Vitrin: Yeni çıkanlar

Vitrin: Yeni çıkanlar

Merhaba sevgili İleri Kitap okurları, haftanın yeni çıkan kitaplarından sizler için özenle derledik, keyifli okumalar dileriz…

ULYSSES – JAMES JOYSE

"Her hayat bir sürü günden oluşur, gün be gün. Kendi içimizde yürüyüp giderken hırsızlara, hayaletlere, canavarlara, ihtiyarlara, delikanlılara, karılarımıza, dullara, âşık kardeşlere denk geliriz ama denk geldiğimiz hep kendi kendimizizdir aslında."

“Yüzyılın en büyük romanı.”

-Anthony Burgess -

Ulysses tek bir günü anlatır. Yahudi reklamcı Leopold Bloom ile öğrenci Stephen Dedalus’un 16 Haziran 1904’te Dublin’de gündelik işlere koşturmalarının romanıdır.

Ancak bu basit noktadan başlayarak, James Joyce olağanüstü derinlikte, zengin bir anlatı örer. Herkesin malumudur, Homeros’un Odyssea destanı Ulysses ismiyle Dublin’e taşınmıştır bu romanda, ama bu taşınmaya binbir çeşit biçem alıştırması, teknik, söz oyunu, onlarca dil, binlerce kültürel referans, gerçek ya da hayali kitaplardan yapılmış sayısız alıntı da eşlik eder. Ve bilinç akışının gürül gürül çağlamasıyla biter Ulysses.

İlk baskısı Joyce’un doğum gününde, 2 Şubat 1922’de Paris’te Shakespeare & Co. kitabevi tarafından yapılan ve sansür nedeniyle ABD’de ancak 1934’te, İngiltere’deyse 1936’da yayınlanabilen Ulysses’i, Talât Sait Halman Çeviri Ödülü sahibi Fuat Sevimay’ın çevirisiyle sunuyoruz.

(Tanıtım Bülteninden)

KÜNYE: Ulysses, Yazar; James Joyce, Çevirmen; Fuat Sevimay, Kafka Kitap, 2019, 656 Sayfa

NE ORALI NE BURALI - IŞIL ÖZ

Çeşitli sebeplerle Amerika’ya göçmüş ve yaşamını orada sürdüren kadınların hikâyeleri, hiç bu kadar içten anlatılmamıştı.

Uzun yıllardan beri ABD’de yaşayan Işıl Öz, 35 kadınla bir araya gelerek onların deneyimini bazen gözleriniz dolarak bazen gülümseyerek okuyacağınız bir kitapla Türkiye’deki okurla buluşturuyor. Birincil ağızdan dinlediğimiz acı tatlı hikâyeler bir ABD panoraması çizerken, okyanusun diğer tarafına göç etmek isteyen gençlere de bir rehber olma niteliği taşıyor.

Ne Oralı Ne Buralı, ABD’de bir göçmen olarak yaşamanın tüm ayrıntılarını bulabileceğiniz ufuk açıcı bir araştırma kitabı. Kitapta hikâyelerini okuyacağınız kadınlar, bugünün ABD’sine dair son derece içeriden bilgilerini ve uzun yıllara yayılan deneyimlerini paylaşırken Türkiye’nin güncel politik durumuna dair hislerini ve fikirlerini de dile getirmeyi ihmal etmiyor.

Sadece buradan ABD’deki yaşama bakmak için değil, yaşadığımız ülkenin oradan nasıl göründüğüne dair bir farkındalık kazanmak için de bu kitabı mutlaka okumalısınız.

(Tanıtım Bülteninden)

KÜNYE: Ne Oralı Ne Buralı, Işıl Öz, Karakarga Yayınları, 2019, 296 Sayfa

EDEBİYATIN CADILARI - TAİSİA KİTAİSKAİA

Kadın yazarların bir araya geldiği büyü şöleni…

Virginia Woolf, Toni Morrison, Emily Dickinson, Mary Shelley ve diğerleri… Dünyanın başarılı kadın yazarları büyüyle buluşuyor. Taisia Kitaiskaia’nın güçlü kelimeleri, Katy Horan’ın olağanüstü illüstrasyonlarıyla birleşiyor ve kadın yazarlar en sihirli yanlarıyla birer büyücüye dönüşüyor. Üstelik bu yazarların büyü yapmak için ihtiyaç duyduğu şeyler sadece bir kalem ve bir kâğıt. Sihirleri hayatımızdan eksik olmasın!

“Edebiyatın Cadıları, büyücülüğün ta kendisi, ölüleri de dirileri
de uyandıracak bir büyü kitabı… Canlandırıcı, dönüştürücü, etkileyici, olağanüstü. Hem edebi bir eser hem de
minyatür bir ansiklopedi.”

-Jia Tolentino, The New Yorker online

(Tanıtım Bülteninden)

KÜNYE: Edebiyatın Cadıları, Yazar: Taisia Kitaiskaia, Çevirmen: Ayşegül Gürsel Duyan, Hep Kitap, 2019, 128 Sayfa

GREV! - JEREMY BRECHER

Jeremy Brecher bize bir armağan ve bir alet verdi. Bu kitapta tarihimizin kuvvetli ve betimleyici bir armağanı yatıyor: Yoğun ve yaratıcı militan mücadelenin bir armağanı. Bu hikâyenin içinde, bu mücadeleyi daha iyi anlamamıza ve yorumlamamıza yardım edecek, başka dünyalar kurmakta kullanabileceğimiz bir alet. Bizler, yani işçiler, kolay tanımlanır bir kategoridir çalışanlarımızın bazıları hayatta kalmak için çalışmaya mecburdur ve toplumdaki hemen hiçbir şey hakkında karar vermez: ne yapılsın, ne kadar, kim üretsin, nerede üretelim. Occupy’da bahsedilen bu %99’dur. 

