Verilen sözler tutulmadı: Maden işçileri Ankara’ya yürüyecek
Ermenek maden işçileri, kendilerine verilen sözler tutulmadığı için Ankara’ya yürüyüş başlatacaklarını duyurdu.
23-11-2020 22:14

Karaman Ermenek’te 1 yılı aşkın süredir maaşlarını alamayan maden işçileri kendilerine verilen sözlerin tutulmaması üzerine Ankara'ya yürüme kararı aldı. 85 gündür direnişini sürdüren Bağımsız Maden-İş üyesi işçiler, 25 Kasım Çarşamba günü Ermenek Güneyyurt Meydanı'nda saat 13.00'da açıklama yaparak Ankara yürüyüşünü başlatacak.
MA’da yer alan habere göre Bağımsız Maden-İş Örgütlenme Uzmanı Ayşe Büşra Yılmaz, yürüyüşe ilişkin yapılan basın açıklamasında, direnişlerinin 85’inci gününde olduklarını, Kaymakam ve Vali ile görüşmeler yaptıklarını ancak bir sonuç elde edemediklerinin altını çizdi. Yılmaz, 16 Kasım'da İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile bir görüşme gerçekleştirdiklerini, Soylu'nun Valiye “Sorunu çözün” talimatı verdiğini aktardı.
'SABRIMIZ TAŞTI'
Yılmaz, “İşveren gidip İçişleri Bakanı ile görüşüp bu işten kaçmaya çalışıyor. Bizim anamızın ak sütü gibi helal olan tazminatımızı, maaşımızı ve işçi sağlığı ve iş güvenliği sağlansın dediğimiz için işten atıldık. Patronlar hala pazarlık yapmaya çalışıyor. Kimse bizi kandırmaya çalışmasın. Bizim sabrımız taştı. 85 gün bekledik, süreç bitti. Çarşamba günü saat 13.00'te bu yola çıkacağız. Bütün Türkiye’ye sesleniyoruz bize sahip çıkın, biz bu hakkımızı alana kadar mücadele edeceğiz. Gerekirse bu yolda öleceğiz” diye konuştu.
Açıklama “Özbek şaşırma sabrımızı taşırma”, “Geri dönüş yok” sloganları ve alkışlarla son buldu.
İLGİLİ HABERLER
Polisin saldırdığı Ermenek maden işçileri: Biz hangi devlete güveneceğiz?
Ermenek’ten Ankara’ya yürümek isteyen ve polis saldırısında gözaltına alınan işçiler serbest bırakıldı. Serbest bırakılan işçiler, “Bu daha başlangıç, mücadeleye devam” diyerek açıklamalarda bulundu.
26-11-2020 18:42

İleri Haber
Gasp edilen hakları için Ermenek’ten Ankara’ya yürümek isterken polisin saldırısında gözaltına alınan işçiler ve yakınları serbest bırakıldı. Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş da işçileri ziyaret ederken, haklı olduklarını vurgulayan işçiler direnişlerinden vazgeçmeyeceklerini söylediler.
‘BİZ HAKLIYIZ’
Bağımsız Maden İş Sendikası Genel Başkanıı Tahir Çetin, yaptığı açıklamada, devletin bu sorunun çözülemeyeceğini söylediğini belirterek, “Biz 88 gündür söylüyoruz: Haklıyız, haklıyız, haklıyız! Devlet bize dün haksızsınız diyerek engelledi ve 10 arkadaşımızı gözaltına aldı. Yine buradan sesleniyoruz: Biz maden işçisiyiz, biz haklıyız!” dedi.
‘BİZ HANGİ DEVLETE GÜVENECEĞİZ?’
Serbest bırakılan maden işçilerinden İbrahim Yılmaz ise, “Dün benim oğlum hastanede gözaltına alındı, daha sonra serbest bırakıldı. Ben şunu merak ediyorum: Biz hangi devlete güveneceğiz? Bizi coplayan devlete mi? Hatem Özbey’i, Fehmi Özbey’i koruyan devlete mi? Gözaltına alınan oğlumu haksızlığa karşı gelsin diye ben yetiştirdim. Denizler de, Mertler de bitmez!” ifadelerini kullandı.
Gözaltına alınan işçilerden Barış Karagöz de haklarını almadan vazgeçmeyeceklerini belirterek, “Kazanmadan bu yoldan dönmeyeceğiz. Alınterimizi istiyoruz, kimseden sadaka istemiyoruz. Özbey Kanunları’yla, coplarla, plastik mermilerle, biber gazlarıyla bizim üzerimize gelmesinler!” dedi.
Madencilerin yetkililere verdiği süre doluyor
Maden işçilerinin taleplerinin karşılanmasına ilişkin bugün saat 17.00’a kadar verdiği zaman dolmak üzere.
26-10-2020 15:38

