İnsanın köktenci bir savunusuyla apaydınlık bir geleceği…

Güncel gelişmeler, olgular, eylemler, tehditler bir yanda, ağır teorik konular diğer yanda… bir gazeteci kıvraklığıyla kaleme alıyor zorlu kuramsal sorunları Mason. Otoriter, denetimci güçler karşısında ne yapmalı? Neoliberal benlik nasıl inşa edildi, nerede çuvalladı? “Occupy” hareketlerinde, Arap Baharı’nda, Gezi’de neler başarıldı, neler eksik kaldı? Yapay zekâ karşısında insanlığımızı nasıl koruyup geliştireceğiz, denetim toplumuna teslim olmadan insanlığın temel değerlerini nasıl koruyacağız? Peki, yapay zekânın denetimi, hangi değerler sistemine göre olmalı

Marksizmin insan doğası teorisi bugün bir dayanak olabilir mi; kadınların uğradığı özgül baskılar, ev içi ödenmemiş emek ve ahlak konusunda bıraktığı boşluklarla işçi sınıfına biçtiği rol nasıl değerlendirilmeli? Ağ bağlantılı bireylerin kapitalizmi devirme olanakları ve yeni bir “sınıf” tartışmaları, Marksizmle nasıl ilişkilenmeli? Bütün bu sorulara ve daha fazlasına yanıt arayan, sömürüsüz, eşit, özgür, apaydınlık bir geleceği arayan zihin açıcı bir çalışma. Tam zamanında!

“Neoliberalizm hakkında uzun zamandır gördüğüm en iyi çözümleme… Daha da iyisi, tutkulu ve duru bir anlatım. Umuyorum ki birçok kişinin zihninde değişikliğe yol açacak.” 

Philip Pullman

(Tanıtım Bülteninden)

KÜNYE:Apaydınlık Gelecek-İnsanın Köktenci Bir Savunusu, Yazar: Paul Mason, Çevirmen: Şükrü Alpagut, Yordam Kitap, 2020, 432 Sayfa

 

JAMES JOYCE’UN VİCDANI - DARCY O'BRİEN

Joyce eleştirilerinin çoğu teknik olmuştur. Oysa çağımızın büyük ve cesur edebiyat mucidi James Joyce bir isyancıydı. Aileden, ulustan ve dinden sürgün edildi. Yazarın fikirleri tekniği kadar radikal, hayatı kadar asiydi. 

DarcyO'Brien James Joyce’unVicdanı’nda, yazarın ahlaki açıdan ne devrimci ne de tarafsız olduğunu keşfeder. Joyce’a ve yazdıklarına yakından baktığında, tersine, kınamış olduğu İrlanda Katolik geçmişinden türemiş insan doğası anlayışına takılmış bir İrlandalı ortaya çıkar. O’Brien’a göre Joyce, ilk şiirlerinden Ulysses ve FinneganUyanması’na kadarki kitaplarında, insanlığın kökenine komik bir bakış açısı kazandırır bu yüzden.

“Eğer insan hayatına dair Freudyen ve Joycevari görüşler arasında herhangi bir benzerlik varsa bu ikisinin de cinselliği insandaki baskın kuvvet olarak görmeleridir. Bu noktada Joyce ve Freud birbirinden ayrılır, Freud cinselliği bütün geleneksel ahlaki değer yargılarından oldukça ayrı tutarken, Joyce cinselliği insanın içindeki meleğe kafa tutan hayvanın birincil kanıtı olarak görür. Joyce’a göre cinsellik insanın düşüşünün veya ilk günahının en büyük kanıtıdır. İnsanın kaçınılmaz hayvaniliğini, insanın düşüşünü inkâr etmek Joyce’un bakış açısına göre bir kendi kendini aldatma eylemidir.”

“Günahlarını Nora’ya itiraf etmiş, ondan af dilemiş, sonrasında da önce Ulysses’te, ardından FinneganUyanması’nda bu günahlarla hiciv yoluyla dalga geçip bütün dünyaya daha dolaylı yoldan itirafta bulunmuş, kendini kendi hicviyle kırbaçlamıştır ama yine de muhakkaktır ki onun hataları bütün insanlığın hatalarıdır.”

