Veli-Der: Laik, kamusal ve bilimsel eğitimi birlikte kazanacağız!

Veli-Der: Laik, kamusal ve bilimsel eğitimi birlikte kazanacağız!

Öğrenci Veli Derneği İzmir Şubesi düzenlediği basın açıklamasıyla, "AKP iktidarının ve MEB' in eğitim politikaları sonucunda çocuklarımızın kamusal eğitim hakkı yok ediliyor. Sadece son 5 yılda açıktan eğitime gitmek zorunda bırakılan öğrenci sayısı % 65 artarak 1,5 milyonun üzerine çıkmıştır" dedi.

Öğrenci Veli Derneği (Veli-Der) İzmir Şubesi okulların açılmasıyla birlikte düzenlediği basın açıklamasında AKP iktidarının ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) yap boz tahtasına dönen eğitim sistemini eleştirdi.

Veli-Der yaptığı basın açıklamasında, "Çocuklarımıza kayıt parası, katkı payı gibi isimlerle paralı eğitimi dayatanlara, bize ait kaynakları, bütçeleri özel okul patronlarına, vakıf ve cemaatlere aktaranlara, çocuklarımızı ucuz iş gücü ilan edenlere, zorunlu imam hatipleştirilmeye, sınav sistemi değişiklikleri ile çocuklarımızın en güzel yıllarını karartanlara, proje okul uygulamalarıyla çocuklarımızın eğitim hakkını hedef tahtasına koyanlara, protokollerle çocuklarımızı eğitimci niteliği taşımayan vakıflara, cemaatlere teslim edenlere, çocuk istismarını 'Bir kereden bir şey olmaz.' diyerek alışmamızı, kanıksamamızı isteyenlere karşı ülkenin her yerinde çocuklarımızın sesine ses, çığlığına çığlık olduk" ifadelerine yer verdi.

Veli-Der'in "Eğitimde kriz var" başlığıyla yaptığı basın açıklaması şu şekilde:

Laik, kamusal ve bilimsel eğitimi birlikte kazanacağız!!!

EĞİTİMDE KRİZ VAR!!!

Biz bu memleketin velileri, eğitimcileri, bugünümüze ve geleceğimize dair umutları olanlar; 4+4+4 karanlığından sonra çocuklarımızın hayallerine sahip çıkmak için yola çıktık. 2019- 2020 Eğitim Öğretim Yılı' na sorunlarımızın artarak derinleştiği bir başlangıç yapıyoruz.

KAMUSAL EĞİTİM ÇOCUKLARIMIZIN EN TEMEL HAKKIDIR!

AKP iktidarının ve MEB' in eğitim politikaları sonucunda çocuklarımızın kamusal eğitim hakkı yok ediliyor. Sadece son 5 yılda açıktan eğitime gitmek zorunda bırakılan öğrenci sayısı % 65 artarak 1,5 milyonun üzerine çıkmıştır.

Bir yılı aşkın süredir etkisini hissettiren ekonomik krizin de etkisiyle zorunlu okul ihtiyaçlarında son 1 yıl içersinde %15 ile % 35 arasında artış meydana gelmiştir. 2019-2020 eğitim öğretim yılı itibariyle çocuk kitapları geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14,90; test kitabı yüzde 16,30; okul çantası yüzde 18,20; diğer kırtasiye malzemeleri yüzde 30,51; resim boyaları yüzde 33,11; okul defteri yüzde 33,73; kalem fiyatları ise yüzde 34,75 artış göstermiştir.

OECD ortalamasında ilköğretim ve ortaöğretim kademelerinde kamu kaynaklarından yapılan harcama eğitim harcamalarının yüzde 90’ını, hane halkı ve özel kaynaklardan yapılan harcamalar ise yüzde 9’unu oluşturmaktadır. Türkiye’de ise eğitimde yaşanan ticarileşmenin sonucu olarak kamusal eğitim harcamalarının oranı yüzde 75, hane halkı ve özel kaynaklardan yapılan eğitim harcamalarının oranı yüzde 25’tir. Özel ilköğretim (ilkokul+ortaokul) sayısı 4+4+4 öncesine göre yüzde375; öğrenci sayısı ise yüzde 95 artmıştır. Özel lise sayısı 4+4+4 öncesine göre yüzde340; özel liseye giden öğrenci sayısı ise yüzde 400artmıştır. Özel mesleki ve teknik lise sayısı 4+4+4 öncesine göre yüzde 850; öğrenci sayısı ise yüzde 250 artmıştır.