Ermenek’ten Ankara’ya yürüyecek olan maden işçilerinin yetkililere verdiği süre doluyor. Güneyyurt Meydanı’ndan seslenen maden işçileri, “Yetkililere karşı sorunlarımızı dile getirmemize ve müzakereye hazır olmamıza rağmen hiçbir adım atılmadı. Bugün saat 17.00’da bu süre doluyor. Bu saate kadar bir adım atılmazsa Ankara yürüyüşümüzü başlatacağız” dedi.
İleri Hatırlatıyor
‘ASKERİNİ ORDUNU ÖZBEYLER İÇİN GÖNDER’
İşçiler, devlet yetkililerine seslenerek, “Askerini, ordunu bizim karşımıza değil Özbeyler’e gönder. Bu sorunları çözün. Biz sadece alınterimizin karşılığını istiyoruz. Kimseden korkmuyoruz” dedi.
SON SAATLER!
— Bağımsız Maden İş (@bagimsizmadenis) October 26, 2020
Ermenek'te yetkililere verdiğimiz süre saat 17.00'de son buluyor.
Güneyyurt Meydanındayız.
Hazırlıklarımız tamam.
Verilen sözler tutulmazsa Ankara Yürüyüşümüz başlayacak! #MadenciyleYürü#ErmeneğeSahipÇıkTürkiye pic.twitter.com/ktlAgz9NYK
Bir sağlık emekçisi daha koronavirüs sebebiyle hayatını kaybetti
TTB, Dr. Sezgin Can'ın Covid-19 sebebiyle hayatını kaybettiğini duyurdu.
21-01-2021 12:15

Türk Tabipleri Birliği (TTB), yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgını nedeniyle bir sağlık emekçisinin daha hayatını kaybettiğini duyurdu.
AKP iktidarının ''Hakkınız ödenmez'' dediği fakat salgınla mücadelede yalnız bıraktığı sağlık emekçileri hayatlarını kaybetmeye devam ediyor.
TTB'nin yaptığı sosyal medya paylaşımlarına göre, Bursa'da özel bir hastanede çalışan Dr. Sezgin Can koronavirüs sebebiyle yaşamını yitirdi.
#ÖfkeliyizÇünküÖlüyoruz
— TürkTabipleriBirliği (@ttborgtr) January 20, 2021
Bursa'da özel bir hastanede çalışan Dr. Sezgin CAN'ı COVID-19 nedeniyle kaybettik.
Ailesine ve tüm sağlık camiasına başsağlığı diliyoruz.#OyalamaDeğilYasa pic.twitter.com/wHXYDcQ7mn
PTT işçilerinden uyarı: ‘Taleplerimiz karşılanmazsa direnişi Ankara’ya taşırız!’
Ege Bölgesi’nde halen üyelerinden sendikadan istifa ettiklerine dair ekran görüntüleri istendiğini söyleyen Gezer, "Şirket PTT-Sen üyesi arkadaşlarımızı mobbing ve tehditlerle istifaya zorluyor” dedi.
20-01-2021 17:43

