Valilik, Boğaziçi Üniversitesi'ndeki tutuklamalara karşı yapılacak eylemi yasakladı
İstanbul Valiliği, Boğaziçi Üniversitesi'ndeki tutuklamalara karşı öğrencilerin yapacağı eylemi ''koronavirüs salgını'' gerekçesiyle yasakladı.
01-02-2021 09:27

İleri Haber
Boğaziçi Üniversitesi'nde sergide yer alan Kabe fotoğrafı sebebiyle hedef gösterilmesinin ardından tutuklanan 2 öğrenci ve ev hapsine alınan 2 öğrenci için bugün Güney Kampüs önünde yapılması planlanan eylem İstanbul Valiliği tarafından yasaklandı.
Öğrenciler, bugün saat 17.00’de Güney Kampüs kapısının önünde, arkadaşlarının tutuklanmasına ve "tüm antidemokratik uygulamalara" karşı eylem yapma kararı alırken, İstanbul Valiliği ise 5 Ocak'ta alınan ve bir ay geçerli olan kararı gerekçe göstererek eyleme izin verilmeyeceğini açıkladı.
İleri Hatırlatıyor
Valilik açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
''Bazı sivil toplum kuruluşları ve topluluklar tarafından sosyal medya/basın yoluyla Boğaziçi Üniversitesi kampüsü önü ve çevresinde 1 Şubat 2021 Pazartesi günü (bugün) toplantı, gösteri yürüyüşü, basın açıklaması yapılması yönünde çağrılarda bulunulmuştur.
Beşiktaş ve Sarıyer İlçelerimizin Umumi Hıfzıssıhha Meclisleri tarafından 05 Ocak 2021 tarihinde alınan kararlarla; Covid-19 salgın yayılımının engellenmesi ve toplum sağlığının korunması için toplantı, miting, yürüyüş, oturma eylemi, forum, açık hava toplantısı, gösteri, basın açıklaması, konser, bildiri dağıtımı ve benzeri faaliyetlerin yapılması bir (1) ay süreyle yasaklanmıştır. Bu kararlar 5 Şubat 2021 tarihine kadar yürürlüktedir.''
İLGİLİ HABERLER
Boğaziçi'ne İÜ ve İÜ-Cerrahpaşa öğretim üyelerinden destek mektubu
Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri ve akademisyenlerine destek amacıyla İstanbul Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa'dan öğretim üyeleri bir mektup yayımladı.
07-03-2021 11:57

