Üniversite Öğrencileri: Çıplak arama işkencesine son! Gözaltındaki arkadaşlarımız serbest bırakılsın!
İHD İstanbul Şubesi’nde bir basın açıklaması yapan Üniversite Öğrencileri, arkadaşlarının gözaltında uğradığı işkence ve kötü muameleye tepki gösterdi.
06-01-2021 13:58

İleri Haber
Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan kayyum rektör Prof. Dr. Melih Bulu'yu protesto ettikleri için gözaltına alınan ve işkenceye maruz bırakılan öğrencilerle ilgili arkadaşları tarafından yapılan açıklamada, “Kayyum rektörlerinizi kabul etmiyoruz. Baskılarınıza, gözaltılarınıza ve her türlü şiddet siyasetinize karşı koymaya devam edecek ve üniversitelerimizi özgürleştireceğiz!” denildi.
AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Resmi Gazete'de yayınlanan kararlarıyla, 2015 seçimlerinde AKP'den 1. bölge Milletvekili aday adayı olan Prof. Dr. Melih Bulu, Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör olarak atanmış, buna karşı ''Kayyum rektör istemiyoruz'' diyen yüzlerce öğrenci dün Boğaziçi Üniversitesi önünde bir araya gelerek eylem yapmıştı. Polis, protestolarda öğrencilere biber gazı ve plastik mermiyle saldırmış ve bazı öğrencileri işkenceyle gözaltına almaya çalışmıştı.
İleri Hatırlatıyor
Eylemlerin ardından başlatılan gözaltı dalgasında ise çok sayıda öğrenci “kayyum rektör istemiyoruz” dediği gerekçesiyle gözaltına alınmıştı. Öğrencilerin, gözaltının tüm aşamalarında işkenceye uğradığı ortaya çıkmıştı.
Bugün İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde bir basın açıklaması yapan Üniversite Öğrencileri, arkadaşlarının gözaltında uğradığı işkence ve kötü muameleye tepki gösterdi.
‘ÇIPLAK ARAMA İŞKENCEDİR’
Açıklamayı okuyan Mısra Sapan, AKP iktidarının ve ona bağlı polislerin bir rutini haline gelen çıplak arama zorlaması, işkence olduğunu vurguladı. Çıplak arama işkencesinin AKP iktidarı tarafından muhaliflerine dönük olarak sistematik hale getirildiğini belirten Sapan “AKP iktidarının ve polis güçlerinin başta demokratik muhalefete ve öğrenci gençliğe yönelik saldırılarının amacının öğrenci gençliği bölmek, demokratik üniversite için mücadele edenleri ve üniversitelerine sahip çıkan öğrencileri kriminalize etmek olduğunun farkındayız” dedi.
‘ÜNİVERSİTELERİMİZİ SAVUNACAĞIZ'
Sapan, açıklamanın devamında, şu ifadeleri kullandı:
Üniversitelerimizde kukla ve kayyum rektörler aracılığıyla demokrasinin kırıntısını dahi bırakmak istemeyen AKP'ye, YÖK'e ve ona bağlı bütün güçlere karşı mücadele etmeye devam edecek, üniversitelerimizi savunacağız.
Üniversitelerimizi karakola dönüştürmeye, iktidarları için bir meşruiyet ve ideolojik hegemonya üretim merkezleri yaratmaya, bu yolla üniversitelerimizi sermayenin ihtiyaçlarına tam uygun biçimde dönüştürmeye çalışan AKP iktidarına karşı buradan Üniversite Öğrencileri olarak bir kez daha sesleniyoruz.
Kayyum rektörlerinizi kabul etmiyoruz. Baskılarınıza, gözaltılarınıza ve her türlü şiddet siyasetinize karşı koymaya devam edecek ve üniversitelerimizi özgürleştireceğiz!
Kayyum rektör istemiyoruz!
