Twitter'dan 'hesap silme' açıklaması: 11 Aralık'a tarih verildi
Twitter, 6 aydan fazladır aktif olmayan hesapları 11 Aralık itibarıyla sileceğini açıkladı.
27-11-2019 11:30

Twitter’dan ‘aktif olmayan hesapların silinmesi’ konusunda bir açıklama geldi. Açıklamada, 6 aydan fazladır aktif olmayan hesapları 11 Aralık itibarıyla sileceÄŸi belirtildi.
BBC'nin teknoloji muhabiri Dave Lee'nin haberine göre bu hesaplara giriÅŸ yapılmadığı için Twitter'ın yeni gizlilik politikasına onay vermemiÅŸ olmaları bu kararın alınmasında rol oynadı.
Twitter ilk defa aktif olmayan hesaplara yönelik bu kadar büyük çapta bir temizliÄŸe giriÅŸiyor. Buna göre, hayatını kaybeden kullanıcıların da eÄŸer giriÅŸ bilgisini bilen bir tanıdığı yoksa hesabı silinecek.
AMAÇ KULLANICI İSİMLERİNİ BOÅžA ÇIKARMAK MI?
Twitter, platformdaki bazı kullanıcıların iddia ettiÄŸi bu adımla bazı kullanıcı isimlerini boÅŸa çıkarmayı amaç edinmediÄŸini söyledi. Åžirket, aktif olmayan hesapların takipçi sayısından düÅŸerek gerçek anlamda bir rakama ulaşılacağını da vurguladı.
İLGİLİ HABERLER
Güneş’e en çok yaklaşan uzay aracından ilk veriler geldi
Güneş’e en çok yaklaşan Parker Solar Probe adlı uzay aracından ilk veriler geldi. NASA’nın Ağustos 2018’de fırlattığı Parker Solar Probe adlı uzay aracı Güneş’in atmosferi koronanın daha önce keşfedilmeyen kısımlarını araştırıyor.
05-12-2019 16:07

NASA’nın AÄŸustos 2018’de fırlattığı Parker Solar Probe adlı uzay aracından ilk bulgular geldi. Fırlatıldığı yıl ‘GüneÅŸ’e en çok yaklaÅŸan yapay cisim’ unvanını alan araç, ‘touch the Sun (GüneÅŸ’e dokun)’ diye anılan görev kapsamında hareket ediyor.
Ocak 2018’de GüneÅŸ’e 42,3 milyon km yaklaÅŸan ve rekoru 1976'da fırlatılan Helios 2’den devralan araç, GüneÅŸ’in atmosferi koronanın daha önce keÅŸfedilmeyen kısımlarını araÅŸtırıyor.
NASA’nın internet sitesinde yer alan açıklamaya göre araç, taç küreden üçüncü geçisini tamamladı. Aracın, buradan 24 kez geçmesi planlanıyor.
Parker Solar Probe’dan gelen ilk sonuçlar, 4 Aralık’ta, saygın bilim dergisi Nature’daki 4 makalede yayımlandı. Bulguların araÅŸtırmacıları yıldızımızın fiziÄŸine dair temel soruları cevaplamaya daha da yaklaÅŸtırdığı belirtildi.
Söz konusu bulgular, GüneÅŸ rüzgarının kaynağını ortaya çıkardı.
Buna göre GüneÅŸ rüzgârı ve manyetik alanı, koronada bulunan ve sıcaklığı 1,1 milyon derece olan serin deliklerden kaynaklanıyor.
GüneÅŸ rüzgarları olarak bildiÄŸimiz plazma dalgası, yıldızın üst atmosferinden yayılırken, manyetik alan boyunca hareket ediyor. Ancak bu manyetik alanın yönü hızla tersine dönüyor ve sonra yeniden bir önceki halini alıyor. Bilim insanları ‘zikzak’ diye isimlendirdikleri bu fenomenin, GüneÅŸ rüzgarlarını Dünya’ya doÄŸru fırlatabileceÄŸini düÅŸünüyor.
GüneÅŸ rüzgarları, dünyadaki elektrik ÅŸebekelerine veya telekomünikasyon araçlarına ciddi biçimde zarar verebilir. Bu nedenle bilim insanları, GüneÅŸ’e dair araÅŸtırmalarını derinleÅŸtirerek, bu rüzgarlardan hem gezegenimizi hem de uzaydaki astronotları korumayı amaçlıyor.