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör olarak atanan Melih Bulu'ya karşı sürdürülen protestolara, İstanbul Üniversitesi (İÜ) ve İÜ-Cerrahpaşa'dan öğretim üyeleri yayımladıkları mektup ile destek çıktı.
Akademisyenlerin "Evet bir sorun var! Tüm üniversiteler kendi bileşenleri tarafından seçilmiş bir rektör ile yönetilmeli" başlığıyla kaleme aldığı mektupta ''Hiç merak etmeyin, her değişik görüşten, ama en öncelikli amaçları, öğrencilerinin bilimsel ve demokratik değerlerle donanmış iyi insanlar olmasını amaçlayan öğretim üyeleri hâlâ çoğunlukta. Ve bu büyük çoğunluk olan bizler, öğrencilerimizin gözlerindeki ışıltının kaybolmaması ve hep yukarıya bakmaları için elimizden gelen her şeyi yapmaya devam edeceğiz" ifadeleri kullanıldı.
Akademisyenlerin destek için yayınladıkları mektubun tamamı şu şekilde:
"Sevgili Öğrencilerimiz;
Hepiniz farklı coğrafyalardan, farklı kültürlerden üniversite dünyasına katıldınız. Her biriniz, kendinizi geliştirmek, dünyanızı zenginleştirmek, farklı yaşamları tanımak, farklı düşünceleri keşfetmek ve bütün bunların yanında iyi bir insan, iyi bir meslek sahibi olmak adına, zorlu sınavlardan geçerek üniversiteli oldunuz. Şu an öğrencilerimiz, yarın meslektaşlarımız ve hepsinden önemlisi, yaşlarımızdan dolayı belki birçoğumuzun göremeyeceği, güzel geleceğin yaratıcıları olacaksınız. Bizler bu yaşam yolunda, sizlerin önce iyi bir insan, sonrasında hayatı sorgulayan, merak eden, eleştiren, bütün görüşlere saygı duyan, dogmalardan uzak, donanımlı yetişkinler olarak hayata devam etmeniz konusunda elimizden gelen her şeyi yapıyoruz, yapacağız.
Sevgili Öğrencilerimizin Aileleri, Yakınları
Hepiniz öğrencilerimizin yaşam yolunda türlü zorluklara, türlü sınavlara göğüs germesinde en büyük yardımcıları oldunuz, üniversiteyi kazandıklarında en büyük mutluluklardan birini yaşadınız. Üniversite orta öğrenim değil, kuşkusuz. Bizler genç yetişkinlere eğitim verdiğimizin farkındayız. Onlar haklı olarak bireysel farklılıklarına saygı duyulsun ister. Geleceğe güvenle bakan, kendine güven duyan insan olmanın ön koşuludur bu. Farklı görüşte, faklı dini inançta, farklı etnik kökende olabilirler ve bunlara saygı duyulsun isterler. Üniversite bütün bireysel farklılıklara saygı duyma yeridir, biz farkındayız. Saygı duyulmayı beklemek sadece öğretim verenlerin değil, öğrencilerin de hakkıdır.
Demokrasi bir kültürdür, farklılıklara saygı duymayı, düşünceni ifade edebilmeyi, haksız olduğunu düşündüğün bir şeyle karşı karşıya isen, başkalarının haklarına saygı duyarak, yasalar çerçevesinde itiraz edebilmeyi de içerir. Biz üniversitelerin demokrasi kültürüne sahip yerler olması gerektiğine inanıyoruz ve bu bilinçle davranıyoruz. İstiyoruz ki bu kültür, sizlerin öğrencilerimize verdiğiniz iyi insan olma kültürü ile birleşsin, istiyoruz ki bu kültür, öğrencilerimizin kuracakları yeni hayatlarda, yeni ilişkilerde yaşasın, aktarılsın.
Bunun inancındayız, bu inançla yapıyoruz işimizi. Üzücü haberler duyuyorsunuz basında. Bu insanlara mı bırakıyoruz eğitim işini dediğinizi duyuyor gibiyiz. Ama inanın onlar bir avuç. Hiç merak etmeyin, her değişik görüşten, ama en öncelikli amaçları, öğrencilerinin bilimsel ve demokratik değerlerle donanmış iyi insanlar olmasını amaçlayan öğretim üyeleri hâlâ çoğunlukta.
Ve bu büyük çoğunluk olan bizler, öğrencilerimizin gözlerindeki ışıltının kaybolmaması ve hep yukarıya bakmaları için elimizden gelen her şeyi yapmaya devam edeceğiz."
İlahiyat profesörü Halil İbrahim Şimşek, mimarlık fakültesi dekanı oldu
İlahiyat Fakültesi Temel İslam Bölümü Öğretim üyesi Prof. Dr. Halil İbrahim Şimşek, Hitit Üniversitesi Mimarlık Fakültesi'nin dekanı oldu.
05-03-2021 13:46

Hitit Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Mimarlık, Spor Bilimleri ve Turizm fakültelerinin dekan vekili olan İlahiyat Fakültesi Temel İslam Bölümü Öğretim üyesi Prof. Dr. Halil İbrahim Şimşek, Mimarlık Fakültesi'nin dekanı oldu.
"Tasavvuf, Tasavvuf Tarihi, Tasavvu, Nakşbendîlik, Müceddidîlik, Halidîlik" alanlarında çalışmalar yapan Şimşek, Odatv'den Servet Seyfettin Mete'nin haberine göre Hitit Üniversitesi Mimarlık Fakültesi dekanı oldu. Şimşek aynı zamanda üniversitede rektör yardımcılığı, komisyon başkanlığı, senato üyeliği, rektörlük yönetim kurulu üyeliği görevlerini de yürütüyor.
Halil İbrahim Şimşek, geçen yıl Çorum’da düzenlenen bir açılış programında açılış duası bilmediğini söylemesiyle gündeme gelmişti. Şimşek, TBMM eski Başkanı İsmail Karaman ile AKP Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş’un da katıldığı açılış töreninde dua için kürsüye davet edilmiş, ancak "Açılış duası bilmiyorum" demişti.
Boğaziçi tutuklularından Şilan Delipalta, 27 gündür tecritte tutuluyor
Boğaziçi protestolarında tutuklanan İstanbul Üniversitesi öğrencisi Şilan Delipalta'nın 27 gündür tecritte tutulduğu ortaya çıktı.
04-03-2021 14:01

AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kararıyla Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör olarak Prof. Melih Bulu'nun atanmasıyla başlayan protestolarda gözaltına alınan ve ardından çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklanan İstanbul Üniversitesi öğrencisi Şilan Delipalta'nın 27 gündür tecritte tutulduğu öğrenildi.
Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan İstanbul Üniversitesi öğrencisi Şilan Delipalta'yla görüşen İnsan Hakları Derneği (İHD) Başkanı Eren Keskin, "Boğaziçi’nden tutuklu Şilan Delipalta ile görüştüm. 27 gündür, havalandırmaya çıkmadan, tecritte tutulduğunu ve artık koğuşa geçmek istediğini söyledi. Güler yüzlü, umutlu, güçlüydü. Herkese selamı var" açıklamasında bulundu.
'TECRİT İNSANLIK SUÇUDUR'
Çağdaş Hukukçular Derneği Stajyer ve Öğrenci Komisyonu ise Twitter'dan yapılan paylaşımda şu ifadeleri kullandı:
"Boğaziçi Üniversitesi'ne atanan kayyum rektörü protesto ettiği için tutuklanan Şilan Delipalta, 27 gündür havalandırmaya dahi çıkarılmadan tecrit hücresinde tutuluyor. İnsan hakları eylem planı açıklayanlara sözümüzdür: Tecrit insanlık suçudur! Şilan Delipalta serbest bırakılsın!"
Tüm-Rusya Leninist Komünist Gençlik Örgütü’nden Boğaziçi direnişi ile ilgili TİP'le dayanışma mesajı
Rusya Komünistleri Partisi’nin gençlik örgütü Tüm-Rusya Leninist Komünist Gençlik Örgütü, Boğaziçi Üniversitesi’ne Melih Bulu’nun atanmasının ardından yapılan eylemlerle ilgili Türkiye İşçi Partisi ile dayanışma mesajı yayınladı.
02-03-2021 21:06

İleri Haber
Rusya Komünistleri Partisi’nin gençlik örgütü Tüm-Rusya Leninist Komünist Gençlik Örgütü, Türkiye İşçi Partisi ile dayanışma mesajı yayınladı. Gençlik örgütü yaptığı açıklamada, Boğaziçi Üniversitesi eylemlerinde polisin saldırıları ve işkencelerine tepki göstererek şu ifadelere yer verdi:
Tüm Rusya Leninist Gençlik Örgütü olarak İstanbul Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin hakları için yaptıkları gösterilere polisin zor kullanarak müdahale ettiğini müteasifane öğrenmiş bulunmaktayız.
Üniversiter özerklik geleneğini- rektörlerin dışardan devlet görevlilerince atanması ile değil, eğitim kurumları çalışanlarının seçimi ile belirlenmesi hakkını- barışçıl biçimde savunan öğrencilerle dayanışma mesajımızı iletiyoruz. Erdoğan Rejiminin eğitim hakkı ve özgür düşünceyi bastırma çabaları karşısında mücadele eden herkesin yaylarında olduğumuzu bilmelerini istiyoruz.
Derhal baskılara son verilerek tutuklanan üniversite öğrencileri ve öğretim üyelerinin serbest bırakılmasını talep ediyoruz.
Akademik özgürlüklerin korunması ve iktidar organlarının eğitim kurumlarının işlerine müdahale etmemesini talep ediyoruz. Boğaziçi Üniversitesinin özgür statüsüne müdaehele son verilmesini istiyoruz. Üniversite idaresi polis müdürlerince tanzim edilmemeli, bilakis üniversite öğretim üyelerince seçilmelidir.
Türkiye İşçi Partili yoldaşlarımızın polis şiddeti ve her türden ayrımcılık karşısında sürdürdükleri haklı mücadeleyi destekliyoruz.
Faşizme son. Birlikte Güçlüyüz. Uluslararası Dayanışma Kazanacak!
Tüm-Rusya Leninist Komünist Gençlik Örgütü’nden Boğaziçi direnişi ile ilgili TİP'le dayanışma mesajıhttps://t.co/AGFjZ0sPjG pic.twitter.com/llfXQgevnr
— İleri Haber (@ilerihaber) March 2, 2021
Boğaziçili akademisyenler, Melih Bulu'nun atanmasının iptali için Danıştay'a başvurdu
Boğaziçi Üniversitesi'nden 70'ten fazla akademisyen, kayyum rektör Melih Bulu'nun üniversitelerine atanmasının iptali için Danıştay'a başvurdu.
02-03-2021 09:42

