Vitrin: Yeni çıkanlar

Vitrin: Yeni çıkanlar

Sevgili İleri Kitap okurları, bu hafta da sizler için yeni çıkan kitaplardan derleme hazırladık. Beğeneceğinizi umar, keyifli okumalar ve iyi pazarlar dileriz.

KUANTUM TEORİSİ - J. P. MCEVOY

Kuantum Teorisi bilimin en heyecan verici, zorlayıcı ve hâlâ gizemini koruyan alanlarından biridir. 20. yüzyıl başlarına gelindiğinde, Planck, Einstein, Bohr, Heisenberg ve Schrödinger gibi bilim insanları, “klasik” fiziğin yani okulda öğrendiğimiz temel fizik kurallarının temel varsayımlarını yok edecekmiş gibi görünen tuhaf ve zorlu paradoksları çözmeye başladılar. Örneğin atomaltı seviyede, bir parçacık öteki parçacıkların ne yaptığını biliyor gibiydi. Heisenberg’in belirsizlik ilkesine göreyse doğanın ne kadar kesin bir şekilde gözlemlenebileceğinin bir sınırı vardı. Sonuçta, Kuantum Teorisinin getirdiği açıklamalar beklenenden çok daha isabetliydi; üstelik kimya ve fiziğin neredeyse tüm alanlarına uygulanabiliyordu.

İşte Kuantum Teorisi de bütün bu gelişmeleri adım adım ilerleyerek ve Bohr’un “Kopenhag yorumu”na yöneltilen ve bugün hâlâ cevabı verilmemiş sorulardan dalga/parçacık ikiliğine kadar teoriyi bütün yönleriyle ele alıyor. 

(Tanıtım Bülteninden)

KÜNYE: Kuantum Teorisi, Yazar: J. P. McEvoy, Çevirmen: Nedim Çatlı, Say Yayınları, 2019, 176 Sayfa

SOSYOLOJİNİN MARKSİST REDDİYESİ - ATİLLA GÜNEY

Atilla Güney, akademinin iniş çıkışlarına kişisel yaşam deneyimiyle tanıklık etmiş, bağımsız tavırların resmî kurumlarca nasıl “ret” ile karşılandığını bizzat yaşamış, nihayetinde “Barış İçin Akademisyenler” bildirisine imza attığı için üniversiteden uzaklaştırılmış hocalarımızdan.

Sosyolojinin Marksist Reddiyesi adlı bu çalışmasında, kökleri idealizme dayanan Weberci sosyoloji anlayışının, sınıfsal sömürü ilişkilerini görünmez hale getirmek için uzun yıllardır akademik çevrelerde, kuramsal yazın dünyasında ve devlet yönetiminde işlevselleştirilmesini çarpıcı bir analizle ele alıyor. Bir yandan da Weberci geleneğin Türkiye’deki izdüşümünü, neredeyse “star” muamelesi gören popüler sosyoloji hocalarının metinleri üzerinden anlatıyor.

Güney, üniversitelerde öğrencilere nesnel, tarafsız bir disiplin olarak sunulan “sosyoloji”nin, kapitalist üretim ilişkilerini meşrulaştıran tarihsel evrelerini anlatırken, metin, kavram ve düşüncelerin analizine de girişiyor. Tek tek olguların kökenine inen yazar, bu alanda kendi özgün çözümlemelerini geliştirmek isteyenlere, tarihsel maddeciliğin sağladığı olanakları anlatıyor. Atilla Güney, “İnatla hikâyesi anlatılmaktan imtina edilen Türkiye İşçi Sınıfına” ithaf ettiği bu çalışmasında, kendisi de titiz bir düşünce işçiliğine imza atıyor.

Başka okuma ve araştırmalara da yeni kapılar aralayan Sosyolojinin Marksist Reddiyesi, özgün ve güçlü bir eser olarak, okunmayı, üzerinde düşünmeyi ve tartışılmayı hak ediyor. 

(Tanıtım Bülteni)

KÜNYE: Sosyolojinin Marksist Reddiyesi, Yazar: Atilla Güney, Yordam Kitap, 2019, 240 Sayfa

KONDOSKALİ'DEN KUMKAPI'YA - ORHAN TÜRKER

Günümüz İstanbul'unda turistik meyhaneleri dışında adı hemen hiç anılmayan Kumkapı, 1960'lı yılların ortalarına kadar Rumların, Ermenilerin ve Türklerin bir arada yaşadığı, azınlık kültürlerinin ağır bastığı, canlı ve renkli bir İstanbul semtiydi.