Sciencedaily’de yer alan habere Kaliforniya, Berkeley Üniversitesi’nde fizik profesörü Stuart Bale, Parker Solar Probe’un keÅŸif gezisini ÅŸöyle yorumladı:
“1859’da dünyadaki telegraf ağını, 1972’de de Kuzey Vietnam’daki deniz mayınlarını patlatan büyük hava olayları yaÅŸandı. Üstelik sadece, GüneÅŸ fırtınasının ürettiÄŸi elektrik akımından kanaklanıyordu.”
“1972’den çok daha teknolojik bir toplumuz. İletiÅŸim aÄŸlarımız ve elektrik sistemlerimiz artık çok karmaşık. Yani GüneÅŸ’ten kaynaklanan bu olayların potansiyel zararı daha büyük” diyen Stuart, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü:
“Uzaydaki bu hava olaylarını önceden tahmin edebilseydik, elektrik sistemlerinin bazı kısımlarını veya savunmasız durumdaki uydu sistemlerini kapatabilirdik.” (Independent Türkçe)
Mars’ın fotoğraflarını inceleyen bilim insanı: ‘Yaşam olduğunu kanıtlıyor’
ABD’deki Ohio Üniversitesi’nden böcek bilimcisi William Romoser, Kızıl Gezegen’de çekilen fotoğrafları incelerken dünyadaki böceklere çok benzeyen canlıların izlerine rastladığını iddia etti.
21-11-2019 10:02

ABD’li böcek bilimcisi Emeritus William Romoser, Curiosity aracının Kızıl Gezegen’de çektiÄŸi fotoÄŸraflarda dünyadaki böceklere benzeyen canlıların izlerine rastladığını iddia etti. Dr. Romoser’e göre fotoÄŸraflar, Mars’ta yaÅŸam olduÄŸunu kanıtlıyor.
ABD’li uzman, Mars'ta yeryüzündeki eklembacaklılara benzeyen ve kanat, kabuk, anten ve parçalı simetrik vücut gibi anatomik özelliklere sahip olan yaÅŸam türleri olduÄŸunu iddia etti. FotoÄŸrafları titizlikle inceleyen Romoser, görüntülerde Mars’ın toprak fonunda belirgin bir ÅŸekilde fark edilen oluÅŸumlara rastladı. Uzmana göre bu oluÅŸumların bazıları, hareket eden ve uçan böceÄŸe özgü pozlara bürünüyor ve hatta üzerinde göze benzeyen ÅŸekiller mevcut.
ABD’li bilimci temel türü tanımlar tanımlamaz diÄŸer fotoÄŸraflarda da bu kadar net görülmese de buna benzer ve bir o kadar gerçekçi ÅŸekiller buldu. Dr. Romozer, yaptığı buluÅŸun Mars’ta yaÅŸam olduÄŸunu kanıtlayacak yeni araÅŸtırmaların baÅŸlangıcı olması gerektiÄŸini düÅŸünüyor.
SCİENCE ALERT: ‘BİR YANILSAMA OLABİLİR’
DiÄŸer yandan Science Alert dergisi, böcek bilimcinin ‘Pareidolia’ olarak bilinen çok yaygın bir yanılsamanın kurbanı olabileceÄŸini yazdı. Pareidolia, bir uyaranı yanlış gözlemleme eÄŸilimi olup, gözlemcinin bildiÄŸi bir nesne, örüntü veya bulutlardaki ÅŸekilleri görmesine, cansız nesnelerde yüzleri görmesine veya müzikte gizli mesajları duymasına neden oluyor.
Makalenin yazarına göre Dr. Romozer, 45 yıl boyunca böcek bilimci olarak görev yaptı ve bu süre boyunca beyni, etrafındaki nesnelerde ‘böcek benzeri’ desenleri kolaylıkla ayırt etmeyi öÄŸrendi.
Çin, 6G'nin geliştirilmesine yönelik çalışmalara başladı
1 Kasım tarihinde 5G teknolojisine geçen Çin, 6G için de çalışmalara başladı ve 37 kişilik uzman ekip kuruldu.
07-11-2019 10:20

Çin, 5G'nin resmi olarak kullanılmaya baÅŸlanmasının ardından 6G'nin geliÅŸtirilmesine yönelik araÅŸtırma çalışmalarını baÅŸlattı.