Boğaziçi Üniversitesi'nde 70'in üzerinde akademisyen, AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından, kayyum rektör Melih Bulu'nun üniversitelerine atanmasının iptali için Danıştay'a başvurdu.
Başvuru dilekçesinde, “Yapılan atama işlemi, Anayasal ilkeler ve kurallarla bağdaşmaktan uzak, hukuka aykırı bir işlemdir” denilirken “Sayın Cumhurbaşkanı tarafından kullanılan takdir yetkisi maalesef kamu yararının aleyhine ve atama işleminin oluşturacağı etki gözetilmeden kullanılmıştır” ifadelerine yer verildi.
Bulu'nun siyasi geçmişinin altının çizildiği dilekçede, Yükseköğretim Kanunu'nda rektörlük ataması için belirlenen “Siyasi parti üyesi olan öğretim elemanları, Yükseköğretim Kurulu ve Yükseköğretim Denetleme Kurulu üyesi, rektör, dekan, enstitü ve yüksekokul müdürü ve bölüm başkanı olamazlar, onların yardımcılıklarına seçilemezler” koşuluna dikkat çekildi.
Yapılan atamanın 'üniversite özerkliği' ile çelişki olduğunun belirtildiği açıklamanın devamında, “Anayasal düzeyde teminat altına alındığı ve uluslararası sözleşmelerle taahhüt altına girildiği üzere, üniversitelerin kurumsal ve bilimsel özerkliğinin korunması kamu otoritesinin yükümlülüğüdür. KHK ile normlar hiyerarşisine aykırı şekilde yapılan düzenleme ise bu yükümlülüğün tam tersini ifade etmektedir” ifadeleri kullanıldı.
Yeditepe Üniversitesi öğrencileri çevrim içi sınav istiyor
Koronavirüs salgını sebebiyle online eğitim gören Yeditepe Üniversitesi Hazırlık Öğrencileri, sınavlarının salgın riskinin sürmesi sebebiyle online olmasını istiyor.
01-03-2021 22:31

İleri Haber
Yeditepe Üniversitesi Hazırlık Öğrencileri, sınavlarının yüz yüze değil online olmasını talep etti. Vaka oranlarına göre riskli bölgelerde kısıtlamaların sürdüğünü hatırlatan öğrenciler, yaptıkları açıklamada şu ifadeleri kullandı:
Yeditepe Üniversitesi Hazırlık Öğrencileri olarak tüm dünyayı etkisi altına almış Covid 19 salgınından dolayı tıpkı diğer öğrenci arkadaşlarımız gibi hem maddi hem de manevi olarak etkilenmiş bulunuyoruz. Bu süreçte okulumuz 2019 -2020 eğitim yılına hibrit sistemle başlama kararı almıştı. Bu sisteme göre iki gün yüz yüze iki gün online olmak üzere eğitimimizi sürdürdük. Her ne kadar vaka sayılarında ciddi artış sonucu okulumuz tümüyle online eğitime geçse de yüz yüze eğitim yaptığımız dönemde birçok öğrenci, öğretmen ve diğer okul çalışanları bu salgına yakalandı, yakalanmayanlar ise zor süreçler geçirdiler.
Geldiğimiz noktada virüsün mutasyona uğrayan yeni halinin bulaş riskini arttığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Ayrıca maalesef şu ana kadar yeterli sayıda aşılama da yapılamamıştır. Ülkemizin birçok ilinde vaka sayısının hala istenilen ölçüye düşmediği gibi okulumuzun bulunduğu metropol şehir olan İstanbul ilinde ise bu sayılar çok daha yüksektir.
Rektörlüğümüzün yapmış olduğu açıklamaya göre 10-11 mart tarihlerinde yapılacak olan vize sınavlarımızın yüz yüze yapılacağını öğrendik. Kamu sağlığının hala ciddi derecede tehdit altında olduğu bu zamanlarda okulumuz yüz yüze sınav yaparak biz öğrencilerin sağlığını ciddi şekilde tehlikeye atmaktadır. Buna ek olarak İçişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan 1 Aralık 2020 tarihli Koronavirüs ile Mücadele Kapsamında- Yeni Kısıtlama ve Tedbirler Genelgesi’ne göre 20 yaş altı olan kişilerin sokağa çıkma kısıtlamaları devam etmektedir. Hazırlık öğrencileri olarak birçoğumuzun 20 yaş altında olduğu düşünülürse okulumuzun bu kararıyla yasal zeminin dışına çıktığı da görülecektir.
Sonuç olarak biz de tıpkı diğer üniversitelerdeki öğrenci arkadaşlarımız gibi eğitim eşitliğinden yararlanmak istiyoruz. Online olarak aldığımız eğitimimizi yüz yüze sınavlarla vermek istemiyoruz. Vize sınavlarının online yapılmasının kamu sağlığı açısından elzem olduğunu bir kez daha hatırlatarak vize sınavlarının online olarak yapılması konusunda okulumuza çağrı yapıyoruz.
Sınavların online yapılması herkesin yararınadır.