Grev! bize tarihimizi, yani tarihi yapanlar, savaşçılar, düş kuranlar ve dünyayı değiştirenler olarak rolümüzü geri verir. Genellikle bizden gizlenen bir tarih. 

Grev!’in yenilenmiş baskısında bulacağınız grevler ve mücadelelerin anlatımı, tarihin tam bu anına –Occupy, Wisconsin, göçmen hakları hareketliliği ve küresel finans kurumlarına karşı doğrudan eylemlere denk düşer; Jeremy Brecher’ın “mini devrimler” dediği şeylerle dolu çağdaş tarih. Bazen geçmişle ilişkimizde devlerin omuzlarında oturduğumuz söylenir. Bu kitap, gerçekten, başka bir dünya için savaşan ve onu yaratan sıradan insanlarla omuz omuza durduğumuzu gösteriyor. 

Grev! hepimiz için ve özellikle savaşçılar, örgütçüler ve hayal kuranların bugünkü ve gelecekteki kuşakları için bir armağandır. Bu sayfalarda tarihimizi okuyoruz, onun içindeki yerimizi buluyoruz, kitlesel grevlerden ve mini devrimlerden öğreniyoruz ve oradan omuz omuza geleceğe yürüyoruz.  

(Tanıtım Bülteninden)

KÜNYE: Grev!, Yazar; Jeremy Brecher, Çevirmen; Tamer Tosun, Ayrıntı Yayınları, 2019, 560 Sayfa

SEVGİ VE ADALET - PAUL RİCOEUR

Paul Ricœur'ün sevgi ve adalet arasındaki gerilimli ilişkinin izini sürdüğü konferanslarını bir araya getiren Sevgi ve Adalet, felsefe ile teolojinin kesiştiği sahada yepyeni patikalar açıyor. Kutsal metinlerde adalet arayışının neden sevgi temasından ayrılmadığı sorusunun peşine düşen Ricœur, kişinin komşusuna dönük bireysel sevgisiyle toplumsal adalet arayışı arasındaki uçurumun anlamı üzerine düşünmeye davet ediyor okurunu.

Edebiyat eleştirmeni kimliğiyle kutsal metinlerdeki simgeleri çözümleyen, filozof kimliğiyle ise toplumsal yaşamda etiğin yerini sorgulayan Ricœur, iki perspektifin ufuk noktasında yeni bir yaklaşım icat ediyor. Sevgi ve adalet ilişkisinin açmazlarını birbirinin ışığında görünür kılarken, iki kavramın dikiş izlerinde yeni bir imkân arayışına giriyor.

(Tanıtım Bülteninden)

KÜNYE: Sevgi ve Adalet, Yazar; Paul Ricoeur, Çevirmen; Aziz Ufuk Kılıç, Sel Yayıncılık, 2019, 106 Sayfa

ÖLÜM: FELSEFİ BİR DENEME - TODD MAY

Öleceğimiz ve bunun her an olabileceği gerçeği yaşamımızın bütününe sirayet eder. Ölüm hakkında düşünmenin ve onunla ilişkilenmenin pek çok yolu vardır. Ancak, bu yollardan pek çoğu onun hâkimiyetinden kaçmaya çabalamaktan başka bir şey yapmaz. Todd May bu kitapta ölümle ölümün iktidarında yüzleşmeye çalışıyor. O, bu dünyadaki ölümlerimizi bizim sonumuz olarak kabul edip bunun yaşamlarımız için ne manaya geldiğini soruşturuyor. Ölümlülüğümüzden ne gibi dersler çıkarabiliriz? Ölen ve öleceğimizi bilen varlıklar olarak nasıl yaşayabiliriz? May bu sorulara cevap ararken ölümle ilgili iki ayrı bakış açısını bir araya getiriyor. Bunlardan birincisi, ölümün kötü bir şey olmadığını ya da en azından ölümsüzlüğün ölmekten çok daha beter olduğunu söylüyor. İkincisiyse, ölümün kötü bir şey olduğunu ve bu gerçekten kaçmanın mümkün olmadığını ileri sürüyor. May ise, eğer ölümle yaşayacaksak, bu iki bakış açısını bir araya getirmemiz gerektiğini gösteriyor. Bu iki bakış açısının birleşimi yaşamımıza birbirinden ayrılamayacak bir güzellik ve trajedi katar. Kendi kişisel deneyimi kadar pek çok –antik ve modern– felsefecinin ve yazarın görüşlerinden yararlanan May, ölümün kaçınılmazlığını nasıl düşüneceğimize ve daha önemlisi yaşamlarımızı bu kaçınılmazlık karşısında nasıl yaşayabileceğimize dair bir görüş ileri sürüyor. Nihayetinde, o şunu tartışıyor: Kavranması ve her birimizin kalan saatlerinin ya da yıllarının içine yerleştirilmesi gereken şey kesin bir şekilde yaşamlarımızın olumsal olduğudur ki, her anımızı bizi belirsiz bir geleceğe bağlayan bir bağmış gibi ve yine de geriye kalan son bağımızmış gibi yaşayabilelim.

(Tanıtım Bülteninden)

KÜNYE: Ölüm: Felsefi Bir Deneme, Yazar; Todd May, Çevirmen; Emre Keser, Say Kitap, 2019, 144 Sayfa

 

DAHA FAZLA