27 Haziran 2019 tarihli torba yasa düzenlemesi ile OSB’lere mesleki eğitim merkezleri açma hakkı tanınmış, 5580 Sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nda yapılan değişiklikle mesleki eğitim merkezleri özel öğretim kurumu statüsüne alındı.  2019- 2020 eğitim öğretim yılında yüz binlerce çocuğumuz 4 gün organize sanayi bölgelerinde çalıştırılıp, yalnızca 1 gün okulda eğitim görebilecektir. Hatta son yayınlanan yönetmelik ile haftada 1 gün okulda görülecek eğitimin akşam veya hafta sonu da olabileceğinin belirtilmesi ile öğrenciler 13 yaşından itibaren bakanlık eliyle 'çocuk işçi' olarak çalıştırılacaktır.

MEB 2018 sonu itibariyle 31 bin 355 yardımcı hizmetlinin görev yaptığını açıklamıştır. Türkiye’de 54 bin 732 devlet okulu olduğu dikkate alındığında, neredeyse her 2 okula 1 hizmetlinin düştüğü görülmektedir.

LAİK, BİLİMSEL EĞİTİM EN TEMEL ÇOCUK HAKKIDIR!

Genelde iktidarın özelde MEB' in politikalarıyla laik ve bilimsel eğitim adım adım yok edilmektedir.

2019 LGS verilerine bakıldığında okulların yüzde 56'sı imam hatipler ve meslek liselerinden, 2019’da sınavla öğrenci alacak okul sayısı 1526 okulun 855’i Anadolu imam hatip ve meslek liselerinden oluştuğundan yüz binlerce öğrenci birincil tercihi olmayan okul türlerine yerleştirilmiş veya örgün eğitim dışına çıkarılmıştır.

Ensar ve Hizmet Vakfı protokollerine karşı kazanılan davalara rağmen MEB çok sayıda dini vakıf ve dernek  ile işbirliklerini sürdürmektedir.

Okul türleri ve çocuklarımız arasında eğitimde ayrımcı politikalar uygulanmaktadır. İmam hatip ortaokullarında okuyan toplam öğrenci sayısı 2012-2013 eğitim öğretim yılında 94 bin 467 iken, 2017-2018 eğitim öğretim yılı sonu itibariyle yaklaşık 8kat artarak 723 bin 108 olmuştur. Bu artışın en önemli nedeni MEB’in imam hatip ortaokullarına yönelik özel politikalarıdır.

 2012-2013 eğitim öğretim yılında 730’u bağımsız, 369’u imam hatip lisesi bünyesinde toplam 1.099 imam hatip ortaokulu varken 2017-2018 eğitim-öğretim yılı sonu itibariyle 2bin 859’ u bağımsız, 427’si imam hatip lisesi bünyesinde olmak üzere toplam 3bin 286 imam hatip ortaokulu bulunmaktadır. İktidar ve MEB’in üstün gayretleriyle bir yıl içinde okul sayısı 615, öğrenci sayısı ise 71 bin 154 artmıştır. Türkiye’de İHL’ lerde okuyan öğrenci sayısı, toplamda 627 bin 503’tür.2016-2017 eğitim öğretim yılından itibaren okul sayısı 152adet artmış olmasına rağmen öğrenci sayısındaki artışın 8 bin 290 ile sınırlı(okul başına 55 öğrenci) kalmıştır. Türkiye’de imam hatip okullarında okuyan toplam öğrenci sayısı 1 milyon 350bin 611 ’e çıkmıştır.

MEB’in 92 milyar TL’lik 2018 bütçesinden eğitim yatırımları için ayrılan kısmının üçte biri (yüzde 35) ‘din öğretimi’ne ayrılmış, böylece Din Öğretimi Genel Müdürlüğü'nün MEB bütçesi içindeki payı, 2017’ye göre yüzde 68 artırılmıştır. Dini eğitimde payı 7,7 milyar TL’ye çıkaran bakanlık, bütçesinin yüzde 7’sine denk gelen bu kaynağın neredeyse tamamını (yüzde 96) imam hatip liseleri için ayırmıştır.

Çocuklarımız hepimizin çocukları... Çocuklarımızı okul türlerine göre ayrıştıran, ötekileştiren uygulamaları kabul etmiyoruz.

Çocuklarımıza kayıt parası, katkı payı gibi isimlerle paralı eğitimi dayatanlara, bize ait kaynakları, bütçeleri özel okul patronlarına, vakıf ve cemaatlere aktaranlara, çocuklarımızı ucuz iş gücü ilan edenlere, zorunlu imam hatipleştirilmeye, sınav sistemi değişiklikleri ile çocuklarımızın en güzel yıllarını karartanlara, proje okul uygulamalarıyla çocuklarımızın eğitim hakkını hedef tahtasına koyanlara, protokollerle çocuklarımızı eğitimci niteliği taşımayan vakıflara, cemaatlere teslim edenlere, çocuk istismarını 'Bir kereden bir şey olmaz.' diyerek alışmamızı, kanıksamamızı isteyenlere karşı ülkenin her yerinde çocuklarımızın sesine ses, çığlığına çığlık olduk.