Bugün denizle ilişkisi neredeyse tamamen kesilmiş ve şehrin en fazla tahribata uğramış semti olsa da Bizans döneminden bu yana İstanbul'un en eski limanlarından birine ve Ermeni Patrikhanesi'ne ev sahipliği yapan Kumkapı, Orhan Türker'in Kondoskali'den Kumkapı'ya, Eski Bir İstanbul Semtinin Hikâyesi çalışmasıyla mâkus talihine meydan okuyor.

Semtin mimari yapısına ilişkin detaylı bilgiler, özel arşivlerden derlenen fotoğraflar ve İstanbul'da yayınlanan Rumca gazetelere yansıyan haberlerle Kondoskali'den Kumkapı'ya, Tarihe Tanıklık dizisinin son incisi. 

(Tanıtım Bülteninden)

KÜNYE: Kondoskali'den Kumkapı'ya, Yazar: Orhan Türker, Sel Yayıncılık, 2019, 64 Sayfa

POP SANAT - FLAVİA FRİGERİ

Kısa, renkli; zekice yazılmış, temel bilgilerin yer aldığı muhteşem kitaplar! hep kitap’tan, sanat tarihine daha yakından şahit olmak, tüm temel bilgileri öğrenmek isteyen okurlar için eşsiz bir dizi:

“Sanatın Olmazsa Olmazları!” Anlaşılır, sade, birbirinden güzel eserlerle bezeli, uzmanlar tarafından yazılmış bu kitaplarla sanat artık daha yakınınızda!

Cesur renkleri, gösterişli görselleri ve alaycı ruhuyla tüm dünyayı ele geçiren, popüler kültür ile “yüksek” kültür arasındaki geleneksel sınırları kaldıran bir akım: Pop sanat. Hal böyle olunca bu akımı öğrenmek de anlamaya çalışmak da çok keyifli. Reklamcılık, siyaset, ev hayatı, tüketim ürünleri, sanat tarihi, ünlü kültürü, savaş ve uzay yarışı gibi pop sanatta sık sık karşımıza çıkan temaların etrafına kurulu bu kitap “popüler” olanı sanata çeviren bu akımla tanışmak için olağanüstü bir rehber!

Hazır olun, renkli, çılgın, eleştirel bir dünyanın kapısını aralamak üzeresiniz! 

(Tanıtım Bülteninden)

KÜNYE: Pop Sanat, Yazar: Flavia Frigeri, Çevirmen: Eda Açanal, Hep Kitap, 2019, 176 Sayfa

KAR VE İNCİ - NİHAN KAYA

21 Aralık. Boğaz'da bir sarayda ünlü bir bestekâr için düzenlenen geceye dümdüz ayakkabıları ve üzerinde sade bir elbiseyle Gece isminde bir kadın adım atar. Salondaki herkesten ve her şeyden ayrı düşen bu kadını, oradaki iki kişi tanımaktadır sadece. Ama ses çıkar/a/mazlar.

Salonda, sadece bestekârın görebildiği bir küçük kız vardır bir de. Ayakları çıplak, saçları ıslak bu küçük kız, yıllardır bestekârı takip etmektedir.

İkinci sahne, beyaz bir hastane odasında açılır. Denizden çıkarılan genç kız hiçbir şey hatırlayamamaktadır. Kurtarılmayı bekleyen küçük bir kızdan başka.

Taşların yine sonradan yerine oturduğu, sembolik anlatımın çok katmanlı hikâyeyi dört yandan kuşattığı bir Nihan Kaya romanı daha. Müzik ve psikanaliz iç içe. Girift, psikolojik kurmaca sevenler için. 

“Sustun,” dedi.
Susmamıştım.
Susmak ve konuşmamak arasında çok fark var. 

(Tanıtım Bülteninden)

KÜNYE: Kar ve İnci, Yazar: Nihan Kaya, İthaki Yayınları, 2019, 240 Sayfa

DAHA FAZLA