(Tanıtım Bülteninden)

KÜNYE: James Joyce’un Vicdanı, Yazar: DarcyO'Brien, Çevirmen: Fatih Yiğitler, Nota Bene Yayınları, 2020, 264 Sayfa

 

GERİSAYIM KENTİ - BEN H. WİNTERS

Kıyamet Polisi üçlemesi, serinin ikinci kitabı Gerisayım Kenti’yle devam ediyor.

“Her Seçim Bir Vazgeçiştir, Her Adımınızla Arkanızda Binlerce Ölü Muhtemel Evren Bırakırsınız.”

Kıyamete yetmiş yedi gün kaldı. Uzaydaki küçük mavi noktaya, yeryüzüne, dünyamıza, 2011GV1 isimli bir asteroit çarpacak, yaşam sona erecek. Dedektif HankPalace ise işsiz artık, cinayetleri, gizemleri çözdüğü günler geride kaldı. Ta ki geçmişinden bir dostu, kayıp kocasını bulması için rica edene kadar.

BrettCavatone arkasında hiçbir iz bırakmadan kayboldu ama eşi Martha kocasının asla böyle bir şey yapmayacağına emin. Her şey bitene dek birlikte olacaklarına söz vermişler ve Brett sözünden dönecek bir adam değil, herkes böyle diyor.

HankPalace bu soruşturmada karşısına çıkan ipuçlarını takip edip üniversite kampüsünden bozma bir Özgür Cumhuriyet’e gidecek ve ölümü ertelemeye çalışan mültecilerin bu kıyamet günlerinde de karşılaştıkları merhametsizliğe şahit olacak. Palace’ın parçalanan bir toplumda, sözünden asla dönmeyecek bir adamı bulup eşine geri getirmesi lazım. Ama bunu niye yapsın ki? Dünyadaki bu kısa vaktini niye böyle şeylerin peşinden koşmaya harcasın?

Kıyamet Polisi üçlemesinin Philip K. Dick ödüllü ikinci cildi Gerisayım Kenti kıyametin eşiğinde bambaşka bir gizem sunuyor ve HankPalace bir kere daha “katil kim” sorusunun ötesiyle yüzleşiyor: Biz insanlar, birbirimize ne borçluyuz? Çöken bir medeniyette verdiğimiz sözlerin anlamı kalır mı? Neden sonumuzu bile bile yaşamaya devam ediyoruz?

“Müthiş bir hayal gücünün ürünü, üstelik gayet gerçekçi – yaklaşan kıyametin bu kitaptaki gibi bir şey olacağını düşünmek hiç de zor değil. Türleri harmanlamakta usta olan Winters yine karşımızda.” –Booklist

“Winters, insanların en iyi dürtülerinin peşinden gitmeye çalışırken nasıl başkalarının en ilkel içgüdülerinin kurbanı olduklarını anlatmayı çok iyi başarıyor.”

- Toronto Star -

“Palace her şeye rağmen sevilesi bir karakter olarak kalmayı başarıyor, tam kıyamete yakışacak bir kahraman.”
- PublishersWeekly -

(Tanıtım Bülteninden)

KÜNYE:Gerisayım Kenti, Yazar:Ben H. Winters, Çevirmen: Şefika Kamcez, İthaki Yayınları, 2020, 264 Sayfa

 

YERYÜZÜNÜN ZAMANI-BİR JEOLOG GİBİ DÜŞÜNEREK DÜNYAYI KURTARABİLİR MİYİZ? - MARCİA BJORNERUD

Yaşadığımız gezegeni ne kadar tanıyoruz? Çoğumuz Dünya’nın milyarlarca yıllık bir geçmişe sahip olduğunu biliyoruz, ama yeryüzündeki jeolojik olayların muazzam zaman ölçeklerini kavramakta pek başarılı değiliz. Jeolog MarciaBjornerud işte bu eksikliği doldurmayı hedefliyor. Bjornerud’a göre, içinde bulunduğumuz çevre krizinin en önemli nedenlerinden biri, Dünya ile ilişkimizde geniş kapsamlı bir zaman bilincine sahip olmamamız ve şimdi-odaklı bir bakış açısına saplanıp kalmamız.