İLGİLİ HABERLER
Boğaziçililere destek verdiği için yandaşlar tarafından hedef gösterilen Oya Ersoy: Asıl terör öğrencilere yapılanlardır
Direnen Boğaziçili öğrencilere destek verdiği için yandaşlar tarafından hedef gösterilen HDP'li Ersoy, İleri'ye açıklamalarda bulundu. Ersoy, "Boğaziçi’nde ilk eylem olduğu andan itibaren hem AKP’nin, hem küçük ortağı MHP’nin hedefinde Gezi Direnişi vardı. Gezi korkusu aslında bir halk korkusudur" dedi.
08-01-2021 19:45

Tugay Candan - @TugayCandann
Mail: tugaycandan@ilerihaber.org
Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri ‘kayyum rektör’ direnişini sürdürürken, direnişe ve öğrencilere destek verenlere yönelik iktidar cenahından saldırılar sürüyor. Öğrencilere destek verdiği için yandaş Yeni Şafak tarafından “terör” ile yaftalanan HDP’li vekil Oya Ersoy, “Bu memleket bizimdir ve bizim ortak mücadelemizle özgürleşecektir. Beni ve HDP’yi hedef göstermeleri bu birliktelikten nasıl korktuklarının göstergesidir” dedi.
AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Resmi Gazete'de yayınlanan kararlarıyla, 2015 seçimlerinde AKP'den 1. bölge Milletvekili aday adayı olan Prof. Dr. Melih Bulu, Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör olarak atanmış, buna karşı ''Kayyum rektör istemiyoruz'' diyen yüzlerce öğrenci Boğaziçi Üniversitesi önünde bir araya gelerek eylem yapmıştı. Polis, protestolarda öğrencilere biber gazı ve plastik mermiyle saldırmış ve bazı öğrencileri işkenceyle gözaltına almaya çalışmıştı.
Eylemlerin ardından başlatılan gözaltı dalgasında ise çok sayıda öğrenci “kayyum rektör istemiyoruz” dediği gerekçesiyle gözaltına alınmıştı.
YANDAŞ YENİ ŞAFAK HEDEF GÖSTERDİ
Farklı şehirlerdeki deste eylemleriyle birlikte direniş sürerken, dün gözaltındaki öğrenciler Çağlayan Adliyesi’ne çıkarıldı. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Oya Ersoy da öğrencilere destek olmak için Çağlayan’a geldi. AKP’nin yayın organı Yeni Şafak, Ersoy’un öğrencilere desteğini “CHP’den sonra HDP de Boğaziçi eylemlerine resmen destek verdi” başlığıyla haberleştirdi.
Haberde şu ifadeler yer aldı:
Terör örgütlerinin propagandasına dönüşen Boğaziçi Üniversitesi'deki eylemlere HDP resmen dahil oldu. HDP’li Oya Ersoy, İstanbul Adliyesi’ne giderek gözaltına alınan isimlere destek verdi. Ersoy, adliye önünde yapılan basın açıklamasını, “Gözaltına alınan öğrencilerin yanında, Çağlayan Adliyesi’ndeyiz” ifadesiyle sosyal medya hesabından canlı olarak aktardı.
‘HÜKÜM VERECEK OLAN YENİ ŞAFAK DEĞİL’
Yandaşların hedef gösterdiği Ersoy, sosyal medya hesabından paylaşım yaparak, “Bir hukukçu,bir insan hakları savunucusu,bir sosyalist olarak faşizmin karşısında,adalet mücadelesinin içindeyim. HDP'yi, beni terörist gibi göstermeye çalışmak bir acz ve saptırma icraatıdır! HDP yasal bir partidir ve onu yargılayacak ve hüküm verecek olan Yeni Şafak değildir!” dedi.