2019-2020 eğitim-öğretim yılı yarın başlıyor. Ve biz veliler ve çocuklarımız için eğitimdeki sorunlar Türkiye tarihinde görülmemiş boyutlara ulaşmış durumda... Biz yaratılan bu karanlığa rağmen kurulduğumuz günden bu yana onlarca yeni hikaye yazdık... Memleketin her yerinde birbirimizin elinden tuttuk, umut olduk, dayanışma olduk, cesaret olduk. Ve biz mücadele, dayanışma pratiklerimizden çok iyi biliyoruz ki birbirimizin ellerinden sımsıkı tutmaya devam ettikçe başarabiliriz. Onlarca yeni 'başarı' hikayeleri yazabiliriz.

Çağrımızdır;

*Çocuklarımıza devlet okullarında ve özel okullarda paralı eğitimi dayatanlara karşı bize ait olan alanlarda, okullarda okul aile birliklerinde, okul işleyişinin her alanında tüm söz ve karar süreçlerinin içinde olarak parasız, nitelikli eğitimi BİRLİKTE KAZANABİLİRİZ!

*Bize ait kaynakları, bütçeleri vergilerimizi özel okul patronlarına, cemaat ve vakıflara aktaranlara karşı bize ait olanı geri istiyoruz diyerek, davalar açarak, ses çıkararak kamusal eğitimi BİRLİKTE KAZANABİLİRİZ!

*Çocuklarımıza istemedikleri okul türlerini zorunlu imam hatipleştirmeyi ve zorunlu meslek liselileştirmeyi dayatanlara karşı 'Her çocuğun istediği okulda eğitim görme hakkı vardır.' sesini yükselterek çocuklarımızın bugününü ve geleceğini BİRLİKTE KAZANABİLİRİZ!

*Okul öncesi eğitim hakkı için okullarımızda, mahallelerimizde imza masaları açarak, kapı kapı, okul okul dolaşarak okul öncesi eğitimi, parasız, nitelikli kreş hakkını BİRLİKTE KAZANABİLİRİZ!

*Protokol ve iş birlikleri ile okul öncesinden yükseköğretime yaz okulu, söyleşi vb. isimler adı altında eğitim kurumlarında çocuklarımızı vakıf ve cemaatlere teslim edenlere kazanılmış davaları, anayasal sorumluluklarını hatırlatarak bize, ait alanlara, okullarımıza, çocuklarımıza dokunamazsın diye haykırarak çocuklarımızın ve ülkemizin geleceğini BİRLİKTE KAZANABİLİRİZ!

*4+4+4 yasasının 8. yılında LGS sınavına girecek 1. 800 000 öğrencinin istediği okulda eğitim görme hakkına sahip çıkıp, akademik liselerin yapılması, kontenjanları boş kalan okulların akademik liselere dönüştürülmesi, akademik liselerin kontenjanlarının artırılması, ikili eğitime son verilmesi için kampanyalar örgütleyebilir, çocuklarımızın hayallerini, istediği okulda eğitim görme hakkını BİRLİKTE KAZANABİLİRİZ!

*Kapatılan köy okulları için '1 Öğrenci Dahi Kalsa Kapatılan Köy Okulları Açılmalıdır.' sesini çıkartmalı, kampanyalar yürütmeli Aladağ' da, Ensar' da, Kulp' ta, Taşkent' te, Dikili' de çocuklarımıza yaşatılan karanlığa karşı aydınlık bir geleceği BİRLİKTE KAZANABİLİRİZ!

*Eğitim alanında çalışma yürüten tüm kurumlar; yerellerden, mahallelerden, okullardan birleşerek, okullarımıza, çocuklarımızın eğitim hakkına sahip çıkarak laik, kamusal, bilimsel eğitimi BİRLİKTE KAZANABİLİRİZ!

LAİK, KAMUSAL, BİLİMSEL EĞİTİM YAŞAMSAL BİR MÜCADELEDİR!

ARTIK YETER!

BİR ÇOCUĞUMUZUN DAHA HAYALLERİNİ, UMUTLARINI, YAŞAMINI KAYBETMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ.

BU ÜLKENİN VELİLERİYİZ.

MEMLEKETİMİZ, ÇOCUKLARIMIZ İÇİN HAYALLERİ OLANLARIZ. MİLYONLARIZ. BİRLİKTE BAŞARABİLİRİZ.

LAİK, KAMUSAL VE BİLİMSEL EĞİTİMİ BİRLİKTE KAZANABİLİRİZ.

DAHA FAZLA