Uluslararası Basın Enstitüsü'nden Türkiye'ye çağrı

Uluslararası Basın Enstitüsü'nden Türkiye'ye çağrı

Uluslararası Basın Enstitüsü, bir rapor yayımlayarak cezaevindeki tüm gazetecilerin serbest bırakılması, basına yönelik keyfi uygulamalara son verilmesi çağrısı yaptı.

Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) tarafından Türkiye’de basın özgürlüğünün durumunu ele alan bir rapor yayınlandı. Yayınlanan raporda cezaevinde bulunan 120’den fazla gazetecinin serbest bırakılması istendi.

Raporda, IPI'nin yanı sıra ifade özgürlüğü alanında mücadele veren Article 19, Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ); Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi (ECPMF); Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ); Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF); Uluslararası Yazarlar Birliği PEN'in Norveç şubesi ve PEN International'ın imzası bulunuyor.

YARGIYA ÇAĞRI

Deutsche Welle Türkçe'nin haberine göre; IPI ile birlikte sekiz uluslararası basın örgütü temsilcisinin Eylül ayında Türkiye'deki temasları sonrasında hazırlanan "Türkiye'nin Gazetecileri Sanık Sandalyesinde: Dördüncü Kuvvetin Yargı Yoluyla Susturulması” başlıklı raporda ülkede basın özgürlüğünün durumu ele alındı. Raporda cezaevindeki tüm gazetecilerin serbest bırakılması, basına yönelik keyfi uygulamalara son verilmesi, terörizm ile mücadele ve hakarete ilişkin yasaların gözden geçirilmesi ve yargıya siyasi müdahalelerin durdurulması çağrısı yapıldı.

'GAZETECİLİK TERÖRİZM İÇİN KANIT SAYILAMAZ'

Raporda temel hak ihlallerine dikkat çekilerek, muhalif seslerin susturulması ve ifade özgürlüğünün kısıtlanmasının bir parçası olarak eleştirel gazeteciliğin "terör propagandası” ile bütünleştirildiği ve gazetecilerin dayanağı olmayan kanıtlarla aylar, bazen de yıllarca cezaevinde tutulduğu belirtildi. Raporda, ifade özgürlüğünün temel bir hak ve gazeteciliğin terörizm için kanıt sayılamayacağı yönündeki Anayasa Mahkemesi'nin kararlarının alt mahkemeler tarafından uygulanması gerektiği ifade edildi.

'MAHKEMELERİN TEMEL HAKLARA YAKLAŞIMI SIKINTILI'

Raporda, Türkiye'deki yargı sistemi eleştirilerek, hükümet tarafından Mayıs ayında açıklanan Yargı Strateji Belgesi'nin de yargının bağımsızlığı için yetersiz kaldığına işaret edildi. Burada "asıl amacın olağanüstü hal dönemindeki yargı tarzı devam ederken reform yapıldığı izlenimi verilmesi” olduğu ifade edildi.

Ayrıca, "Türkiye'deki yetkililerin ve mahkemelerin temel haklara yaklaşımının oldukça sıkıntılı” olduğu belirtilerek, "eleştirel gazetecilik ile terör gruplarını desteklemenin kısmen birbirine karıştırıldığı” kaydedildi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin ifade özgürlüğünün korunmasına yönelik içtihatlarına uyulmadığı gözlemi yapıldığı belirtildi.

DAHA FAZLA