Çin Bilim ve Teknoloji Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, Ulusal Kalkınma ve Reform Komisyonu, EÄŸitim Bakanlığı, Sanayi ve Enformasyon Teknolojisi Bakanlığı, Çin Bilimleri Akademisi, DoÄŸa Bilim Fonu Komisyonundan yetkililer, "Altıncı Nesil İletiÅŸim Teknolojisi (6G) GeliÅŸtirme Toplantısı" için baÅŸkent Pekin'de toplandı.
37 KİŞİLİK UZMAN EKİP
Toplantıda, ilgili kurumlardan 6G'nin araÅŸtırılmasına yönelik 37 kiÅŸilik uzman grubu oluÅŸturuldu. Bu grup, söz konusu teknolojinin planlanması, danışmanlığı ve önemli meselelerde öneriler getirmekle sorumlu olacak.
Bilim ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Vang Åži, 6G konusunda küresel araÅŸtırma teknolojilerinin henüz baÅŸlangıç aÅŸamasında olduÄŸuna dikkati çekerek ülkesinin 6G teknolojisi ve bu teknolojinin etkin ÅŸekilde geliÅŸtirilmesini teÅŸvik edeceÄŸini bildirdi. Vang, bir sonraki adım olarak ilgili kurumların uzmanlarıyla 6G'nin Ar-Ge'sine yönelik planının ÅŸekillendirileceÄŸini ifade etti.
1 KASIM'DA 5G'YE GEÇİLMİŞTİ
Ülkede, 1 Kasım'da üç kamu telekomünikasyon ÅŸirketi, birçok büyük ÅŸehirde 5G hizmetini saÄŸlamaya baÅŸlamıştı. Telekom ÅŸirketleri, yıl sonuna kadar 50'ye yakın ÅŸehirde 5G'nin kullanılacağını ve bu teknolojinin gelecek yıl ülke genelinde yaygınlaÅŸacağını aktarmıştı.
Çin'de 80 bin 5G teknolojisine sahip baz istasyonu devreye alındı ve yıl sonuna kadar bu sayının 130 bine çıkarılması hedefleniyor.
Yüksek hızda internet hizmeti saÄŸlayan 5G, otonom sürüÅŸ kabiliyetine sahip araçların kullanılmasına, yüksek hızda video konferans baÄŸlantıları kurulmasına imkan tanıyacak, mobil oyunların daha akıcı ÅŸekilde kullanılmasını saÄŸlayacak.
150 milyon yıllık deniz sürüngeni fosili bulundu
Polonya'da 150 milyon yıllık deniz sürüngeni fosili bulundu. Sürüngeninin 9 metre uzunluğunda ve binlerce ton ağırlığında olduğu açıklandı.
02-11-2019 14:36

Polonya’da 150 milyon yıllık deniz sürüngeni fosili keÅŸfedildi. Paleontologlar, Swietokrzyskie DaÄŸları yakınında Krzyzanowice köyünde bir mısır tarlasında fosili bulunan deniz sürüngeninin pleziyozor olduÄŸunu kaydetti.
Mezozoik dönemde yaÅŸamış olan pleziyozorun 9 metre uzunluÄŸunda ve binlerce ton ağırlığında olduÄŸu belirtildi. AraÅŸtırma ekibinden paleontolog Daniel Tyborowski, 150 milyon yıl önce yaÅŸadığı düÅŸünülen deniz sürüngeninin büyük kafatası ve köpek balığındakilere benzer diÅŸleri olduÄŸunu belirtti. Tyborowski, bunun bu türe ait Polonya’da bulunan ilk fosil olduÄŸunu söyledi. AraÅŸtırmanın sonuçları “Proceedings of the Geologists Association” dergisinde yayımlandı.
Bilim insanları yeni bir kara delik sınıfı keşfetti
Yapılan son keşiflerden bir tanesi kara deliklere bakış açısını tamamen değiştirecek nitelikte. Bilim insanları yeni bir kara delik sınıfı keşfetti...
01-11-2019 09:39

Kara delikler, astrofizikçilerin evreni anlama çabalarındaki en önemli parçalardan bir tanesi. Bilim insanları yaptıkları araÅŸtırmalarla uzayın bu gizemli noktaları hakkında yeni ÅŸeyler öÄŸreniyorlar. Yapılan son keÅŸiflerden bir tanesi ise kara deliklere bakış açısını tamamen deÄŸiÅŸtirecek nitelikte.
