Tutuklu 3. havalimanı işçileri için iddianame hazırlandı

Tutuklu 3. havalimanı işçileri için iddianame hazırlandı

Çalışma koşullarının düzeltilmesini istedikleri ve iş cinayetlerine tepki gösterdikleri için tutuklanan İstanbul Havalimanı inşaatı işçileri için iddianame hazırlandı.

İnsanca çalışma koşulları istedikleri için tutuklanan İstanbul Havalimanı inşaatı işçileri için iddianame hazırlandı. Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı Terör, Kaçakçılık, Narkotik, Ekonomik ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından ‘2018/31438’ soruşturma numarasıyla hazırlanan iddianame Gaziosmanpaşa Asliye Ceza Mahkemesine iletildi. İddianamede işçilere ‘görevi yaptırmamak için direnme, iş ve çalışma hürriyetinin ihlali, kamu malına zarar verme, toplantı ve yürüyüşlere silah veya 23. maddede belirtilen aletlerle katılma ve mala zarar verme’ suçlamaları yöneltildi. İddianamede inşaat işçileri ve sendikacıların da bulunduğu 61 kişi şüpheli sıfatıyla yer alıyor.

İŞÇİLERİN HABERLEŞME İÇİN MESAJ GRUBU KURMASI SUÇMUŞ!

İddianamede, çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve ödenmeyen ücretlerin ödenmesi talebiyle gerçekleştirilen ve binlerce işçinin katıldığı iş bırakma eylemi ‘yasadışı’ olarak nitelendi. Alanda yapılan eylem çağrıları ise çalışma hürriyetinin engellenmesi olarak görülüyor. İddianamede talepleri için iş bırakan işçilerin kendi aralarında haberleşmek için kurdukları ‘Grup Direniş’ isimli Whatsapp grubu ve bu gruptaki yazışmalar da şu ifadelerle suç olarak nitelendi: “... ‘Whatsapp’ grubu oluşturdukları, bu whatsapp grubunda birbirlerini yönlendirdikleri ve bu grubun adını da "Grup Direniş" olarak belirledikleri anlaşılmıştır.”

YAZIŞMALAR SUÇ DELİLİ SAYILDI

İddianamede şüpheli sıfatıyla yer alan işçi ve sendikacılara yöneltilen suçlamaların delilini ise 'Grup Direniş'teki yazışmalar ve sendikacılarla işçilerin bu gruba dahil olmaları oluşturdu.

İddianamenin ‘netice ve talep’ başlıklı bölümünde ise şu ifadelere yer verildi:

“Yukarıda açık kimlik bilgileri yazılı tüm şüphelilerin fikir ve eylem birlikteliği içerisinde yukarıda anlatıldığı şekilde havalimanı şantiyesindeki eylemlere katıldıkları, şüphelilerin bu eylemlerde aktif olarak rol aldıkları, şüphelilerin yürüyüş sırasında ellerinde baretler, sopalar ve taşlarla etrafa zarar verdikleri, yürüyüşe bu şekilde katıldıkları, müdahale eden kolluk kuvvetlerine direndikleri, slogan attıkları, eylem öncesi ve eylem sırasında birbirlerini organize etmek amacıyla mesaj grupları kurdukları, müdahalede bulunan jandarma aracına baret atmak ve yumruk vurmak suretiyle zarar verdikleri ayrıca yine kamp sahasında bulunan araçlara ve kamptaki prefabrik yapılara zarar verdikleri, yolları kapatarak, işçi servislerinin önlerini keserek sahada çalışan işçileri çalışmalarını ve iş sahalarına gitmelerini engelledikleri, şüphelilerin tüm bu eylemlerine ilişkin kamera görüntülerine ait çözümleme tutanaklarının, whatsapp yazışmalarının, video görüntü tutanaklarının, şüphelilerin ikrarını içeren savunmaların, olay tutanaklarının dosya içerisinde derç edildiği ve bu şekilde tüm şüphelilerin üzerilerine atılı suçları işledikleri anlaşılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, şüphelilerin açık yargılamalarının mahkemenizde yapılarak, eylemlerine uyan ve yukarıda belirtilen sevk maddeleri uyarınca cezalandırılmalarına...”

AV. YILDIZ İMREK: İŞÇİLER DEĞİL PATRON VE MÜFETTİŞLER YARGILANMALI

Evrensel’de yer alan habere göre işçilerin avukatı Yıldız İmrek ise iddianameye ilişkin şu açıklamada bulundu:

“İşçiler can güvenliği tehlikesi, yetersiz servis, yemek ve yatakhane gibi kötü çalışma koşullarına karşı İş Kanunu, ILO sözleşmeleri, Anayasa, AİHS ve BM sözleşmelerinden kaynaklanan iş durdurma ve gösteri haklarını kullandılar. İşçiler kimseye şiddet uygulamadı, tersine işçi yatakhanelerinin kapıları kırılarak gözaltına alındılar, IGA ve jandarma tarafından dövülerek, avukat görüşü engellenerek yasadışı sorgulandılar, tüm soruşturma usulsüz yürütüldü. Anayasal hakkın kullanımı suç değildir. İşçilere değil en az 38 işçinin ölümüne neden olan patronlara ve denetim yapmayan SGK müfettişlerine dava açılması gerekirdi. İşçilerin halen tutuklu yargılanması ise, patronlar adına yargı eliyle sınıfsal bir baskı, işçilerin özgürlüğünün hukuksuz bir ihlalidir. En azından bu aşamada tutuklu 31 işçi derhal tahliye edilmelidir.”