Ersoy, paylaşımında ayrıca HDP ve ben toplumun tüm sorunlarının muhatabı ve çözüm yolu tercihiyiz! Kendi suçlarını, hukuksuzluklarını örtmek için demogoji, şiddet ve yalana başvuruyorlar. Çıkıp açıkça savunun; Biz bilim karşıtıyız Biz seçim karşıtıyız Biz çıplak aramadan yanayız. Son sözüm; Üniversiteleri demogoji, kolluk ve maşa ile ele geçiremezsiniz Üniversite sizi kusar!” ifadelerini kullandı.
‘FAŞİZMLE İKTİDARDA KALMA DERDİNDELER’
Konuyla ilgili İleri’ye de açıklamalarda bulunan Ersoy, Boğaziçi direnişiyle birlikte AKP’nin yönetme kapasitesinin de açığa çıktığını, iktidarın 2013’ten beri Haziran Direnişi’ne yönelik korkuları olduğunu ve artık toplumda bir rıza üretme kapasitesi kalmadığını vurguladı. Ersoy, “O nedenle kendisine en ufak şekilde muhalefet eden kimseye tahammülleri yok. Biliyorlar ki rejimleri de iktidarları da halkın rıza gösterdiği rejim ve iktidar değil. O nedenle ancak baskıyla, zorla, kısaca faşizmle iktidarda kalma derdindeler” dedi.
‘İKTİDARIN GEZİ KORKUSU ASLINDA HALK KORKUSUDUR’
Boğaziçi’ne yapılan atamayı “iktidarın 18 yıldır ele geçiremediği ve normal akılla, bilimle kapısından giremediği üniversiteleri ancak emirle, talimatla ve kendi atadıklarıyla yönetme derdi” olarak niteleyen Ersoy, “Kendi istedikleri kuşağı yaratarak, memleketi şekillendirme amaçları var. Boğaziçi’nde ilk eylem olduğu andan itibaren hem AKP’nin, hem küçük ortağı MHP’nin hedefinde Gezi Direnişi vardı. Gezi korkusu aslında bir halk korkusudur. Halk korkusunun adıdır Gezi” şeklinde konuştu.
‘TERÖR ARANACAKSA TERÖR ÖĞRENCİLERE YAPILANLARDIR’
“Direnişin karşısında yapabilecekleri şey bu direnişi bölmek, gayrimeşrulaştırmaya çalışmaktı ama bunun için ellerinde hiçbir şey yok. Öğrencilerin evlerini bastıklarında kapıları kırdılar, duvarları kırarak içeri girdiler, çıplak arama dayatması yaptılar. Eğer bir terör aranacaksa terör budur. Bu yasa dışı davranışların hepsidir” şeklinde sözlerine devam eden Ersoy, iktidarın “başaramadık” dediği kültürel-sosyal hegemonya kuruluşunun ne maşalarla, ne de baskı ve zor ile gerçekleşemeyeceğini vurguladı.
‘ORTAK MÜCADELEDEN KORKUYORLAR’
Ersoy, “Üniversiteliler, ‘bu üniversiteler bizimdir, bizimle özgürleşecek’ diyorlar ve haklılar. Benim de tüm demokrasi güçlerine çağrımdır; bu memleket bizimdir ve bizim ortak mücadelemizle özgürleşecek. Beni ve HDP’yi hedef göstermeleri bu birliktelikten nasıl korktuklarının göstergesidir” ifadeleriyle sözlerini tamamladı.
Şiddet, çıplak arama, tecavüz tehdidi... Boğaziçi eyleminde gözaltına alınan LGBTİ+ aktivistlerine işkence!
Boğaziçi Üniversitesi'ndeki eylem sonrası hedef gösterilerek gözaltına alınan LGBTİ+ aktivistlerine işkence yapıldığı öğrenildi.
05-01-2021 17:06

İleri Haber
AKP’li Melih Bulu’nun rektör atanmasına karşı dün Boğaziçi Üniversitesi’nde yapılan eylem sonrası hedef gösterilen ve evlerine yapılan baskınla gözaltına LGBTİ+ aktivistleri Yıldız İdil ve Havin’in çıplak arama zorlaması, LGBTİ+'lere ayrımcı muamele, tecavüz tehdidi, fiziksel-psikolojik şiddete maruz bırakıldıkları öğrenildi.
AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Resmi Gazete'de yayınlanan kararlarıyla, 2015 seçimlerinde AKP'den 1. bölge Milletvekili aday adayı olan Prof. Melih Bulu, Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör olarak atanmış, buna karşı ''Kayyum rektör istemiyoruz'' diyen yüzlerce öğrenci dün Boğaziçi Üniversitesi önünde bir araya gelerek eylem yapmıştı. Polis, protestolarda öğrencilere biber gazı ve plastik mermiyle saldırmış ve bazı öğrencileri işkenceyle gözaltına almaya çalışmıştı.
Eylem sonrası hedef gösterilen öğrencilerden 17 kişi sabaha karşı evlere yapılan TEM baskınıyla gözaltına alınmıştı.
HER AŞAMADA FİZİKSEL ŞİDDET
Gözaltına alınanlar bugün avukatlarıyla görüştü. Edinilen bilgiye göre, gözaltında bulunan LGBTİ+ aktivistleri Yıldız İdil ve Havin’in gözaltına alındıkları sırada ve devamında polis aracı ile emniyette şiddete maruz bırakıldığı öğrenildi.
TECAVÜZ VE ÖLÜM TEHDİTLERİ, ÇIPLAK ARAMA ZORLAMASI
Fiziksel şiddetin yanında sürekli tecavüz ve ölüm tehdidine maruz bırakılan aktivistlere ayrıca çıplak arama zorlaması da yapıldı.
TEŞHİR ETTİLER, AYRIMCI SÖYLEMDE BULUNDULAR
LGBTİ+ aktivistlerinin hastanedeki sağlık kontrolü sırasında ise bir polisin “Bunlar polisi tehdit edenler, bunlar polise saldıran toplar” diyerek hem gözaltındakileri teşhir ettiği, hem de LGBTİ+’lara yönelik ayrımcı söylemde bulunduğu belirtildi.
ÖĞRENCİLER AÇLIK GREVİNE BAŞLADI
Öte yandan edinilen bilgilere göre, gözaltındakiler açlık grevine başladı. Dosyalara ilişkin delil toplama sürecinin devam ettiği ifade edilirken, gözaltı sürelerinin uzaması bekleniyor.
TTB’den Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nin kadro ilanına dava
TTB Hukuk Müşavirliği tarafından yapılan yürütmeyi durdurma istemli iptal davası başvurusunda; ilanda yer alan “Aranan Şartlar” ve “Başlıca Eser” ifadelerinin belirli bir adayı işaret ettiğine dikkat çekildi.
13-01-2021 16:17

Türk Tabipleri Birliği (TTB), Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nin 14 Aralık 2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 400’e yakını profesör olmak üzere 407 akademik kadro ve 25 Aralık 2020 tarihinde yayımlanan 242 doçent kadrosu ilanının iptali için dava açtı.
TTB Hukuk Müşavirliği tarafından yapılan yürütmeyi durdurma istemli iptal davası başvurusunda; ilanda yer alan “Aranan Şartlar” ve “Başlıca Eser” ifadelerinin belirli bir adayı işaret ettiğine dikkat çekildi, kişiye/kişilere özgü kriterlerin eşitsizliği doğurduğu, kamu yararı ile akademik değerlere aykırı olduğu belirtildi. Başvuruda benzer atama işlemlerinin idare mahkemelerince iptal edildiği geçmiş kararlara da atıf yapıldı.
NE OLMUŞTU?
Sağlık Bilimleri Üniversitesi, 8 ay önce yayımladığı 240 kişilik adrese teslim kadro ilanının ardından aynı uygulamanın bir benzerine daha imza attı. Öğretim Elemanı Alım İlanı’na çıkan üniversite, çoğunluğu profesör olmak üzere 407 öğretim üyesine kadro verileceğini duyurdu. 15 Aralık’ta yayımlanan ilanda genel şartlar sıralanırken, her bir kadro için ayrıca özel şartlar duyuruldu.
