Uluslararası Enerji Ajansı: 2020’de yenilenebilir enerjinin payı yüzde 5 artacak

Uluslararası Enerji Ajansı: 2020’de yenilenebilir enerjinin payı yüzde 5 artacak

IEA'nın Küresel Enerji Durum Raporu'na göre bu yıl içinde şimdiye kadar kömür ve doğal gaz kullanımı karantina esnasında özellikle çok etkilenirken, sadece güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir enerjiler artış gösteriyor.

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA); Küresel Enerji Durum Raporu'nu (2020) yayınladı. IEA tarafından bugün yayınlanan raporda Covid-19 pandemisinin yakıtlar üzerindeki olağanüstü etkisi neredeyse gerçek zamanlı olarak değerlendirildi. Bu yıl şimdiye kadar gelen verilere dayanarak, bir dizi öngörüye de yer verildi.

Rapora göre; bu yıl içinde şimdiye kadar kömür ve doğal gaz kullanımı karantina esnasında özellikle çok etkilenirken, sadece güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir enerjiler artış gösteriyor. 2020 yılında yükselecek tek enerji kaynağı, düşük işletim maliyetleri ve şebekelere öncelikli erişim imkanı sayesinde küresel enerji üretimindeki payında artış beklenen yenilenebilir enerjiler olacak.

BirGün'de yer alan habere göre, bu yıl belli başlı kilit bölgelerde tedarik zincirinde aksama olmasına rağmen, hidrolik enerjinin de katkısıyla güneş (fotovoltaik) ve rüzgar enerjisi, 2020 yılında yenilenebilir elektrik üretimin payını % 5 arttırma yolunda ilerliyor.

Buna karşın, 2020 yılında yenilenebilir enerjilerin yükselişine rağmen, yükselme hızının daha önceki senelere göre daha düşük olması bekleniyor.

Raporda düşük-karbonlu enerji kaynaklarından bir olarak ifade edilen nükleerin, bu yıl, 2019 yılında ulaştığı tüm zamanların en yüksek seviyesinden % 3 oranında düşmesi bekleniyor. Enerji sektörü dışındaki yenilenebilirler için ise işler o kadar iyi değil. Ulaşım ve seyahat üzerindeki kısıtlamalar karayolu ulaşımı talebini aşağı çektiği için, bioyakıtlara yönelik küresel talebin 2020’de büyük oranda düşmesi bekleniyor.

'HÜKÜMETLERİN DERS ÇIKARMASI GEREKİYOR'

IEA yöneticisi Fatih Birol, “Dünyadaki prematür ölümler ve ekonomik travmadan kaynaklanan küresel emisyon oranlarındaki tarihi düşüş, hiç de sevinilecek bir şey değil. Ve 2008 Mali Krizi sonrası fikir verecekse, ekonomik koşullar iyileştikçe emisyonlarda keskin yükselişler göreceğimiz muhtemel. Ancak hükümetlerin ekonomik iyileşme planlarının merkezine temiz enerji teknolojilerini koyarak bu deneyimden ders çıkarmaları gerekiyor. Bu alanlara yatırım yapmak; istihdam yaratabilir, ekonomileri daha rekabetçi kılabilir ve dünyanın dümenini daha güçlü ve temiz enerjili bir geleceğe kırabilir” şeklinde konuştu.

Birol, bu krizin, modern toplumların sağlık hizmetleri, işletmeleri ve günlük hayattaki temel ihtiyaçları için güvenilir enerji kaynaklarına bağımlı olduğunun altını çizdiğini belirtti.