“Bir tür olarak Dünya’da kendimizin ortaya çıktığı zamanın öncesine karşı çocuksu bir ilgisizlik ve inanmazlık sergiliyoruz. Kahramanları insan olmayan hikâyelere burun kıvıran pek çok kişi doğa tarihine aldırmıyor. Dolayısıyla duygularımızda ayarsız olduğumuz kadar ‘zamansızız’, zaman cahiliyiz. Deneyimsiz ama aşırı özgüvenli sürücüler gibi, doğal alanlara ve ekosistemlere, onların yerleşik trafik kurallarından habersiz gazlayıp giriyoruz, sonra da doğa yasalarına aldırış etmediğimiz için kesilen cezaları şaşkınlık ve öfkeyle karşılıyoruz.”

Ama tam gaz ilerlediğimiz bu yoldan dönmek için hâlâ çok geç değil, diyor Bjornerud. Yeryüzünü tanıyarak, onun ritimlerini öğrenerek, kaynaklarının ne kadar uzun zaman aralıklarında oluştuğunu anlayarak, geçmişte yaşanan çevre felaketleri ve toplu yok oluşlar hakkında bilgi edinerek, kısacası dünyamıza bir jeoloğun gözleriyle bakarak geleceği kurtarabiliriz.
2019 yılında Amerikan Yayıncılar Birliği’nin PROSE Ödülü’ne layık görülen bu kitabı, yeryüzünün halen devam eden görkemli hikâyesine ilgi duyan tüm okurlarımıza tavsiye ediyoruz. 

(Tanıtım Bülteninden)

KÜNYE:Yeryüzünün Zamanı-Bir Jeolog Gibi Düşünerek Dünyayı Kurtarabilir miyiz?, Yazar: MarciaBjornerud, Çevirmen: Raşit Gürdilek, Metis Yayıncılık, 2020, 216 Sayfa

 

BİNYILIN PEŞİNDE-DEVRİMCİ BİNYILCILAR VE ORTAÇAĞIN MİSTİK ANARŞİSTLERİ - NORMAN COHN

İklim değişikliği, doğal afetler, savaşlar, salgın hastalıklar, kitlesel göçlerle birlikte, dünyanın sonunun yaklaştığına dair karanlık öngörülerin arttığı ve kıyamet senaryolarının hortladığı şu dönemde, tıpkı ortaçağda olduğu gibi, geniş kitleler artan sefalet ve büyüyen endişeyle gitgide daha karamsar bir ruh haline girmekte.
Böyle bakıldığında Norman Cohn’un Binyılın Peşinde adlı çalışması, sadece yüzyıllar öncesini değil, günümüzü de anlamak için bulunmaz bir kaynak. Cohn, 11. ve 16. yüzyıllar arasında Batı Avrupa’da kıtlık, Haçlı Seferleri ve vebayla birlikte yükselen binyılcılık ve onun etrafında gelişen mistik anarşist hareketleri inceliyor. Binyılcılık dar anlamıyla dünyanın sonuna dair bir dogma. Cohn bu öğretiyi geniş anlamda kurtuluşçuluk olarak ele alırken, ortaçağın zihinsel dünyasını şekillendiren dini düşünce kalıpları içinde, İsa’nın apostolik orduları ile Deccal’ın güçleri arasındaki nihai savaşa dair kehanetlerin, yoksulların günahtan arınmış hayat özlemi ve yeryüzü cenneti yaratma arzusuyla nasıl birleştiğini ve bunun da binyılcı fantezileri nasıl beslediğini gösteriyor.
Huzursuzluk dönemlerinde geleneksel inançların nasıl yeniden ortaya çıkıp düşmanlıkları araçsallaştırdığına bu kitapta bir kez daha tanıklık ediyoruz. 

(Tanıtım Bülteninden)

KÜNYE:Binyılın Peşinde-Devrimci Binyılcılar ve Ortaçağın Mistik Anarşistleri, Yazar: Norman Cohn, Çevirmen: Defne Karakaya, Kırmızı Kedi, 2020, 512 Sayfa

DAHA FAZLA