Buna göre, çocuk sağlığı hastalıkları dalı için aranan profesör kadrosundan birinin özel şartı “çocukluk pulmoner hipertansiyonu ile ilgili çalışmaları olmak, sağlıklı prematüre bebeklerde antioksidan olarak paraoxanase ve arylesterase değerlerini inceleyen çalışması olmak” diye tanımlandı. Aynı şekilde deri hastalıkları dalı için açılan profesör kadrosunda ise “Türkiye’de yaşayan lipoid proteinosis’li hastalarda ECM1 gen mutasyonu hakkında çalışması olmak, Covid-19’un deri bulguları hakkında çalışması olmak” gibi ayrıntılı bir şart arandı.
YÖK'ten suç duyurusu: 'Parayla tez hazırlayan ve hazırlatanlara dava açılsın'
YÖK avukatları tarafından Ankara Adliyesi'ne verilen dilekçe ile para karşılığı tez ya da ödev yapılarak nitelikli dolandırıcılık ve suça yardım suçlarını işleyen internet siteleri ve buralardan yardım alarak üniversiteleri dolandırmaya teşebbüs edenler hakkında kamu davası açılması talep edildi.
13-01-2021 14:34

İleri Haber
YÖK, para karşılığı tez ve ödev hazırlayan ve hazırlatan şüpheliler hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) avukatları tarafından Ankara Adliyesi'ne verilen dilekçe ile para karşılığı tez ya da ödev yapılarak nitelikli dolandırıcılık ve suça yardım suçlarını işleyen internet siteleri ve buralardan yardım alarak üniversiteleri dolandırmaya teşebbüs edenler hakkında kamu davası açılması talep edildi.
Suç duyurusu dilekçesinde, başkaları için para karşılığı tez ya da ödev yapıldığı ve online sınavlarda yardımcı olunduğu belirtilen internet sitelerinin ve sosyal medya hesaplarının açık adreslerine yer verildi.
Danışmanlık/tez yazım ofisleri yetkilileri ile bu yerlerden yardım alarak tez, bitirme projesi, ödev gibi bilimsel çalışma üreterek kamu kurumlarını aldatanlar ve savcılıkça yapılacak soruşturma sonucunda tespit edilecek faillerin “dolandırıcılık, nitelikli dolandırıcılık ve suça yardım etme” suçlarından cezalandırılmaları istendi.
‘BAŞKALARINA HAZIRLATILAN TEZLERİN KULLANILMASI MUHTEMEL’
Dilekçede, danışmanlık ofisleri adı altında faaliyet gösteren tez yazım ofisleri gibi yerlere hazırlatılan veya bu yerlerden yardım alınarak hazırlanan lisansüstü tezlerin, bitirme projelerinin ya da ödevlerin mezuniyet ve öğretim elemanı kadrolarına atanmak için kullanılmasının muhtemel olduğu vurgulandı.
Türk Ceza Kanunu'nun nitelikli dolandırıcılık, dolandırıcılık ve suça yardım etme hükümlerinin bulunduğuna işaret edilen dilekçede, bu çerçevede suçun asıl failinin tez, bitirme projesi, ödev gibi çalışmayı yapanlar olduğu, şikâyet başvurusuna konu olan ve benzeri danışmanlık/tez yazım ofislerinin ise yardım eden sıfatıyla suça ortak olacakları kaydedildi. Bu kapsamda faaliyet gösteren danışmanlık/tez yazım ofislerinin yetkilileri ile bu yerlerden yardım alarak tez, bitirme projesi, ödev gibi bilimsel çalışma üreterek kamu kurumlarını aldatanlar hakkında Türk Ceza Kanunu'nun 39, 157 ve 158'inci maddeleri uyarınca kamu davası açılması istendi.
MEVZUAT NE DİYOR?