Selda Salman - İzmir
PTT’de sendikal faaliyetleri nedeniyle işten çıkarılan ve ücretsiz izin uygulanan, aralarında PTT-Sen yöneticilerinin de bulunduğu taşeron işçilerin İstanbul, Ankara’daki direnişleri sürüyor. Eğer taleplere cevap alınamazsa direniş 1 Şubat’tan itibaren Ankara PTT Genel Müdürlüğü önüne taşınacak.
Bir süredir taşeronlaştırmanın arttığı PTT’de, sayıları 17 bini bulan taşeron işçiler ağır çalışma şartları ve mobbingle karşı karşıya. İşkolunda sendikalaşma hakkını kullanan işçiler 2019’da PTT-Sen ve PTT-Kargo-Sen’de örgütlenmeye başladı. Bu sürecin ardından kurumda işçilere yönelik sendikal baskı da arttı.
Bakanlıkça belirtilen yasal çoğunluğu sağlayan PTT-Sen ile PTT Kargo-Sen’in yetkilerine, Park Konak A.Ş ve Saf ve Avrasya Adi Ortaklığı şirketlerince tamamen usulsüzce itiraz edildi. Birçok il ve dağıtım merkezlerinde sendikalara üye işçiler zorla istifa ettirilerek, sendika temsilcileri ya sürgün edildi, ya da işten çıkartıldı. Ardından PTT Kargo-Sen’in dört, PTT-Sen’in altı yöneticisi işten çıkarıldı, kalan yöneticilere de zorla ücretsiz izin uygulandı.
Yaşanan bu sendikal kıyım karşısında sendikanın avukatları ve uzmanları tarafından yaratılan tüm müzakere zeminlerinin tıkanmasıyla birlikte PTT-Sen ve PTT Kargo-Sen yönetimi iş yeri temsilcileri ile yaptığı istişareler sonucu fiili direniş kararı aldı.
DİRENİŞTE 30. GÜN
İstanbul Sirkeci ve İzmir’deki PTT binaları önünde süren direniş bugün 30. günü geride bırakırken, PTT-Sen Genel Sekreteri Süleyman Gezer, direniş alanında İleri’ye özel açıklamalarda bulundu.
‘İŞTEN ÇIKARILANLAR GERİ ALINSIN, SENDİKAL HAKLAR VERİLSİN’
Kamuoyu oluşturmak adına direnişi başlattıklarını belirten Gezer, taleplerinin KOD29 bahanesiyle işten çıkarılanların geri alınması ve sendikal haklarının verilmesi olduğunu belirtti.
‘ŞİRKET TEHDİTLE İSTİFAYA ZORLUYOR'
Ege Bölgesi’nde halen üyelerinden sendikadan istifa ettiklerine dair ekran görüntüleri istendiğini söyleyen Gezer, "Şirket PTT-Sen üyesi arkadaşlarımızı mobbing ve tehditlerle istifaya zorluyor” dedi.
‘SESİMİZİ ANKARA’YA TAŞIYACAĞIZ’
Taleplerinin bir an önce kabul edilmesi gerektiğini vurgulayan Gezer, taleplerin karşılanmaması durumunda direnişin 1 Şubat’tan itibaren Ankara PTT Genel Müdürlüğü önüne taşınacağının altını çizdi. Gezer, Sesimizi duyurmaya devam edeceğiz. Taleplerimizi duyurmak için gerekirse orada da bulunacağız” ifadelerini kullandı.
‘EN SON İSTİNAFA GİDİLECEK’
Hukuki süreç hakkında da bilgi veren Gezer, şunları söyledi:
“Tüm hukuki başvurularda kazanımlar elde ediliyor fakat şirket farklı sebeplerle direnişin önünü kesmeye çalışıyor. Yargı yoluyla zaman kazanmak istiyor. İstinaftan karar bekleniyor."
İnsanca çalışma koşulları isteyen NAK Kargo işçilerinin direnişi 3. gününde: 'İşçiler köle değildir'
NAK Kargo işçilerinin insanca çalışma koşulları talebiyle başlattıkları direniş 3. gününe girdi. İşçiler, Işıkkent'teki NAK Kargo fabrikası önünde bir araya gelirken, "NAK işçisi köle değildir" dedi.
20-01-2021 14:45

