Venezuela'da 15 yıl sonra bir kez daha darbe girişimi: 2002'de ne olmuştu?

Venezuela'da 15 yıl sonra bir kez daha darbe girişimi: 2002'de ne olmuştu?

Venezuela'da bugün yaşanan darbe girişimi akla 2002 yılında halkın müdahalesiyle son bulan askeri kalkışmayı getirdi.

Sağ grupların şiddet eylemleriyle nisan ayında bu yana politk krizde bulunan Venezuela'da ABD destekli bir grup asker darbe girişiminde bulundu. Askerlerin darbe girişimi Ulusal Bolivarcı Silahlı Güçleri tarafından bastırıldı. 

ABD'nin "arka bahçesi" olarak gördüğü Güney Amerika'da sık sık darbe organizasyonlarına giriştiği bilinirken, Venezuela'da 15 yıl önce de bir darbe girişimi yaşanmıştı. 2002'deki darbe girişimi halkın müdahalesi sonucu başarısızlıkla sonuçlanmıştı. 

DARBENİN ARKA PLANI

1998'de Hugo Chavez önderliğinde iktidara gelen Venezuela Birleşik Sosyalist Partisi (PSUV); ülkede önceki yıllarda uygulanan ve büyük eşitsizliklere yol açan neoliberal ve özelleştirmeci politikalara karşı ciddi reformlara girişti. "Bolivarcı devrim" adı verilen bu süreçte başta eğitim,sağlık ve sosyal hizmetler olmak üzere ciddi kamu yatırımlarına gerçekleştirildi.

Chavez, dünyanın en büyük petrol rezervlerinden birine sahip ülkenin petrol gelirlerinin halka adil bir şekilde yansıması için de harekete geçti. Chavez'in, ülkenin egemen burjuva aileleri tarafından özel bir şirketmiş gibi yönetilen devlet petrol şirketi Petróleos de Venezuela’da (PDVSA) yönetimi değiştirmek istemesi ve 8 Nisan 2002 tarihinde PDVSA'dan 7 yöneticiyi görevden alması üzerine sermaye örgütleri ve sağ siyasi hareketler hükümet aleyhine eylemler organize etmeye başladı. 

Hugo Chavez destekçileri ise bu eylemlere karşı  başkent Caracas'ta Miraflores Başkanlık Sarayı önünde toplanarak Chavez'e destek olmaya başladı. 

SOKAK EYLEMLERİ VE DARBE SENARYOSU

11 Nisan 2002 tarihinde ülkede kriz gittikçe tırmandı. Caracas'ta PDVSA binası önünde toplanan sağ gruplar, bir anda Miraflores Başkanlık Sarayı'na yönlendirildi. Başkanlık Sarayı önünde Cahvez destekçileri ile sağ grupların karşı karşıya geldiği noktalarda çatışmalar çıktı. İki grubun çatışması sırasında çevredeki binalardan kimliği belirsiz keskin nişancılar tarafından ertrafa ateş açılmaya başlandı. Böylece darbe senaryosu hayata geçirilmeye başlandı. 

Özel televizyon kanallarıi, keskin nişancı ateşine karşı kendini korumak için silahlarını çıkaran bazı Chavez destekçilerini naklen yayınlamaya ve Chavez destekçilerinin muhaliflere ateş açtığı propagandasını yaymaya başladı. Oysa bireysel silahlanma oranının yüksek olduğu ülkede sağ gruplar da aynı şekilde silahlarını çıkarmıştı. 

Olaylar sırasında yaşanan ölümleri bahane eden Venezuela ordusunun general ve amirallari ise Chavez yönetimini tanımadıklarını belirten bir açıklama yayınladı. Açıklamanın ardından Miraflores'in etrafı tanklarla çevrildi.

Aynı günün akşamı başkanlık sarayına gelen üst düzey askeri yetkililer Chavez'den istifasını talep etti. Cahvez ise bunun bir darbe olduğunu belirterek istifa etmeyi reddetti. Ordu güçleri gece saatlerinde yaptıkları açıklamada Chavez'in istifayı kabul etmemesi halinde Miraflores'in bombalanacağı duyurdu. Bunun üzerine kan dökülmemesini isteyen Chavez, istifa etmese de teslim olmayı kabul etti. 

DARBECİLER BİR PATRONU BAŞA GEÇİRMİŞTİ

Chavez teslim alındıktan sonra adı açıklanmayan bir askeri üsse götürülürken, televizyonlarda da kasıtlı olarak Chavez'in istifa ettiği yalanı yayıldı. Miraflores'e giren darbeciler ve onları destekleyen sağ muhalif siyasetçiler bir hükümet oluşturma çalışmasına başladı. Darbe organizasyonun başını çeken işveren örgütü Fedecámaras'ın başkanı ve ülkenin en zengin isimlerinden biri olan Pedro Carmona, Devlet Başkanı ilan edildi. 

Carmona ilk iş olarak Chavez döneminde atanmış tüm görevlileri görevden aldı, 1999 yılında kabul edilen yeni anayasayı lağvetti ve eski iki kademeli parlamento sistemine geri döndü. Ancak Carmona dönemi çok uzun sürmedi. 

HALKIN MÜDAHALESİ

Ertesi gün Chavez'in istifa etmediği ve tutsak alındığı haberi Chavistalar tarafından tüm ülkeye ve dünyaya yayılmaya çalışıldı. Bunun üzerine halk Miraflores'e akın etti. Başkanlık Sarayı'nın etrafı 1 milyonu aşkın insan tarafından kuşatıldı.

Darbe sırasında, Chavez'e bağlı kalsalar da Chavez'in teslim olma kararı nedeniyle herhangi bir müdahalede bulunmayan  Başkanlık Muhafızları, halkın sarayı kuşatması üzerine sarayda denetimi yeniden ele geçirmeye karar verdi. Başkanlık Muhafızları'nın müdahalesiyle Miraflores yeniden Chavistaların eline geçerken, sarayda bulunanlar tutuklandı. Ancak darbecilerin başa geçirdiği Carmona kaçmayı başardı. 

CHAVEZ YÜZBİNLERİN ALKIŞLARIYLA GERİ GETİRİLDİ

Darbenin çökertilmesinin ardından Chavez dönemi hükümeti üyeleri yeniden Miraflores'e getirildi. Chavez'in tutulduğu yer henüz bilinmediği için Devlet Başkan Yardımcısı Diosdado Cabello, Chavez görevine dönünceye dek devlet başkanlığı görevine getirildi. Bu sırada bazı askeri birlikler de kendilerine darbe girişimi sırasında Chavez'in istifa ettiği şeklinde yalan söylendiğini belirterek destek telgrafları yolladı.

13 Nisan akşamı Chavez'in tutulduğu yer öğrenilirken, bir grup asker onu almaya gönderildi. Ve Chavez, darbeden yaklaşık 48 saat sonra, yüzbinlerce insanın alkışları eşliğinde helikopterle Miraflores Başkanlık Sarayı'na geri getirildi.