Mevzuata göre, tezini, ödevini ya da bitirme projesini başkasına hazırlattığı tespit edilen öğrencinin bu çalışması iptal olabiliyor. Türk Ceza Kanunu'nda, bu kapsamda dolandırıcılık suçu işleyenlere 1 yıldan 5 yıla kadar hapis ve adli para cezası, nitelikli dolandırıcılık suçu işleyenlere 3 yıldan 10 yıla kadar hapis ve adli para cezası, suçun işlenmesine yardım eden kişiye suçu işleyene verilen cezanın yarısı kadar hapis cezası öngörülüyor.
‘DAMADIN’ TEZİ…
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı, eski bakan Berat Albayrak’ın doktora tezini kendi yapmadığı ortaya çıkmıştı.
Wikileaks belgelerinde yer alan yazışmalar şöyleydi:
Sevgili Berat, yarınki tez izleme ile ilgili, 12 slayttan oluşan bir sunumu sana gönderiyorum. Tezi jüri üyelerinin sayısı kadar çoğaltırsan iyi olur. Şimdi ben model taraması da yapıyorum. Tezle ilgili eksiklikleri de tamamlamaya devam edeceğim. Kolay gelsin, iyi çalışmalar, yarın görüşmek üzere.
Erişah
Sevgili Berat Bey, Ekteki dosyada da göreceğiniz gibi, geçen hafta size verdiğimiz “yapılacaklar listemiz”deki görevlerin büyük kısmını tamamladık. Sadece Türkiye’deki yenilenebilir enerji kaynakları ile ilgili kısa bir yer kaldı. Onun dışında biz an itibariyle ekonometrik modele başlıyoruz. O konuda da gelecek hafta verileri toplayarak Doç. bir arkadaşımızla o kısmı da tamamlayacağız. Sizden de şunları rica ediyoruz: * Proje finansmanı ile ilgili olan ve başında 292 bulunan İngilizce metnin dip notlu çevirisi. * Geçen haftadan kalan görevlerinizi tamamlama. * Dip notlarda çok fazla tekrar edenleri saptayıp yerine yeni kaynakları yerleştirme. * Genel olarak tezi gözden geçirerek, eksik bulduğunuz yerleri bize söylemeniz. Mevcut durumlar itibariyle, bayram sonrası sizinle görüşeceğiz. Biz bu arada kendi kısımlarımızı bitiriyoruz. Size de çalışmalarınızda başarılar dileriz.
Prof. Erişah ve asistanları.
TEZİ YAZAN AKADEMİSYEN ‘YÜKSELMİŞ’
Berat Albayrak’ın maillerine göre tezi hazırlayan isim Marmara Üniversitesinden Prof. Dr. Erişah Arıcan. 2015 ağustos ayında Marmara Üniversitesi Bankacılık ve Sigortacılık Enstitüsü Müdürlüğü görevine atanan Arıcan, 1 Nisan 2016 tarihinde ise Borsa İstanbul yönetim kurulu üyeliğine seçildi.
Ankara'da polis işkencesine karşı suç duyurusunda bulunmak isteyen 5 genç gözaltına alındı
''Kayyum rektör'' eyleminde gözaltına alınan Deniz Baran Erbudak'a uygulanan polis işkencesine karşı bugün Ankara Adliyesi'ne suç duyurusunda bulunmak üzere giden 5 genç, adliye önünde gözaltına alındı.
13-01-2021 14:19

İleri Haber
Ankara’da Boğaziçi Üniversitesi’ne Melih Bulu’nun kayyum rektör olarak atanmasını protesto eden öğrencilere yapılan polis saldırısında Deniz Baran Erbudak’ın bacağının kırılmasına karşı suç duyurusunda bulunmak isteyen 5 genç gözaltına alındı.