İleri Haber
İzmir'de NAK Kargo işçilerinin sigortasız çalıştırılma, mobbing, sendikal faaliyetleri engelleme ve kötü çalışma koşullarına karşı başlattıkları direniş 3. gününe girdi.
Işıkkent’teki NAK Kargo’da çalışan iki işçi, zorla ücretsiz izin tutanağı imzalatılarak işlerine son verildiğini belirtirken, işe geri dönmek, insanca ve güvenceli çalışma koşulları gibi talepleri sağlanana kadar direnişi sürdüreceklerini ifade etti.
Direnişe başlayan işçiler, fabrikada çalışmaya devam eden işçilerin eylem alanına gelmelerinin patronlar tarafından engellendiğini söyledi.
Öte yandan fabrikada farklı departmanlarda çalışan işçilerin patronlar tarafından her türlü hak gaspına maruz bırakıldığı ifade eden bir NAK Kargo işçisi, bazı dönemlerde koronavirüs hastası işçilerle çalıştırıldıklarını belirtirken şunları kaydetti:
"Ücretsiz izin vererek bizi haksız yere işten çıkardılar. Fabrikada işçilere karşı yoğun bir mobbing var. Bazı dönemlerde Covid-19 hastası işçilerle beraber çalıştık. Akşam yemeğinde bir tane poğaça veriliyor. İşimizi geri istiyoruz, çalışma koşullarının iyileştirilmesini istiyoruz."
İnsanca çalışma koşulları isteyen NAK Kargo işçilerinin direnişi 3. gününde: 'İşçiler köle değildir'@kargo_nak
— İleri Haber (@ilerihaber) January 20, 2021
Hak gaspı ve işten çıkarmalarda patronun can simidi... KOD29'un iptali için kanun teklifi verildi
Gülüm, 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinde, işverenin haklı nedenlerle iş akdini derhal feshi düzenlendiğini hatırlatarak, “Bu maddenin ikinci bendinde ‘Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri’ başlığı altında işçilerin bir takım suç ve kabahat sayılan eylem ve davranışlarına örnekler verilmiş olunup söz konusu hallerde işverene tazminat ödemeksizin işçiyi çıkarma yetkisi tanınmaktadır” ifadelerini kullandı.
20-01-2021 13:53

İleri Haber
HDP’li Züleyha Gülüm, patronlar tarafından işten çıkarmalara kılıf olarak kullanılan “KOD29” olarak adlandırılan yasal düzenlemenin iptali için kanun teklifi hazırladı. Gülüm, “İşverenler kanunu doğrudan kötüye kullanarak işçilerin örgütlülüğünü tehdit etmekte ve sendikalaşan işçileri KOD 29 ile işten çıkarmaktadır” dedi.
Yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgını sürecinde iktidarın “işten çıkarmaları yasaklıyoruz” diyerek yaptığı düzenlemeye rağmen işten çıkarmalar tüm hızıyla sürüyor. Patronlar bu süreçte, KOD29 olarak bilinen İş Kanunu’nun 25. maddesinde yer alan tanıma göre, ‘ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan’ davranışlar üzerinden işten çıkarma yapabiliyor.
Konuyu Meclis gündemine taşıyan Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, yasal düzenlemenin iptali için kanun teklifi verdi. Gülüm, herhangi bir tutanak ya da soruşturma olmasa bile KOD29’la işten çıkarmalarda işçinin hem birikmiş tazminatını alamadığı, hem de işsizlik maaşına başvuramadığını belirtti.
Gülüm, 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinde, işverenin haklı nedenlerle iş akdini derhal feshi düzenlendiğini hatırlatarak, “Bu maddenin ikinci bendinde ‘Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri’ başlığı altında işçilerin bir takım suç ve kabahat sayılan eylem ve davranışlarına örnekler verilmiş olunup söz konusu hallerde işverene tazminat ödemeksizin işçiyi çıkarma yetkisi tanınmaktadır” dedi.
‘PATRONA FESHETME KEYFİYETİ SUNUYOR’
Gülüm’ün kanun teklifsi gerekçesinde şu ifadeler yer aldı:
“İşverene haklı fesih hakkı veren durumlara örnekler verilmiş ancak ‘ve benzeri’ denilerek fesih sebeplerinin örnek olaylarla sınırlı olmadığı da belirtilmiştir. Bu ifadeyle işverene geniş bir feshetme keyfiyeti sunan kanun ‘ahlak’ ve ‘iyi niyet’ kavramlarına sübjektif ölçütlerle yaklaşıldığı ve kötüye kullanılmaya açık olduğu gerçeğini unutmuştur.”
‘SENDİKALAŞMAYA KARŞI PATRONUN ELİNDE SİLAH’
“Keyfi işten çıkarma genişliğinin yanı sıra bu kodlama süreci de tamamen işverenin inisiyatifine bırakılmıştır. İşverenin KOD29’u işaretlerken iddiası hakkında delil gösterme zorunluluğu bulunmamakta ve işçinin ‘ahlak ve iyi niyet kurallarına uyulmayan haller’den hangisini ihlal ettiği belirsiz bırakılmaktadır. Bu bildirimin doğru olup olmadığı ne İŞKUR ne de SGK tarafından sorgulanmaktadır.”
“KOD 29 uygulaması aynı zamanda işyerlerinde sendikalaşan işçilerin işten çıkarılması için de bir silaha dönüştürülmüştür. İşverenler kanunu doğrudan kötüye kullanarak işçilerin örgütlülüğünü tehdit etmekte ve sendikalaşan işçileri KOD 29 ile işten çıkarmaktadır. İşverenler, bu eylemleriyle Türk Ceza Kanunu’nun 118. Maddesinde tanımlı bulunan sendikal hakların kullanılmasını engelleyerek açıkça suç işlemektedirler.”
‘İŞÇİNİN HAKLARINI ÖDEMEMEK İÇİN KULLANILIYOR’
“Pandemi sürecinde başka sebeplerle işten çıkarmanın mümkün olmadığını gören işverenler işten çıkarma yasağını anlamsız hale getiren bu istisnayla kıdem ve ihbar tazminatı ödememek için işten çıkış sebebi olarak bu kodu işaretlemektedirler. İŞKUR ise 29 Numaralı kod sebebiyle işten çıkarılan işçilere işsizlik maaşı ve kısa çalışma ödeneği vermemektedir.”
Kastamonu'da elektrik akımına kapılan işçi morga götürülürken canlandı
Elektrik akımına kapılığı için hayatını kaybettiği saptanarak morga kaldırılan işçi canlanmasının ardından ikinci kez yaşamını yitirdi.
20-01-2021 09:45