Bilim insanları, Samanyolu Galaksisi’ndeki tüm kara delikleri saymaya çalışıyor. Ancak yapılan yeni bir araÅŸtırma sonucunda bilim insanlarının, varlığından dâhi haberleri olunmayan bir kara delik sınıfını gözden kaçırdığı ortaya çıktı.
webtekno.com'da yer alan habere göre Science dergisinde yayınlanan bir araÅŸtırmada gökbilimciler, kara delikleri araÅŸtırmada kullanılabilecek yeni bir yol önerdi. Ayrıca bu araÅŸtırmada, evrendeki bilinen en küçük kara delikten daha küçük bir kara delik sınıfının var olabileceÄŸi gösterildi.
Ohio Devlet Üniversitesi Astronomi Profesörü ve araÅŸtırmanın baÅŸyazarı Todd Thompson, “Kara delik aramalarımızda gerçekten araÅŸtırmadığımız farklı bir popülasyonun olduÄŸunu gösterdik” dedi. Thompson, bu kara deliklerin yeni bir araÅŸtırma alanının kapılarını açtığını da dile getirdi.
ESKİ SONUÇLAR
Bir ÅŸehirdeki nüfus sayımında 1,75 metre ve bundan daha uzun insanların sayıldığını, sayımı yapan kiÅŸilerin ise 1,75 metreden kısa insanların var olduÄŸunu dâhi bilmediÄŸini düÅŸünün diyen Thompson, bu sayımdan elde edilecek verinin eksik olacağını ve popülasyona dair doÄŸru sonuçları vermeyeceÄŸini söyledi. Todd Thompson, kara delik araÅŸtırmalarında da verdiÄŸi bu örneÄŸe benzer bir durumun yaÅŸandığını ifade etti.
Kara delikler, bazı yıldızların ölmesi, içine çökmesi ve patlamasıyla oluÅŸuyor. Gökbilimciler, ayrıca nötron yıldızlarını da araÅŸtırıyor. Her ikisi de Dünya’daki elementler hakkında ve yıldızların nasıl yaÅŸayıp öldüÄŸü hakkında oldukça ilginç bilgilere ev sahipliÄŸi yapıyor olabilir. Ancak bu bilgilerin ortaya çıkarılması için ilk önce kara deliklerin nerede olduÄŸunun bilinmesi gerekiyor. Gökbilimcilerin, ayrıca neye baktıklarını da biliyor olması gerekiyor.
Kara delikler, çoÄŸunlukla ikili sistem adı verilen yerlerde bulunuyorlar. Yani iki yıldızın, birbirlerinin etrafındaki ortak yörüngenin çekimine birlikte kilitlenecek kadar yakın oldukları yerler. Bu yıldızlardan bir tanesi öldüÄŸünde diÄŸeri kalabiliyor ve ölü yıldızın (kara deliÄŸin ya da nötron yıldızının) bir zamanlar yaÅŸadığı yerde yörüngesine devam ediyor.
Kara delikleri araÅŸtıran bilim insanları, yıllarca kara deliklerin GüneÅŸ'in yaklaşık 5 ila 15 katı kütlede olduklarını düÅŸünüyorlardı. Nötron yıldızları ise GüneÅŸ'in kütlesinin 2,1 katından daha büyük olmuyordu. EÄŸer ki GüneÅŸ'in kütlesinin 2,5 katıysa kara deliÄŸe çöküyordu.
YENİ KEŞİFLER
2017 yılının yaz aylarında LIGO (Laser Interferometer Gravitational-Wave Observatory), 1,8 milyon ışık yılı uzaklıktaki bir galakside iki kara deliÄŸin birleÅŸtiÄŸini gözlemledi. Bu kara deliklerden bir tanesinin kütlesi GüneÅŸ'in 31 katı, diÄŸeriyse GüneÅŸ'in kütlesinin 25 katıydı.
Thompson, bu keÅŸifle ilgili olarak “Bir anda herkes çok ÅŸaşırmıştı çünkü bu olaÄŸanüstü bir ÅŸeydi. Sadece LIGO’nun çalıştığını gösterdiÄŸi için deÄŸil gözlemlenen kara deliklerin kütlesi çok büyüktü. Bu büyüklükteki kara delikler oldukça önemlidir, onları daha önce hiç görmemiÅŸtik” dedi.