8 Ocak günü İzmir Caddesi’nden eylemin yapılacağı Güvenpark’a doğru yürüyen öğrencilerin önü polis tarafından kesilerek “pandemi gerekçesiyle” eyleme müdahale edilmiş, 43 öğrenci de gözaltına alınmıştı. Polis saldırısı sırasında Devrimci Gençlik Dernekleri (DGD) üyesi Deniz Baran Erbudak’ın bacağı iki ayrı noktadan kırılmış, çapraz bağları kopmuş ve çok sayıda lezyon ortaya çıkmıştı.
Gözaltı esnasında Ankara Üniversitesi öğrencisi Erbudak'a yapılan polis işkencesine karşı bugün yapılacak suç duyurusu öncesi Ankara Adliyesi önünde yapılmak istenen açıklamaya polis saldırdı. Polis saldırısında 5 gencin gözaltına alındığı öğrenildi.
Boğaziçi Üniversitesi eylemleri sebebiyle ifade vermeye giden 4 öğrenciden 3'ü gözaltına alındı
Boğaziçi Üniversitesi eylemlerinin ardından polisin yaptığı ev baskınlarında evlerinde bulunamayan öğrenciler ifade vermeye gitti. Öğrencilerden biri ifadesinin ardından serbest bırakılırken, 3'ü gözaltında tutuluyor.
12-01-2021 17:54

AKP'li Melih Bulu'nun Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör olarak atanmasını protesto eden öğrencilere yapılan operasyonlarda, evlerinde bulunamayan 4 öğrenci ifade verdi. Öğrencilerden biri ifadesinin alınmasının ardından serbest bırakılırken, 3 öğrenci gözaltına alındı.
Boğaziçi Üniversitesi'ne AKP'li Melih Bulu'nun rektör olarak atanmasını protesto eden onlarca öğrenci evleri basılarak gözaltına alınmış, işkence ve çıplak aramaya maruz bırakılmıştı.
İzmir’de üniversite öğrencileri Ege Üniversitesi’ni 'mühürledi'
Üniversitelere rektör atamalarına tepkiler büyüyor. Ege Üniversitesi öğrencileri, atama ile rektör olan Necdet Budak’a karşı üniversiteyi ‘mühürledi’
11-01-2021 18:25

İleri Haber
Melih Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanmasının ardından başlayan ‘Kayyum rektör istemiyoruz’ eylemleri birçok kentte farklı biçimlerde sürüyor.
Ege Üniversitesi öğrencileri de üniversitelerini atamayla rektör olan Necdet Budak’a karşı ‘mühürledi’. Olayı sosyal medya hesabından duyuran Öğrenci Sendikası, “Bahanesiz, istisnasız kayyum rektörlerin hepsi gidene kadar mücadeleye devam! İzmir'de üniversiteliler kayyum Necdet Budak'ın görev yaptığı Ege Üniversitesi Rektörlüğü'nü mühürledi. #KayyumRektorİstemiyoruz #KabulEtmiyoruzVazgeçmiyoruz” paylaşımında bulundu.
📣 Bahanesiz, istisnasız kayyum rektörlerin hepsi gidene kadar mücadeleye devam!
— Öğrenci Sendikası (@OgrenciSen_) January 11, 2021
İzmir'de üniversiteliler kayyum Necdet Budak'ın görev yaptığı Ege Üniversitesi Rektörlüğü'nü mühürledi.#KayyumRektorİstemiyoruz #KabulEtmiyoruzVazgeçmiyoruz pic.twitter.com/hbWLHMNSDq
Antalya gençliğinden Boğaziçi’yle dayanışma eylemi: ‘Aktör değil, rektör istiyoruz!
Boğaziçi Üniversitesi’ndeki kayyum rektör atamasına karşı bir açıklama yapan Antalya Gençlik Dayanışması, “Kayyum rektörleri asla kabul etmeyeceğimizi haykırıyor ve demokratik bir üniversite için mücadelesini sürdüren bütün arkadaşlarımıza dayanışmamızı iletiyoruz” dedi.