Kastamonu’nun Tosya ilçesinde bir fabrikanın tesisatını yaparken, elektrik akımına kapılmasının ardından hayatını kaybettiği sanılarak morga kaldırılan işçi canlandı. Tekrar müdahale edilen işçi, ikinci kez hayatını kaybetti.
Tosya Organize Sanayi Bölgesi’nde bir fabrikanın elektrik tesisatını yapan iki işçi elektrik akımına kapıldı. Ağır yaralanan iki işçi, olay yerine çağrılan 112 Acil Sağlık ekiplerinin ilk müdahalesi sonrasında ambulansla hastaneye kaldırıldı.
Tosya Devlet Hastanesi’ne kaldırılan işçilerden Ali Acar'ın hayatını kaybettiği belirlendi. Acar, morga götürülürken, tekrar hayata döndü. Bunun üzerine tekrar müdahale edilmek üzere acil servise kaldırılan Acar, burada yapılan tüm müdahalelere rağmen bir süre sonra ikinci kez hayatını kaybetti.
Diğer ağır yaralı Hasan K. ise aynı hastanede tedavi altına alındı. Olayla ilgili inceleme başlatıldı. (İHA)
2 sağlık emekçisi daha koronavirüs sebebiyle yaşamını yitirdi
TTB, sağlık emekçileri Hatice Arıkan ve Ramazan Ateş'in Covid-19 sebebiyle hayatını kaybettiğini duyurdu.
20-01-2021 07:27

Türk Tabipleri Birliği (TTB), yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgını nedeniyle iki sağlık emekçisinin daha hayatını kaybettiğini duyurdu.
AKP iktidarının ''Hakkınız ödenmez'' dediği fakat salgınla mücadelede yalnız bıraktığı sağlık emekçileri hayatlarını kaybetmeye devam ediyor.
TTB'nin yaptığı sosyal medya paylaşımlarına göre, Hatay Dörtyol Devlet Hastanesi'nde görev yapan Tıbbi Sekreteri Hatice Arıkan ve Hatay İskenderun Devlet Hastanesi'nde görev yapan Radyoloji Teknisyeni Ramazan Ateş koronavirüs sebebiyle yaşamını yitirdi.