TÜGVA ve TÜRGEV vakıfları hesaplarını kamuoyundan neden saklıyor?

TÜGVA ve TÜRGEV vakıfları hesaplarını kamuoyundan neden saklıyor?

Sözcü yazarı Çiğdem Toker bugünkü yazısında, vergiden muaf tutulan TÜGVA ve TÜRGEV'in faaliyet raporlarını açıklamadığına dikkati çekerek, 'Kamu kaynaklarını harcayan vakıflar, hesabı kime nasıl veriyor?' diye sordu. Kaynak Yeniçağ: 'TÜGVA ve TÜRGEV hesaplarını kamuoyundan neden saklıyor?'

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu seçim gecesi vaddettiği gibi AKP'ye yakın vakıflara kaynak aktarımını kesti. Ekrem İmamoğlu seçildiği gün "vakıflara, derneklere, şahıslara para aktarılma dönemi bitmiştir" demişti.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB)'nin açıklamasına göre çocuk istismarlarıyla gündeme gelen Ensar Vakfı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan ile kızı Esra Albayrak’ın yönetimlerinde bulunduğu TÜRGEV, Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı, Daru'l Fünun İlahiyat Vakfı, Hoca Ahmet Yesevi Vakfı ve TÜGVA'nın da aralarında bulunduğu vakıflarla yapılan protokoller feshedildi. 

Sözcü yazarı Çiğdem Toker bugünkü yazısında kamu kaynaklarından vakıf ve derneklere aktarılan yardımları masaya yatırdı.

Daha önce “İBB STK Okul Yurt Faaliyet Raporu 2018” belgesinde okullar hariç, vakıf ve derneklere sağlanan destek tutarının 308 milyon TL olduğunu yazdığını hatırlatan Toker, İBB'nin destek tutarının 357.5 milyon TL şeklindeki açıklamasına ilişkin “Bu tutar söz konusu raporun hazırlandığı tarihten bu yana İBB bütçesinden neredeyse 50 milyon TL artı kaynak çıktığı anlamına mı geliyor? Altını çizmek istediğimiz bir diğer husus da İBB'nin protokol iptallerinde uyguladığı kriterlerin ne olduğu. Önceki yönetim döneminde hazırlanan raporda, 14 vakıf, iki derneğin yanı sıra bir de destek karşılığı 15.6 milyon TL olarak görünen ‘Diğer Vakıflar’ başlığı yer alıyordu. Özetle, iptal edildiği açıklanan protokol sayısı ve vakıfların sayısı nedir?” diye sordu.

İBB'den sağlanan desteklerin hukuki dayanağı olan protokollerin iptaliyle vakıfların önemli bir gelir kaynağından yoksun kalacağını belirten Toker, bu yoksunluğun da merkezi bütçe kurumları ya da hesaplarından kurulacağının anlaşıldığını ifade etti.

Toker, kamu kaynaklarının doğru kullanımı, saydamlık ve devletin hesap verebilirliği bakımından şu soruları sordu:

“Öğrencilere, temel ihtiyaçlarından biri olan yurt konusunda destek olunacaksa, bu destek neden devletin asli kurumları tarafından verilmiyor? AKP patronajında kurulan vakıflar, öğrencilerin barınma sorunu için aracı kılınmasındaki sebeplerin ne olduğunu hepimizin bilmesi gerekiyor. Kamu kaynaklarını harcayan vakıflar, hesabı kime nasıl veriyor? Vakıflar Genel Müdürlüğü denetliyorsa, sonuçlar nerede?”

TÜGVA ve TÜRGEV'in ortak özelliğinin vergiden muaf olduklarına dikkat çeken Toker, özel ayrıcalıklarla donatılmış olan söz konusu bu vakıfların hesaplarını kamuoyundan sakladığına dikkat çekti:

Toker’in yazısının ilgili bölümü şöyle:

“TÜRGEV, Bakanlar Kurulu'nun 26 Eylül 2011 tarihli kararıyla, TÜGVA ise 17 Ekim 2016 tarihli kararıyla vergi muafiyeti statüsü kazandı. Kamu yararı statüsüne sahip oldukları için devlet protokolü içinde yer alma ve resmi plaka sahibi olmaya da hakları var. İşte bu kadar özel ayrıcalıklarla donatılmış TÜGVA ve TÜRGEV hesaplarını kamuoyundan saklıyor. İki vakfın da sitesinde hiçbir yıla ait faaliyet raporlarına rastlamak mümkün değil. Hangi gerçek ve tüzel kişilerden ne kadar tutarlarda destek, bağış, yardım aldıkları bilgisini paylaşmıyorlar. Hal böyle olunca bizlerin vergilerinden oluşan yüzlerce milyon lirayı öğrencilerin barınma sorunu için harcadıklarını açıklayan vakıflar iş, bu gelir ve giderleri kalem kalem açıklamaya gelince bu yükümlülükten yani hesap verebilirlikten kaçıyorlar. İktidar himayesinde devlet protokolünde yer alıp, resmî plaka kullanma imtiyazına sahip, vergi muafiyeti tanınmış vakıflar, içinde ‘töhmet’, ‘karalama’, ‘iftira’ lafları geçen açıklamalar yapmadan önce yıllık faaliyet raporlarını internet sitelerinde paylaşmalılar.”