11-01-2021 15:36

İzel Sezer - @izelsezer
AKP Milletvekili Aday Adayı Prof. Melih Bulu'nun, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Boğaziçi Üniversitesi'ne kayyum rektör olarak atanmasına karşı Türkiye’nin dört bir yanında yapılan öğrenci eylemleri devam ediyor. Bugün Attalos Meydanı’nda bir araya gelen Antalya Gençlik Dayanışması, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin yanında olduklarını belirterek “Bugün karşımızda duran iktidar, okullarımızın akademik kültürüne, demokratik değerlere ve öğrencilerin öz iradesine karşı gericiliği, piyasacılığı ve biat kültürünü dayatmaktadır” dedi.
Açıklamayı, Antalya Gençlik Dayanışması adına Akdeniz Üniversitesi öğrencisi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi öğrencisi Eray Can Yılmaz okudu. Polis ablukasında yapılan açıklamaya birçok yurttaş da alkışlarıyla destek verdi.
“Aktör değil, rektör istiyoruz” pankartının açıldığı açıklamada “AKP defol üniversiteler bizim”, “Gençlik yürüyor mücadele sürüyor” ve “Bu daha başlangıç mücadeleye devam” sloganları atıldı.
Yapılan açıklamanın tamamı şu şekilde:
‘SON DURAK KISMEN ÖZGÜR OLAN ÜNİVERSİTELER’
Bundan 9 gün önce, Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğüne Cumhurbaşkanı tarafından Melih Bulu atandı. Üniversite okumadığı halde kayyumculuk doktorası yapanların son durağı, kısmen özgür olan üniversiteler oldu. Atadığı kayyum da kendi yedek kulübesindendi. Kendi öz burjuvazisinden, kendince ileri kafadarı.
‘KARŞIMIZDA DURAN İKTİDAR BİAT KÜLTÜRÜNÜ DAYATIYOR’
Ülkeyi şirket yönetirmiş gibi idare etmeye kalkanların "stratejik hamleleri", özgür Boğaziçi öğrencilerine işlemedi. Öğrencilerin isyanı, Melih Bulu'nun şahsı özelinde, ülkenin dört bir yanında olan bitenlere, yaşanan haksızlıklara, yapılan yolsuzluklara, atanan kayyumlara, mahvedilen doğaya, insanın kendisine yabancılaşmasına karşı, kapitalizmin ve onun temsilerinin en geri kozu olan faşizmin diktelerine karşı attığı bilinçli bir slogandır. Bugün karşımızda duran iktidar, okullarımızın akademik kültürüne, demokratik değerlere ve öğrencilerin öz iradesine karşı gericiliği, piyasacılığı, ve biat kültürünü dayatmaktadır. Ve bizler karşımızda duran karanlığın nereden beslendiğini çok iyi biliyoruz. Bu karanlık, gücünü 12 Eylül faşizminin zindanlarından, neoliberal saldırganlıktan ve gençliğe karşı gerçekleştirilen gerici kuşatmalardan alıyor.
‘BOĞAZİÇİ ÖĞRENCİLERİNİ SELAMLIYORUZ’
Bizler, Antalya gençliği olarak direnen Boğaziçi öğrencilerini selamlıyoruz. Üniversitelerin özgür olmasının her fırsatta önünü kesen iktidara inat biz gençler, "kayyum rektörleri" asla kabul etmeyeceğimizi haykırıyor ve şu ana kadar yıldırma politikaları sonucu hedef gösterilen, gözaltına alınan ancak her şeye rağmen demokratik bir üniversite için mücadelesini sürdüren bütün arkadaşlarımıza dayanışmamızı iletiyoruz.
Antalya gençliğinden Boğaziçi’yle dayanışma eylemi: ‘Aktör değil, rektör istiyoruz! | @izelsezer'in haberi#BogaziciDireniyor#KayyumRektörİstemiyoruz#KabulEtmiyoruzVazgecmiyoruz
— İleri Haber (@ilerihaber) January 11, 2021