Thompson ve diÄŸer astrofizikçiler uzun süre boyunca kara deliklerin, bilinen aralıktan daha farklı boyutlarda olabileceÄŸinden ÅŸüphelenmiÅŸti ve LIGO’nun keÅŸfiyle daha büyük kara deliklerin var olabileceÄŸi kanıtlanmıştı. Ancak en büyük nötron yıldızı ile en küçük kara delikler arasında çok büyük bir fark kalmamıştı. Thompson da bu gizemi çözüp çözemeyeceÄŸini düÅŸündü.
Thompson ve diÄŸer bilim insanları, Samanyolu’ndaki 100 bin yıldızdan ışık spektrumları toplayan APOGEE’den elde edilen verileri birleÅŸtirmeye baÅŸladı. Thompson, spektrumun, bir yıldızın baÅŸka bir objenin etrafında dönüp dönmediÄŸini gösterebileceÄŸini fark etti. Spektrumdaki deÄŸiÅŸiklikler, bir yıldızın görünmeyen bir 'arkadaşının' etrafında döndüÄŸünü gösterebiliyordu.
Thompson, bu deÄŸiÅŸiklikleri gösteren, bir kara deliÄŸin yörüngesinde dönüyor olabilen yıldızları aramaya baÅŸladı. APOGEE verilerini 200 yıldıza kadar daralttı. Daha sonra verileri ikili sistemler üzerinde çalışmış olan Ohio Ünveristesi’ndeki Tharindu Jayasinghe’ye verdi.
Bu veriler, bir 'ÅŸeyin' etrafında dönen devasa bir kızıl yıldızı buldu. Ancak yapılan hesaplamalara göre bu 'ÅŸey', Samayolu’ndaki bilinen kara deliklerden daha küçük, bilinen birçok nötron yıldızından ise daha büyüktü. Daha fazla hesaplama ve Tillinghast Reflector Echelle Spectrograph ile Gaia uydusundan alınan ek verilerle, düÅŸük kütleli bir kara delik bulduklarını keÅŸfettiler. Kütlesi, GüneÅŸ'in 3,3 katıydı.
Thompson, bu keÅŸifle ilgili olarak “Burada yaptığımız ÅŸey, kara delikleri araÅŸtıracak yeni bir yol bulmaktı. Ancak gökbilimcilerin bilmediÄŸi yeni bir kara delik sınıfını belirledik. Kütleleri; oluÅŸumları, evrimleri ve doÄŸalarıyla ilgili bilgi veriyor” dedi.
Ay’a ilk kez kadın astronot ayak basacak
2024 yılına kadar Amerikalı astronotların yeniden Ay yüzeyine ineceğini duyuran NASA, Ay yüzeyine inmesi planlanan iki kişilik ekipte en az bir de kadın astronotun olacağını bildirdi.
25-10-2019 22:39

NASA,"Artemis" projesi kapsamında 2024 yılına kadar Amerikalı astronotların yeniden Ay yüzeyine ineceÄŸini duyurmuÅŸtu. Bu çerçevede bir sonraki misyonda Ay yüzeyine, inmesi planlanan iki kiÅŸilik ekipte en az bir de kadın astronotun olacağı bildirildi. Konuya iliÅŸkin bir açıklamada bulunan Bridenstine, "Tabii bunların ikisi de kadın olabilir" dedi. Bugüne dek Ay'a ayak basan astronotların tamamı erkekler arasından seçilmiÅŸti.
NASA yöneticisi Bridenstine ayrıca, "Bu sefer Ay'a kalmak üzere gidiyoruz. Çok daha uzun zaman dilimleri boyunca kalacağız" dedi. Bridenstine, "Mars'ta yeniden kurulabilecek olan her ÅŸey için bir mimari inÅŸa ediyoruz" diye konuÅŸtu.
Bu çerçevede NASA, uluslararası ve ticari ortaklarla iÅŸbirliÄŸi yapacak ve Ay üzerinde halihazırda bulunan kaynakları kullanacak. Ortak firmalar arasında Amazon kurucusu Jeff Bezos'un sahibi olduÄŸu Blue Origin ve Elon Musk'ın SpaceX ÅŸirketi gibi kuruluÅŸlar bulunuyor.